ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eski sevgilinin unutulduğu an
-
bi kaç saniye önceydi. niye hatırlattın lan it !
diyarbakır'da yapılan evsiz sosyal deneyi
-
“sen yemezsen bize daha zahmettir...”
mücahit, yekta, süleyman, fatih ve diğer güzel yürekli insanlara selam ederiz.
s. oğan'ın adının yanlış yazılmasına dayanamaması
-
yazan kişi o olmamasına rağmen kadına 5 kez "özür dile" diye ısrar edip, kadının erdemiyle ilgili yorum yaptıktan sonra kadın özür dileyince de "estağfurullah" diyen birini içerir.
kadında iki göğüsün arasından geçen emniyet kemeri
-
bayramda iki göğsün arasından geçen emniyet kemeri hayat kurtarır.
araya sosyal mesajımı sıkıştırır, uzaklara bakarım.
1 ağustos 2021 ibrahim karagül'ün attığı tweet
-
chp'nin orman yangınlarında pkk'yla birlikte hareket ettiğini iddia ettiği tweet'tir. kendisi yeni şafak yazarıdır.
ekran görüntüsü:görsel
tweet: https://twitter.com/…gul/status/1421835340361445381
edit: bu tweet'i silmiş ama şu duruyor: görsel
tweet: https://twitter.com/…gul/status/1421827083425222656
benzer bir hareketi muhalif biri yapsa 2 saat içinde gözaltına alınır. halka kin ve nefret saçan bu provokatöre yargı hiçbir şey yapmayacak mı? savcılar yine mi uyuyor? ne zaman uykudan uyanacak bunlar?
aşırı sosyalin masasında yaşanan dram
-
bir ortamda, mekanda tek başına takılmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da aşırı sosyalin masasına denk gelmektir. o masada öyle dramlar yaşanır ki bunu dışarıdan bakan gözler anlamaz. onlar o masanın eğlendiğini, geleninin gideninin bitmediğini düşünürler, hatta yeri gelir imrenirler. ancak olayın iç yüzü hiç de öyle değildir.
o masada aşırı sosyalin tahakkümü vardır, kati bir sahiplenmesi vardır. gelen giden trafiğini yönetir, masadaki kimsenin tanımadığı tipleri sürekli olarak masaya çağırır, sadece kendilerinin anladığı bir muhabbet yaparlar, bütün konuşmalara dahil olur, bütün konuşmaları böler ve kendine yönlendirir, her şeyin iyisini, güzelini o bilir, ona sürekli katılmanızı, destek vermenizi bekler, vermezseniz alana kadar masayı gerer. konudan konuya atlar, bir konudaki görüşlerinizi anlatırken bir bakmışsınız “o değil de…” diyerek başka konuya zıplamış olur.
aşırı sosyalin masasında büyük dramlar yaşanır, dışarıdan bakanların görmediği. tüm geceyi, masayı ele geçirir, sizi yönlendirir, mekan trafiğinin o masa üzerinden akmasını sağlar. sürekli bir “ne haber abi görüşemiyoruz” muhabbeti döner durur ortalıkta. bir daha asla görmeyeceğiniz tonla insanla karşılaşır, tanışırsınız. hani günün birinde, birini görürsünüz de “ulan ben bu adamı tanıyorum galiba” dersiniz ya, işte o adam aşırı sosyalin arkadaşlarından biridir, illaki tanıştırmıştır size de ama unutmuşsunuzdur.
allah aşırı sosyalin masasından uzak tutsun.
kompozisyonun gelişme bölümünü girişten az yazmak
-
(bkz: giriş sıçış sonuç)
furkan bölükbaşı'nın isyanı
-
(bkz: don't feed the troll)
akepe trolleri resmen çıldırmış durumda. son 10 yılda kanser gibi yayılıp devletin tüm kurumlarını işlevsiz hale getirdikleri ortaya çıktı ya. çıldırıyorlar.
pınar küpetto
-
başlığı okuduğumda italyan koca bulunca din değiştiren manken zannettim.
baya bildiğimiz sucukmuş anasını satayım.
tuz gölü'nde yerli turiste linç girişimi
-
ön-edit: aşağıda göl esnafının çalışma şekli hakkında yazdıklarımın bir kısmı daha önceden yazılmış, başlığı görünce zaten dolu olduğum bir konu olduğu için direkt gelip yazdım.
açılın ben turist rehberiyim.
özellikle yabancı gruplarla çok sık uğrarım buraya. söz konusu dükkan yol kenarında olmasına rağmen ileriye doğru genişleyerek göle inen tek yolu yutmuş durumda. daracık bir yolu kesen iki tane "meydancı" elinize zorla bir tuz ürünü sürmeye çalışır ve bunu başardıktan sonra sizi elinizi yıkamak üzere dükkana yönlendirir. tebrikler kapana girdiniz. (zaten madem sürdükten sonra yıkanması icap eden bir şey, niye alıp elime süreyim değil mi)
oysa oraya gelen insanların tek amacı tuz gölünün fotoğrafını çekmek, tuzun üstünde yürümek. her gün görmedikleri bir güzelliği deneyimlemek.
buraya her geldiğimde yabancı gruplarıma araçtan inmeden önce şunu söylerim, sizlerin de kulağına küpe olsun:
"yol üzerinde elinize sözde kozmetik bir ürünü sürmeye çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. bu sizi dükkana sokarak size ne olduğu belirsiz şeyler satmak için kurulmuş bir tezgahtır. bu insanlar oldukça ısrarcı olabiliyorlar. o yüzden tester için elinizi uzatmanızı istediklerinde "hayır, teşekkürler" bile demeden, onları muhattap almadan direkt yanlarından geçin ve göle gidin. göz teması kurmaz ve onlara yoklarmış gibi davranırsanız atlatırsınız."
bana kendi ülkemde, kendi insanlarım hakkında bunları söyletiyor bu insan müsveddeleri. çünkü "hayır"dan anlamıyorlar. yolunuzu kesiyorlar, kolunuzu tutup fiziki temasta bulunuyorlar. tepki verirseniz 10 tanesi bir olup odunla saldırıyorlar. sadece tuz gölü esnafı değil, efes'ten tut kapalıçarşı'ya bütün hepsi yapıyor.
ama aynı uyarıyı yerli gruplarıma yapamıyorum maalesef. çünkü türkler vırt gel ağızlı. gidip dükkanın önünde eşine yüksek sesle seslenebiliyor "ay gel buraya, rehber oraya girmeyin kazıkçı onlar dedi" diye. ondan sonra 20 esnaf birleşip rehberi dövdü başlığında tartışıyoruz o konuyu.