• parmak ucuyla bir eti mıncıklamak maharetiyle yapılan iş, olay.
  • bir çeşit gel beni sit demenin değişik çeşididir.
  • yusuf ziya ortaç'ın ilk kez mizah manzume ve yazıları yazmaya başladığı zaman 1918-1920 yılları arasında diken dergisindeki takma adı.
  • annenin en büyük silahı, hem de gizli silah. masa altından komşu teyzeler görmeden atılan bir çimdik aklı başına getirir. şöyle bir silkelenip kendine gelirsin. çimdiğin bi level üstüde kafaya fırlatılan terliktir hem de tam isabet.
  • kendisi çocukluğumdaki bir damgadir efendim.
    20 yıl önce cocuk psikolojisi gibi kavramlar yoktu. cocuk terbiyesinin temel ögesi , eşek sudan gelinceye kadar dövmek idi, dövülmek o kadar cocuklar arasında da kabul gören bir eylemdi ki dövülmeyen cocuk depresyona girer, ailesini busbutun telaslandirirdi.
    filhakika, annem bizi cimdik adını verdigimiz, kaba eti, işaret ve başparmağı arasında sıkıştırmak suretiyle can acitma seklinde cezalandirirdi. belli sucların belli cimdik karşılığı vardı. mesela sokakta ustunu kirletmek 10cimdik idi. eve gelinir , anneye 'anneeee ben üstümü kirlettim' diye bagrilir, divana oturulur ve cimdik beklenir idi. isyan siye bir sey kesinlikle yoktu, hal böyleyken caydiriciligi da yoktu. biz bıkmadık, annem bıktı ve bi gün bu cimdik olayından kurtulduk.
    ayrıca o donem birbirine bu cezayı salık verenler ile de annem arayı bozdu sonra, bir ise yaramıyor diye.

    ana fikir; cimdik ise yaramaz, tekme tokat girin.
  • halk arasında tatar böreğine verilen isim.
  • bir aralar çok yaygındı bu, yolda yürüyen kızlara çimdik atan psikopatlar vardı ne zevk alıyorlarsa.

    şimdi yapılsa kızlar anlam veremez heralde. bir de pandik atmak vardı ama o başka başlık konusu.

    ne pis kültürümüz varmış arkadaş.
  • “çimdiklenen dizler dik yokuşlar çıkıyor
    belli ki istanbul aşığı değil artık beyefendiniz,
    yaş günleriniz yad edilmiyor atm butonlarında
    yaş günleri kutlanmıyor hala öncülüğünden bu yana.

    değişiyor zaman geçiyor, mekanlar değişiyor
    üzülerek söylüyor, geliştikçe değişiyorum,
    değiştikçe yetişiyorum kopan halatın ucuna
    sirkeden hallice keskinim, küpler öpülesi.

    on yedin, yirmi yedimi görse alnından öper
    on yedim, yirmi yedimi görse suratlar tükürülesi,
    yirmi yedim, yirmi ikime bakıp şükür diyor
    yirmi ikim, yirmi yedimi gördüğüne sevinsin.

    yirmi yedim şahane de, yirmini görmenin bakiyesi var
    on üç yazından çıkarılan, nasihatlere işlenen dersler,
    mumyalanmış bir gönül var, yazık tapan tapıyor
    yanından dolaşanlara dolanan ter örgüler malum.

    dilerim aşınmadı burnun, akmadı yaşın
    kaşındaki çentiğin utancı yok ki saklayasın,
    imrendiğin süt beyazlar gereksiz kızarır
    sorma balın çiçeğini, kovan emekçileri hepsi.”
  • en nefret ettiğim olaydır.
    bunu ne zaman belirttiysem gruptan biri gelip çimdikledi. matematik öğretmeni arkadaşım sağ olsun kollarımı yeşertti. üstüne bir de kız arkadaşıma beni şikayet ediyor: “buna nasıl tahammül ediyorsun, tam bir gıcık!”
    laf mı bu?
    çimdiklediği zaman sadece “kaslı kollarımı ben de seviyorum!” diyordum. :)
    tabii ne oldu? yengeniz dedi ki: “o kadını seviyorum ama seni öldürürüm!”
    çok iyi niyetli bir kız arkadaşım var. direkt sonuç odaklı çalışıyor.
    öldürür mü?
    şüphesiz ki allah onu bize tövbest…
hesabın var mı? giriş yap