ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ali erbaş'ın 30 ağustos hutbesinde anmadığı lider
-
yıllar önce cumaya gitmeyi bu yüzden bırakmıştım. 10 kasım gününe denk gelen bir cuma namazında mustafa kemal'in adını anmamışlardı.
o gün camiye gitmeyi bıraktım. sonrasında da zaten dinden çıktım.
iyi ki çıkmışım.
siyasal islam bazen hayırlı şeylere vesile olabiliyor.
çizginizi çekin de kimin ne mal olduğunu anlayalım.
ayrıca ali erbaş kim amk ?
adını üç beş yakını dışında kimse anmayacak.
karizmatik cevaplar
-
ş: şık giyimli abi
ş: şopar dilenci kadın
ikisi de ş olduğu için diyaloğun gelişinden anlayacaksınız kim kim.
ş: abi be allah rızası için be abim be, güzel abim bi ekmek para....
ş: hayır sokaktaki dilencilere para vermiyorum ben.
ş: oldu ben büro açayım
taş plak
-
türkçe kaynaklarda ebonitten üretiliyor diye geçiyor, sanırım biri yazmış herkes ondan kopyalamış. yanlış bilgi yayıldıkça yayılmış.
ebonit doğal lastiğin vulkanizasyon işlemi ile, %30-40 arası kükürt ilave edilerek çok sertleştirilmesi sonucu oluşturuluyor. bilindiği üzere oldukça kırılgan bir yapıya sahip. dinamik aralıkları en iyi şartlarda 40db, fakat çalındıkça 30db hatta daha altına doğru iniyor.
türkiye'de ebonitten olan bu en ilkel versiyonun kullanılmaya devam edilmiş olduğunu düşünmüyorum çünkü icat edildikten sonra neredeyse 5 yıl içinde bu tür terkedilmiş. dünya çapında yaygınlaşacak, hele de türkiye'ye gelecek zamanı bulması, sonra türkiye'de patlama yapması mantık dışı.
ebonit plak 5 yıl içinde terkedilip gomalak ve damtaşı/kireçtaşı kullanılan daha iyi yönteme geçilmiş. 1/3 oranda gomalak, 2/3 oranda taş kullanılıp kırılmaması için keten lifler ile güçlendiriliyormuş. daha sonra kırılmayan, bükülebilen farklı taş plaklar da yapılmış gomalak yerine selüloz kullanılan bu plaklar çok daha kötü oldukları için yaygınlaşmamışlar.
1895 gibi başlayan gomalaklı taş plaklar abd/ingilterede 1950'lere kadar, diğer ülkelerde 1960'lara kadar kullanılmışlar. 60 yıldan fazla üretimde olan, dünyadaki en yaygın taş plak cinsi bunlar. dolayısıyla türkiye'de bilinen taş plaklar da kesin bir biçimde bunlar.
gittigidiyor'a girin üç tane taş plak markası gözünüze çarpar. zonophone, odeon ve columbia. osmanlı'da 1900'lerin başında alman plak şirketleri vasıtasıyla taş plak kayıdı yapılmaya başlanmış. zonophone, odeon ve daha sonraları columbia* marka taş plaklar piyasaya girmiş. bunlar o sırada dünyanın en büyük plak üreticilerinden. dünyaya ne üretiyorlarsa, bize de onu üretiyorlar.
şurada güzel bir kaynak var taş plakların ülkemizdeki tarihi ile ilgili.
http://www.turkishmusicportal.org/…ecording-history
teknik bilgi vermeye girmiştim aslında.
- taş plakların frekans tepkisi 30hz ile 14khz arasındadır.
- hf* equalization'u 630 mikro saniye yani 250hz'dir o yüzden dinlerken hışır hışır ses çıkar. yani 250hz üstü frekansları düzgün veremiyor, istenmeyen gürültü ekleniyor.(standart kasetlerde 120 mikro saniye/1326hz'dir. hıss sesi yine bu değerin fazla olmasından dolayı çıkar.)
- snr değeri yeni üretilen en kaliteli taş plaklarda 45db snr değerine çıkabiliyormuş, yani 7bit. eskiden üretilenler ise haliyle daha kalitesiz ve 30-35db arası, genelde 30'a yakın. dinledikçe bu değerlerin daha da düştüğünü unutmayın. 35db'yi muhtemelen zamanının kaliteli gıcır gıcır plağında ilk dinlemede alıyordunuz.
kıyıda köşede bulduğunuz 2.el eski taş plaklar ise muhtemelen 25db civarı bir snr'a sahip. çünkü dinledikçe kötüleşiyor plak, olayı bu. ne kadar iyi saklarsanız saklayın, her dinlemede bir tık azalır kalitesi.
motorinin benzinden daha pahalı olması
-
çünkü benzinin arzı motorinden daha yüksektir.
propan, gaz yağı, benzin, motorin ve daha ağırları...
rafinerideki işlemlerden sonra tank yukarıdan aşağıya bu sıralama ile dolar. bunu belirleyen de özgül ağırlıkları zaten. burada elde edilen benzin, mazotun yaklaşık iki katıdır.
motorinin ucuz olması için özellikle sübvanse edilmesi gerekir. bu gibi vergisel sübvansiyonların olmadığı amerika'da motorin hep pahalıydı mesela.
tübitak'ın beğenmediği projenin birinci olması
-
(bkz: yine mi)
tübitak'ın bölge sergisine dahi çağrılmayan projeyi abd'deki genius olimpiyatları'na gönderen gençlerin, 2 bin 450 proje arasından dünya 1'incisi olarak dönmesi.
--- spoiler ---
antalya ted koleji'nden 10. sınıf öğrencisi mehmet can dursun ile 11. sınıf öğrencisi irfan efe boztepe, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için atık yengeç ve karides kabuklarından yara bandı üretti.
oswego new york eyalet üniversitesi de yıllık 10 bin dolar burs vererek gençleri eğitimlerini burada sürdürmeye davet etti.
--- spoiler ---
tübitak beğenmez ise bilin iyi şeyler çıkabilir.
https://www.youtube.com/watch?v=vnhnhi36j6e
edit;
(bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası)
evden çıkarken ampulü söken kiracı
-
ampül ve hırsızlık çok moda. bu trende yabancı kalmayan bir kiracıdır.
kim bilir belki havaya atıp zevkle yere düşüşünü seyretmiştir ampülün.
yanında da bir cigara.
(yazarken farkettim, ampül; ne iğrenç bir kelime. başka bir şey bulamadınız mı?)
ilginç sevgili diyalogları
-
adını vermek istemeyen bir eski sevgili ile sushiciye gitme planları yapılmaktadır.
avibes: bu bluz nasıl sence? yakası fazla mı açık?
saruman: bi bakalım. kısa saç, mavi göz, dekolte bir giyim tarzı ve çiğ balık. valla film yıldızı sanıcaklar.
avibes: kim sanıcaklar be?
saruman: gollum!
memurların hafta sonu çalışması gerekliliği
-
romalı bir filozofun muhteşem bir sözü vardır;
kölelerin en büyük hayali özgür olmak değil,bir köle sahibi olmaktır
hayrettin'in sayfasındaki utanç verici yorumlar
-
oruç tutana saygısızlık, ona zorla bir şeyler yedirip icirmeye çalışmakla olur.
bunlar başkasının hayatına, inancına, inancsizligina saygı gostermeyip kendilerine mağduriyet yaratıyor.
oruç tutarak benim inancsizligima baskı yapıyorsunuz, dese ne yapacaksınız? senin inanma hakkın var da onun inanmama hakkı yok mu?
bu memlekette ne kadar çok kara cahil, yobaz var yahu!
denize giderken yiyecek hazırlayan varoş kız
-
hemen evlenin. bu devirde pırlantadır.