• üç yaşındaki ece'ye dedesi bembeyaz iki tavşan yavrusu alır. tavşanları garajda bir kutunun içinde beslerken, biri garajda kaybolur. arar, tararlar ve eski soba borularının içinden bembeyaz tavşanı simsiyah olarak çıkarırlar. ece bombayı patlatır;
    -dede tavşan karanlık olmuş.
  • sünnetin ne anlama geldiğini öğrendikten sonra, kalabalık bir ortamda:

    - babaaaaaaaaa sen sünniyet oldun mu?
    - oldum kızım (kırmızı bir surat eşliğinde)
    - ne zaman oldun?
    - küçüktüm kızım
    - anneeeeeee sen oldun mu?
    - anneler olmaz çocuğum
    - niyeeeeee???
    - kızlar olmaz erkekler olur.
    - anneeeeee babam bi daha olsun.
    - olsun yavrum, iyi olur.
  • en küçük kardeşin bayağı bi küçüklüğünden;

    ilk defa büyük bir su kütlesi (göl) görmüş olan kardiş heycan ve mutluluktan çıldıraraktan bağırır:

    (eliyle bir yandan da travolta tarzı bi işaret tekniği kullanıyor)

    - ablaaaaa! bak! bu su! bu su! bu su! bu su! bu su! bu su! bu su! bu su!

    (her yer su demeyi beceremiyor ve biz kendisini yiyoruz)
  • (evin her yerine yayılmış binlerce minik oyuncak, sadece çocuk odalarında değil, yatak odasında, mutfakta, salonda, banyoda, koridorda, antrede sinsi bir düşman gibi pusuya yatmış, ayağımıza batmak için bekliyor... ege (5,5), ilay (3,5) )

    baba: yeter artık, bu oyuncakları hemen toplayacaksın ege! yoksa hepsini çöpe atacağım!! yarım saatin var!
    ege: hep de neden ben topluyormuşum? ben sizin hizmetçiniz miyim? of ya of!!! keşke doğmasaymışım, keşke doğmasaymışım!
    baba: söylenme de topla! ilay! sen de kendi odandaki oyuncakları topla hemen!
    ilay: babacığım bana yavru hayvanlar filmini açar mısın?
    baba: önce oyuncaklarını topla, çabuk!
    ilay: of ya of!!! keşke egem olmasaymış! keşke babam olmasaymış! ama keşke annem olsaymış!!!
  • boyu normalden bir hayli kısa olan bir tanıdığın dükkanına gidilmiştir,boyu kısa olan abi cansuyu sevmeye çalışır:
    - hala küçük adam a bak!!
  • + babacım naaptın ama?
    - naaptım babacım.
    + naaptın bak.
    - yaa sıkıldım ben.
  • sünnet sonrası doktora kontrole gidilir, doktor açar bakar:

    -tamamdır, hadi geçmiş olsun.

    -geçti mi?

    -geçti, artık normal giyinebilirsin, banyo yapabilirsin vs.

    -ne zaman patapata yapabilecem peki?

    -???

    -ben pipime arada patapata vuruyordum böyle, eğlenceli oluyordu?

    -vurma istersen, baban da bi ara seninle bi sohbet etsin ama. gelmiş vakti...
  • eylül *, bahçede kumla oynamaktadır.
    sevecan bir tavırla yanına yaklaşan deniz *, eylül'e sorar:
    - eylül'cüğüm, naber? çiçek bahçesi mi yapıyorsun?

    eylül, kızgın bir ifadeyle deniz'e bakar:
    - ne bahçesi be! hayvan mezarlığı bu!!
    aldığı yanıt karşısında şallak mallak olan deniz, sohbeti ilerletme çabasıyla sorar:
    - eylül'cüğüm, sen büyüyünce ne olmak istiyosun??
    eylül önüne bakarak yanıtlar:
    - sirk maymunu
  • sanıyorum iki gün önce, hala telaffuzları tam yapamayan zavallı, tatlı ötesi yeğenim aykut(5) ile taksiyle eve geliyorduk. takside, önde ben oturuyordum, velet de kucağımda oturuyordu.. ön camdan dolunay görünüyordu.. aykutun çocuksu telaffuzuyla kurduğu şu cümleler bana komik gelmişti:
    -dayı bak doyuna... doooo-yuuuuu-na! (kendinden emin bi ifadeyle)
    -oğlum o doyuna değil, dolunay.. dooo-lun-ay! (kendinden daha emin bi ifade)
    -dayııı, bak doyunay.. ona neden doyunay demişley? çünkü doyun....
    -ahaha nasıl çünkü doyun?
    -doyun işte o.. doyun. doyun..
    -doyun ne demek oğlum ahahaha..
    -ayy doyu o doyu...

    yazık.. dolunaya neden dolun demişler, çünkü içi dolu demek istiyodu sanırım. bebeğim ya. *
  • yeni yeni öğrenmeye başladığı akrabalık ilişkilerinden başı dönmüş olan ufak kuzen babannesine merak ettiği bir hususu sorar.
    kuzen: babanne sana bişiy sorucam
    babanne: sor bakalım yavrum
    kuzen: senin bi arkadaşın vardı ya, işte onun adı ananem miydi yoksa babannem mi?
    babanne: ???
hesabın var mı? giriş yap