• (bkz: domuz gribine inanmıyorum ama bir güç var)

    (bkz: ilaç firmaları)
    (bkz: #17087115)

    beş ay öpüşmeyin, tokalaşmayın, dokunmayın... eskiden ev alma komşu al derlermiş şimdilerde insanlar karşı komşusunu tanımaz olmuşken artık iyiden iyiye paranoyaklaşarak insan gördükleri yerde kaçar olacaklar, bilmem artık kimlerin ekmeğine yağ sürülür her geçen gün biraz daha zayıflayan insan ilişkileriyle, kaybolan güven duygularıyla vs...
  • ithal edilen grip aşılarının gerekliliğini desteklemek için, ülkede domuz gribi salgını olduğu izleniminin yaratıldığını söyleyenlerin sayısı günden güne artıyor...

    bu görüşü destekleyen en önemli olgu ise, sadece ilköğretim kademesinde önlem alınmaya çalışılması... ben de bu görüşü bir örnekle destekleyeyim; diyarbakır merkezde okullar tatil edilmiş olmasına rağmen, ilçelerinde böyle bir uygulama yoktur... virüs ilçelere dağılmıyor demek ki... diyarbakır'dan ilçelere her gün gidiş-geliş yapan öğretmenler, doktorlar, avukatlar, polisler, memurlar garanti altında demek ki... ya da onların diyarbakır'da bu virüsü kapıp ilçelere dağıtmayacağından emin devlet...

    de söylemek istediğim şey başka aslında... herkesin bu komplo teorisini yüksek sesle dile getirmesi kimseye fayda getirmez... diyorum ki; ya birileri halkın gözünün korkmadığını görüp, panik havası yaratmaktan vazgeçerek icraata başlarsa? ya bu grip daha da tehdit edici hale ge(tiri)lirse? ya domuz gribi salgınından dolayı insanlar ard arda ölmeye başlarsa? daha mı iyi olur?

    bunun yanında yönetici kademesinin aldığı önlemlerin ne kadar saçma olduğu ortaya çıkarsa devlete duyulan güvenin sarsılması kime ne fayda getirir?

    bu sebeple domuz gribinden tırsın... bu hastalık adamı ölüdürür... siz susun, çaktırmayın...
  • üzerinden pek çok spekülasyon yürütülen, komplo teorisyenlerinin içlerindeki kobay olma fobisini körükleyen, aslında çok da ciddi ve tehlikeli bir salgındır.
    yok adam zatürreden ölmüş, yok grip aşısı yaptırırım daha iyi, yok bizi kobay olarak kullanıyorlar. bırakın bu acarlıkları.

    bugün öğrendiğime göre ankara'da virüs tespit edilen çocuklardan birinin artık ölümü bekleniyor. aklı başında hastanelerde doktor ve çalışanlar çoğunlukla maske kullanıyor ve sık sık özellikle çocukların gereksiz yere risk bölgesi olan hastanelere sokulmaması, bekleyenlerin dışarıda beklemesi gerektiği anonsları yapılıyor. normal grip aşıları h1n1'i engellemiyor ve h1n1'in özel bir tedavisi de yok. yalnızca iyi beslenme ve vitamin takviyesi ile mevsimlik grip gibi atlatılması umuluyor. ateş ve öksürükle başlayıp 2 ila 3 günde solunum zorluğu, kusma, göğüs ve karın ağrısı şeklinde kendini gösteriyor ve en kötüsü tıp hiçbir şey yapamıyor.

    olayın daha vahim boyutu ise son günlerde bir iki günlük kırgınlık, mevsim gribine benzer bir hastalık geçirenlerin %99 ihtimalle h1n1 kapmış olması ve hastalık atlatıldıktan sonraki 10 gün kadar da etrafa yaymaya devam etmesi. yani kısaca bünyesi zayıf olana patlıyor bu meret ve ülkemizde yayılmasının önünü almak için hiç ama hiç bir şey yapılmadığı gibi bir de millet marifetmiş gibi bu hastalığı yok sayıyor, görmezden geliyor. hastaneler h1n1 kaynıyor ama devlet sanki hepi topu 3-4 hasta varmış gibi lanse etmeyi tercih ediyor.

    halk uyutuluyor. ama kobaylık değil konu. 1918'de 100 milyon insanın canını almış bir virüs varyasyonu tüm ülkede cirit atıyor ve hala aşı-kobay muhabbeti yapacak kadar rahat olabiliyor insanlar.

    iyi uykular, ne diyeyim? uykunuz ebedi olmasın.

    ben bu entry'i yazarken ve bu entry zamanın ötesine gittiğinde h1n1 sadece 5 can almıştı. bugün ise türkiye'de 353 kişi h1n1 sebebiyle hayatını kaybetmiş durumda. dış mihraklar, ilaç firmaları falan. tabii.

    edit: beklendiğinden çok hafif atlatılmış bir salgın da olsa burada dursun bu entry. büyütülmüş, abartılmış olabilir elbette fakat bu durum h1n1 virüsünün 1918'de 50 ila 100 milyon, 2009'da ise 18000 can almış olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. kaybedilen 18000 hayat size düzmece geliyorsa böyle bir hastalık hiç olmadı bilin. ben hastanede gördüğümü bilirim.
  • yirmiüç yıllık anneme oha dememe sebep olan hastalık. dün, iki yıldır beslediğim muhabbet kuşuma dokunmamamı söyledi, ben de oha dedim. öyle bir hastalık düşünün ki aile bağlarından hayvan sevgisine kadar zarar veriyor.
  • bundan 1-2 ay sonra yurt genelinde ya da kalabalık şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan ettirecek griptir. demedi demeyin.
  • mardin'e de sıçramış, okullar hafta sonuna kadar tatil edilmiş.
  • haramdır, sakın domuz gribi olmayın. iyi dezenfekte olun, beş vakit namaz kılın, bol bol çiğ sebze yiyin.
  • gündemi saptırmanın gerekliliğinden abartıldıkça abartılmış, bilinen gribin adı değişmiş hali.
  • hasta et, iyileştir, iş gücü kaybını en aza indir. teknolojinin ve endüstrinin posalarını yine onlarla yok etmeye çalış. hasta ederken para kazan, iyileştirirken para kazan, iş gücü kaybını en aza indirip yine para kazan. ve en güzeli, sen hasta olunca imdadına bir bakanlık yetişsin ve seni bu hastalığa karşı aşılayıversin. yaşadığımız günlerin özeti budur: “kapitalizm grip olmuş, bakanlık aşılayacak.”

    http://yesilgazete.org/…-olmus-bakanlik-asilayacak/
  • meksika'ya giden turist sayısını geçen yıla göre %38 artıran hastalık. sebebi ise tur fiyatlarının düşmesi ve uçak bilet fiyatlarının oldukça azalmasıymış.
hesabın var mı? giriş yap