• adanalı olmama rağmen acı yemem, fakat bu çorba... allah'ım...

    (bkz: kanatlandırır)

    önce güzellemesini yazalım, sonra da nasıl bir şeydir, nerede yenir ve oraya nasıl gidilir ondan bahsedelim.

    efendim şöyle k; eğer sarımsaklı-baharatlı tatlardan hoşlanıyorsanız, allahın adını verdim, sırf bu çorba için antep'e gidilir. ki antep'in ali nazik'ini küşleme'sini filan da saymıyorum daha bak, sırf bu çorba için dedim. öyle bir şey. net.

    biz istanbul bebeleri olarak sabah sabah ağzımıza o kadar akar kokar şeyler sokmayız. fakat gelin görün ki, sabah "anında ayağa kalkmak" denen şey öyle kahvaltılık mısır gevrekleriyle, efendim simit rezidansı sandviçleriyle filan olmuyor canlar. önüne fokurdayarak gelen, o sarımsak ve pul biberden müteşekkil kaşığı ağzına atacaksın. ilk başta bi "bu ne lannnn!!!" olabilirsin, normal, biz nazik (!) insanlarız. fakat devam et. kaynayarak geldiği için çok zor soğur, fakat pes etme. bekle. bitirince, sanki antep'e gelmek için 3.30'da uyanıp 5.45 uçağına binen sen değilmişsin, sanki o beyranı içene kadar gayet uykunu almış ve enerjik bir güne başlamışsın gibi olacak.

    çorbanın tipi şu şekil, fakat linkte lütfen sadece görsele bakınız. tarifle zaman kaybetmeyiniz çünkü yapılacak şey değil bu. eğer adana-kozan paçasını bileniniz varsa, beyranı ilk içtiğinizde "hmm paçanın pirinçlisi sanki bu..." diyebilirsiniz ama öyle de değil.

    efendim, bakır taslarımız önce katılaşmış kuzu yağı ile sıvanıyor. sonra, bu tasa haşlanmış pirinç konup onun üzerine de on numara haşlanmış kuzu eti didikleniyor. yandaki usta bu tabağı alıp, ateş fışkırtan bir ocağın üzerine tutuyor. ocak dediğim, ne bizim evlerdeki gibi ne de öyle fırınsal bir şey. buyrun burada görseli var, gerçi yeni şafak linki ama ne yapabilirim ancak bunu buldum. (sabit mesnet'ten gelen edit: bildiğin oksijen kaynağı o yau. nasıl aklıma gelmediyse...)

    tas hala ocaktayken, üzerine tam dolu olmayan bir kepçe kadar et suyu dökülüyor. yalnız o et suyu dediğimizde muhtemelen hayatınızda yediğiniz sarımsağın toplamı kadar sarımsak var. sonra bir avuç pul biber ekleniyor ve akabinde tekrar, bu sefer daha fazla et suyu. zaten biber öyle yoğun ve ateş öyle harlı ki, et suyunu dökünce çorba hemen kıpkırmızı oluyor ve fokurdamaya başlıyor. o fokur fokur haldeyken de sizin önünüze geliyor.

    eğer bir yemekte sarımsak varsa limon da olmalıdır kanaatimce, o yüzden ben bolca limon da sıktım. acıya çok alışık olmadığımdan, limon benim için zaten gerekliydi. ama on numara bir hareket yapmışım, çok yakıştı.

    bakın tekrar söylüyorum, çok sıcak ve çok acı gelecek. yılmayın. gerçekten çok iyi geliyor, dediydi dersiniz.

    antep'e gittiğinizde beyran yapan birçok yer göreceksiniz. fakat bu çorbanın en meşhur ve en tavsiye edilen adresi metanet lokantası'dır. nitekim, metanet'e doğru yürürken pek çok beyrancı geçecek ve hepsinin boş olduğunu, fakat metanet'in bayağı bildiğin "dolu" olduğunu göreceksiniz. google'da haritasını bulamadım ama adresi var, buyrun: kozluca mah kozluca cad no: 11 tekke camisi civarı şahinbey

    tavsiyem, antep'e sabah inerseniz ilk önce buraya uğramanız yönünde. eğer uçakla gidiyorsanız, havaş'tan merkezde inin. havaş zaten "şehir merkezi kalmasın" diye uyarıyor ve neredeyse herkes iniyor. ama yine de söyleyeyim, eski adliyenin orada ineceksiniz. indiğiniz yerden biraz ilerleyin, kısa olan yol şu şekilde: iki adım sonra sağa dönen, trafiğe kapalı bir cadde göreceksiniz. gaziler caddesi olması lazım. oradan girin dümdüz devam edin. (bu arada belirtmeyi unutmuşum, toplamda en fazla 15 dakika yürüyeceksiniz.)

    bonus track: yürümekte olduğunuz caddenin soldaki sokaklarından birinde katmerci zekeriya usta var ama hangi sokak bilmiyorum. uçaktan inen insanları takip edin, kesin oraya giden vardır. ya da sorun. gaziantep'liler yardımseverdir.

    eski saray caddesi yolunuzu kesecek ve meydan gibi bir yere çıkacaksınız. saat henüz erken olduğu için görmemeniz normal, fakat o meydan aslında insanın gözünü döndüren bir baharat salça vs. pazarı. birkaç saat sonra buraya tekrar gelmenizi tavsiye ederim. neyse efendim, meydanın karşısına geçin. şehitler caddesi'ne çıkmanız lazım. zaten burada herhangi birine metanet'i sorsanız yeterli olur. ama "yok sormayalım, biz yolumuzu buluruz" yollu erkeksi bir tutum içindeyseniz ben devam edeyim: şehitler caddesi'nde giderken sağ tarafınızda tahmis kahvesi olmalı, sol tarafınızda şimdi adını unuttuğum büyük bir taş han olmalı vs vs.

    o caddeyi bitirince sağa dönün. yol zaten hemen iki adım sonra sola dönüyor. işte kozluca caddesi ve işte solunuzda metanet lokantası.

    çorba 9 lira. su zaten ibrikte geliyor. iki kişi 18 lira verip kalkıyorsunuz.

    bu antep'e 3. gidişim oldu. ilkinin yıldızı küşleme idi, ikincisinde iş için gitmiştim fazla oyalanamadım ama bayazhan'ı keşfettim. bu gidişin yıldızı ise budur. beyran. rules. uuu beybi.

    (not: haftasonu seyyahları için detaylı ve "kullanıcı dostu" bir antep rehberi yolda, geliyor.)
  • ayıntap'tan bildiriyorum şu an, iddia ediyorum ben bu lezzet fırtınasından bi kazan içerim. hayvan gibi sarımsak kokarım belki ama duraksamam, içerim. yılların çorbacısıyım böle kase... o diil lan, böyle çorba görmedim.

    bakır şeyde içiliyo sanırım bi de ya da bana öyle denk geldi ama çok güzeldi o şekilde. habarınız olsun. yaşasın gazıantap.
  • icine bol miktada pul biber atilir, lezzetine lezzet katar. biber beyran sevis yapilmadan önce asiri harli ateste tekrar isitilirken atilmalidir. hatta kimi antepliler kendi biberlerini yanlarinda getirip onun kullanilmasini isterler. bu sekilde kullanilan biberler genelde aciligindan ve aromasinin yogunlugundan dolayi beyranin rengini kan kirmiziya cevirir. adamlar aci konusunda asmis.
  • kadıköy dürümcü emmide yediğinizin gaziantep'te ki ile alakası olmayan çorba.
  • özellikle antep'te kelebek restoranda yapılan beyran da enfestir. hatta restoranın müdavimi olduğum için sanırım, bana sunulan beyrana daha bir özen gösterilirdi. gaziantep'ten ayrıldıktan sonra kadıköy'de şu hiç bitmeyen "meşhur" illetine uygun bir antep lokantasında arkadaşlarla beyran ısmarladık. tabii ilk kaşıkta meşhur lokantasının beyrandan ne kast ettiklerini anladık. garson, "bu ne?" soruma karşılık aldığım "beyran" cevabından tatmin olmadığımdan sanırım, ekledi:"dana etinden ama." eee kardeşim dana etinden beyran olmaz, dana etinden çorba yaptıysan ona beyran deme, hatta o meşhur antep lokantası tabelasını da sök, fast food dükkanı aç kendine.
  • antep'te bu isin ustasi metanet'tir.
  • antepe ozgu sabah saat altida yenen dibinde pilav ustunde corba gibi kuzunun boyun yaginin eritilmesinden olusundan seyler bulunan agir yemek
  • antepli şakasıdır.

    - tekrar hos geldiniz antep'e.
    + hos gorduk hos gorduk :)
    - guzel bir kahvalti yapalim dedim toplantiya baslamadan.
    + ehehe ne gerek vardi efendim.
    - beyran icer miyiz?
    + beyran mi? :0 namini duydum, tesekkur ederim. ('yok istemez, ziyade olsun' dercesine elimi bogrume goturdum, kafami one dogru uzatip cektim)
    - garson, oluum bir beyran, 3 tane de kahvalti menusu.

    dedim icimden "e nihayetinde adam antepli, sabah beyran icmeden yapamaz, midesi kim bilir ne haldedir".

    - beyran beyefendinin.
    + nasil benim?
    - size soyledim ben. antepliler ikramin geri cevrilmesini hic sevmezler.
    + istemem demistim ben, elimi boyle iman tahtama goturmustum.
    - antepliler asla ....
    + neyse yiyeyim madem :(
    - bitirin onu, cok guzel bir sey o.
    + tabakta birakma huyum yok :(

    adam serpme kahvaltidaki kaymagi, tereyagi, bali, peynirleri, sicak pofidik ekmeklerle lop lop yutarken; ben kasigi kaldirdikca kasiktan sarkan et parcalarini agzima sokmak icin agzimi timsah gibi aciyor, her yudumda mayhosluk dudaklarimi buzuyor, her yutkunusumda mideme bombalar atiliyor, gozlerim cil cil oluyor ve 'antep'e iyi ki de gelmisim' dercesine memnuniyet gulucukleri atiyorum ev sahibine.

    o pofidik ekmekten bir lokma alamadan, bir yudum cay icemeden, kaymagi tereyagina katamadan sofradan kalktim cunku beyran tabagini bitirdim. el kadar cocuktum oysa, sutburger yiyecek yastaydim. oracikta buyudum, oracikta saclarimi agarttim, oracikta johnson ve preko'lu, bjk'ye tabata'yi 8 milyon oyro'ya satan antepli oldum.
  • eger bir geziye cıktıysanız bir sürü şey yiyip içecekseniz kesinlikle bu corbayla baslamamalısınız damak gezintisine. çünkü o kadar lezzetlidir ki daha sonra yenen hiç bişeyden tat alamazsınız, sarımsak kokusu eşliğinde acı, uff üstüne limon bööle iplik iplik acılmıs et parcaları derkeeen, terleye terleye yersiniz akabinde nice big kingleri buffalo sosla helak ettik, o bile tatsız gelir.
  • saat 11'den sonra antepte bulunamayan yemek.
    bol kalorili içerdiğinden sadece sabahları yapılıyor ki geceye kadar eritilebilsin.
hesabın var mı? giriş yap