biri adsl

• üyeliği sonlandırdıktan sonra kampanya taahhütü dolsa bile modemini geri isteyen firma. helal olsun gerçekten. süzme sıfatını hak gördüğüm firma.
  
  (bkz: bunlar babadan oğula nesil herhalde)
• biraz once beni ev telefonumdan arayıp (digerleri gibi) 24 aylık sözleşme yapmaya ikna etmeye çalışmış iss dir.
• turkcell'in superonline atağına karşılık olarak vodafone'un koç.net'i satın alması ile gelişeceğini düşündüğüm ama her geçen gün kalitesini yitiren iss dir.
  
  evimdeki internet internet değil. ttnet'den şikayet eden insanlar bu biri adsl gerçeği ile yüzleşseler ne düşündüğümü anlayacaklardır. call center'ındaki konuştuğunuz insanlar sanki "iş işten geçmiş, artık sizin internetten adam olmaz" ukalalığı ile konuşuyorlar.
  aldıkları arıza kaydından 2 gün sonra arayıp "bir sorun varmış hallettik" diyorlar ama hiç bir şey değişmiyor tabiki.
  size hızın ne kadar yavaş olduğunu anlatayım: çok yavaş... o kadar yavaş ki geçen hafta romanya'dan bir arkadaşım geldi. o dahi dalga konusu yaptı bizim interneti.
  -tükiye'de internet ne kötüymüş. gibi şeyler söyledi. utandım yemin olsun.
• 18 aydır kullanıyorum, herkangi bir sorun yaşamadım, yalnız saçma sapan bir fatura sistemi var, kira gibi, oturmadan/kullanmadan faturanız kesiliyor.
• hızımı 8 mbps den 6 mbps ye düşürmeye çalışan temsilciler barındıran isp.
• tanıtım için arayan temsilcilerinin teşekkür edip ilgilenmediğinizi söylediğiniz anda cümlenizi bitirmeden suratınıza telefonu kapatmak gibi ilginç bir huyları var. destek hatlarını arayanlara ne yapıyorlar artık onu düşünmek bile istemiyorum.
• bugün beni 4 defa arayan iss. lan adamlar inat etmiş ''illa da seni abone yapıcaz 24 ay taahhütü sana çakacaz'' diye. ilk arayışlarında bir bayanla görüştüm. işte bilmemnerede mi oturuyorsunuz, internetiniz var değil mi, kaç lira ödüyorsunuz gibi sorular sorunca dedim dinleyelim bakalım sonu nereye varacak. abla taramalı gibi başladı işte, ilk 5 ay 7 tl mi ne ödeyeceksiniz, internet hızım değişmeyecek, falan fıstık şahane über internet diye. sonra ben ''ablacım iyi güzel anlatıyon da bana ne kadar taahhüt çakacan?'' diye daldım lafa gayet öküz bir ifade ile. bu tanıtımcılarla yumuşak konuşursan, adamı 40 saat kitleyip 50 defa tekrar ararlar biliyorum. neyse bu 24 ay deyince ''oooh anlat anlat güzel oluyor'' dedim ve çat diye telefon kapandı suratıma. bu olaydan rahatsız olmak yerine konuşmayı kısa tuttuğum için gayet mutlu mesut bir şekilde işime geri döndüm. vicdanen de rahattım hani, ne kötü davrandım ne de hakaret ettim.
  
  neyse, bi yarım saat sonra beni başka bir numaradan bu biri adsl tekrar aradı, açmadım. lan ısrarla arıyorlar adamlar. en sonunda annem ''aç birine bir şey olmuştur belki'' dedi. kadın bile kıllandı bu ısrarlardan. sonunda açtım ve hayatımın en fantastik call center görüşmesini gerçekleştirdim. aynen şöyle:
  
  -merhaba abi ben vodafone biri adsl'den arıyorum. ^{* *}
  
  bu cümlenin ardından kısa bir dumur yaşadım. normalde hiçbir call center çalışanı karşıdaki potansiyel müşteriye ''abi, kanka, panpa'' diye hitap etmez ama bu adam birden cümleye bu kadar samimi bir şekilde girince birden yumuşadım. vodafone benim öküz olduğumu anlamıştı ve aynı frekansta konuşabilmemiz için karşıma bu sefer esnaf bir kardeşimizi çıkartmıştı beni tavlayabilmek için.
  
  +merhaba kardeşim.
  -abi şimdi sen internete ne kadar ödüyon?
  +80 lira bir şey
  -abi sen kazık yiyon biliyon di mi?
  +!'^+%&???
  -bak şimdi biz o interneti sana ilk beş ay bilmem kaça veriyoz falan..
  +ya güzel kardeşim aynısını az önce bi kadın aradı o da anlattı ama ben 24 ay taahhüt yapmak istemiyorum.
  -yok abi taahhüt falan. hangi kadın aradı seni? adını verdi mi? söyle bulayım. yanlış demiş o sana.( vay amk bir an kızı bulup getirecek sandım)
  +yahu güzel kardeşim kim sana 5 aylık interneti o fiyattan verir. sen izin vericen mi benim basıp gitmeme. tatlı tatlı yemenin acı acı (sessizlik) yaaani.
  -güzel abicim vallaha yok! bak ben sana göndereyim kargocu çocuğu anlaşmayı getirsin, oku; istemezsen imzalama(ulan çocukla 2 ekmek bi maltepe gönderiyo sanki)
  +ya bilader ben istemiyorum interneti değiştirmek falan. taahhüt çakacak senin o şirketin(eyytere be)
  - eyvallah abi sen bilirsin
  +eyvallah karşim.
  
  aradan 3 saat geçti ve hala arıyorlar. en son tuvalette yakalandım. la resmen eve geç kalınca ısrarla arayan ebeveynden farkları yok. istemiyorum olm. istemiyorum lan!
  
  not: samimi bir müşteri temsilcisi ile konuşmak isterseniz, içinizdeki öküzü serbest bırakın ve karşınızdaki telefonu kapatsın. birazdan samimi bir esnaf kardeşimiz ile geri döneceklerdir.
• kendilerini bırakmamın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen peşimi bırakmamış.
  
  ayıplı hizmet vermesi yetmiyormuş gibi, modemi teslim alacağı söylenen kurye gelmediğinden (işi çıkmıştır herhalde), kargo ile modemlerinin teslim edilmesi istenmişti. 7 ay önce gönderilen modemin önce teslim alınmadığı iddia edilmişti,
  
  durum üzerine faks ile kargo firmasının dekontu taraflarına gönderilmişti.
  
  6-7 ay sonra(birkaç gün önce) telefon ederek modem ücreti talep edildi. müşteri hizmetlerine ulaşabildikten sonra bize söylenen modemin kırık olarak ulaştığı söylendi. bu sefer de kargo firmasından modemin oraya sağlam teslim edildiğine dair belge isteniyor!
  
  kargo firmasının işi gücü yok oturup modem çalışıyor diye test etmesi bekleniyor.
  
  benim bildiğim bir kargo firmasından bir ürün geldi mi açılır, sağlam gelmiş mi diye bakılır, eğer kırıksa kargo firmasında teslim tarihinde zabıt tutulur.
  
  zaten ayıplı hizmet verdiği yetmemiş gibi müşteri kaçtıktan sonra da aymazlığa devam etmektedirler:
  
  (bkz: biri adsl/@tolginho)
• kargo firmasından aldığım bilgiye göre hemen hemen tüm iptal taleplerine kurye göndermeyip modeminiz hasarlı numarası yapan firma.
  
  aynı sorundan ötürü her gün en az 10 kişi kargo firmasını arıyormuş. hatta ben kargo takip numaramı bile söyleyemeden kargo yetkilisi koç.net olarak firmanın adını telafuz etti bile. o derece.
• nedense birkaç dakika önce kırık olarak kabul ettikleri modeme ait faturayı iptal etmiş firma.
  
  bu da tüyü oldu.