• cengiz han`i hepimiz taniriz
    ama su dizelerini cok az kisi bilir:

    bir civi kayboldugu icin bir nal kayboldu
    bir nal kayboldugu icin bir at kayboldu
    bir at kayboldugu icin bir atli kayboldu
    bir atli kayboldugu icin bir haber kayboldu
    bir haber kayboldugu icin bir savas kaybedildi
    ve bir savas kaybedildigi icin bir krallik yokoldu...
  • muhtemelen tarihteki en hırslı lider. o zamana kadar kimsenin kuşatarak alamadığı kum kalesini (cengiz geliyor diye kallavi bir hazırlık yapmalarına rağmen), bir kaç gün içinde almış, kendisine teslim olmayan şehrin yöneticisinin ağzına erimiş demir döktürerek öldürmüş, gene hırsını alamayıp kaledeki bütün canlıları öldürtmüş (bütün canlılar: kedi,köpek,insan kuş, vs.), gene sinirini alamayıp kaleyi yıktırmış, ancak bununla da yetinmeyip, kalenin yıkıntılarını sürdürüp tarla yaptırmış olan sinir küpü bir hükümdar. (bkz: yuh)
  • emrindeki moğol orduları dünyanın %22'sini fethetti ve 40 milyondan fazla insanı öldürdü. böylesine büyük bir katliamdan sonra geniş bölgelerde nüfusun seyrekleşmesi ile sürülmeyen tarlalar ormanlara dönüştü ve bu ormanlar atmosferden daha fazla karbon temizlenmesine vesile oldu.
    moğol istilasının bu çevreci yönüyle atmosferden temizlediği 700 milyon ton karbon, bugünkü küresel benzin tüketimiyle üretilen karbon miktarına denk gelmektedir. bu araştırmanın sonucunda cengiz han, "ilk küresel soğutma yapan kişi" ünvanını almıştır.
  • tarihin gördüğü en büyük hükümdardır.

    evet en gaddar, en acımasız hükümdardır aynı zamanda, zaten en büyük olmasının sebebi de budur. yaşadığı dönemde sanki insanlar birbirini boğmaya yer aramıyormuş gibi, sanki hümanizm dünyaya egemen olmuş herkes kardeş kardeş yaşıyormuş da cengiz han gelip huzur ortamını bozmuş gibi davranmak aptallık.

    o zamanlar en çok savaş kazanan, en çok toprak fetheden adam en büyük komutandı. bu kişi de cengiz han'dı. kendisi psikopat falan değildi, adam öldürmeye yer aramazdı. oluşturduğu belli bir gelenek vardı ve ona riayet ederdi. şehirlere her zaman elçi gönderir ve teslim olmalarını isterdi, teslim olan hiç bir şehri yağmalamaz, kadınları çocukları öldürmezdi. ama teslim olmayan, veya teslim olup sonradan içeride isyan çıkaran yerlere acımaz, kim var kim yok öldürürdü. şehirleri keyfinden yakıp yıkmazdı yani, şehrini kurtarmak isteyen komutanın yapacağı şey belliydi, teslim olmak. cengiz başarısını biraz da bu gaddarlığına borçlu zaten, başlarına gelecekleri bilen çoğu şehir direnmeden teslim olur.

    aynı dönemde hristiyanlar haçlı seferleriyle hristiyanlığı yaymak ve kudüs'ü ele geçirmek için savaşırken, müslümanlar islam'ı yaymak için türkler dahil her türlü milleti kılıçtan geçirirken cengiz'in hiç bir şeyi yayma derdi yoktu. hiç bir dine düşman değildi, kendi inancına göre bir kişi kök tengri'ye saygı duymak koşuluyla istediği şeye inanabilirdi. ayrıca kendisi inancı ve kültürü gereği müthiş bir çevreciydi, yaptığı yasada çevreyi ne şekilde olursa olsun kirletmenin cezası ölümdü.

    cengiz han'ı türkleştirmeye çalışan yok. zira cengiz han dönemi orta asyasında türk, moğol gibi bir ayrım yok. bozkırda yaşayan, göçen, at binen ve ok atan her insan birbirinin gözünde aynıydı o dönemde. dolayısıyla cengiz han türk müdür moğol mudur sorusu saçma, türk-moğol ayrımı cengiz öldükten sonra ortaya çıkan bir ayrım.

    ha ille de ırksal olarak bakalım diyorsanız cengiz türk mü moğol mu kesin olarak bilinmiyor ama dünyayı fetheden ordusunun büyük kısmının kökeni sibirya'ya dayanan insanlardan (yani türklerden) oluştuğunu biliyoruz. yani cengiz türk mü değil mi tartışmasının, cengizin başında olduğu ordunun çoğunun türk olduğu gerçeği varken pek bir anlamının olmadığı ortada.

    dolayısıyla han çıngız'ın bugün moğolların, kazakların, kırgızların vs. olduğu kadar bizim de babamız olduğu bir gerçek. bugünün moğolistanında yaşayan insanların bile türk-moğol ayrımı yapmadığı, hunları, göktürkleri ve sair türk devletlerini kendi tarihi mirasları olarak görüp uğruna anıtlar diktikleri gerçeği dururken üç satırlık bilgisiyle cengiz'e "orospu çocuğu moğol hükümdarı" diyen ahmakların varlığı maalesef canımızı sıkıyor. timur bugün yaşasa bunları tek tek toplatıp diri diri yakıp kemiklerini taksim meydanına yığardı.

    edit: moğolların yazdığım şekilde ortak bir mirasa inanmadığını, türklere ayrımcılık yaptığını falan söyleyen dangalaklar, şöyle buyurun:

    https://www.youtube.com/…5k&feature=youtu.be&t=5596

    (bkz: #55552325)

    ayrıca son kısımda timur'dan bahsetmemin sebebi timur'un moğol olduğunu zannetmem değil, timur'un türk oğlu türk olarak moğol ve cengiz mirasını, kültürünü sahiplenmesi ve bu sebeple burada cengiz hakkında atıp tutanlara örnek teşkil etmesini arzu etmemdir.
  • başlık: "hey cengiz sen koca bir çılgınsın"

    konu: cengiz han'ın harzemşahlara saldırısı, vali inalçuk'u ibretlik bir ölümle cezalandırması, ve ardından gelen kanlı istilanın hikayesi

    buyrun:

    1218 yılında, 450-500 kişilik ticari bir moğol kervanı otrar şehrine gelir. şehrin valisi olan inalçuk, kervanın içinde moğol casusları olduğu gerekçesiyle herkesi tutuklar. burada esas amacı kervan mallarına indragandi yapmaktır. olay hakkında bilgilendirilen dönemin harzemşah hükümdarı sultan 2. muhammed, hepsinin öldürülmesini emreder. emir gerçekleştikten sonra da kervanın malları buhara'ya götürülüp satılır. bir şekilde kurtulmayı başaran moğol tüccarlarından biri deve tepesinde kaktüs suyu içe içe ülkesine döner ve durumu cengiz han'a bildirir. bunun üzerine cengiz han, sultan 2. muhammed'e inalçuk'un cezalandırılması -öldürülmesi- ve mallarının iadesi talebiyle elçi yollar. sultan'ın buna tepkisi ise elçinin kafasını kesip, yanındaki iki yarenin sakallarını traşlamak olur. adeta "senin mallar davuk oldu, döner yapıp yidik" demiş ve kesik başlı gövel elçiyi köse yarenlere emanet edip postalamıştır (kışkırtmaya bak, yuh).

    1219 yılında şehre varan cengiz han ve yaklaşık 150.000 kişilik ordusu 5 ay boyunca kuşatmayı sürdürür ve nihayet dış duvarları aşıp şehir merkezine -iç kaleye- varır. inalçuk "vadıfakemayduinghiyırmeen?*" diye düşünen dertli neferlerinin kaledeki savunmasıyla 1 ay kadar daha dayanır fakat sonunda kıskıvrak yakalanır. cengiz han'ın provokasyondan ve kuşatma yorgunluğundan öfkesi iyice kabarmıştır artık. inalçuk'un halkının gözü önünde idam edilmesi için gümüş getirtir ve meydanda eritip inalçuk'un gözüne gözüne ve kulaklarına kulaklarına döktürür (oha).

    olayların korkusuna kapılan sultan ise sessiz sedasız kaçmayı başarır. cengiz han hemen general subutay'ı görevlendirir ve emrine 20.000 asker vererek sultan'ı yakalamasını emreder. yine de sultan nasıl bir göt korkusuyla kaçtıysa yakalanamaz ve hazar denizi'nde, gizlendiği bir adada belirsiz bir tarihte ölür (yine de ölümü 1220 kabul ediliyor). efendim, bu adanın ismi abaskun'dur (ya da abaskun isimli bir kıyı semtine çok yakındır) ve günümüzde mevcut değildir. teoriye göre 14. yy'de hazar denizi'nin -muhtemelen büyük bir deprem neticesinde- aşırı yükselmesi sebebiyle abaskun adası da eriyip gitmiştir.
    özel not: bu su taşkını öyle büyük boyuttadır ki, 13. yy'de bakü koyundaki bir adaya inşa edilen büyük sabail kalesi suların yükselmesiyle tamamen yok olur; suların yavaş yavaş çekimesiyle 18. yy'de tekrar ortaya çıkar (vay anam vay).

    sultan'ın kaçmasıyla birlikte lidersiz kalan ülke artık dağılmaya mahkumdur. semerkant'ın düşmesiyle birlikte buhara başkent kabul edilir fakat cengiz'in ordusu aldığı emir doğrultusunda harzemşahlara ait ne varsa silip süpürmeye devam eder ki burada yaşlı/kadın/çocuk ayrımı yapılmaz. kesik kafalardan dağ gibi bir öbek yapılarak mutlak zafer ilan edilir (psikopatın gösteriş meraklısı olanından korkucan kardeş). rivayete göre cengiz öyle çıldırmıştır ki, bir nehre yapay kanal açtırarak sultan 2. muhammed'in doğduğu şehri sular altında bırakır ve haritadan siler (tedavi? terapi? mümkün değil).

    buhara'da türk direnişçiler ancak 12 gün dayanır. kalenin düşmesiyle birlikte sağ kalan askerler öldürülür, sanatkar ve zanaatkarlar moğolistan'a gönderilir. genç erkekler moğol ordusuna katılırken halkın geri kalanı köleleştirilir. artık son aşamaya gelen moğollar "bi şey yapmalıııı! hey!" diye höykürerek ürgenç (mevcut ismiyle köhne ürgenç) şehrine saldırır. ürgenç büyük ve son derece zengin bir ticaret merkezidir. savaşın moğol ordusu adına en zor kısmı burada geçer. bir nevi gerilla savaşına dönen olay sebebiyle moğol ordusu bir süre afallar ve normalden çok daha büyük zayiat verir. her yeni zorlukla birlikte gözünü iyiden iyiye kan bürüyen cengiz, bir iddiaya göre 50.000 askerine her birinin 24 kişi öldürmesi emrinin vermiş ve kaba hesapla 1.2 milyon kişiyi katletmiştir. sayılar abartılı ya da iddia asılsız bile olsa bu olay hala tarihin en kanlı katliamlarından biri olarak kabul edilmektedir.

    bunun ardından cengiz han kendi manyaklığından sıkılmış ve "eytere bea" diyerek ortamdan çekilmiş, veliaht olarak ögeday'ı tayin etmiş, birlikleri birkaç yıl içinde 2. muhammed'in oğlu celaleddin'in liderliğindeki harzemşah kalıntılarını temizlemiştir. net bir tarih koymak gerekirse harzemşah ülkesi 1230 yılında resmen yok olmuştur.

    neticede cengiz han'ın sayko bir karakteri olabilir, bunu tartışmıyorum ama harzemşah ülkesinin ve halkının gördüğü zulüm biraz da hükümdarının yediği haltlara bağlıdır. hayır yani müslüman adamsın, ne diye el alemin kervanına göz dikersin, ne diye zeval olmayacak elçinin kafasını kestirirsin? bir de kafa tuttuğun adamla ticaret anlaşmaların falan var ve zaten psikopatlığı dilden dile dolaşan biri. kaldı ki buhara zaferinin ardından harzemi halkına yaptığı konuşmada cengiz han "men tengri'nin kırbacıyam!" demiş ve şaşkın kalabalığa günahlarının cezasını vermek için orada bulunduğunu belirterek balatayı sıyırdığını ya da ozon tabakasının delinmesine yol açacak büyüklüğe ulaşan egosunu ispatlamış (aerosol falan hikaye, hep cengiz yüzünden).

    günahları boyunlarına, tartışması tarihçilere.

    ps: kaynak olarak kullandığım adresler:

    http://en.wikipedia.org/wiki/genghis_khan
    http://en.wikipedia.org/wiki/inalchuq
    http://en.wikipedia.org/…ki/muhammad_ii_of_khwarezm
    http://tr.wikipedia.org/wiki/köhne_ürgenç
    http://en.wikipedia.org/wiki/abaskun
    http://www.silkroad.travel/…s/azerbaijan/azerbaijan
    http://en.wikipedia.org/…zerbaijan#mardakan_castles
    http://www.advantour.com/…ijan/baku/bail-castle.htm
    (bkz: #8619716)

    çeviriler, yorumlar, el emeği, göz nuru vs. benimdir elbette.
  • o zamanki islam dünyasını değil islam dünyasının doğu kısmı olan türkistan'ı ele geçirmiştir. kafkasların ele geçirildiğini görmeye ömrü yetmemiştir.

    islam dünyasında moğol imparatorluğunun kötü anılma sebebi için özellikle (bkz: hülagü han)

    kendisi okuma yazma bilmeyen, cahilin önde gideniydi. ama eline fırsat geçer geçmez moğollar için uygur alfabesinden esinlenilmiş özel alfabe oluşturtmuş ve tüm çocuklarına okuma-yazma ve uygurca öğrettirmiştir. uygurca o kadar genel-geçer bir yazı dili olmuştur ki fatih sultan mehmet han döneminde bile şehzadelerin bilmesi gerektiği düşünülen diller arasındadır.

    cengiz han ve ardıllarının en büyük talihsizliği köken olarak barbar olmaları yetmezmiş gibi tarihi kazananlar yazar kuralının kendileri için işlememiş olmasıdır. moğol fetihlerinin ilk yıllarında zaten okuma yazma bilmeleri söz konusu değildi. kendilerini gerçekten geliştirip kurdukları devasa kütüphaneler ise topraklarında egemenlik kurdukları milletler yani çinliler, ruslar, iranlılar tarafından imha edilmiştir.

    bugün elimizde bulunan, moğollar hakkındaki tüm tarihi kaynaklar moğolların çağdaşı olan düşmanları tarafından yazılmış eserlerdir. bunun tek istisnası kazara kurtulmuş olan moğolların gizli tarihidir.

    tıpkı franklar'ın galya'yı, makedonyalıların pers krallığını, saksonların ingiltere'yi işgal ettikten sonra barbarlıktan çıkıp kendilerini yetiştirmeleri gibi moğollar da aynı çarktan geçmiştir. cengiz han ne frankların ne normanların ne vikinglerin ne helenlerin ne de arapların atalarından daha vahşiydi.

    doğası tamamen vahşi bir insan, karısının başkasından yaptığına inanılan çocuğu kendi öz çocuğu olarak benimser hatta diğer oğullarıyla eşit pay verir mi? hele karısı hakkında "namus" muhabbetine hiç girmiyorum bile. karşılaştırmak için (bkz: üçüncü sayfa haberleri)

    bu vahşi adam kan kardeşini ve en yakınlarını kaybetmek uğruna asalet sistemini kaldırmış, liyakat sistemini asıl kılmıştır. generalleri dayısı, halaoğlu, amcaoğlu değil çobanlardan, azat edilmiş kölelerden, at hırsızlığından affettiği insanlardan oluşuyordu.

    bu vahşi adam, yendiği generallerden başarılı olanların hepsini affetmiş (bkz: geçmişe sünger çekmek) düşmanına bile olsa ihanet edenleri affetmemiştir. en azılı düşmanı ve hayatını ona yıllarca zindan etmiş tokta beki'yi yendiğinde onun sağ kolunu affedip kendi sağ kolu yapmıştır. gerekçesi de şudur: "tokta beki gibi bir adama bile ihanet etmemiş. bana hiç ihanet etmez". onu en çok uğraştıranlardan beylerden birini o beyin adamları yakalayıp getirdiğinde ise beyi hapsetmiş, adamlarını ise hükümdarlarına ihanet ettiği için idam ettirmiştir.

    cengiz han döneminde birleşmiş milletler, devletler arası hukukun h'si var mıydı bilmiyorum ama tarih kitaplarından öğrendiğim kadarıyla kim kimi zayıf bulursa ona saldırır ve topraklarını ele geçirirdi. çinliler de moğollardan haraç alırdı, türkler de moğol bozkırlarındakine her tür muameleyi reva görürdü. teslim olan şehirlerde kimseye zarar vermemek, direnen şehirlerde ise taş üstünde taş bırakmamak sadece cengiz han'ın değil ondan çok daha önce arapların, gaznelilerin, selçukluların ve ondan sonra osmanlıların ve timur'un da başvurduğu bir yöntemdi. gücü yeten herkes bunu uygulamıştır.

    gücü yeten herkesin diğerini yok etmeye çalıştığı o dünyada cengiz han'ın tek farkı daha zeki olması, elinde çok daha liyakatli generaller bulunması, çok daha gerçekçi olması ve elindeki kırbacın çok daha can yakıcı olmasıydı. durumu sembolize etmek gerekirse, harzemşah komutanları ordularını "dinimizi koruyalım, minareler süngümüz, camiler kışlamız, ya allah bismillah allahu ekber" türünden sözlerle savaşa teşvik ederken onun dörtte biri kadar olan moğol ordusuna düşmanın elinde bir sürü et, tahıl, güzel meyveler olduğunu söylemek yetiyordu. moğol ordusu birkaç saat içinde düşman ordusunu perişan ediyordu.

    o dönemki tarihçilerin farklı hükümdarlara yakıştırdığı bir vaka da şudur: hükümdar moğollar diye bir ordunun gelmekte olduğunu haber alır ve içlerine sızıp haklarında bilgi toplaması için casusunu gönderir. casus nasıl yapar ederse moğol ordugahına sızar ve bir moğol askerini gözlemeye başlar. bütün gün at sırtında idman yapan ve hiçbir şey yemeyen asker günün sonuna doğru elinde kurutulmuş bir bağırsak parçası alır, atının bir damarını kesip bağırsak parçasını kanla doldurur, ateşte kızartıp yer. sonra da tok bir birey olarak yatar uyur. casusun dönüşte hükümdara tavsiye ettiği ise elinden geldiğince uzağa kaçmasıdır.

    bu vahşi adam dünyanın en doğusundan en batısına kadar tüm mühendisleri bir araya getirip dünyanın o zamana kadar görmediği kuşatma aygıtları yapmıştır. barutu çağdaşlarından çok daha etkili kullanacak metalurjik teknikler geliştirmiştir. o zamanki abbasi halifesi gibi 15 stadyum büyüklüğünde saraylar yaptırıp içine yapay ormanlar, ceylanlar, tavşanlar doldurtmamış, şairlerle sohbet edip gurmelik yapmamış sadece ülkesini nasıl geliştireceğini ve genişleteceğini düşünmüştür. tüccarlarını öldürüp elçisinin sakalını yakan harzemşahlarla savaşmak için çin'in yarısından çoğunun hükümdarı olarak zevk ü sefaya dalmak yerine, 60 yaşını geçmiş haline bakmadan, yarısından çoğu çöl olmak üzere 8 bin kilometrelik yol kat etmiştir.

    nice harzem, arap, avrupa hükümdarları gibi kendisine bilmemnenin aslanı, allah'ın kılıcı, dinin koruyucusu, falancanın fatihi, bilmemhangi özelliğin en üstünü kıvamında ünvanlar söylettirmemiş, bu tür ünvanları kendisi almadığı gibi soyundan gelenlere de bu tür ünvanları almayı yasaklamıştır. onun için moğol hükümdarları sadece adlarının sonuna "han" getirilmesiyle anılırlar. yendiği için vahşi sayıldığı hükümdarların böbürlenme ünvanlarını yazmaya kalksak merv'den herat'a yol olur.

    yasasında ateş yakılan bir kampa bir yabancı geldiğinde o yabancının ateşe buyur edilmemesinin, yemeği onunla paylaşmamanın yasaklandığı pek bilinmez. aynı şekilde eğlencenin dozunu kaçırıp kusana kadar yemek yemenin de en şiddetli cezayla cezalandırıldığı da pek bilinmez. o dönemki tarihçilerin anlatmasına göre tek başına bir kızın cebinde altın dolu keseyle macaristan'dan japon denizine kadar başına hiçbir şey gelmeden seyahat edebileceği de pek vurgulanmaz.

    o moğol, barbar haliyle bunları düşünür, süs yerine zırhı, kolonya yerine terlemeyi tercih ederken onun torununun karşısındaki abbasi halifesi düşmanlarına karşı tek bir önlem almayıp "allah beni korur, seni yeneceğim pis kafir" diye oturduğu saraydan nameler yazıyordu.dicle'nin bir hafta kan kırmızısı bir hafta mürekkep mavisi aktığını anlatanlar buna pek değinmez. kaldı ki dicle'nin mürekkep mavisi aktığı sadece bir yakıştırmadır. aslı belki vardır belki yoktur.

    cengiz han'ın işgalinde nüfusu 50 milyondan 25 milyona düşmüş, tarihinin en karanlık dönemini yaşamış olan çin bile cengiz han'ın büyük bir komutan olduğunu, hatta abartıp çin'in kurucusu olduğunu (zira çin'i cengiz han birleştirmiş ve pekin'i hanbalık adıyla cengiz han başkent yapmıştır) kabul ederken islam dünyasının ısrarla çuvaldızı cengiz han'a batırmasının sebebi nedir tam olarak bilemiyorum. ama sanırım çin'in bugün son hızla batı'ya yetişirken islam dünyasının hala karanlığa mahkum olmasıyla bir ilgisi vardır. (bkz: tevekkülle teekkül arasındaki fark)
  • tarihin aklı vardır der hegel, belki de haklıdır.

    timuçin'in cengiz han olmasına kadar geçen süreç aslında kendi dışında gelişen olaylardır. babası yesügey(bkz: yesügey/@flavius aetius) tatar ya da merkit kabileleri tarafından zehirlenerek öldürülmüş, obası basılmış, timuçin ve ailesi kaçıp ormana sığınmak zorunda kalıp zorlu bir yaşam mücadelesine girmişler. avlanmıyor diye üvey kardeşini öldürmek zorunda kalmış timuçin.

    timuçin ormandan çıkıp tuğrul han'ın* gölgesi altında siyasi olarak palazlanmaya başladığı esnada sahneye tekrar merkitler çıkar, karısı börte'yi kaçırırlar. timuçin, camuka ve tuğrul han güçlerini birleştirdikleri esnada timuçin'in obası basılan timuçin çareyi kaçmakta bulur; çünkü ona göre sadece budalalar kazanamayacağı bir savaşa girerler.

    bu sefer karısını andası camuka'nın ve tuğrul han'ın yardımı ile kurtarır, fakat andası ile arası bozulmak üzeredir. karısını kurtardıktan sonra namı bölgedeki kabileler arasında yürümüş olacak ki bu sefer karşısında tuğrul han'ı görür. tuğrul han ile camuka ona karşı güç birliği yaparlar; ama bozkırda yığınla oyuncu vardır.

    oyuna dahil olan oyuncular timuçin'i cengiz han yapacaklardır. timuçin'in savaşı kaybetmesi demek bozkırda zaten güçlü olan kerayitlerin * daha çok güçlenmesine neden olacaktır. cengiz han'ın kazanması ise aristokrat olmasına rağmen aristokratik gelenekten yoksun birini kağan ilan edilerek o kişiyi daha rahat kontrol etmeye sebep olacaktır. savaşı kazanır.

    kağan olmaya giden yolda sadece aristokrat sınıfının desteğini yetersiz görmüş olacak ki kendisine sadık adamlardan yeni bir sınıf kurmaya başlar. kağan olunca da gücünü bu sınıfa dayandırır, onlardan yeni bir aristokratik klik oluşturacak kadar. yanlış hatırlamıyorsam kağan olduktan sonra kendisini kağan yapanlara emir verince aşiret liderleri "ulan bu herifte kendini hakkaten kağan zannediyor, denyo mudur nedir?" diye tepki verirler.***

    kağan olduktan sonra güneydeki çin devletleri'nden haraç almak gerekmektedir, güneye sefere çıkar. batı xia devletini ve jin devleti'ni yağmalar.*** moğol süvarileri gobi çölü'nü geçerlerken atlarında yarık açıp kanını içerler, susuzluklarını gidermek için. böylesine bir orduyu çinliler sayıca kalabalık olsalar da durduramazlar, şehirleri yağmalanır. imparator çareyi kaçmakta görür, başkentin yerini değiştirir. kuzey çin neredeyse tamamen moğollara bırakılır.

    cengiz'e kağan ünvanını aslında oğlu ögedey vermiştir, devletinin batısında başka bir hanlık vardır; kara hıtaylar. hanlık vardır, ama taht küçlüg denilen hıyar tarafından gasp edilmiştir, tahtı kurtarmak gerekir. küçlüg bir seksen boylarında, geniş omuzlu, kıvırcık saçlı bir adamdır diyemem; nasıl bir adam olduğunu ben de bilmiyorum. kendisi hakkında bilinen nasturi ve nayman olduğu. naymanlar cengiz han'a göre zaten potansiyel suçlulardı, çünkü kendisini gür-han**** ilan eden camuka'ya bol bol yardım etmişlerdi. naymanlar timuçin'e yenilince kara hıtaylara sığınmışlar, daha sonra da küçlüg önderliğinde tahtı gasp etmişlerdi. ayrıca küçlüg'ün hristiyan olmasının bir etkisi var mıdır bilinmez, harzemşahlardan ii.muhammed ile sri derya için mevzu da çıkarmışlardı. neyse cengiz han küçlüg'e karşı olan mevzusunda galebe çaldı, kara hıtay topraklarını da kendisine kattı.

    kara hıtaylar ile harzemşahlar arasında mevzu vardı, ama kara hıtaylar ortadan kalktıktan sonra; cengiz han barışçı davranmak amacıyla ya da rakibini sınayıp bir savaş bahanesi elde etmek amacıyla harzemşahlara kervanlar yolladı. bu esnada otrar valisi belki de şahın isteğiyle kervanda casus olduğu gerekçesi ile kervana el koydu, kervancıları öldürttü. cengiz şah'a elçi yolladı, şehrin valisinin kendisine teslim edilmesini istedi*. şah teklifi reddetmedi, iplememezlik ibaresi olarak elçilerin sakallarını kestirtti*** sonra da kafalarını. kesik kafaları cengiz han'a yolladılar.

    moğollara ya da bozkırda yaşayan insanlara göre elçilerin kılına zarar gelmesi bile savaş sebebiydi ve öyle de oldu. ben diyeyim yüz bin siz deyin iki yüz bin kişilik bir ordu ile cengiz han harzemşahların üzerine yürüdü, hem de ordusunu 4 parçaya ayırarak. ii.muhammed altı yüz bin kişilik ordusu ile kılını bile kıpırdatamadı. şehirler birer birer düşmeye başladılar, otrar'da dahil. meydan larousse'de* otrar valisinin kalenin burcundan tuğlalar attığını söyler, ama çok direnemez kendisi moğollara esir düşer. ağzından aşağı erimiş gümüş** dökülür ve idam edilir.

    semerkant, buhara, ürgenç gibi şehirler birer birer düşer; cüveyni'ye göre ürgenç'te 1.2 milyon insan ve bu rakama ek olarak şehir içindeki kedi, köpek vs öldürülmüştür. moğollar zanaatkarları ve köle yapabileceklerini alırlar, eli silah tutabilecek harzemlileri hemen öldürürler, geri kalan grubu da ya kuşatmada kullanmak üzere* ya da işe yaramayacakları düşüncesi ile salarlar. gerçi ortalığı kasıp kavurdukları için canlarını bağışladıkları insanlarda açlık vs gibi nedenlerle öleceklerdir.

    şah'in peşinde ise cebe noyan(bkz: kurt cebe/@flavius aetius) ve subutay(bkz: subutay/@flavius aetius) vardır, şah üzerinde hizmetçi kıyafetleri ile hazar denizi'nde bulunan bir adada ölür. cebe ve subutay yolculuklarına devam ederler. gürcistan'ı falan ele geçirirler. bu esnada moğollar orta doğu'ya doğru yayılıyorlardı, onlara karşı celaleddin harzemşah mücadele etmeye çalışıyordu; başta iran ve afganistan'dan topladıkları birlikleri ile, elinden geldiğince.

    harzemşahlara sefere çıkmadan önce asker istediği batı xia ve jin hanedanlıkları (bkz: tangutlar) onu aşağılamıştılar. madem imparator da sensin, kral da sensin bizden niye asker istiyorsun, eğer bizi koruyamayacak isen neden han'sın demişlerdi. bu sefer cengiz'in şerefi de söz konusu idi, şerefini kurtarmak için çin'e sefere çıktı, tangut'a demokrasi getirdi. yeni imparator onunla barışmak istedi, o da olumlu cevap verdi ve bir tangut prensesi ile evlendi. kimilerine göre bir tangut prensesinin suikastı -vajinasında bıçak saklamış diyorlar, yaratıcı fikir- sonucu, kimilerine göre attan düşmesi ve ağır şekilde yaralanması nedeniyle hayatını kaybetti.

    cenazesi için çeşitli söylenceler var, kimileri yeni sütten kesilmiş bir devenin annesinin gözünün önünde kurban edildiğini ve kurban edilen yere gömüldüğünü söylerler; deve her gün yavrusunun mezarına gidermiş, böylece devenin ayak izleri karışmış ve mezarının yeri bilinemez hâle gelmiş. kimileri ise cengiz gömüldükten sonra mezarı üzerinde bir tümen askerin* at koşturduğunu ve cengiz'in mezarının yerinin bu sayede bilinemediğini iddia ederler.

    not: birebir aldığım bir kaynak yok, bu şekilde hikaye gibi anlatımı nat.geo yapmıştı vaktinde. ben genelde doğan avcıoğlu, emmanuel berl, jean paul roux, meydan larousse, rene grousset vs gibi okuduğum kaynaklardan aklımda kaldığı kısımları ile yazdım.
  • tarihte psikolojik savas ve kimyasal savas kavramlarini baslatan sahis. soyle ki:
    cengiz han her zaman bir sehre girmeden once elcisi ile haber yolar. der ki teslim olursaniz tum erkekleri oldururuz. yaslilara, cocuklara ve kadinlara dokunmayiz. ama direnirseniz hepinizi oldururuz. ayrica savaslardan sonra oldurduklerinin kafalarindan piramit yapmasi ile unludur ki buna cengiz han piramiti denir. boylece dusmanlari uzerinde psikolojik baski kurar.
    bir seferi sirasinda ordusu arasinda veba bas gosterir. kaleyi alamadigini gorunce olen askerleri mancinikla kaleye atar. bir sure sonra kale icinde salgin baslar ve teslim olurlar.
  • yöntemleri insani açıdan kabul görmese de ilk ‘küresel soğutma"yı gerçekleştirmiş, tarihin gördüğü en büyük çevrecidir.40 milyon insanı öldürmüş böylece gözardı edilemeyecek denli geniş çapta ekili toprağın bitki örtüsüyle tekrar kaplanması sağlamış bu da beraberinde karbondioksitin geri emilimini getirmiştir. bitki örtüsü ve toprağa zarar vermemek için ev yapımını yasaklamış çadırlarda yaşamayı mecburi kılmıştır.suya işeyen veya suyu kirletenleri idam ettirmiş,doğaya zarar vermesi nedeniyle fethettiği şehirlerde ilk iş olarak barajları yıktırmış barajını yıktığı merv şehrinin sular altında kalmasına sebebiyet vermiştir.
  • bir bilgi yanli$i var gibime geliyor, soyleyelim hemen her kaynakta geceni. cengiz han cin seddini a$an tek hukumdar degildir. bilmiyorum kac ki$i a$mi$tir, fakat bildigim $udur ki cin seddi hun akinlarina kar$i in$a edilmeye ba$lanmi$tir; yalniz illa tek bir hukumdar ornegi verilecekse bizzat mao duna kar$i in$a edilmi$tir diyebiliriz. mao dun da in$a edilirken de edildikten sonra da bu seddi bircok kereler a$mi$tir, fakat cengiz han gibi cin'i fethetmek yerine bu ulkeyi vergiye baglami$tir.bunun sebebi de cin kulturunun turk kulturunden daha kuvvetli oldugunun bilincinde olmasi, ve halkininin asimile olma ihtimalinden korkmasidir. mao dun ayrica ordusunu tugay, tumen $eklinde kademelere ayiran ilk ki$idir ve ordusunun manga duzeni cengiz han tarafindan da hemen hemen ayni $ekilde alinmi$tir. lutfen tarihi gercekler hakkinda fikir belirtirken biraz daha dikkatli olalim.

    editlerden esintiler:
    evet, kizgin ama yine de acikoturumcu samimiyetle yazmi$im. halbuki herhangi bir yerinde "turk olup olmadigi mechul olan cengiz han" bile dememi$im, o da ilginc.

    darklydarkened ilavesi:
    (#2283249)"yalnız mao dun'a karşı yapılan çin seddi bugünkü çin seddi değil. bugün bizim bildiğimiz çin setti 16. yy'da mı ne yapıldı.

    30 mile kadar uzayabilen ve aralarda kapı yolları olan, toprak ve ahşaptan yükseltme bir set vardı ilk yapıldığında. amacı duvar örmek değil kuzey steplerinden çin'e uzanan yolu sınırlandırmak, kontrol etmekti. işe de yaramadı tabii."
hesabın var mı? giriş yap