hesabın var mı? giriş yap

  • bakırköy'de poliklinikte çalıştığım yıllar. eşimin poliklinik koridorun sonunda. aramızda 3 oda var. zemin kattayız. o dönem sigara yasakları yok ama küçücük odada saatlerce kalmaktan bunalıp arada sigara içmek için pencereden dışarı çıkıyorum. çıkınca da belki hastası yoktur, birlikte tüttürürüz diye onun odanın penceresinin önüne gidiyorum.

    o gün kenardan baktığımda manzara şu:
    bizim kantinin kedisi girmiş, çömez asistanların arada muayene öğrenmek için gelip oturduğu kenardaki sandalyeye kurulmuş. tüm dikkatiyle hastayı dinliyor. hasta da - artık şaşkınlıktan mı başka bir şeyden mi bilmiyorum - eşime değil kediye bakarak şikayetlerini anlatıyor.

    gel de bu kediyi ve bu hastayı sevme, gel de gülümseme şimdi.

  • 3,5 yaşındaki güzel kızımız annesiyle birlikte uyumak için yataga yatmıştır ve dua etmektedirler.
    anne:allahım bize saglık ver
    çocuk:allahım bize saglık ver
    a-allahım bize mutluluk ver
    c-allahım bize mutluluk ver
    a-hadi şimdi sen kendi kendine dua et bakalım
    c-allahım bize cikolata veeeer nolurr
    (kopulur)

  • 1- laikliğin toplumun her alanına adapte olması
    2- düşünce özgürlüğünün toplumca kabul görmesi
    3- önyargılardan kurtulmak
    4- tipik ortadoğulu köylü kurnazlığı/köşeyi kolayca dönme yerine emeğin hakkıyla kazanma mentalitesi

    kısaca olacak iş değil. anca atom bombası atılıp özenle seçilmiş 1-2 milyon birey dışında kimse kalmaması gerekir.

  • kazazedelerin cep telefonlarını da olay yerinden çalıp kaçan kadın. bu suç olmalı. gasp'a vs girmiyor mu? hem adamları öldürüp yarala hem de kişisel eşyaları çal? bilen aydınlatsın.

  • 1976 yılında dünyanın en büyük 17. ekonomisiydik
    1979 yılında 16. büyük ekonomi olduk
    1980 yılında askeri darbe sebebiyle 20. sıraya geriledik
    1990 yılında 18. sıraya yükseldik
    1993 yılında 17. sıradaydık
    2000 yılında 18. sıradaydık
    2007 yılında 17. sıradaydık
    2015 yılında 18. sıradayız

    ak parti'yi hep beraber tebrik ediyoruz. büyük başarı göstermişler. allah'ın kekoları.

  • önce şunu söyleyeyim; şeker, yani bildiğiniz şeker pancarından veya şeker kamışından yapılan şeker ile glikoz şurubu arasında "sağlık" açısından bir fark bulunmaz.

    şeker, insanın beslenme diyetine "yaygın" olarak gireli şunun şurasında 100 yıl dahi olmadı. daha öncesinde şeker sadece zenginlerin ve şanslı bir azınlığın "lüks"ü idi. dolayısıyla insan vücudu şeker tabanlı bir beslenme için gerekli evrimsel altyapıya sahip değildir.

    daha açık ifade edersek, bilim insanlarının söylediği gibi; "eğer şeker bugün icad edilseydi (evet, şeker bir icattır), tıpkı sigara gibi zehir olduğu gerekçesiyle yasaklanırdı"...

    yani öyle glikoz şurubu içermeyen içecekler içtiğinizde sağlığınızı korumuyorsunuz. yediğiniz her şeker vücudunuzu zehirliyor. buna, bildiğiniz en doğal çiçek özlerinden üretilmiş olan "bal" da dahil... arı balı sağlıklıdır, doğaldır diye, her gün kaşık kaşık yemek dangalaklıktır. bal dahi az ve öz tüketilmelidir.

    gelelim glikoz şurubuna:

    şekerin formülü bellidir. evet, şeker kimyasal bir maddedir, fruktoz ve glukoz'un belli oranda karışımından oluşur. bildiğiniz kristal şeker de, glikoz şurubu da tümüyle aynıdır. sadece üretim şekilleri farklıdır fakat ortaya çıkan madde kimyasal olarak birebir aynı şeydir.

    tekrarlayayım: şeker pancarından elde edilen ve "doğal" sandığınız şeker ile glikoz şurubu arasında kimyasal açıdan hiç ama hiçbir fark yoktur.

    peki itiraz niye?

    glikoz şurubunun üretim prosesi sırasında "daha sağlıksız" bir ortamın kullanıldığını mı düşünüyorsunuz? yahut, glikoz şurubunun içine daha farklı "kanserojen" maddelerin karıştığını mı? hayır, böyle bir şey de yok, bu işin standartları bellidir... kaldı ki, sıradan şeker de aynı üretim proseslerinden geçip "katkı" maddeleriyle üretilir.

    sadede geleyim:

    şeker yemeyin olm. şekerli şey tüketmeyin. doğal şekermiş! doğal şeker diye bir şey yok, hepsi şeker pancarı üreticilerin yalanları. şekeri ha mısırdan yapmışsın, ha pancardan. aynı bok... hepsi kimyasal bunların...

    not:
    meyve yiyin. ihtiyacının olan tüm şeker herhangi bir elmanın veya üzümün içinde mevcut. fazlasına insanın ihtiyacı yok...