• çocukluğumdan beri zihnimde esmer, uzun boylu, çok çok çok yakışıklı ve takım elbiseli bi adam görüntüsü yaratan rakam
  • büzük (veya vajina) ağızlı her insanın "aç mısınız?" sorusuna vereceği yanıt.
  • 5 yasındayken ablamın 1 den 10 a kadar tuttğu sayıyı dokuz diyerek bildiğimden dolayı uğurlu sayı olma hakkını verdiğim takıntı sayım. bana ait her numaranın dokuz a bölünmesini isterim.
  • gözden kaçan yerli filmlerden. mutlaka izlenmesi gereken yerli filmlerden.
    http://cineshoot.net/…ilm-tavsiyesi-dokuz-2002.html
  • az once izledigim ve hakkindaki izlenimlerimi sozlukle paylasmak istedigim bir ümit ünal filmidir. adina nazire edercesine gonlumdeki notu, en azindan 10 uzerinden dokuz olan filmdir.

    cok basarili monologlarla bezenmis film, her seyden once bende dogvilleden aldigim keyfi, tadi hatirlatti diyebilirim. en azindan bildigimiz klasik film kaliplarinin disinda, basariyla kotarilmis ilginc bir polisiye. filmin 2002 yapimi oldugunu ogrendigimde, saygim bir kat daha artti. ayrica kendime de kizdim, bu filmi nasil iskalamisim diye.

    filmin konusunu anlatip can sikacak degilim ama cok basarili oyuncu performanslari hakkinda nacizane fikrimi beyan etmek isterim musadenizle;

    ozan guven: diger isimlere gore daha az rolu olmasina ragmen, gencecik haliyle isil isil parliyor. kendisine 10 uzerinden 7 veriyorum.

    fikret kuskan: bende, varoldugu her filme gidilmesi gerektigi gibi bir garanti duygusu uyandiran bu harika oyuncunun en parlak performanslarindan biri denilemez belki ama her zamanki gibi vasatin cok ustunde... 10 uzerinden 7 veriyoruz haddimiz olmayarak.

    rafo radomisli: ilk defa bu filmde izledigim bu abiden cok etkilendigimi soylemeliyim. dogalligi karsisinda sapka cikarttim, kimdir bu diye merak ettim kendisine 10 uzerinden 8 veriyoruz.

    serra yilmaz: serra yilmaz'i nasil bilirsiniz? ben cok iyi oldugunu bilirim kendimce. bu filmde de ben sasirtmadi. cok iyi. kaya'nin annesi rolunde, sorguda, buyuk gel gitler yasayan, sirlarinin altinda ezilen, basit bir ev kadini, anne'yi, o kadar basariyla canlandiriyor ki, kendi hayatindan bir kesit oynadigini dusunebilirsiniz. 10 uzerinden 9 verdim kendisine, helali hos ediyorum.

    cezmi baskin: ben simdi bu buyuk ustanin oyunculugu hakkinda teknik bir yorum yapmaya kalksam, dogal olarak bu isin profesyonelleri ve profesyonel derecede hasta amatorleri tarafindan, tukurukler icerisinde bogulurum; sen kimsin kereste hesabi. o yuzden haddimi bilicem sadece su duygumu paylasmak istedim... beynelminel filminden sonra 2. kez bende; " ya bu anuna kodumun sektorunde bi tane akli basinda, senarist, yapimci yokmu, cezmi baskin'a basrol yazip oynatacak" hissi uyandiran film oldu. kendisine yine, hasa, haddimimiz olmayarak 10 uzerinden 10 veriyoruz.

    ali poyrazoglu: tum yasitlarim gibi trt 2'de kim bunlar komedi programiyla tanidigim, bizim bir kusak oncemizin erotik film yildizi, onun da oncesi, tiyatro sanatcisi, sanatci, ustadin nadir filmlerinden biri. kariyerinde kac filmi vardir bilmiyorum ama mazhar alansonla basrolunu paylastigi arkadasim seytan filminden, aklimda kaldigini hatirliyorum. ancak bu filmi izledigimde, bu abi neden daha fazla film yapmamis, neden sinemada hic gormemisiz diye cok hayiflandim gercekten. filmdeki tum iyi performansi bir yana, finaldeki, yaklasik 2,5-3 dakikalik monolugunda, oyle bir dokturuyor ki, kaya'yla iliskisini ve onun hakkinda hissettiklerini anlatirken, oyle sigir gibi baktim afedersiniz. hani klasik geyigimizdir; ahh bizde onlarda olan imkanlar olsaydi var ya... ahh bu cocuk amerikali olsaydi var ya... falan gibi. iste bu abimizin performansi, orta seviyeli bir amerikan filminde, orta seviyeli bir oyuncu tarafindan sergilenseydi, en azindan oscar heykelcigine aday gosterilirdi. o derece bal kaymak diyoruz ve 10 uzerinden 10 veriyoruz efenim.

    son olarak; filmin kendisi ile ilgili genel kanaatimize geldigimizde, daha onceden gormus oldugumuz agzimiza sican basarili performanslarin hatirasina ve onlarin daha fazlasini gorme umudunu tasima arzusuna duydugumuz saygidan, 9,5 tan 9 veriyoruz ki, bu islere emek verenlerin, 10 puan alma arzusu hic bitmesin, bizi paramparca etmeye devam etsinler. sizler beni mest ettiniz, allah'ta sizi mest etsin.

    (bkz: sana puanim dokuz kanka)
  • candy crush benzeri fakat ondan daha çok saran mobil oyunun adi.
  • senaryosunu ümit ünalın kaleme aldığı ve yönetmenliğini de yaptığı leziz bir film. fikret kuşkanı bir kere daha sevdirmiştir bana. değişik bir iz bıraktı bünyemde.
  • dokuz, toklukla, doygunlukla ilgili olabilecek bir sözcük. dokuz: tokuz, doyduk. elli el sahibi olan. kırk ise elin/ellinin bir kırılmış kırık hali.

    çukur çeylen'de şöyle bir kadın lafı duydum:
    "dokuzunu bi garı doğuruyor." yani, 'erkek önemli değil, biri daha bulunur.'

    babam kendi gençliğinde domuza günah diye domuz veya donuz diyemediğinden sözcüğü dönüştürmüş, domuz kastıyla dokuz demeye başlamış. küfretmeden domuz demek için. iş küfre kalınca dokuz, otuz kesmez. ama anamla evlendiğinde dindar çıkan karısı ona dokuzu da yasaklamış. dönüştürmeyi "hay allahından gülesi!" demeye kadar becermişti. her sözcüğe bir de çağrışımları, olası paralel ve zıt sözcüklere yol açışı açısından yaklaşırdı. örneğin fesata benziyor diye kaset sözcüğüne takardı.

    dedem ise ömür boyu küfür izinlisiydi. ağzına alıştığı küfrü hemen davet ederdi. en şaşırtıcı küfürlerinden biri "yaşıl dinini siktiğim"** diye bir kalıptı. yanılmıyorsam annem onun böyle yaşıl dinine giriştiği zamanlarda çok telaşlanır hemen 'şahit yazma allahım' diye duaya başlarmış. her iki erkeğin küfre ve şiddete eğilimi aslında kendi hayvanlarına attıkları dayaklardan belliydi.

    anşabacılılar da denen sıraç türkmenleri zile acısu köyünde oturup, dokuz sayısı domuza benzediğinden dokuz demiyorlar. dokuz denilecek yerlerde öteki sözcüğünü onun yerine söylüyorlar. örneğin on dokuz yerine on öteki. bu son derece şaşırtıcı, uzak yöreden benzerlik için (bkz: eci/@ibisile).

    "sabaha kadar yalvardım, imana gelmedi. 'karıda dokuz nefis var,' derler. bu şefika'da yarım nefis bile yok. demek namuslu bir karı olduğundan günaha giremedi. korktu. bir gülüyor, bir kızıyor..." kemal tahir - karılar koğuşu

    (ilk giri tarihi: 28.7.2015)

    (bkz: dokkuz)
    (bkz: on sekiz/@ibisile)
    (bkz: yedi sin sofrası)
    (bkz: domuz/@ibisile), öteki/@ibisile
    (bkz: boğaz dokuz boğumdur)
    (bkz: yedi deliler dokuz oturaklılar)
  • 2002'de çıkan ümit ünal filmi. yer yer karakterlerin zihnindeki sahneleri gösterse de filmin tamamı tek sahnede geçiyor.

    konusu; herkesin birbirini tanıdığı küçük bir mahallede, kirpi lakaplı evsiz bir kadının cinayetini ve katilinin bulunması için mahallenin altı sakininin sorgulanmasını işliyor.

    mimiklerinde yalan aradığımız oyuncuların performanslarından, gerilimi içimize işleyen müziklerine kadar, çok beğendiğim bir filmdi. benim puanım 9.
  • --- spoiler ---

    hmpssss! gençliğinde bi hata yapmış. ama sonradan anlamış yanlışını. neymiş efendim: bu düzen değişecek.
    nereye değişiyo kardeşiiim? (burası robotik) ezan susmaz, bayrak inmez, bu vatan hepimizin.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap