hesabın var mı? giriş yap

  • evimin yanında kreş olması sebebiyle her sabah gördüğüm manzara.
    annesinin peşinden sürüklene sürüklene, ayakta uyur vaziyette kreşe bırakılan çocuk bu.
    küçücük yaşta yaşam kavgasına girişmiş bebecik.
    bir bıraksalar oracıkta kıvrılıp uyuyacaklar oysa.
    lan bir insan 3 yaşında mı başlar hayatın yükünü yüklenmeye?
    bir kaç sene sonra da okul derdi başlayacak.
    sonra sınavdı, ygs lgs igs hayatı sikilecek garibimin.
    sokaklarda topaç çevirmek, akşam ezanına kadar maç yapmak hiç olmayacak hayatında.
    varsa yoksa ders, sınav, koşuşturmaca.
    dershane, rekabet ve başarılı olma zorunluluğu.
    şu an ne olduğunu tam idrak edemese de birşeyler oluyor.
    tv'de mutsuz insanları görüyor.
    nefretten gözü dönmüş amcaları görüyor.
    polisler var, sirenler çalıyor.
    sonra uyku saati geliyor.
    sabah gene annesi uyandıracak.
    süklüm püklüm annesinin peşine takılıp kreşin kapısına bırakılacak.
    akşama kadar annesini özleyecek.
    debe edit:
    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)

  • ben bu kadini taniyorum.

    14 mayis'ta gavura vurur gibi muhru ampule vurdu. opusmeyi gunah belledi ama milyonlarca isgalciyi, ekonomik krizi, yalan, dolani, hirsizligi onayladi. ama birbirini seven iki kisinin opusmesine dayanamadi, ahlaksiz dedi.

    bu kadini hepimiz taniyoruz. ulkenin yarisindan 2% daha fazla sayilari.

  • "atiba'yı çok büyülüyorsunuz. bana yoldan 10 tane 12 yaşında çocuk getirin, 18 yaşında 10 tane atiba olarak size geri vereyim" demiş trt yorumcusu.

    valla sergen'cim senin eline 18 yaşından küçük çocuk versek en fazla almanya liginden uzak durur gibi geliyo bana.sürpriz çok.

  • ibb kasım 2020 meclisi 2021 yılı bütçe görüşmelerinde , ibb başkanımız ekrem imamoğlu'nun kendisine atılan iftiraya yaptığı kapaktır.
    ibb'nin dezenfektanı neden gürpınar meslek lisesi'nden temin etmediğini soran ve beylikdüzü'ndeki meslek lisesinin yerini bile bilmediğini düşündüğünü söyleyen akp'li yavuz selim tuncer'e ibb başkanı ekrem imamoğlu, "o lisenin kütüphanesini ben yaptırdım. istersen gidip bakabilirsin" yanıtını verdi.

    ilgili video

    başkanımızın kapağının ispatı twit
    twiti bulmamda gianvito rossi adlı kullanıcıya teşekkür ediyorum.

  • her ne kadar spielberg bu kızı filme katarken gerçek bir karakterden esinlenmese de schindler's list gösterime girdiğinde roma ligocka adında bir kadın o tarihlerde toplama kampında olduğunu ve üzerinde de her zaman kırmızı bir manto bulunduğunu söylemiş, çeşitli tanıklarca da olay doğrulanınca the girl in the red coat: a memoir adlı kitabı yazmıştır. kitap türkçeye de çevrilmiş ve kirmizi mantolu küçük kiz adıyla altın yayınlarından çıkmıştır.

    kalbinde insanlık için yeterince yer olanlar hem kırmızı mantolu küçük kızlara hem filistinli ya da lübnanlı çocuklara üzülebilir. ne de olsa savaşları onlar çıkarmıyor.

    ne gavura kızar oruç bozarım ne de bu saatten sonra sağa sola gamalı haç çizer heil hitler diye bağırırım.

  • otobüse beraber bindik. taksime doğru gidiyoruz. ayakta ortadaki direğe tutunuyorduk. çok koşmuştum peşinden belli ettim hislerimi ama açılamadım. en azından ayıkken. geldi elimi tuttu. tutuş o tutuş.

    hiç konuşmadık yüzümüzde bir gülümseme ile galata kulesine kadar yürümüşüz. bir banka oturduk. nasıl bir mutluluk bendeki. etraftaki binaların pencerelerine bakıyorum. mayıs ayı böyle baharın da serin mi sıcak mı belli değil havası. dünya gözümde kocaman bir yumak gibi. ben çeviriyorum o dönüyor.

    o an hayatımın en güzel anı idi. çok sonra, o banka yolumuzu düşürüp evlenmek istediğimi söyledim; ağladık. pano'ya gidip sarhoş olduk. seneler geçti hala sarhoşum.

  • zamanın ne kadar acımasızca ve hızlı geçtiğini hatırlatan efsane oyunlardan, hala pc'ye konsola cd'si takılır ve oynanır, kendini oynatır; tonla oyun çıktığı halde bu oyundan alınan tad hala hiçbir oyunda yok.

  • kendisi son derece başarılı bir hanım kızımız herhalde. tebrik ederim. umarım gider istediği yere.

    buraya kadar tanımdı, tırıydı, vırıydı.

    şimdi esasa gelelim. bu tip videoları izlerlerken yerin dibine geçen sessiz binlerden biri olarak söylüyorum. yapmayın böyle şeyler lütfen. ortalık gerekli gereksiz yüzlerce başarı hikayesi kaynıyor. çoğu pek çok kişi için herhangi bir anlam ifade etmiyor. dolayısıyla bir bağ kurmak zorlaşıyor. nihayetinde kimse böyle postmodern dilencilik zırvalarına maruz kalmak zorunda değil. kazanıp kazanmayacağı belli olmayan eleme için new york'a gidip oldukça külfetli masraflara katlanabilen biri burs bulmak için de daha asil yollar arayabilir. sıkıldım. bitti.