hesabın var mı? giriş yap

  • her erkeğin hayatı boyunca en az bir kere denemesi gereken eylem.
    bir kere ütüledim daha doğrusu ütülemeye çalıştım, şerrefsizim o deneme benim ufkumu açtı, ne kadar beceriksiz, dallama, biri olduğumu anladım. işte o zaman, o ütü ve ütü masası ansızın dönüp bana baktı, "anladın mı?" dedi, "anladım" dedim ve o günden sonra hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç ağlamadım.

  • insan yüzüne odaklanılması ayrı bir lezzet katıyor. özellikle kelebek aydınlatmasının yeri sinematografik anlamda filmin özüne ulaşmada ya da karakterin ruh halini ortaya çıkarma anlamında çok değerli.

    aslında paramount aydınlatma olarak da bilinir. ışık kaynağının doğrudan merkeze yani nesnenin üzerine odaklanmasıyla oluşturulur. hemen burnun altında kelebeğe benzeyen bir gölge oluşur ki ismini de zaten buradan alır. yani vakti zamanında paramount, kendi film yıldızlarını fotoğraflarken bu tekniği kullanırdı. tarihsel kökeni budur diyelim.

    aslında burada amaç yüzdeki estetiği ortaya çıkarmak. özellikle bu teknikle elmacık kemikleri ortaya çıkar. akabinde yukarıda da dediğim gibi burun ve çene altında kelebekvari gölge oluşur. zaten insan yüzünde burun, çene ve elmacık kemikleri vurgulandığında asıl meseleye doğru ister istemez yaklaşıyorsunuz.

    tabii ki örnekleri bu işin çıkış noktası efsane aktris marlene dietrich'in oynadığı 1932 yapımı shanghai express'den verelim.

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

  • (bkz: five point palm exploding heart technique)

    mecburen iki defa sokak kavgasına karıştım. birincide 10 kişiye 3 kişiydik. delikanlılık yaptım bir araba dayak yedim. tam 3 gün yataktan kalkamadım. ikincide daha tecrübeliydim. ceketimi kafama çekip cenin pozisyonunda yere yattım. yine bir araba dayak yedim ama en azından yüzüm sağlamdı. eğer benzer bir olay 3. kez başıma gelirse bu kadar tecrübeden sonra ayaklarım kıçıma vura vura kaçarım. en etkili savaş sanatı hızlı koşmaktır.

  • a380'nin güvenlik testlerinde bu hıza ulaşılamadı.
    turgut özal'ı barnağından furdukları gün insanlar yere bu kadar hızlı yatamadılar.
    gençliğim bile elimden kayıp giderken bu insanlardan daha yavaştı.

    ve allah sizi inandırsın türktelekom istediği kadar fiberoptik döşesin bu hıza yetişemez.

  • bu meyve yenmeden kokar, yendikten sonra terle kokar, cisi kokutur, boku kokutur. oyle bi menem bi seydir. elinizde durian varken singapur'da otobuse veya metroya binmek yasaktir. cogu alisveris merkezine de almazlar.

    dis kabugu manyak gibi dikenlerle kapli olan durian'in icinden de medet ummamak gerekir. lakin cinlilerin cok sevmesini, dunyadaki herseyi yemek ile ilgili olan hirslarina ve durian'in "yeme beni" demesine bagliyorum. inat etmis adamlar.

    ha bizde de pastirma var ama ugruna savasa giderim, o ayri.

  • bu da bir sınavdır. erken gitmek, evraklarını eksiksiz hazırlamak da sınavın bir parçasıdır. disiplin, ciddiyet gerektirir. bunlar yoksa üniversite okumasın zaten. seneye akıllanır.