hesabın var mı? giriş yap

  • bundan 50 yıl önce de, 100 yıl önce de, 1000 yıl önce de, tıpkı bizim gibi insanlar hemen hemen bizimkine benzer bir hayat yaşadılar ve ölüp gittiler.

    onlar da hiç ölmeyecekmiş gibi para ve güç kavgası yapıyorlar, envai çeşit siyasi entrikalar çeviriyorlardı.

    milyonluk kitlelerin yarı tanrı addedip önünde diz çöktüğü imparatorlar vardı.

    hepsinin aileleri, akrabaları, çevreleri vardı.

    şimdi neredeler?

    hepsi toprak olup gittiler.

    bütün bunlardan bana kalan, veysel karani'den öğrendiğim şu ders oldu:

    -allah'ı biliyor musunuz?

    -evet

    -başkalarını bilmeseniz de olur.

    -allah sizi biliyor mu?

    -evet

    -başkaları bilmese de olur.

    madem dünyada her şey zamana yenik düşecek, her şeyi yel alıp gidecek, dünyaya lüzumundan fazla batmak anlamsızdır.

    ahiret hayatımız ve oradaki refahımız ise iman ve marifetullah derecesincedir.

  • başıma bir iş gelmeyecekse; damada özel şov yapılan yerin doğru seçim olmadığını düşünüyorum.

    sıçtık editi : lan tamam favlayıp durmayın. harbi başımıza bir iş gelecek amk.

    dönüşü yok editi : ben ilk edit yaptığımda 83 fav vardı.
    görsel

    derdiniz başıma iş gelmesi artık emin oldum. buz gibi bira eşliğinde sağlığınıza kadeh kaldırıyorum. favlamayanın başına iş gelsin amk!

  • dülülülü dülülülü

    -alo?
    -- hoca ben nereye gelicem?
    - orgiye gelceksin.
    -- hö? nası ya?
    - bak orgiye gelince sizi karşılayacak kalabalık grup olacak, ben aralarından senin adın yazılı bi karton kaldırırım.
    -- abi naaptın ya? yanımıza almamız gereken bişi var mı peki? ne biliyim madem orgiye gidiyoz, hazırlıklı olalım.
    - yav sadece taksiciye verecek kadar olsa yeter.
    -- bi de taksiciye mi vercez?
    - vermezsen binemiyosun.
    -- kapat telefonu abi, ben fena oldum bir an...
    - alo?
    ......

  • einsteina "izafiyet teorisini kısaca nasıl anlatırsınız?" diye sorduklarında;

    "elinizi bir dakikalığına sıcak bir fırının içine sokun, sanki bir saatmiş gibi gelir. güzel bir kızla bir saat kadar zaman geçirin, bir dakikaymış gibi gelir. izafiyet budur." demiştir.

  • düşündüren, endişelendiren, korkutan, hüzünlendiren, umutsuzluğa kapılıp sonra bir ışık huzmesiyle ''hala umut var.'' dedirten ama sonra yine başa döndüren, amiyane tabirle insanı manyak eden gösteri.

    tüm dünyada milyonlarca insanın ölümüne yol açan bir pandemi sebebiyle (ev dışında çalışmak zorunda olanlar hariç) hepimiz gibi evine kapanan bir sanatçının yavaş yavaş bozulan ruh sağlığının belgeseli bir nevi bu. ve gösteride covid, pandemi, virüs kelimeleri tek bir kere dahi geçmiyor bu da dehasına bir örnek olarak gösterilebilir.

    internette bunun son gösterisi olabileceği konuşuluyor. bununla alakalı bir kaynak veya resmi açıklama yok, sadece kendisinin tüm gösterilerini izleyen bazı izleyicileri, bu gösterisinde içinde bulunduğu psikolojik durum ve duygu halini göz önünde bulundurarak böyle bir çıkarıma varmışlar ama imkansız değil zira yıllardır gösteri yapmamasının nedeni sahnede yaşadığı anksiyete atakları idi. geçen sene başlarında düzeldim tekrar gösterilere çıkarım diye düşünürken pandemi çarpınca...

    umarım son olmaz tabii. ama olursa da elimizden gelen tek şey bize hissettirdikleri için teşekkür etmek olmalı ve stand-up harici kariyerine yazar/yönetmen/yapımcı olarak devam edeceğini düşünüyorum.

    ayrıca;
    (bkz: white woman's instagram)
    (bkz: welcome to the internet)

  • hem alkollü araç kullanıp hem de polisi görünce çakallık yapmaya kalkan trafik canavarlarına göz açtırmayan trafik polislerine sahip olduğunu öğrendiğim şirin belde.

    polislerin vatandaşa gaz - su sıkıp copla saldırmak yerine asli görevlerini yerine getirdiklerini görmek güzel.

    alkollü sürücüye göz açtırmayan polis iyi polistir arkadaşım. yok eskiden üflemezmiş de, şimdi üflemek zorunda kalıyormuş da... beter olun ulan, alkol alıp trafiğe çıkıp birinin canını yakacağınıza ehliyetinizden olun.

    bana kalsa değil altı ay, ömür boyu sürücü koltuğuna oturtmazdım sizin gibileri. bu kafa yüzünden edebiyle içenlere de diş biliyor alkol almayan adam.

    hem alkollü araç kullanıp hem de saf gibi polisin gözü önünde sürücü değiştireyim derken yakalanıp ehliyeti kaybedince zırlamak ne lan? allah akıl fikir versin. pes bu kadar yüzsüzlüğe.

  • -öncelikle alacağınız kitapları yayınevlerine göre listeliyoruz.
    -ardından kitapları internet üzerinden kitap satışı yapan sitelerden bulup yapılan indirime ve kargo ücretine bakarak bir hmm çekiyoruz.
    - sıra en önemli kısım olan hangi yayınevinin satış yerinin nerede olduğunu bulmaya ve kendi kitaplarında ne kadar indirim yaptıklarını öğrenmeye geliyor ki, bu işi burada ben üstlenerek sıralıyorum:

    iletişim yayınları:
    cağaoğlunda, s. ahmet durağında indikten sonra beyazıt yönüne doğru çıkarken adliyenin paralelinde uzayan yokuştan yukarı çıkıyoruz ve karşımıza bir park çıkıyor. parka girip tam karşımızdaki çıkıştan değil de sol taraftaki çıkıştan çıkınca karşımıza iletişim han'da bulunan iletişim yayınevi çıkıyor.
    indirim: %35 - defolu kitaparda % 50

    ithaki yayınları:
    cağaloğlundan gülhaneye inerken yurtiçi kargonun olduğu sokaktan aşağıya doğru sol kaldırımdan yürüyerek iz yayınlarını geçiyoruz, hemen sonraki binada karşımıza çıkan hana girip 3. kata çıkıyoruz. aynı zamanda ilk nokta adıyla da satış yapan ithakinin satış yerini bulduk.
    indirim: %35

    ayrıntı yayınları:
    bab-ı ali, diğer adıyla cağaloğlu yokuşundan (iran konsolosluğunun aradan fıydırarak) sol kaldırımdan aşağıya doğru devam ederken göreceğimiz ilk ya da ikinci sokağın köşesinde bulunan ayrıntı yayınlarının esas yeri karşımıza çıkıyor.
    indirim: % 35 ile kimi zaman 50'ye kadar çıkabilir. hatta çok iyi ve yardımsever sahibi sayesinde bazı kitapları ücretsiz bile alabilirsiniz.

    yapı kredi yayınları (yky):
    eh bunu bilmeyen yoktur zaten, istiklal caddesinde galatasaray lisesi'nin karşısında.
    indirim: % 25

    ötüken yayınları:
    istiklal caddesine gelmişken galatasaray'dan taksim meydana doğru caddenin sağ tarafından gidiyoruz. benetton'a kadar gelince hemen sağımızda (yerini tam hatırlamadığım ama kime sorsan söyleyecek olan) ötüken yayınlarını görüyoruz. zaten tabelamsı bir şeyi de var.
    indirim: % 35 -40

    kabalcı yayınevi:
    beşiktaştaki şubesi zaten kocaman ve ortada duruyor ama gene de bilmeyenler için: ıhlamurdere caddesinin girişinde garanti bankasının yanında, ya da alkım kitabevinin hemen çaprazında, 2. noterin tam karşısında.
    bakırköy şubesi için: capacity'nin bulunduğu cadde üzerinde.
    indirim: kendi yayınlarında % 50

    imge yayınları:
    gene cağaloğlundaki cağalolu yokuşundan değilde hemen paralelindeki ankara caddesi üzerinden aşağıya inerken hemen solda.
    indirim: bunlar cimriler en fazla % 20

    yordam kitap:
    ithaki yayınlarının bulunduğu sokağın en üst kısmında sol kaldırımda. kafayı yukarı kaldırırsanız anında görürsünüz.
    indirim: %35, kapital (marx) için ise cilti versiyonda en son % 50 indirim yapıyorlardı.

    can yayınları:
    istiklalde aslıhana giderken, yani nevizadeye bağlanan sokaktan bir önceki sokakta sol kaldırımda.
    indirim: bu kendini biraz fazla beğenmiş yayınevinin indirimleri pek işe yarar değil. yok denecek kadar az.

    sosyal yayınlar:
    cağaloğlu anadolu lisesi'nin tam karşısında.
    indirim: kendi yayınlarında % 50. mükemmel çevirilerle hazırlanmış kitapları klasikler için çok iyi bir kaynak oluşturur. öneririm.

    dergah kitabevi:
    cağaloğlu anadolu lisesi'nin karşısında bulunan köfteci ramiz'in bulunduğu sokağa giriyoruz. dümdüz ilerleyince zaten karşımıza çıkacak.
    indirim: kendi yayınları ya da başka yayınlar farketmeksizin % 20 - 35 arası süper indirimler yapıyorlar. eğer ki istediğiniz kitabevinin yayınevine uzaksanız buradan alabilirsiniz.

    -eh şimdi sıra gidip kitapları internette % 15 - 20 gibi saçma indirimlerle satan sitelerden değil de çok daha hesaplı olan yayınevlerinin kendi yerlerinden almaya geliyor, ki üzerine cebinizde kalan paralarla yayınevlerinin bulunduğu genelde gezilesi olan s. ahmet, taksim, cağaloğlu gibi yerlerde bir güzel çayımızı kahvemizi içerken kitaplarımızı kurcalıyor ve mutlu oluyoruz.
    bonus: nerede kaldı bu kargo vs. gibi sinir bozucu durumlarla uğraşmadan, anında ve kitabı inceleyerek satın alma güzelliği.

    not: aklıma geldikçe yeni entryler ile yeni yayınevleri ve yaptıkları indirimlere ilişkin bilgiler vereceğim. ayrıca ders kitapları nereden alınır nasıl ucuza getirilir gibi ipuçlarından da bahsederek günümüz öğrencilerinin bütçesini dengeye sokabileceğimi düşünüyorum.
    not 2: benim yazdıklarım istanbul için geçerlidir. diğer şehirlerde bulunan yazarlar da kendi şehirleri ile ilgili yardımda bulunurlarsa herkese büyük faydaları dokunacaktır.

    (bkz: kişisel kitap festivali)
    (bkz: paramızı kaptırmıyoruz)

  • sözlük hakkındaki en yaratıcı iddia halen "ekşi açılmadı sadece kenyadan korsan serverdan yayında,bilingual habital dismorfik polarizasyonu tanjansiye edemediklerinden yayın kesintili" beyanıyla (2011) erol köse'de, bence kendisinin tahtına oynamaya gerek yok.

  • aralik 2003, brezilya:

    arkadas - sizde hirsizlarin elini kesiyorlar mi?
    ben - yok, kanunlar ayni buradaki gibi. hapis filan.
    arkadas - aslinda kesmek lazim.
    ben - ...

  • uzun yıllar bir depresyon halinde yaşadım. hem de belki en güzel yaşlarda yirmilerimde. ve bunu ben dahil kimse farketmedi. benimle aynı evde yaşayan insanlar da.
    hiç saçımı taramıyordum mesela duş almak bile büyük bir meseleydi. ne giydiğimi önemsemiyordum hiç kıyafet almıyordum.
    yolda önüme bakarak ve çok hızlı yürürdüm. ne hiç kimseyi görmek isterdim ne de görünmek.
    şimdi 30 yaşındayım. yeniden doğmaya çalışıyorum bu dünyaya. yeniden yürümeye. en zoru da kendimi sevmeye çalışıyorum. umarım bu sefer başarırım.

  • gerizekalı gibi videonun tamamını izlemeden gelip yorum yapmayın. kadın kürtçe konuşan kadını stüdyodaki kızlara kürtçe hakaret ediyor diye yayından aldı. lafın sonunu başıyla birleştirip algı kasmaya çalışmayın.