hesabın var mı? giriş yap

  • bu mantikla sucu allaha yuklemek de mumkun. fantastik bir ulkeyiz.

    --- spoiler ---
    sayın demirel’in 1991 yılında popülizm sonucu emekli yaşını 38’e kadar indirmesidir. o dönemde de ssk’nın genel müdürü kılıçdaroğlu’dur.kilicdaroglu'nu da yaratan allahtir.
    --- spoiler ---

    edit: taytsiz kral'in uyarisi ile, -de ayri.

  • (bkz: malcolm gladwell)'in (bkz: outliers) isimli eserini okursanız konu çok daha anlaşılır olacaktır. başarı, zenginlik, güç, para, şan, şöhret gibi kavramlar yalnızca sizin elinizde olan ve yalnızca sizin kişisel çabanızla elde edebileceğiniz şeyler değildir. doğduğunuz tarih, okula yazdırıldığınız gün ya da içine doğduğunuz aile sizin kaderinizi şekillendirmekte büyük bir rol oynar. elbette çalışarak, 'deneyerek' zengin olabilirsiniz ancak insanların fakirliğine sebep olarak "denememelerini, daha çok çabalamamalarını, daha çok 'yenilmemelerini', ellerinden gelenin en iyisini yapmamalarını" sunamazsınız. tüm bunları yaptığı halde yine 'fakir' olarak hayatını sürdüren onlarca insan vardır. hayatta her şey birbiriyle ilişkili.

  • küresel ısınmanın etkilerinden sadece biri olan yağmurdur. çok daha beterlerini göreceğiz, bunlar daha alıştırma turlarıdır.

    küresel ısınmanın; sel baskınları, sert tornado benzeri fırtınalar, hayvan ölümleri ve birçok türün yok olması, kıtlık gibi bir çok etkileri olacaktır.

    insanoğlu ağaçları keserek nasıl ayağına sıktı, bugün bunun küçük bir etkisini yaşayacağız.

  • 2008 yılından beri motosiklet tepesinde olup yılda 100.000km civarı yapan bir insan evladı olarak bazı şeyler söylemek istediğim başlıktır.

    1- 250cc sıfır alacağına bilmemkaç model 2. el r6 al diyen arkadaşlarınızı takmayın. eğer böyle bir düşünceniz varsa bir an önce vazgeçin. hele ki eliniz anahtar tutmuyorsa sanayide hem ayranınız dökülür hem de istemediğiniz şeyler yaşanır. mümkünse sıfır veya sıfıra yakın olsun ufak hacim olsun sizin olsun.
    2- bütçeniz kısıtlıysa çin yerine hintli motosikletlere bakın
    3- yamaha veya honda gibi akredite olmuş bir kurumdan mutlaka eğitim alın. sizi ehliyete hazırlayan hocalar bir sikim bilmiyorlar. ayrıca bu kurumlardan aldığınız eğitim sertifikasını kasko sigorta yaptırırken sunduğunuzda masraflardan indirim alabilirsiniz.
    4- ihtiyaçlarınızı iyi belirleyin. vitesli motosikleti öğrenmek gibi özel bir isteğiniz yok ve sadece sağa sola gitmek için alacaksanız scooter alın. yağmurda çamurda ayaklarınız ıslanmadan, bagaja laptopunuz market alışverişiniz vb koyarak insan gibi işinize evinize gidip gelin.
    5- ekipmanınızı olabildiğince iyi hazırlayın. şekline değil ürünün kalitesine önem verin. mont ve eldiven ikinci el alınabilir ama kaskı ikinci el almamanızı öneririm. bilinen markalarla beraber fiyat performansı çok üst düzeyde markalar da var. pahalı = iyi değildir.
    6- ekipmanınıza yatırım yaptığınız gibi lastiklerinizin de iyi olmasına özen gösterin. motosikletlerde en temiz maliyet düşürme noktası lastik olduğundan fabrikadan genelde daha az silikalı ucuz lastiklerle gelir. unutmayın; yere tutunduğunuz tek şey bir avuç kauçuk parçası.
    7- motosiklet gruplarına girdiğinizde bol keseden atan dalyaraklar göreceksiniz. bu dalyarakları anlamanın yolu üzerlerindeki ekipmana bakmaktır. 10 liralık motor alıp 1 liralık ekipman giyiyorlarsa orada bir sorun var demektir. bilinçli adam 5 liralık motor alıp 5 liralık ekipman giyer.
    8- allah için grup sürüşüne gitmeyin. gaza gelip gideceksiniz ama giderseniz neden allah için gitmeyin diye yalvardığımı anlayacaksınız.
    9- yolun kenarından giderseniz üstünüze çıkarlar. trafiğin akış hızında ilerleyin ve şeridinizi sahiplenin.
    10- arabaların arkasından gitmeyin. trafikten bir tık daha hızlı şekilde önünüzü temizleyerek filtreleme yaparak ilerleyin. bu sayede önünüzdeki malın telefona baktığı için bomboş yolda yaptığı fren sizi etkilemez veya yine aynı telefona bakan bir malın arkadan gelip size çarpacak olmasını engeller.
    11- ışıklarda durduğunuzda veya trafiğin aniden durduğu anlarda mutlaka araçların arasına girerek öne doğru ilerleyin. arabanın arkasında beklerseniz gelip duramayan biri vurduğunda sandwich olursunuz. araba olsanız sadece airbagleriniz açılır ve boynunuz biraz ağrır ama artık motosiklettesiniz. başka şeyleriniz açılır.
    12- 50cc almayın. çünkü maksimum 45 yapan motosikletle ilçe değiştirmeniz gerektiğinde istanbul gibi şehir içi yollarda 100-120 hatta 140-150 giden adamların arasında yaşama şansınız yok. bodrum, kuşadası gibi ufak yerlerdeyseniz başka.

    sorusu olan yeşillendirebilir. doblolara dikkat.

    debe editi:

    (bkz: 4-11 nisan haftası deprem bölgesi ihtiyaç listesi)
    (bkz: depremzede engellilere duyuru)
    (bkz: gönüllü eğitimciler platformu)
    (bkz: depremzede öğrencilerin eğitim ve kitap sorunu)

  • "teröristlerin afganistandaki mağaralarından 3g bağlantı kurup video paylaştığı günümüzde, dükkanın arka kısmında çekmeyen vodafone'u kınıyorum."

  • geçen hafta oğlumuzu kreşe yazdırdım. özel eğitim aldığı okuldan çıktıktan sonra iki saat oyun grubunda diğer çocuklarla oynasın, onlarla aynı masada yemek yesin, yaşıtlarını görebilsin istedik.

    okulun sahibini görmeye gittim ve durumumuzu tüm detaylarıyla anlattım. oğlumuzun konuşamadığını, dikkat eksikliği sebebiyle herhangi bir oyunu sürdürmesinin çok zor olduğunu, başkasıyla yemek yerken rahatsız olduğunu, zaman zaman aşırı hareket isteği duyup düz duvara tırmandığını söyledim. diğer çocukları engellemek istemediğimizi ama aslında ihtiyacımızın tam olarak da diğer çocuklar olduğunu, olası aksilikleri engellemek için bakıcısının gölge öğretmeni olarak her an oğlumuzun yakınında olacağını belirttim.
    hiçbir şeyi gizlemedim, gerekirse tam gün parası vermeye razı olduğumuzu bu tür durumlara alışık olduğumuzu söyleyince kadın güldü bana.
    "iki saat geliyorsa ona göre ödersiniz, diğer aileleri ve çocukları merak etmeyin, ben burdayım, çocuğunuz bize emanet, el birliğiyle toparlayacağız" dedi.
    mücadeleye, gerekirse savaşa gitmiş birinin dayanışmayla karşılaşması pek rastlanan bir durum değildir, afallıyorsunuz. içimden kadına sarılmak geldi ama zırhım müsaade etmedi.

    her gün soruyorum bakıcısına bugün naptı, ne yedi, çocuklara yaklaştı mı, oyunlara katıldı mı diye. dün akşam üstü telefonuma bir video geldi, 5 yaş grubu olarak bahçedeler, öğretmenleri içinde yönergeler olan bir şarkı söylüyor. çocuklar da hem şarkıdaki yönergelere göre dans ediyor (zıplama, sağa sola sallanma, hayali elma toplama, ismi söylenince yere oturma gibi) hem de şarkıya eşlik ediyor. kamera bizimkinde, yakında da 4-5 çocuk var. bilmeyen biri oğlumun farklılığını anlayamaz, o kadar güzel ki, salya sümük izliyorum. bir de bir kız çocuğu var dans ederken sık sık bizim oğlana bakıyor, kolunu okşuyor, baya seviyor yani bizim danayı. belli ki beğenmiş.
    şarkının sonunda herkes yanındaki arkadaşına sarılsın deniyor. bir anda herkes birine sarılıyor ama bizimkine kimse kalmıyor. çok kısa bir an ne yapacağını bilemeden öylece kalakalıyor. ben bıçaklanmış gibi bir acı hissediyorum o kısa anda. sonunu izlemek istemiyorum aslında ama kendime diyorum ki "alıştır kendini bunlara, daha iyi günlerdesin." ama o kız var ya hani, sarıldığı diğer küçük kızı bırakmadan oğluma da açıyor kollarını, bizimki de hemen sarılıyor. üç yavru sarmal şeklindeyken bitiyor video. dünyanın en güzel kısa filminde oynuyorlar benim için. dün akşamdan beri kaç kere izledim bilmiyorum. kendimi hep en kötüye alıştırmaya çalışsam da deli gibi korkuyorum oğlumun yalnız kalmasından. dün o kız açtı kollarını, belki bu güzel günlerin habercisidir.

    neyse ben gidip müstakbel gelinime beşibiryerde gibi bişey alayım. ne alınıyor ya gelinlere, ontaş alayım, at alayım. *

  • hoşlanılan kız, bizim evdeki şofben değilse eğer sıkıntı büyük demektir. gerçi hoşlanılan kızın bizim evdeki şofben çıkma ihtimalini büyük bir mesele gibi görmeyişim de apayrı bir değişik. iki ucu boklu değnek. şofben çıksa yine iyi. usta çağırırsın halledersin. ya değilse? gerçekten ağır bir trajedi. insan üzülmelere doyamıyor.

  • yapılıp yapılamayacağını merak ettiğim hadise. misal atıyorum bulgaristan sınırına yollayalım insanımızı. her gün birer metre ileri gitsinler yavaştan. eğer birader hayırdır filan derlerse hemen "ne hayırdır ya biz zaten burdaydık olm" filan deriz. ölüm yok savaş yok. tsk beni general yapar mısın pls teşekkür ederim. taktikçiyiz.