• öğleden sonra kızılay'da antepli tabldot'ta 4 çeşit ev yemeği ısmarlayacağım topçu. etlik'teymiş onluk ego almış, aktarmayla gelecekmiş.
  • transferiyle ilgili kafamı kurcalayan şeyler olan futbolcu..

    birincisi ingiltere milli takımına kadar yükselmiş, 30 yaşını doldurmamış, yıllarca premier league'de top koşturmuş bir oyuncu avrupada fazla ilgi odağı olmayan türkiye liginin vasat bir takımına gelmeyi nasıl kabul edebiliyor?

    ikincisi ise yıllardır orta sınıf bir yabancı futbolcu bile alamayan ankaragücünde nasıl bir özgüven, nasıl bir cüret, nasıl bir geniş ufuk var ki darius vassell'in peşine düşüyor ve transfer teklifinde bulunabiliyor?

    düşünüp düşünüp cevab veremiyorum..
  • ankaragücü'nün parasını ödememesi üzerine bugün itibarı ile kaldığı otelden kovulmuştur. geceyi ulus'ta bir otelde geçirdiğini tahmin ediyorum. stada da yakın zaten.
  • depresif blog 'unu kendi tabiriyle biraz canlandırmak için türkiye'de en sevdiği on şeyi sıralamıştır. listede yemek konusunun ağırlığı dikkat çekerken atatürk'ün varlığı da gözlerden kaçmamıştır:

    "blog'u canlandırmanın (neşelendirmek manasında) zamanı geldi... antrenmana giderken türkiye'nin sevdiğim 10 şeyini düşündüm. sırasız yayınlıyorum:

    1 adana kebap (salata ve biberlerle servis edilen hoş baharatlı et)

    2 ankaragücü taraftarları ve türk taraftarların süper lige getirdiği enerji.

    3 turkish tea (cay) bunu her gün içiyorum.

    4 baklava (wow) o kadar çok çeşit var ki...

    5 atatürk, bu adamın önemi inanılmaz... o'nu her yerde görüyorum.

    6 ankara'daki türk balık restaurant'ları (artık siparişlerimi eksiksiz biliyorlar)

    7 süper lig ve getirdiği süprizler, kimin kazanacağını bilmiyorum.

    8 bursa kebap (wow) bursaspor maçından sonra denedim... sadece bir tane yemiş olmama rağmen unutamıyorum.

    9 hava (yaz) sonsuza kadar sürecek gibi geldi... lakin kış'da aşırı dondurucu.

    10 sokaktaki insandan gördüğüm saygı... insanı canlandırıyor.

    11 tespi (tespi'mden bahsetmeyi unuttum.) [çevirmenin notu: tespih diyor herhalde.]

    bu akşam bir kaç takım arkadaşımla yemeğe çıkacağım."

    ileti için tıklayın

    gerek blogunda yazdığı diğer entryler, gerekse kendisine mesaj atan insanları kırmadan tek tek cevap vermeye çalışması ile güzel insana benziyor darius vassel vesselam. trabzon deplasmanı ile ilgili yazısının da: "buranın balıkları güzelmiş diye duydum" tadında bir yazı olması da insanı gülümsetiyor. afiyet şeker olsun.
  • düğün alayıyla getirip (100 arabalık konvoy), bakire çıkmadı diye kilim gibi anasının evinin önüne atılan gelinlik kız gibi yaptık adamı. ben gerçekten inanamıyorum ama ankaragücü'dür, doğaldır diyorum.
  • sporla zerre kadar alakası olmayan şark zihniyetli yönetimin kişisel hırs ve çıkar savaşına kurban gitmiş futbolcudur. melih gökçek ve müritlerine buradan teşekkür etmek gerekir; yaptıkları bu hareketle kendilerini ve türkiye'yi bir kez daha dünyaya rezil etmişlerdir. ama olur mu öyle; durmak yok icraatlara devam.

    bir sözüm de darius vassel'e... oğlum 29 yaşındasın, ingiltere milli takımında oynamışsın, daha önünde top oynayacak uzun yıllar var. çok mu aradın ankaragücü'nü, hiç kimse uyarmadı mı seni, gidecek başka takım mı bulamadın, al işte böyle dımdızlak ortada bırakırlar adamı...
  • manchester city forumlarında elano'nun galatasaray'a gelişiyle ilgili bir takım dalga geçmelere vesile oluyor kendisi. diyorlar ki, "siz" diyorlar "bi vassell'a bile ne kadar sevinmiştiniz, şimdi elano'yu alınca ölmeniz yitmeniz lazım" falan diyorlar.

    geri zekalı mıdırlar nedirler anlamadım ki...
  • saat 14 sularında maltepe pazarından deri ceket alırken görüldü, akabinde bir aiwa walkman için pazarlık yapıyordu.
  • ankara'nin en cok londra'ya geri donusunu seviyor sanirim.
  • çok üzülüyorum bu adam için; belki de türkiye'ye gelen yetenek ve beyefendilik skalasında en üst sıralardaki futbolculardan bir tanesi ama işte ne yapalım ki gökçek ailesinin eline düşmüş bir kere. kendisine buradan seslenmek istiyorum;

    "sevgili darius, biz ankaralılar olarak bu babadan kurtulmaya çalışırken bir de başımıza artık oğulları çıktı; üzgünüm kurtuluş pek mümkün değil gibi. bu aralar tüm umudumuz diğer bir sarı lacivert formalı kulübün başkanında. belki bu ikisi hazır birbirine girmişken biz de umutlanıyoruz; onun dışında malesef tablo iç açıcı değil. sana tavsiyem ankara'da kalmak istiyorsan kapağı gençlerbirliği'ne atmaya çalışman; hiç değilse kafan rahat olur; ikide bir kaldığın yerden tard etmezler seni. kendine iyi bak; öptüm, bye."
hesabın var mı? giriş yap