hesabın var mı? giriş yap

  • 11 yaşında ölen kardeşin mezarını uzun süre sonra ziyaret edip, mezarın üzerindeki defne ağacının* ne kadar büyüdüğünü fark etmek.. dönüş yolu boyunca babayla tek kelime konuşamamak.. yol boyunca repeate alınmış halde sadece tek bir cümleyi tekrarlayıp duran iç sesi susturamamak; " aman da aman büyümüş de kocaman defne ağacı olmuş aslan kardeşim"..
    takip eden günlerde aynanın önündeki defne yaprağını arada bir koklayıp, okşamak..
    çok daha sonra aynı yapraktan babanın cüzdanında bulmak..

  • emniyet genel müdürlüğünün türk halkını korumak yerine, ortadoğulu müslüman din kardeşlerimizi koruduğunu öğrendiğimiz açıklamadır.
    yazıklar olsun bu nasıl açıklama. hadi milliyetçi duyguları geçtim sizin hiç çocuğunuz yok mu?

  • dünyanın en karlı oyuncak üreticisi.

    sağ olsun halka açık olmamasına rağmen her yıl düzenli olarak finansal tablolarını açıklıyor.

    lego 2000'li yıların basında oldukça zor bir dönemden geçiyor. şirket zarar ediyor, iflasın eşiğine geliyor, bankalar destek vermiyor vb. önemli sorunlar yaşıyor. 2004'te şirketin sahibi ceo'luk görevini bırakıyor ve mc kinsey'de danışmanlık yapmış, 30'lu yaşlarında birini şirketin başına geçiriyor.

    bu değişiklikten sonra lego, 'focusing on the core products' anlayışıyla dar boğazdan çıkıyor ve karlılığa geçiyor. son 10 yılda da müthiş bir büyüme sağlıyor, ciroyu yaklaşık 4 katına çıkarıyor.

    üstelik bu büyümeyi mobil ve online oyunlar, online çizgi filmler, konsol oyunlarının yükselişi vb. nedenlerle çocukların oyuncağa ayırdığı zamanın gittikçe azalttığı bir dönemde yapıyor.

    şu anda lego %25 net kar marjı, % 35 aktif karlılığı ile dünyanın en karlı oyuncak firması. büyük ihtimalle sene sonunda satışta mattel'i geçerek en büyük oyuncak üreticisi olacak.

    şu anda lego'nun değerinin 15 milyar dolardan fazla olduğu düşünülüyor. bu sıkı ve oldukça karlı büyüme lego'nun sahibini de danimarka'nın en zengin adamı yapıyor. umarım yaptığı lego parçalarının üstüne basmıyordur.

    not: lego'yu bugünkü başarısına kavuşturan ceo’yu dinlemek isterseniz link. 'bu adam olduğu yeri hak ediyor' dedirten güzel bir röportaj.

  • bu fotoğrafta asıl düşünülmesi gereken girdiği iki büyükşehir başkanlığı seçimini de kaybeden binali yıldırım'ın "akıllı şehirler ve belediyeler" kongresinde protokolde yeri olmadığı halde ikinci sırada bulunmasıdır.

    edit: iki farklı büyükşehirde toplam üç seçim.

  • edit: iddialarin aksine, bu entry hic silinmemistir.

    cocukluktan beri ara sira dusundugum bir konu bu. "ne yapardim ?" diye. aslinda biraz daha spesifik bir soru sormustum kendime, "sezar'in yasadigi doneme gittim ve beni yakaladilar, sezar'in karsisina cikardilar. ne yapardim ?" diye.

    bu baslikta daha once bilgisayar uzmani olup da "o donemde bilgisayar mi vardi ? bir sey yapamazdim" yazanlar olmus. oysa ki benim kendime verdigim cevap bunun tam tersi. bilgisayar uzmanligim sayesinde hayatta kalabilirdim.

    nasil ? sorusunun cevabi asagida.

    oncelikle (bkz: sezar şifresi). uygarligin her doneminde islem (oncelikle dort islem) yapabilme kapasitesi ve matematik belirleyici olmustur ve onemlidir. cunku uygulama alani askerlikten insaata, muhasebeden vergilendirmeye kadar yuzlercedir ve her biri bir siyasi iktidarin varligi icin son derece onemlidir. dolayisi ile islem kapasitesinin artmasi ve hizlanmasi tum devletler icin onemli bir arzu nesnesidir.

    bu yuzden, sezar'in karsisina ciktigimda onerecegim sey basit de olsa bir bilgisayar ve onun getirdigi islem kapasitesi ozellikle de sifreleme (bkz: xor) teknigi olacaktir.

    "bilgisayar olsa ben de oneririm. o donemde elektrigi, bilgisayari nasil bulacaksin ?" diyeceksiniz tabii ki dogal olarak. cevabi asagida.

    32 tane kirmizi giyinmis asker, 32 tane mavi giyinmis asker, 32 tane de beyaz giyinmis asker aliyorsunuz. ellerine de birer bayrak veriyorsunuz.

    bunlari ayni renkte olanlari yanyana olacak sekilde beyazlar onde, maviler ortada, kirmizilar ise arkada olacak sekilde diziyorsunuz. sonra, beyaz giyinmis askerlere basit bir egitim veriyorsunuz.

    diyorsunuz ki, "ben simdi karsinizdaki tepede duracagim, elimde de cesitli renklerde bayraklar olacak, bu bayraklari kaldirdigimda su basit islemleri yapacaksiniz".

    her bayrak degistirdigimde, arkandaki mavi ve kirmizi giyinmis askerlere bak. ellerindeki bayraklarin durumuna gore (bayrak yukarida veya bayrak asagida) su basit islemleri yap ve sen de elindeki bayragi buldugun sonuca gore ya kaldir, ya asagida tut. (buradan sonrasini tahmin edebileceginizi dusunuyorum)

    eger yesil bayrak (and islemi) kaldirirsam:

    1. mavi ve kirmizili askerlerin her ikisinin de bayragi yukarida ise: bayragi kaldir
    2. mavi ve kirmizili askerlerden herhangi birinin ya da ikisinin birden bayragi asagida ise: bayragi asagida tut.

    eger sari bayrak (or islemi) kaldirirsam:

    1. mavi ve kirmizili askerlerden herhangi birinin veya ikisinin birden bayragi yukarida ise: bayragi kaldir.
    2. mavi ve kirmizili askerlerden her ikisi de bayragi asagida tutuyorlarsa: bayragi asagida tut.

    eger mor bayrak (xor islemi) kaldirirsam:

    1. mavi ve kirmizili askerlerin her ikisi de bayragi indirmisse: bayragi indir
    2. mavi ve kirmizili askerlerin her ikisi de bayragi kaldirmissa: bayragi indir
    3. aksi durumda bayragi kaldir.

    sonuc: temel binary operations'lari yapabilen, cok yavas da olsa calisan dusuk cycle'li fakat 32 bitlik bir bilgisayar urettik. diger temel operation'lari da benzer sekilde uretmek mumkun.

    peki bununla ne yapabiliriz ? temel bilgisayar bilimleri bilgisi olan herkesin tahmin edebilecegi gibi o tarihte cag atlatabilecek hesaplamalari yapabiliriz.

  • türkiye'nin en fırlama futbolcusuydu, şimdi ise en fırlama yorumcusu.

    - hiç bir golü kız arkadaşına hediye ettiğin oldu mu?
    + aynı golü iki farklı kıza hediye ettiğim bile oldu.

  • 236 promil alkol direksiyon başına geçen arsız herif. allah'tan kimsenin canına mal olmamış.

    edit: direksiyon başına.

  • "unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten. öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş."

    (bkz: behzat ç)