• "bu ne lan?" dedirten günlükler:

    "... sonra önce hava eğitim k. korg. nuri solakoğlu’nu, sonra landsoutheast org. orhan yöney ve güney deniz saha k. kora. lütfü sancar’ı ziyaret ettik. tüm gittiğimiz komutanlar bölgelerindeki irtica durumu ile ilgili bilgi verdiler."

    "landsoutheast" ne? günlüklerde niye bu şekilde geçiyor?
  • sonunda hakkında askeri savcılık tarafından soruşturma başlatılmış günlüklerdir. "sonunda" kısmını vurgulamak isteriz.

    http://ntvmsnbc.com/news/453033.asp
  • sabah yapılan açıklamanın aksine son gelen haberlere göre (kaynak: ntv) ergenekon soruşturması savcılarının da incelemeye aldığı günlüklerdir. ek iddianameye eklenmeleri de bekleniyor.
  • darbe yapmak askeriyenin anayasal hakkı iken nasıl darbe yapmaktan yargılanan askerler için delil olacağını merak etmekteyim. sorun anayasada onun değiştirilmesi lazım değil mi? sen istediğin kadar yargıla peh körler sağırlar birbirini ağırlar.
  • askeri, halkın gözünde kötülemek için varmış gibi tartışılan yazılardır.

    bekleyin bakalım var mı yok mu görelim. eğer yok ise allahın bahşettiği nefesimizi boşa harcamış olmayacakmıyız?
  • hurşit tolon günlükte kendisiyle ilgili kısmı kabul etmemiştir. kişilik haklarını zedelemediği için reddetme "ihtiyacı" hissetmemiştir. arada dağlar kadar fark vardır. kaldı ki sözde günlüğün sözde sahibi özden örnek de fazlasıyla günlüğü reddetmiştir. çarpıtmaya gerek yoktur. arz ederim.
  • "yiyin birbirinizi" dediğim günlüklerdir. çünkü akp de darbeciler de düşmanım.

    ahmet birgün
  • bir çok kişiye göre "alper görmüş hakkında özden örnek tarafından açılan davanın" sonucunda, alper görmüş'e beraat çıkması ile orjinalliği tescil edilmiş günlüklerdir.

    malesef bilgi kirliği bu düzeyde. bir yerde bir konuşan kafa çıkıyor, diyor ki "alper görmüş beraat etti ve günlüklerin özden örnek'e ait olduğu kesinleşti". üç kişi daha bunu tekrarlayınca biz de bu bilgiyi somut gerçekmiş gibi kabul ediyoruz. ve onun üzerinden teorilerimize devam ediyoruz.

    benim kısaca google'da yaptığım araştırmadan anladığım kadarı ile bu dava ile ilgili nesnel gerçekler şunlar:

    - mahkeme kesinlikle günlüklerin oramiral özden örnek'e ait olduğu yönünde bir tescil kararı vermemiş. hatta tam aksine, gerekçeli kararda geçen ifade şu şekilde : "...günlüğün emekli oramiral örnek'in bilgisayarından indirilip indirilmediği hususunun yargılamaya konu olan suçların unsurlarını ve oluşumunu etkilemeyeceği için araştırılmadığı..."

    davanin hakimi rüveyde kaner örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüğün el yazısı ile tutulmuş olabileceğini düşünerek istediğini, ancak mahkemeye cd ortamında getirilen yazıların el yazısı olmadığını belirterek, cd’nin hukuki delil kabul edilmesi mümkün olmadığından teknik raporu istemediğini gerekçeli kararda ifade etmiş. bir çok basın kuruluşu ve köşe yazarı (tabi ki başta taraf gazetesi)ise emniyet tarafından hazırlatılmış bir bilirkişi raporunun bu günlüklerin oramiral örnek'in bilgisayarından çıktığını teyit ettiğini söylüyor. tabi ki bu somut bir bilgi değil, yani anladığım kadarı ile raporu ve neyi teyit ettiğini gören yok. ama rapor denildiği yönde bile olsa, benim merak ettiğim konu böyle bir raporun ne kadar güvenilir olacağı. anlaşılan o ki, günlük bilgisayar ortamında tutulmuş. powerpint formatında olduğu söyleniyor. muhtemeldir ki cd'ye yazma işlemi oramiral'in kendi bilgisayarında olmamış, dosya kanıt olarak verilmek üzere alper görmüş tarafından cd'ye yazılmış. bu durumda, ben nacizane bilgisayar bilgimle şunu sormak istiyorum: bir powerpoint, word, excel dosyasının belli bir bilgisayarda yazıldığı nasıl teyit edilir? cd ya da dvd özden'in bilgisayarında yazıldığı iddia ediliyorsa bile, bu bir şey değiştirir mi? belgenin özelliklerine girilip "hazırlayan" kısmında "özden örnek" bilgisini görmek dışında bir bilgi düşünemiyorum. bu bilgiyi de herkes sonradan bir dosyaya ekleyebilir. örnek'in bu notları yazdığı iddia edilen bilgisayar kendi kişisel bilgisayarı mı yoksa görevindeyken kullandığı bilgisayar mı ondan da emin değilim ama bilirkişinin her iki bilgisayarı da incelemediği, bir eşleştirme yapmadığı biliniyor. o zaman soruyorum, bu bilirkişi raporunda hangi önemli bilgi olabilir?

    zaten örnek'in avukatı dinçer eskiyerli de, mahkemede söz konusu cd'nin uydurulmuş, taklit edilmiş veya değiştirilerek sunulmuş olabileceğini, bu yüzden kesin delil olamayacağını savunmuş. aksini iddia edebilecek biri var mı?

    - alper görmüş neden beraat etti? tam gerekçe şu: "davanın konusu olan iftira ve yalan haber yazmak iddiasıyla ilgili beraat kararı verilmiştir. günlüklerin içeriğinde yer alan darbe girişimleri iddiaları mahkememiz dışında kalıp bizi ilgilendirmemektedir". ayrıca "alper görmüş'ün yazılarında emekli oramiral örnek'e iftira atmak ve hakaret etme niyetinde olmadığı'' ve "suça konu haber genel olarak değerlendirildiğinde, sanığın, yazının şikayetçiye ait olduğuna inandığı ve yayınlandığında ses getirecek nitelikte olduğunu düşündüğü" gibi ifadeler de gerekçeli kararda yer alıyor.

    yani mahkeme günlüklerin kanıt olarak kabul edilemeyeceğini ancak sanığın ilgili yazı dizisinde hakaret içerikli ifadeler kullanmadığından ve günlüklerin oramiral özden'e ait olduğuna inandığını ve gazetecilik refleksiyle bunları yayınlamasının suç işlemediği kararını vermiş.

    tabi bu noktada şüphe verici bir nokta daha var; o da oramiral özden'in avukatının "bu günlükler, sanığın da ifade ettiği gibi, örnek’in bilgisayarından kanun dışı yollarla elde edilmiştir ve mahkemede delil olamaz” şeklindeki ifadesi. yani aslında bir anlamda mahkeme kararı değil, sanığın kendi ifadesi günlüklerin kendi bilgisayarından çıktığını teyit ediyor. bu ifade olmasa bana kalırsa bunun ispatlanması mümkün değil.

    son olarak da hala bu günlüklerin nasıl olup da 3. şahısların eline geçtiği sorusu var. mantıken sanığın kendi isteği ile olmamaması gerektiğine göre, kuvvet komutanı seviyesinde bir kişinin bilgisayarından veri alınması suç değil mi? bunu kim yapabilir? bu konu bence herşeyden daha önemli. herhangi günlük tutan bir kimse bile, yazdıklarını "birinin eline geçerse" korkusuyla hem iki kere düşünüp yazarken hem de güvenliğine azami özeni gösterirken, kuvvet komutanı seviyesine gelmiş bir askerin bu kadar pervasızca anılarını isim belirterek yazması, bunların ismi geçen kişiler için "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" ithamı olduğunu düşünmemesi ve daha sonra da bu günlüklerin bir şekilde çalınmasına imkan verecek şekilde muhafaza etmesi akıl alacak bir şey değil. komplo teorilerine girmeden ben bunu açıklayamıyorum. ancak bu noktada örnek ailesinin çeşitli kişilerle olan ilişkilerinin de gözardı edilemeyecek türden olduğunu düşünüyorum. gene günlüklerde oramiral özden'in "darbeye isteksizliğinin" net olarak ifade edilmesinin ve kendisini direkt olarak suçlu durumuna düşürecek hemen hemen hiç bir ifade beya düşüncesinin bulunmaması da ilgi çekici.

    son sözüm şu: evet belki günlükleri oramiral özden yazdı ve yazılanların hepsi gerçek. ancak bize pompalanan "günlüklerin doğruluğu mahkeme kararı ile kesinleşti" bilgisi ne kadar sağlıklı? ve daha önemlisi biz bunu araştırmadan nasıl bu kadar kolay kabul edebiliyoruz? ve günlüklerde yazanlardan çok (herhalde bazı askerlerin akp'den hoşlanmadıkları ve en azından darbe yapabilme ihtimaline olumlu baktıklarını öğrenmek pek şaşırtıcı değil) bunların bir oramiral tarafından bu kadar net yazılıp belgelenmesive daha sonra nasılsa bazı gazetecilerin eline geçebilmesi şaşıracak bir konu değil mi?

    edit: sonradan öğrendiğim bir noktayı da buraya eklemek istiyorum. alper görmüş ile yapılan ve vatan gazetesinde 28 nisan 2008'de alper görmüş ile gazeteci arasında geçen şöyle bir diyalog var, bilirkişi raporu konusunda faydalı olabilecek bilgi içeriyor:

    (vatan)- peki, emniyet bunu nasıl tespit ediyor; aynı bilgisayarla eşleştirme yapmasına gerek yok mu?

    (ag)- teknik olarak buradaki şey nedir, onu bilmiyorum.

    (v)- neyi tespit ediyor o raporda; ne yazıyor?

    (ag)ne yazıyor deyince şimdi ben o raporu görmüş gibi oldum yalnız.

    (v)- görmediniz mi?

    (ag)- tabii ki ben raporu muhabirden öğrendim dedim ya; böyle bir rapor var deyince öğrendim.

    (v)- raporu belki muhabirden isteyip, görmüş olabilirsiniz diye sordum?..

    (ag) - yok. teknik olarak nasıl bilmiyorum, ama taraf gazetesinin yazdığı şu: emniyetin verdiği bilgiye göre bu günlüklerin eldeki cd’nin özden örnek’in bilgisayarından alındığı kesinleşmiştir; ifade bu. aslında bunun yapılabileceğini ben biliyorum teknik olarak; bu işleri iyi bilen birtakım insanlardan öğrenmiştim. bir word dosyasının kime kayıtlı bilgisayarda yazıldığını, sadece o cd’ye bakarak ve arka plandaki resimler, imajlar okunarak mümkünmüş.
  • nasıl ele geçirildiği bilinmeyen günlüklerdir,
    konu hakkında fatih altaylının bugünkü yazısı:

    bir kaç gün önce önemli, yüksek rütbeli bir komutan ziyaretime geldi. kendisi adına çok önemli bilgileri bana ulaştıracak bir başka yüksek rütbeli askerle görüşüp görüşemeyeceğimi sordu.
    “görüşürüm” dedim.
    “vereceği bilgiler önemlidir. dikkate almanızı tavsiye ederim” dedi.
    daha sonra söz konusu kişiyle buluştuk.
    o da hayli önemli bir isimdi.
    ilginç olaylar anlattı. anlatılanların bir bölümü emekli deniz kuvvetleri komutanı özden örnek’le ilgiliydi.
    naklediyorum.
    “özden örnek paşa, oramiralliğe yükseleceği zaman ilhami erdil karşı çıkmıştı. özden örnek bunu unutmadı. komutan olunca bunun acısını ilhami erdil’i özel harcamaları nedeniyle hakim karşısına çıkartarak çıkardı. her şey öyle başladı” dedi.
    alakayı anlamamıştım.
    “bu bir ilkti. ilk kez bir kuvvet komutanı hapse böyle girdi. sihir bozuldu. hem de bir büyük askeri yolsuzluktan falan değil, ailenin harcamalarından hapse girdi”
    devam etti.
    “özden örnek’in çocukları ile ilgili yazdıklarınız var ya, çok önemli bir noktaya bilerek veya bilmeyerek bastınız. gerçekten bazen çocuklar büyük sıkıntı yaratıyor” dedi. ve sözü burak örnek’e getirdi.
    “burak örnek iş hayatına rahmetli güven erkaya sayesinde başladı. erkaya, burak örnek’i doğuş grubunda işe sokmuştu. galiba o zaman doğuş’un olan makro’ları yönetiyordu. sonra doğuş grubundan kovuldu. sonra garip işlere girdi.”
    “nasıl garip işler” diye sordum.
    “ankara’da silah işi yapanlarla, askeri ihalelere girenlerle diyalog kurdu. yalçın ailesiyle görüşüyordu. sonra ankara’da silah taciri mehmet durmaz’ın yanına girdi. ortak oldukları söylendi ama kesinlik kazanmadı. deniz kuvvetleri komutanlığı’nın genesis projesi için uğraşıyorlardı.”
    “nedir bu genesis projesi”
    “gemi sevk ve idaresiyle ilgili bir proje”
    “sonra”
    “sonra çalık grubu burak örnek’e iş teklif etti. o sırada babası da deniz kuvvetleri komutanı olmuştu”
    “iş teklifi çalık’tan mı geldi”
    “bildiğimiz kadarıyla öyle. yine bildiğimiz kadarıyla çok önemli bir siyasetçinin tavsiyesiyle olmuş.”
    “bu anlattıklarınızın özden örnek’in günlükleriyle ne alakası var”
    “oraya geliyorum. şu kadarını söyleyeyim. özden örnek hayatında bir gün bile günlük tutmadı”
    “allah allah. o yayınlananlar nereden çıktı”
    “bakın aslında eski komutanımız hilmi özkök’ün sözleri çok önemli”
    “hangi sözleri?”
    “günlükler var da diyemem, yok da diyemem dedi ya. işte anahtar orada”
    “ben yine anlamadım kusura bakmayın”
    “bakın günlük tutmak bir alışkanlıktır. günlük tutanlar sürekli tutarlar. bir süre tutup bırakmazlar. özden örnek paşa’nın günlükleri diye yayınlananlar sadece belirli, kısa sayılabilecek bir dönemi kapsıyor. çünkü bunlar günlük değil”
    “ne o zaman”
    “acele etmeyin anlatacağım”
    “çankaya köşkü’nü bilir misiniz?”
    “bilirim.”
    “peki arka bahçesindeki komutan villalarını”
    “hayır. hiç görmedim”
    “köşk'ün arkasında komutanların villa şeklinde, müstakil lojmanları vardır. her şey orada başladı. özden örnek paşa birgün komutanları lojmanına davet etti. ilk konuşmalar orada yapıldı”
    “darbe konuşmaları mı?”
    “darbe demeyelim. bu hükümetten, akp hükümetinden nasıl kurtulabiliriz konuşmaları”
    “darbe heveslileri de var gibi duruyor günlüklerde”
    “onlardan her zaman vardır. her rütbede vardır. kurumsal olarak tsk’nin tavrı önemlidir. lafı dağıtmayalım. her şey evde yapılan bu toplantıyla başlıyor. sonra gölbaşı toplantıları var.oralarda çok şeyler konuşuldu.”
    “dönemin genelkurmay başkanı’nın bu toplantılardan haberi var mıydı?”
    “resmen yoktu. mutlaka bazı şeyler kulağına gidiyordu ama bu konuların da bir şekilde açıldığı resmi toplantılar dışında, gayrıresmi hiç bir toplantıya hilmi özkök katılmadı. çağrılmadı zaten. o sohbetlerde yer almadı. ”
    “günlüklere dönersek”
    “dediğim gibi ortada günlük falan yok. ancak özden örnek bu toplantıları kaydetmiş.”
    “nasıl kaydetmiş!”
    “basbayağı kaydetmiş. ses kaydı yapmış. sonra bunları evinde bilgisayara aktarmış. konuşmalar canlı canlı, herkesin sesinden bantlarda mevcut”
    “hangi amaçla”
    “bilmiyoruz. tedbiren olabilir. başka nedenle olabilir. bunlar özden örnek’in bilgisayarındaydı. özden örnek, her toplantı sonrası bunları bilgisayarına aktarıyormuş. bu kayıtların varlığı kadar önemli olan bunların nasıl ortalığa döküldüğüdür”
    “nasıl döküldü?”
    “ben size sorayım. özden örnek’in evine polis baskını yapıldı mı?”
    “hayır”
    “evine hırsız girdiği yolunda bir bilgi, bir rapor var mı?”
    “hayır”
    “peki özden örnek kendisini de sıkıntıya sokacak bu bilgileri sızdırır mı?”
    “hayır”
    “işte işin özü burada. bir adamın bilgisayarına kim ulaşabilir? elbette ki, en yakınları.”
    “yani”
    “yanisi şu. özden örnek’in bilgisayarındaki bu bilgiler, belki de biraz üzerinde oynanmış olarak akp’ye yakın birilerine, özden örnek’e yakın birileri tarafından sızdırılmış olabilir.”
    “burak örnek mi?”
    “burak örnek’in ilişkilerini takibe almak lazım. pazar günleri hangi nato müteahidiyle buluşuyor. kimlerle arkadaşlık ediyor. kimlerle takılıyor. kimlerle çalışıyor. babası emekli olduktan sonra çalıştığı şirketten ayrılmak üzereydi. sonra birdenbire darbe günlükleri ortaya çıktı.”
    “bu ne demek?”
    “ne demekse o demek. ha bununla ilgili bir şey daha ekleyeyim. burak örnek’in nişanına bir bakmak lazım. aile arasında bir nişandı. 25 kişi davetliydi ve aileden 25 kişi arasında bir de işadamı vardı. herhalde bu nişanın kayıtları vardır. bakın bakalım neler göreceksiniz”

    http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=8437
  • gerçekten de özden örnek mi yazmış, kim nasıl ele geçirmiş, orijinal oldukları mahkemece onaylanmış mı, bütün bunları bir kenara bırakacak olsak bile, günlük olduğu iddia edilen o notlarda yazılanların "yanlış" veya "uydurma" olduğunu iddia etmek zor.

    çok detaylı. isimler geçiyor. hangi tarihte, kimlerin katılımıyla toplantılar yapıldığı, o toplantılarda kimin ne söylediği gibi bilgiler var. bu durumda, ya o notlardaki bilgiler doğru, ya da özden örnek'i adım adım takip eden, toplantıların tarihini, yerini, kimlerin katıldığını, neler söylediğini dahi iyi bilen birileri tarafından 'yaratıldı'. aksi halde bu kadar çok detay içeren bu notlarda bir gerçekdışılık bulmak ve buna dayanarak da özden örnek'e ait olmadığını, uyduruk olduğunu ispatlamak kolay olurdu. genelkurmayın da özden örnek'in de tepkisi çok daha farklı olurdu. mesela "darbe günlüğü denilen notlarda şu tarihte şu şu şu isimli kişilerin katıldığı bir toplantı denmiş ama, o tarihte ismi geçenler başka yerdeydi" gibi basit bir ispatla çürütülürdü herşey. ama öyle olmadı. özden örnek de genelkurmay da sadece yalanladı, tekzip etti. nokta dergisini susturmaktan başka birşey yapmadılar. eğer gerçekten yoksa böyle birşey, neden kendilerine karşı komplo kurmaya çalışanları kabak gibi ortaya çıkarmak yerine, bunları yayınlayan dergiyi susturma yoluna gitmişlerdir?

    o yüzden, özden örnek'in günlük tutup tutmadığını, tuttuysa bile noktada yayınlananların ona mı ait olduğunu vs bilemem, fakat en azından o notlardaki bilgilerin doğru olduğu yönünde güçlü bir kanaat oluşuyor insanda. hele bir de hilmi özkök için genelkurmay başkanlığı sırasında bizzat askeri çevrelerden sızıp kulaklarımıza kadar ulaşan sert eleştirileri düşünür; ve de orduda her daim darbe yapmaya yatkın kişiler olabildiğini hesaba katarsak, darbe günlüklerinde bahsedilen türde darbe girişimi/planı/düşüncesinin gerçek olma ihtimali çok daha güçlü.
hesabın var mı? giriş yap