hesabın var mı? giriş yap

  • bugun tramvayda sahit oldugum,kelimesi kelimesine aktaracagım diyalog da yaran adi altinda incelenebilir.

    tramvayda yolculuk etmekte iken hemen yanimda oturan 40 li yaslardaki bir adamin karisiyla diyalogudur.

    adam -alo mehtap,ben tramvaydayim,
    yarim saate orhan da olurum.
    seni de duraktan aliriz.
    karisi -(muhtemelen) hangi durak?

    adam- yahu hangi durak olacak,evin onundeki...
    orhan'in arabayla geliriz,beyaz reno toros...

    karisi-(muhtemelen) nasil bir araba o?

    adam-stey$in vagon,beyaz toros...

    karisi-(anlamiyor herhalde ve muhtemelen sorusunu yineliyor)anlamadim nasil bir araba bu?(muhtemelen)

    adam- yahu uzun beyaz bir araba,toros iste...

    kadin-(ne diyorsa artik)

    adam- kartal yok mu kartal, onun gibi bir sey,uzun...
    yav stey$in ne bilmiyor musun?
    kadin-...........

    adam- yahu nihan,tamam bosver,sen 20 gece durakta ol.ben arabadan inince gorursun toros neymis.

    kadin- (muhtemelen) nihan da kim?

    adam-ne bileyim ben nihan kim?toros,kartal...kafa mi biraktin bende?

    kadin-(ikna olmamis olacak ki muhtemelen sorusunu tekrarliyor)nihan kim dedim?

    adam-yahu kadin torosla kartal farketmiyor senin icin mehtap nihan ne farkediyor?...allahim yahu

    kadin-(ne diyorsa?)

    adam-otobusteyim simdi...

    kadin-(muhtemelen) hani tramvaydaydin?

    adam-tramvay tramvay...tramvaydayim,kafami karistirdin iyice...
    neyse hadi 20 gece durakta ol...

  • uzun adam, neşeli adam, lise arkadaşım, beraber büyüdüğüm güzel kardeşim 28 haziran 2016 tarihinde havalimanındaki patlamada vefat etti. fight clup filminde bi sahne vardı üyelerinden biri öldüğünde aralarından aptal bi adam artık onun bi ismi var ölünce artık onu ismiyle anıcaz diye hep birlikte onun ismini bağırmışlardı. artık kardeşimin ismi arrangements değil eymen. 15 yaşında tanıdığım, 10 sene boyunca makara muhabbet, kahkaha ile beraber büyüdüğüm kardeşimi ellerimle kefene sardım, üzerine bezden kuşak bağladım, ellerimle tabutun içine koydum, ellerimle mezara indirdim, yine o ellerle üzerine toprak attım. bizim hesabımıza göre 40'lı yaşlarda paket olucaktık ikimizde, emindik çok yaşamıyacağımıza hatta ben derdim "boktan bi şekilde ölücem eymen haberin olsun" diye. ama eymen oyun bozanlık yaptı beni beklemedi, o oyun bozansa ben de bozarım 40'ı bulmadan ben de yanına gelicem. toprağın bol, mekanın cennet olsun güzel kardeşim.

  • seri başında brooklyn hücumda kemerleri çok sıkmadık halde başabaş gidiyordu boston'la. şu anda dünyanın en iyi oyuncusunun kriptoniti bulundu ve kyrie irving de kendisini durduracak tek şey olan “kendisi” tarafından kilitlenmiş durumda. ancak nets daha da büyük sorunlar yaşıyor:

    steve nash takımdan kafaca ayrılmış durumda. inanılmaz kötü bir koç performansı izledik. yani akıl alır gibi değil. goran dragiç nba finalleri seviyesinde insiyatif alıp oyun kurucu olarak oynayabileceğini daha önce göstermiş bir isim. seride sürekli olarak "bi de bu oynasın" diyerek plansızca kullanıldı. patty mills tamamen önemsizleştirilmiş ve doğru düzgün hiç bir seti yok. seth curry tamamen el üstü şut kullanıyor. nic claxton'a ne pick and roll çizmişler ne planlı bir oyunu var. andre drummond da "çık oyna" planıyla oynatılıyor.

    hepsinin üstüne steve nash normal sezonda oynatmadığı, rotasyondan kestiği blake griffin'i oynattı!!! şaka gibi. siz attığı üçlüklere bakmayın. o adam bu seviyede hele boston karşısında hiç oynamaz. phila olsa tamam ama boston bu adamı savunmada maden gibi sömürdü. geçiş hücumlarını bırakın, set hücumlarında bile kepaze oldular. bounce passlar cut lar hepsini yediler.

    gelelim durant'e. bu adamla "topu ver ona, sayı atsın" anlayışıyla oynanamayacağını boston sana gösterdi. kyrie de kötü oyun kuruyor. eee?!?!? dragiç oyun kursun kyrie-durant üzerinden verimli olacağı pick and roll lar kur!!! adamlar 11-0 seri yiyor momentum falan dönmüş herif mola almıyor!!! nash de udoka da head coach ama birisi bu pozisyona gelene kadar işin mutfağında baya zaman geçirip doğru isimlerle çalışmış. nash herhalde vogel'dan bile daha kötü şekilde kovulur ancak brooklyn "yıldızlara güvenelim ne isterlerse yapalım onlara ihtiyacımız var" anlayışıyla buraya kadar gelebildi. geçmiş olsun. bu turu hele ki böyle bir boston karşısında 3-0'dan 3-4'e imkanı yok çeviremezler. takım kurulumu da çok çarpık. aptal saptal işlerle uğraşacaklarına sene başı bir javale mcgee alsalar tüm pota altında verimlilik ve caydırıcılıkları %30-40 falan artardı 15-20 dk için. bu da aşırı kritik bir fark. sürekli bir "kyrie incinmesin, harden sıkılmasın" tribiyle hepsi kadar boktan bir ben simmons'la, o kol gibi kontratıyla ortadalar. onlara önümüzdeki sezon en az 2 pota altı oyuncusu (hızlı, zıplayabilen cinsten, öküz gibi kalas değil) ve en az 1 tane daha kanat lazım. geçmişler olsun brooklyn. projenin sonuna geldin. sürün bakalım.

  • son yıllarda ortaya çıkan ilginç bir tür. 1 yıl süren çalışmalarımın sonucunda hazırladığım raporu yayınlıyorum. buyrun:

    -genellikle gri eşofman giyiyorlar. fenotipi* bronz olanların beyaz gömlek giydikleri gözlemlendi.
    -populasyon kendi içinde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırıp tokalaşıyor, sanırım bir tür şifre.
    -çoğunun bileğinde dövme olduğu düşünülen karartılar var.
    bir kısmı vücudunun bütün kıllarını kirli sakal uzunluğunda alıyorken kalan kısım sadece sakallarını 3 numara kesiyor.
    - lise-vakıf üniversitesi-devlet üniversitesinde yapılan nicel gözlemlerde tüm eğitim kurumlarında eşit yoğunlukta bulundukları tespit edildi.
    -tüm illerden gelen sonuçlar değerlendirildiğinde kıyı şehirlerinde yoğunlukları artarken sadece bilecik'ten sonuç gelmedi.
    -kıyı şeritlerinde(tophane, bostancı, bakırköy vs) daha sık görülüyorlar.
    -havalar ısınınca kıyı şeritlerine nargile kokusuna iniyorlar. sıvı ihtiyaçlarını kola, votka-red bull, rakı, çay gibi likitlerden karşılıyorlar.
    -yaşam alanlarındaki tüm tütün kaynakları tükenene kadar çoğalıyorlar.
    -üniversite 1. sınıf olanları genellikle her yere 15'er kişilik gruplarla giderken daha yaşlı olanların populasyon büyüklükleri 4-5 kişiye iniyor.
    -gençlik dizilerine kadar yayılan bu türün aralarında şifre olarak kardeşim yerine kankaaağğ dedikleri de gözlemlendi.
    -populasyon içi çatışmalara genelde derbi maçlarından sonra rastlansa da ölümcül kavgalar genellikle dişiler için yapılıyor.
    -grupların alfa erkekleri genellikle araba sahibi oluyor.
    -aralarında verimli döller oluşturamamalarına rağmen sayıları esrarengiz biçimde durmadan artıyor.
    -üreme konusunda mitoz bölünmeden şüpheleniliyor.

  • yapılmış en aptalca dalgınlık demeyeceğim, en aptalca aptallık ablamın kocasından geliyor;
    üst komşu bir gece karısını dövüyor, ablamla eniştem duruma müdahele edemeyip polisi arıyorlar, eniştem adresi veriyor. sirenler, polisler derken ablamın kapısı yumruklanıyor "aç, polis" deniliyor. bizimkiler şaşırıyor, ihbar eden kendileri, kapıyı açıyorlar, polis "şikayet var sen içeri git" diyor enişteme, sonra ablama "bu adam size şiddet mi uyguladı?" gibi sorular soruyorlar, anlaşılıyor ki bizim zeka küpü enişte adresi verirken kendi daire numarasını vermiş polise. bu sırada polisin gürültüsüne karısını döven adam da geliyor, bizimkiler diyemiyorlar polise "biz değiliz, onlar" diye çünkü adam merdivenlerden izliyor olayı. allahtan bizim enişte tekar arıyor karakoldan bir arkadaşını da, durum açıklığa kavuşuyor. yine de polis evden ayrılmadan önce enişteme "gözümüz üzerinde, dikkatli ol" mesajı vererek gidiyor.

  • "ince bir insan olmak benim için çok önemliydi fakat artık takatim kalmadı, başa çıkmakta zayıf kalmışım ve kendimi toparlamakta zorlanıyorum...o konudaki ışığı kaybettim açıkçası." kısmıyla beni benden almış duvara çarpmıştır. umarım rahat uyur.

  • biraya alkole düşüp, evi barkı satıp sokağa düşmeli bağımlılıkları tetiklenen hassas siyasal islamcılar tarafından bir adet bira şişesiyle fotoğraf paylaştığı için sosyal medyada linç yiyen başarılı şef.

    ne kadar her şeyden etkileniyorsunuz siz ya. bir bira fotoğrafı, reklamı görünce koşa koşa nefret kusuyorsunuz. reklamını yaptığı şey daha doğrusu sponsorluk aldığı ürün, türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde satışı yasal, üzerinden ciddi vergi de alınan yani devletin kasasına para ekleyen bir ürün. devletin bir sıkıntısı yok size ne oluyor?