• devrecilik, sıracılık, tertipçilik. adına ne derseniz deyin bu uygulamayı bir mantığa bağlayıp sonra da bu işleyişin mantığını kabullenmek hiç de doğru değildir. devrecilik düzenine göre üst devre her zaman haklıdır, işlerin organizasyonunu ve yürümesini onlar sağlar ama burada kafama takılan şey madem devrecilik çok mantıklı neden bir iş yerinde de devrecilik yapıp en eski çalışanları sırası geldikçe genel müdür, şef vs. yapmıyoruz? tabi ki bu işe uygun olmadıkları için. her insan şef, müdür olmayacağı gibi askeriyede de her asker üst devre olmasından faydalanarak alt devrelere düzgün bir şekilde iş yaptıramaz çünkü her insan bu kapasiteye sahip değildir. kapasitesi, yeteneği, kafası yeterli olmayan insan da kendisine verilen bu gücü sistemin iyiliği için kullanacağına kendi çıkarı için kullanacağından gider alt devreler yersiz bir şekilde ızdırap olur. cahil insana verilen güç korkulması gereken bir güçtür!

    bu sistemi savunan insanlar maalesef herkesin zamanla her işi yapabildiğini sanmaktadırlar oysa herkes yönetici olmamalıdır ve olamaz.
  • -- torun şafak kaç?
    --315
    --naaptın lan adammı öldürdün yiohaha...
    -- :-(
  • askeri kanuna göre yasak olduğunu bir bölük astsubayına hatırlatma üzerine o astsubayın şikayet korkusuyla üç buçuk atmasını izlemek dünyanın en zevkli olaylarından biridir.
  • erbaş ve erlere herhangi bir konuda şikayetleri, önerileri vb. olup olmadığına dair 35-40 soruluk bir anket yapılır. askerin biri, devreciliği şikayet eder, yazar da yazar, döktürür, ama ismini yazmaz anket formuna. ertesi gün sabah içtimasında, uzman çavuşlardan biri "hangi sikik üst devreleri şikayet ediyor lan?" diye sorar. bu manzara, devrecilik denilen ilkelliğin devamlılığını neyin, kimlerin sağladığının apaçık bir göstergesidir.
  • devrecilik, orospu çocuklugundan baska bir sey degildir. üst devrenin alt devrelerini 7/24 ezmesi, her isi onlara yaptirmasi ve bunu anlatip anlatip gülmesidir. yani 20-21 yasindaki çocuklarin kendi aralarinda oynadiklari bir oyundur. buna izin veren genelde komutanin ta kendisidir. devreciligi seven bir rütbeliye bunun yasak oldugunu anlatmak diye bir sey yoktur. ha olursa da o askerlik bitmez ayri mevzu. siz siz olun alt devrelerinize iyi davranin. bulundugunuz bölükteki devreciligi siz kaldirin, hirsiniza yenik düsmeyin. devrimi siz baslatin...
  • şerefsizlerle dolu bir yerde askerlik yapan 2 kısa dönem olarak bizi doğrudan etkilemese de 1 ayın sonunda canımızı sıkmaya başlayan bok. her türlü temizlik ve angarya faaliyetinde üst devrelerin taşağını devirip yatmasına istinaden biz de hiçbir işe elimizi atmamaya başladık. "ya herkes çalışacak, ya da biz de bir bok yapmıyoruz" şeklinde koyduğumuz posta sonucunda arkamızdan "kısa dönemleri sikeceğiz" şeklinde konuşan terbiyesizler yüzümüze 1 kelime konuşamadılar. karşılıklı inatlaşmalar, en alt devrelerin "abi siz de gelin yalandan bir fırça tutun, 1 haftadır günde 3 defa tuvalet temizlemekten öldük" diye yakınmaları sonucunda sona erdi. tuvalete girip temizliğe yardım edince -ki zaten yardım ediyorduk öncesinde, sonuçta oraları biz de kullanıyoruz- olay sonuca erdi. üst devreler o küçük beyinleriyle bize "ayar" verdiler. 27 yaşındayım. hayatımda devrecilik boku kadar saçma ve anlamsız bir şeyler karşılaşmadım. işin kötü tarafı, ezilen alt devreler de ezmek için kendi alt devrelerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorlar. bu durumu görünce de kimseye acımıyorum artık.
  • askerdeki devreciliğin hardcore tarafına örnek olması bakımından tsk'nın devreciliği ile en ünlü bölüklerinden birinden bizim bölüğe gelen ilker ağabey'in anlattıklarını aktarıyorum. zamanında tuttuğum notlardan. sallama varsa eğer benden kaynaklı değil. (askere gitmeyenler okumasın lan);

    teslim olduk. bölüğe gelince 3-4 tane usta asker karşıladı. genelde çavuş ve onbaşılardı. önce yaşlarımızı sordular. yaşımın 32 olduğu öğrenince "ıhtiyar sen geç bakalım kenara" diyerek beni ayırdılar. diğerlerine sırayla karşılarına geçmelerini emrettiler. her geçen hakkında "bu maymuna benziyor, lan şu da eşşeğe benziyor.. belli ki anası eşeklerle sikişmiş.." gibi yorumlar yapıyorlardı. bir taraftan sürekli sigara içiyorlar ve bitince izmariti karşısına aldıkları aceminin yüzüne doğru atıyorlardı. yorulunca yemek söylediler. bitince kalan yemek artıklarını yere dökerek sürün emri verdiler. yaklaşık 15 dakika kadar benimle birlikte gelen arkadaşlar üzerlerinde sivil elbiseleri olduğu halde küçük odada süründüler. kalktıktan sonra artık başka bir oyun bulmuşlardı. ellerinde boş pet şişeyi havaya atıyor ve acemilerden birine yakalamasını emrediyorlardı. pet şişe tavana çarptıktan sonra yön değiştirdiği için tutması neredeyse imkansızdı. tutamayana da sırayla tekme atıyorlardı..
  • yozlaşan bir düzenin ancak yozlaşan bireyler üreteceğini gösteren bir sistemdir devrecilik. "adalet" kavramının cahil cühela insanlar tarafından götten anlaşılıp içselleştirilmesine örnektir. cılız bir gayretle biçimlendirilmeye çalışılan, iyi niyet üzerine kurulu sistemlerin aksine zahmetsizce kök salar, yayılır ve uzandığı her yeri berbat eder. ayrıca genel kanının aksine sadece genç uzun dönem askerleri değil kısa dönem er ve erbaşları da yutup öğütmektedir. devrecilik zaten pek de güçlü hissedilemeyen eşitlik duygusunu deşip yarar, askerlerin psikolojisinin gömleğinden içeri buz parçası atar ve genel iş verimini ciddi anlamda düşürür. devreciliğe göz yumulan bölüklerin tipik vaziyeti bellidir: hiçbir şey yapmadan bütün gün tv izleyip kral tv'ye sms çeken bir güruh ve ellerinde paspasla üst devrenin kaçan uykusunu arayan birkaç alt devrecik.

    devrecilikle tanışan toy askerlerin pek azı hakiki bir isyana girişir. bunun bir nedeni korkuysa ikinci nedeni de daha ilk andan itibaren üst devrelerin elindeki "yetki" ve rahatlığa öykünmeleridir. bu nedenle pek çoğu isyan etmek yerine sisteme adapte olmayı yeğler. ezilip büzülmekle geçen birkaç ayın ardından hepsi camış gibi yatan, yerine göre nöbet dahi tutmayan, hiçbir işe karışmayan askerler olacaklarını düşünerek devreciliği sırtlanıp ayakta tutarlar. hoş, istemeseler de komutanların rızası ve hatta teşvikiyle yürüyen devrecilikten çoğu bölükte kaçmak mümküm değildir zaten. bizim alt devrecikler de çalıştıkça kinlenir, zalimleşir ve bir zamanlar nefret ettikleri insanların rolünü büyük bir keyifle üstlenirler.

    genel kanının da işaret ettiği üzere devrecilik ancak rütbelinin desteğiyle yürür. siz "gomtan saat beşten sonra gidiyor, sonra gomtan bizik amuna goyyum" diyen üst devrelere bakmayın, idealist bir subay devreciliği bir hafta içerisinde kökünden söküp imha edebilir. ama yapmazlar. kendi kendisini bir şekilde denetleyen asker topluluğu pek çok rütbeliye cazip gelir. üst devreler sıkıntı çekmemek adına komutanların emir ve tebliğlerini alt devreye harfiyen uygulatırlar, mıntıka vb. işlerin eksiksiz yürütülmesini sağlarlar. rütbeli personelin de işe karışması gerekmez. oysa tüm askerlerin eşit iş yüküyle çalışmalarını sağlamak takip ve ilgi gerektirecektir. sonuçta alt devre koşar, siler, temizler, yıkar, nöbete ve kantine gider, üst devre "biz de sikildik muna goyum" der ve piton yılanınki kadar büyük vicdanlar rahatlar.
  • bir askeri birlikte devrecilik varsa, oranın komutanları devreciliğe müsaade ediyor, dahası destekliyor demektir.
    devreciliği destekleyen komutan üst düzey değil, idari işlerden veya askerlerden sorumlu daha alt rütbedeki komutan olabilir.
    bu komutan/komutanlar bazı konularda yalnızca üst devreyi kollar, muhatap alır ve birlik içindeki koğuş-mıntıka temizliği, askerlerin iç disiplini gibi kendilerine bulaştırmak istemedikleri konuları üst devrenin halletmesini isterler.
    üst devre de, komutanlardan aldıkları güçle, alttaki devrelerinin ağzına sıçar.

    genel olarak bir birlikte 4 uzun dönem devre, 1 kısa dönem devre bulunur. terhis zamanları bu rakam 1-2 haftalığına 5 uzun dönem devre ya da 2 kısa dönem devre olarak değişir.
    alt devre üst devreden fizik olarak daha kuvvetli, daha yaşlı veya bilgili kişilerden oluşabilir ancak üst devre üst devredir ve diğer tüm devreler onlardan çekinir. bazen birliğe yeni gelen bir asker bu baskıya isyan eder ve ibret-i alemlik durumlara düşebilir. diğer askerler bu duruma düşmek istemeyeceğinden üst devreye saygı duyar ve şafak sayarken bir yandan hep üst devre olacakları günü beklerler.
    kısa dönem askerler genelde devrecilik dışında kalırlar.
    usta birliğinde topu topu 4 ay geçirecek olmaları, üst devrelerle iyi geçinmeleri ve genelde okumuş, özgüveni yüksek, komutanlarla daha yakın ilişkiler kuran tipler olmaları sebebiyle üst devreler kısa dönemlerle uğraşmayı tercih etmezler. ama yine de şanssız birliğe düşüp devrecilik yaşayan kısa dönemler de vardır.
    özellikle 20-30 askerden oluşan jandarma karakolları devreciliğe çok müsaittir. ancak başlarında devrecilik istemeyen bir komutan varsa, o zaman bu tip karakollar devreciliğe en müsait olmayan yerlerdir.
  • askeriye' de daha yedek subay sınavına girdiğim gün yaşadığım realite. sınavdan çıkan grup olarak yağmurun altında otobüs beklenen ve sıçan gibi ıslanılan dakikalar sonrası sınavdan yeni çıkmış kuru tipler de bekleme yerine ulaşır. ancak çoktandır orda bekleyen ve ıslanmış yedek subay aday adayları anında tavırlarını koyar : "kurular binmesin kardeşim"... iki grup arasında hıss hıss tarzı bir negatif elektrik doğar. tabii ıslaklar da kurular da kendi aralarında kaynaşmış olurlar. aynı tontonlarla ponponlar gibi.
hesabın var mı? giriş yap