• son zamanlarda sabırtaşı yazarlara aşırı yüklenildiğinin farkındayım. fakat benim söyleyeceklerim herhangi bir nesille ilgili değil zaten öyle olsaydı 4. nesilden sonra gelen bütün nesillerin sözlüğün kalitesini düşürmesini ele alan başlıklar açılmış onlara yazardım. (ara: sözlüğün kalitesini düşürmesi)

    ben ekşi sözlüğün insanda uyandırdığı okuma isteğinin azalmasından ve bunun nedenlerinden bahsetmek istiyorum. sözlük okunabilirliğini ya da okunma sebeplerini kaybediyor. eski bir yazar olmasam da çok eski ve sadık bir okurum ve korkarım yakında iyi bir ekşi sözlük okuruydum demeye başlayacağım.

    gelelim ekşi sözlüğü okunma sebeplerinin neden yok olduğuna;

    1. ekşi sözlüğün en büyük özelliğinin bilgi kaynağı oluşu, bu konuda kimsenin itirazı yoktur herhalde ama ne acı ki bu özelliği kayboluyor ekşi'nin. hakkaten de köşe bucakta kalmış, kimsenin bilmediği film, oyun, vs. ile ilgili çok fazla bilgi ya da siyasi veya değil kafanızı karıştıran bir konuda savunduğunuz ve karşı çıktığınız fikirlerin kendi içlerinde mantıklı açıklamalarını buluyor ve ufkunuzu genişletebiliyorsunuz. herhangi bir konuda bilgisine güvenebileceğiniz insanların ne düşündüğünü öğrenebileceğiniz bir yerken başarısız espri diyarına dönüşüyor git gide. basit bir örnek vereyim: diyelim ki siyasi bir olay olmuş insanlar mantıklı ya da değil fikirler atıyor ortaya, tartışıyor, sizin düşüncelerinize katkıda bulunuyorlar katılmasanız da karşı tarafın neyi savunduğunu öğreniyorsunuz ama sonra bi dangalak çıkıp (bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya) yazıp, komiklik yapıyor kendince. sonra bir konser başlığı var neymiş diye bakıyorsunuz bir tane akıllı çıkmış "gidilesi konser" yazıp gidiyor. e be adam kim için gidilesi? madonna sevenler için mi yoksa katatonia sevenler için mi? eskiden de vardı böyle mantıksız yazılar ama ne yazık ki artık artıyor yüzdesi.

    2. yazarların üsten bakan üslupları yok oluyor ki bence bu üslup da ekşiyi ekşi yapan şeylerden. yazarları okurken "ulan ne güzel açıklamış, ne kadar emin kendinden" içinden geçiyordu insanın. hala bu özelliğini koruyan yazarlar var tabi ki ama bu olayın yitirilmesinin nedeni yıllarca başka forumlarda ya da sitelerde "ekşi sözlük şöyle böyle, bizim 50 yazarı olan sözlüğümüzü kıskandı bok atıyor, kendilerini bi bok sanıyolar" şeklinde feryat figan eden arkadaşlar sonunda kendileri yazar olduklarında içlerinden çok geçse de eskiyi unutamayıp "yok abi öyle değilim, benim için ekşi yazarlığı hiçbi şey değil ki zaten, önemsemiyorum" tavrında takılıyor bence bu da ekşi sözlüğün ve yazarlarının özelliklerini kaybetmesine neden oluyor.

    3. espri kalitesi. listemizde üçüncü sırada olduğuna bakmayın ekşi sözlüğün kanayan yarası bu bence şu anda. yapılan esprilerin kalitesinin çok büyük bir düşüş yaşadığı ortada. eski konuları ya da gerçekten yazar vasfı taşıyan insanların (bakın nesilden bahsetmiyorum) yaptığı esprileri okuduğunuzda "ulaaan haha nerden de aklına gelmiş hay allahım hehe" şeklinde hayranlıkla karışık bir kahkaha atıyorsunuz, umut sarıkaya sevenler iyi anlayacaktır bu hissi. insanın 30 tane şukela veresi, helal olsun lan diyip alnından öpesi geliyor yazarı. gel gelelim her başlığın altına ne diyem mahmut mu diyem familyasından olan bakınızların verilme oranı giderek yükseliyor. bu bakınızlara hala gülenler varsa okur kalitesi de düştü demektir ki bu başka bir maddenin konusu.

    4. yaş ortalamasının düşmesi de bence kötüye götürüyor. gerçi bu konuda çok emin değilim, ben de büyümüş olabilirim. lisedeyken üniversitedekiler abla abiydi şimdi üniversiteye yeni başlamış olanlar çömez gibi geliyor. o yüzden bunu pek irdelemeyeceğim ama son zamanlarda öss ya da liselerle ilgili konular daha bi gündemde sanki, neyse.

    işin aslı: bu düşüş benim en büyük zevklerimden birini yok ediyor, o yüzden bu kadar dertliyim. yoksa bana ne sözlükten kalitesinden falan.
  • ben dünün en beğenilen entry'leri'nin ortaya cikmasiyla sozlukteki kalitenin dusmesi arasinda bir iliski oldugunu dusunuyorum.

    eskilerde, ben yazar olmadan cok oncelerde inanilmaz keyif alirdim sozlukten. sol tarafa baktigimda okunacak cok sey vardi ama kirlilik yoktu. cok nadiren keske ben de uc bes bisey yazabilsem istegi gelse de o zamanlar, herkes herseyi cok guzel yaziyor zaten bosver yazar olup da ne yapacaksin diye gecistirirdim bu istegi.

    son bir kac yilimda yurtdisinda biraz da asosyal olarak yasamanin getirdigi konusma, birseyler paylasma eksikligiyle bari sozlukte yazar olayim basimdan gecen enteresan sey olursa onu yazarim, az bucuk ben de bisey katarim diyerekten bir kac ay once yazar oldum ama eskiye gore pek de degisiklik olmadi acikcasi. icimden pek de bisey yazasim gelmiyor su anda cunku herkes herseyi zaten defalarca yaziyor. e o zaman yazilmayan seyler hakkinda yazayim desen onlar da gundemdeki basliklar arasinda eriyip gidiyor. bazen yaninda 5 10 50 100 sayisi olmayan tek basina duran basliklarin tiklandigina bile inanasim gelmiyor. kimsenin okumadigi dusuncesi oldugunda da insanin cok da bisey yazasi gelmiyor.

    mesela yazdigimla alakali olarak: ronald opus'u kac kisi biliyor merak ediyorum. sebepse sozlukte yazilan seyleri dusundugumde bu kisi hakkinda da en azindan 5-10 tane yorum olmasini beklerdim. hal boyle olunca da bilgi yuvasi olmaktan cikip diger sosyal platformlara daha benzer bir yapi haline geldigi dusuncesine kapiliyorum. hersey gundelik:

    (bkz: 23 ekim 2012 istanbul yağmuru)
    (bkz: 23 ekim 2012 istanbul şimşek fırtınası)
    (bkz: 23 ekim 2012 sakallarımı kesmem)
    (bkz: 23 ekim 2012 genclerbirlikli hursut'un sutu)
    (bkz: 23 ekim 2012 amcam osurdu)

    o kadar balik hafizaliyiz ki hepimiz, zaman gectikten sonra kim ne yapacak acaba 23 ekimde olmus tum bu olaylari.

    cok sey gundelik olunca da haliyle haftalik begenilen entry'ler yeterli olmuyor ve dünün en beğenilen entry'leri ortaya cikiyor. eskiden geçen haftanın en beğenilen entry'leri'ni okurken genelde 2. sigara icme istegim bile gelirken, uzun uzun yazilari keyifle okurken, simdi dunun begenilen entry'lerini 5er 10ar sekmelerde acip cat cat geciyorum. arada gercekten guzel olan varsa o da kayniyor belki artik.

    dusundugumde kaliteyi dusuren aklima cok sey daha geliyor ama uzattikca yaziyi toparlayamiyorum. oyle cok uzun yazabilen birisi degilim. cok iyi de yazamam zaten. baska bir entry'm de daha bahsetmistim ama onun da okunmadigi dusuncesindeyim. *

    dipnot: en basitinden dusunursek beta ile birlikte gelen troll butonu kalitenin dustugunun isareti degildir de nedir ki?
  • bugünün en beğenilen entrilerinden de anlaşılabilir bir durum.

    #30641826

    evet, arkadaşımız, göksel'in memelerini paylaşmış. bildiğin meme. bildiğin göksel. yaptığı işin adını da amme hizmeti koymuş. peki sonra, bu youtube'da "hilal cebeci donsuz", "esra balamir süper frikik" aramaktan hallice teşebbüsün mükafatı ne olmuş? en beğenilenler 4.cü sırada. bu durumda:

    a) sözlüğün çoğunluğunu ergenler oluşturmaktadır.
    b) sözlüğün çoğunluğunu abazalar oluşturmaktadır.
    c) sözlüğün çoğunluğunu troller oluşturmaktadır.
    d) sözlüğün çok daha büyük bir çoğunluğunu ise aptallar oluşturmaktadır.
    e) paranın girdiği yerde sorumlular gözlerini öte yana çevirmeye eğilimlidir.
    f) sözlükteki aptallar, sorumluların para dışındaki değerleri geri plana atma eğilimleri nedeniyle oldukları gibi kalmaya devam edeceklerdir.
    g) sorumlular söz konusu durumu bir özgürlük tartışmasına dönüştürecek ve konu ile ilgili somut çözüm taleplerini soyut tartışmalarla erteleyeceklerdir.
    h) hiçbir şeyin düzelmemesinin bezdirdiği nitelikli sözlük yazarları zamanla ya düzene uyacak ya buralardan gidecek, ve sözlükteki insan kalitesi giderek daha kötüye gidecektir.

    şimdi yukardaki maddeleri, "sözlük" yerine "türkiye" koyup bir daha okuyalım. yaaaa, siyasal analiz yaptım size, pekmezi kola diye yutturup içiren anne misali. hadi terli terli su içmeyin.
  • öğleden sonra yapılan işlemlerle tekrar yükselişe geçmiştir.
  • her şey,

    (bkz: dahi anlamındaki de ayrı yazılır)
    (bkz: her şey ayrı yazılır)

    gibi kurallara özen gösterilmemesiyle başlamıştı...

    edit: 5 kişiden eline sağlık diye mesaj geldikten sonra zamanın ötesine gitmesi de ilginç oldu.
    ikinci edit: ilk edit'teki rakam. *
  • gezi parkı direnişine karşı olan bir çok trollün ortaya çıkmasıyla oluşan durumdur.
  • özellikle 8 marttaki toplu alımdan sonra yazarların çoğunluğunun iddiası..

    bu alımdaki genel profile bakıldığında eski yazarların veryansın etmelerine hak vermemek mümkün değil. gerçekten birkaç gündür bütün format alt üst olmuş halde. niteliksiz başlıklar havada uçuşuyor. yeni gelenlerin düzeni bozduğu su götürmez bir gerçek ve bu anlamda rahatsız olan tüm yazarlara katılıyorum. ancak..

    ekşi sözlük sanki 8 marttan önce muhteşem, dopdolu, her entry'den anlam ve kültür fışkıran bir oluşum muydu ? önce biraz da bunu irdelemek lazım. bu başlıkta 8 marttan önce yazılan yaklaşık 125 tane girdi var ve hep benzer şikayetler. en beğenilen entryler nisan, mayıs 2012'de çok mu mükemmelmiş? martın 7'sinde sol frame'deki başlıklar kültür deposu muydu ? sözlükte bu kirliliği yaratan herkes yeni gelenler mi ? bu kadar acımasız olmayalım.

    yaklaşık 6 senedir ekşi sözlük okuru olan, daha önceki yazarlık deneyiminde ipe sapa gelmez sebeplerle uçurulan ve kadınlar günündeki toplu alımla aşağı yukarı 1 yıllık bekleyişine son verilen bir yazarım. cuma gününden beri sözlüğün akıllı uslu yazarlarının bizlere karşı tutumunu üzülerek gözlemliyorum. hatta o gün geldiğim için nerdeyse eziklik hissetmeye başlayacağım. tüm yazarları, önyargılarını bir kenara bırakıp tamamen genel perspektiften bakmaya davet ediyorum.
  • sadece ekşi sözlükte değil, genel olarak sosyal ve kültürel kalitenin düşmesi hali bu aslında.

    ekşi sözlükteki "yeni nesiller", özellikle de dokuz ve onuncu nesiller olarak bir genelleme yapılması da doğru değil gibi.
    nesilden kastettiğimiz aslında "gerçek" hayattaki "yeni nesiller" olmalı belki de.

    yani sanki sokakta, sinemada, okulda, işte, alışverişte, kafede karşılaştığımız yeni neslin geneli çok kaliteli de, sözlükte mi kalitesiz?
    sosyal hayatlarının neredeyse tamamı sanal olarak facebook, msn, forum vs ortamlarda dönen, kendilerine has bir kültür ve dil geliştirmiş insanların sözlükte de yer alıyor ve bunu sözlüğe yansıtıyor olmaları doğal bir etkileşim, hepsi bu..
    (burada ben de genelleme yapıyor gibi gözüksem de, olgun, kültürlü, aile ve okul terbiyesi iyi, üstüne üstlük kendini yetiştiren genç ve entelektüel kesimi kesinlikle ayrı tuttuğumu bilmenizi isterim.)

    devamlı gelişen, beslenen, bilgi alan/veren ve yaşayan bir organizma gibi düşünecek olursak, sözlük de tıpkı bizim hayatın şu anki halinden etkilendiğimiz gibi etkilenmektedir. bir süre sonra sıkılanlar eğlenceli ortamlarına geri dönecek, burada farklı bir takım şeylerin döndüğünü görüp hoşlananlar ise sözlüğün "öz" üne uyum sağlayacaklardır.

    bize düşen öncelikle eski de olsak yeni de, gerçek hayatta da yaptığımız gibi "sabır"lı olmaktır.

    ha bu arada, biz bonus olarak yanımızda sabır taşları ile geldik.
    evet, kimimiz taşları sözlüğün kafasına atmak için kullanıyor olabilir ama onları hala saklayan biri olarak ben, ortalık durulana kadar taşlarımın bir kısmını "eski ve bıkkın" okur/yazarlarla paylaşabilirim..
  • anket sayisinin oldukça artmasi, troll kişiliklerin de artmasi, entry girmek için girenlerin de artmasi, küfürlü muhalefetin ollldukça artmasi ve özensiz entry girmek sayesinde olabilir.
hesabın var mı? giriş yap