hesabın var mı? giriş yap

  • şu rezalete bakar mısın ya? dünyaya ülkece rezil oluyoruz. sosyal medyada imamoğlu algısı yapmaya çalışmalarının sebebi bu işte.

  • 28 şubat mağdurlarından güzel bir sample sunan türbanlı bacılarımızdır. heykelin yıkılması için protesto yaparken "başörtüsüne uzanan eller kırılır" diye pankart açmışlar aslşkdaslş. heykelin yanından geçerken türbüşüne falan sürtmüşse demek ki.

    işte türbanı kadın özgürlüğü sayıp bu ortaçağ artıklarıyla el ele veren liberal femilis gerzekler görsün bunların gerçek yüzünü. heykele bile tahammülü olmayan bunun gibi tipler soyut değil gerçek kadın özgürlüğü mücadeleleri karşısında hikmetyar'dan farksız tavır alırlar.

    http://haber.sol.org.tr/…laksiz-zihniyetin-urunudur

  • (#83850299) derki "iphone xr 64 gb: yurtdışı fiyatı 750 usd", bizdeki cihazları mevcut kurdan çevirirsen 1010 usd oluyor, 260 usd kazıklanıyoruz der. doğru. ama amerika'dan bakınca doğru. muhtemelen apple cihazları vergisel vs sebeplerle abd'de daha düşük rakamdan satıyor. şimdi tespiti doğru yapmakta yarar var. bizim rakamlar daha çok avrupa bölgesiyle yakın oldu gemişte. aynı hesabı avrupayla kıyaslayarak yaparsak çok fark çıkmıyor.

    örneğin almanya da aynı cihaz 849, italya'da 889, hollanda'da 859, fransa'da 855,28, ıspanya'da 859 euro.

    aynı hesap euro için tekrar edildiğinde; 750 usd olan 64gb iphone xr'nin türkiye fiyatı 7399 tl. apple'a göre bu rakamın 2174 tl'si vergi. geriye kalan miktar 5225 tl. mevcut euro kuru 5,88 tl. 5225: 5,88= 889 euro. yani avrupada 849-889 euro arasında satılan telefon türkiye'de vergiler hariç 889 euro. burdan bakınca anormal bir durum yok. sorun kurda aslında. illaki abd'yi baz alırsak avrupa da kazıklanıyor demektir.

    ayrıca türkiye'de apple kuru dönemlik sabit tutarak satış yaptı şimdiye kadar. o yüzden 2 ay önceki zam o zamanki kurdan baz alınmış olabilir. kur böyle giderse ve 2 ay 4,8 de sabit durduğunda hesabıma göre %26 indirim olacaktır.

  • tüm içtenliğimle söylüyorum, keşke ben olsam dediğim erkektir. ,

    hayatım boyunca hep ilk olan erkektim ben. bu ne demek biliyor musunuz? pantolonlar aşınana kadar sürtünmek demek. imkansız hesaplar ödeyerek "zamana ihtiyacım var." lafını duyup tavana bakarak uyuyakalmak demek. hep ertelenmek demek, hevesi kursağında bırakılmak demek. ve hepsinden önemlisi müzakere etmek demek.

    o yatağa girdin mi müzakere edeceksin arkadaş. bu topraklar kolay kazanılmadı. elin bele değmesinin bile şanlı galibiyet olarak addedildiği nice geceler yaşandı o er meydanında. sütyeninin kopçasını açtığımda gözleri yuvalarından fırlayan sevgilim oldu benim. birini elimle yerine taktım. iç çamaşırına dokunduğumda "hayatımda bu kadar kirlenmiş hissetmedim" cevabını aldım. yılmadım, müzakereci tutumumu korudum. "sadece uyuyalım hiçbir şey yapmayalım" dedim ve sadece uyudum. yaz sıcağında kışlık eşofmanlarla girdim yatağa, isilik oldum. yeri geldi ayaklarımız birbirine değsin diye mücadele verdim.

    sonra vay efendim neymiş ikinci olunca rererö. oglum mal mısınız lan?

  • beyşehir gölü üstünde yer alan, "anadolu'nun üstünde yaşam olan tek adası" "mada adası" sakinleri yıllardır 700 metrelik bir köprü için çaresizce hükûmetlere yalvarıp duruyorlar.

    1865 yılında beri yerleşimin olduğu, ulaşımlarını sadece kayıkla gerçekleştiren ada sakinleri kışın buz tutan göz üstünde yürüyerek karşıya geçmeye çalışıyor, ölümle burun buruna yaşıyorlar.

    50 hanenin bulunduğu ve yaklaşık 200 kişinin yaşadığı mada adasının sakinleri yakaladıkları balıkları satabilmek, çocuklarını okula gönderebilmek, hastalarını tedavi ettirebilmek için 700 metre uzaklıktaki karaya geçmek zorundalar. ancak bölgede ağır geçen kış koşulları, yaz aylarında eksik olmayan sert rüzgâr bu kısa yolculuğu oldukça tehlikeli hale getiriyor.

    bir çare olur umuduyla tayyip erdoğan'dan bile medet ummuş, ondan yardım istemişler. tabii ki o daha büyük köprülerle, bağlantılarla meşgul.

    şimdiye dek birçok anakaraya bağlama projesi gündeme gelmiş ama memleket simsar dolu olduğundan, yavşak dolu olduğundan hiçbiri gerçekleşmemiş.

    mahsur kalma anına ya da kışın şartlarına dair yürek dağlayan kısa bir görüntü ise şuradan izlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=s-wbdbgk6fo

    bu aslında mada adasına dair yönetmenliğini musa ak'ın, görüntü yönetmenliğini h.basri özdemir'in yaptığı bir belgeselden.

    insanların mahsur kalmasıyla ilgili 1 ocak 2017 tarihli karar gazetesi haberi buradan okunabilir: http://www.karar.com/…sayanlar-mahsur-kaldi-375382#

    şöyle bir kickstarter projesi açayım bir teleferik yapalım dedim ama antalya'daki 900 metrelik teleferiğin 9 milyon euro maliyeti olduğunu öğrenince cesaretim kalmadı. yani ya devlet eliyle olacak, ya inşaat şirketlerinden birini hayrına bu işe atacak ya da bir cin fikir ortaya çıkacak bu köprü için. umarım birileri görür, bir şey yapmak ister bu adanın sakinleri için.

    mada adası sakinlerinin mektubu şuradan okunabilir: http://www.madaadasi.com/#

    entriye video nasıl ekleniyor lan bu lanet yerde? böyle mi?: https://www.59saniye.com/…sayan-halkin-caresizligi/

  • - lütfen içtiğiniz biraları yere dökmeyin. karıncalar onu su sanıp içiyor, sonra evine gidip karısını kızını dövüyor.

  • burada filtre kahve özentiliktir çay candır yazan kekolara bakmayın. kahvenin türklerde kökeni 500 sene çok övdükleri çayın türkiye'deki ömrü 80 sene.

    kahve önce bizden batıya geçmiş iletişim imkanları ve yabancı sermayenin güçlenmesiyle bize geri dönmüştür.

    "üç sene önce nescafe içiyordun şimdi kenya kahvesi içiyorsun" diyen de salağın önde gidenidir. dört senede mühendis beş senede doktor oluyorsun. damak tadının gelişmesi için altı ay bile yeterli. istiyorlar ki herkes kendileri gibi yerinde saysın.

    herkes iyi kahveyi anlayıp tercih edebilir. çok basit bir gelişme süreci bu. benim gözlemlediğim türkler asidik kahveleri çok sevmiyor. bu açıdan yolun başındaysanız iyi bir filtre kahve içmek isterseniz genel karakteristiği asidik olan afrika kahvelerinden ziyade daha gövdeli ve fıkdıksı tatlara sahip olan orta ve güney amerika kahvelerini tercih edebilirsiniz(brezilya hariç). mesela guatemalalar risksiz kahvelerdir. uçmaz kaçmaz ama pişman da etmez. örneğin iki senedir piyasaa dolaşan guatemala antigua diye bir çekirdek var hem hesaplı hem de lezzet açısından fena olmayan bir çekirdek. gördüğünüz kavurucudan alabilirsiniz.

    benim en sevdiğim kahve çeşidi natural afrika kahveleri(natural demek kahvenin kabuğunun güneşin altında kurutularak ayrıştırılmasına verilen yöntemin adı. bir çok farkı yöntem olsa da genelde natural ve yıkanmış olarak iki ayrı ayrıştırma yöntemi var. natureller karakter olarak daha tatlı kremamsı oluyor, yıkanmışlar işte suyla ayrıştırıldığı için daha asidik kahveler oluyor.) .

    afrika kahveleri konusunda türkiye'de en sevdiğim kavurucular boxx ve coffee department. bu iki dükkandan çok iyi afrikalar çıkıyor. montag ve probador collectiva'nın da orta ve güney amerikalarını seviyorum. son altı ay boyunca montag'dan natural bir kolombiya içtim (la conchita'ydı adı) çok başarılı bir fiyat performans kahvesiydi.

  • 5 ocak 2017 izmir adliyesi saldırısı sonrası, hafta sonu olmasına rağmen, izmirdeki eğlence mekanlarının ortak aldığı kararla kapalı kalmalarının sloganı.

    ne bir genelge, ne bir emir. sadece sağduyu. seviyorum bu memleketi.

  • ırkçılığın, geri zakalılığın, beyinsizliğin, insansızlığın ve insafsızlığın vücut bulmuş halidir. uygur türklerine yapılanlar yıllardır zaten yazılıyor çiziliyor.

    kadın çinli değilmiş. bir kere çinli olsa ne olacak? olmasa ne olacak. zulümü o kadın mı yaptı? hadi o yapmış olsun senin de ona farklı şekilde zulüm etmenin mantığı ne olur bu durumda. bu nasıl hoşgörü, bu nasıl dindarlık, bu nasıl bir millet.

    sen onu dövünce uygurların intikamı mı alınmış oluyor, yaptığın bir s*e merhem mi oluyor?

  • tv8'in amiral gemisi ve en çok para kazandıran programı survivor 19 ocak itibari ile reyting listesinde ilk 10'a giremedi. masterchefle büyük bir hezimet yaşayan acun bu kez survivordan da istediği reytingi alamamış görünüyor. 2023 türkiye için büyük bir değişime sahne olacak gibi.

    edit: mesaj kutum kırıldığına göre, izlemeyenler geçen yılın finalini protesto ediyormuş.

    edit2: yok prime time değildi ondan böyle diyenlere, 16 ocak'ta 7. olmuş. 17 ocak'ta 5. acun'un formatları azalarak bitti kabul edin artık.