hesabın var mı? giriş yap

  • yasaklanır - 13.5
    yasaklanmaz - 1.65
    peşkeş çekilir - 1.15

    bu hafta sürpriz arayanlar için "yasaklanır" oranı son derece iyi. sürpriz sevmeyen arkadaşlar için "yasaklanmaz" güzel bir alternatif. 1.15 oranı ile "peşkeş çekilir" ise banko kuponlarda yerini alabilir.

  • herkesin babasının kendi inancına, anlayışına göre değişen sözler.

    benim için yıllar yıllar önce, denizden bulup çıkardığım 250,000 lira ( biz küçükken 250,000 lira vardı mavi, o zaman en az 3 gofret 1 big babool alınabilecek bir paraydı, arkadaşlar bilir) sonrasında babamın söylediği sözlerdir.

    elimde heyecanla koşturarak yanına gitmiştim, 'bak denizde para buldum, gidip bakkaldan neler alıcam şimdi' diyerek. babam elimden o parayı alıp bana cebinden çıkardığı başka bir 250,000 lira verip, ' bir daha sakın kendine ait olmayan, başkasının kazandığı parayı alma, senin kazanmadığını harcamak haramdır, paraya ihtiyacın olduğunda bana söyle ben sana vereyim' demişti.

    üstünden belki 15 yıl geçti, ben hala unutmadım. büyüdüm, adam oldum, çalışmaya başladım, para içinde olduğum bir işim var, fırsatım olsa milyonları/trilyonları hortumlarım ama gel gör ki yerde gördüğüm 1 lirayı bile alıp harcayamıyorum.

    aynısını çocuğuma tembihleyecek miyim? ilk öğrettiklerimden biri olacak.

  • adam gelmiş, "beni kirala bari oynatmıcaksan" diyo. "tamam" diyorum, "kiralıcam seni", kiralık listesine kouyuyorum. bekle bekle teklif yok, kulüplere öneriyorum, yine teklif yok. gel zaman git zaman, bu yine geliyo, "hoca" diyo "sen sözünü tutmadın, beni kiralıcağına söz vermiştin!1".

    ulan, teklif yok teklif! napayım, sahibinden'e mi ilan vereyim "kiralık oyuncu var" diye!

  • 10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.

    34 tc 6097.

  • recep tayyip erdoğan'ın grup toplantısında "faiz sebeptir enflasyon neticedir" açıklamasından sonra tekrar coşan kur.

    peki ne oluyor? neden kur düzenli olarak uçuyor? ağustos 2018'de tek bir şok yaşanmışken, bugünlerde neden benzer bir şok vadeye yayılmış şekilde yaşanıyor?

    1* artık birçoğumuz biliyoruz ancak faiz de enflasyon da piyasada oluşuyor, kur da ona göre yine piyasada belirleniyor. aslında rekabetçi kur diye bir şey yok. bunu geçtiğimiz günkü yazımda irdelemiştim*. kur denilen şey, satış ile alışın ortası. buna teknik tabirle ask/bid deniyor. detay isteyen cevdet akçay'ın fatih altaylı ile olan teke tek programını şuradan izleyebilir. programda tcmb eski başkanı durmuş yılmaz ile binhan elif yılmaz da var. müthiş.

    2* mevzuya dönelim. akp'ye gönülden bağlı olan bir arkadaşım var. az önce "abi noluyo yaa" diye sorduktan sonra, "dur senin için bir entry gireceğim okursun ne olduğunu" diyerek bu satırları yazmaya başladım. 1 ay önce yine kendisiyle yaptığımız telefon görüşmesinde, "abi iyi diyorsun hoş diyorsun da, bence rte bir şey biliyor ve o yüzden buna müsaade ediyorlar" demişti. kesinlikle katılmadığımı, ellerinde hiçbir araç kalmadığını, çaresizlikten kuru bırakmak zorunda kaldıklarını, reisin o "karizmatik lider" algısının karın doyurmayacağını, tam tersine günden güne fakirleştiğimizi ve türkiye cumhuriyeti tarihinin en derin ekonomik buhranını yaşadığımızı kendisine ifade ettim.

    3* ayrıca işin ekonomi politiği olarak da "19 yıldır bildikleri tek ezber büyüme üzerinden oy kazanmak için önlerindeki tek seçenek faizi indirmek. oysa küresel konjonktürler çok farklı ve faiz piyasada oluşur. zoraki faiz indirimi hiçbir işe yaramaz, piyasada karşılık bulmaz, bir tek mevduat faizlerini düşürür bu yüzden de dolarizasyon artar" şeklinde kendisine ifade edip, kendi aile şirketlerine ilişkin olarak da "dolar borcunuz varsa mutlaka tl kredi çekip bunu kapayın ve tl borçlanarak teknik tabirle kendinizi hedge etmiş olun" şeklinde bir tavsiye vermiştim. o ara kur 9'lu seviyelerdeydi.

    4* bunları hepimiz akıl edebiliriz. olaya geri dönelim. bugün kur 10,56'yı gördükten sonra, muhtemelen yine kamu bankaları aracılığıyla satışa geçildi ve şu ara 10.45'lerde dengeye gelmiş gibi görünüyor. tabi artık bu dengeler çok kısa vadeli, 1 gün bile değil. dün akşam saatlerinde kur 10.40'ları görünce herkes tivit sallamaya başlamıştı ortalığa. ilginçtir, ağustos 2018 kur şoku yaşandığında, türkiye'de çok daha fazla yabancı yatırımcı vardı. o yüzden de bir şok yaşanabilmişti. bugün ise çok daha az yabancı var ve şoka yönelik bir artış geldiğinde ufak satışlarla bu engelleniyor. diğer yandan nette rezerv olmadığı için de artışa müsaade edilmek zorunda kalınıyor. yenilen şoktan ders alınmış.

    5* görünen o ki, bugünkü akp grup toplantısında da konuştuğu üzere, recep tayyip erdoğan tekrardan "faiz sebep enflasyon neticedir" argümanına sıkı sıkıya sarılmış görünüyor. bu da doğal olarak tcmb'nin faizleri düşüreceğine yönelik bir sinyal. şenol babuşçu'dan daha önce bahsetmiştim, kendisi eski bir bankacı olur ve iddiasına göre kasım ve aralık aylarında toplamda 400 baz puan faiz düşürülecek ve konut kredilerindeki psikolojik sınır olan aylık %1'in hemen aşağısı olan 0,99 üzerinden kredi pompalaması yapılacak.

    6* bu senaryoda babuşçu yine şunu der: kur yeni yılda 11-12'lerde olur. bunu düzenli olarak ifade ediyor. asgari ücrette çok yüksek bir artış, eyt'liler, 3600 ek gösterge, konuta doğal gaz ve elektrik zammı yansıtmamak için özel "çaba" ve akaryakıtta 0'lanmış ötv gibi parametreler dikkate alındığında, sanki saman alevi gibi parlayacak bir ateşin hemen arkasında bir baskın seçim mi hesaplanıyor bu da benim düşündüğüm senaryolardan biri.

    7* tcmb'nin piyasada oluşan faizlerin ve dünyadaki sıkılaşan para piyasasının tersine işlem yapması tl'yi savunmasız bıraktığı için kur fahiş yükseliyor. bugünlere dek hep arjantin peso'suyla taşak geçmişizdir. inanır mısınız bilmem ama son birkaç aylık dönemde türk lirası, arjantin pesosu'ndan %10 daha fazla değer kaybetmiş. şaka değil gerçek. ve rte'nin açıklamalarından şekillenen beklentilere göre bu durum benzer şekilde ilerleyecek. uygulanan bu politikanın hiçbir geçerliliği, hiçbir elle tutulur bir tarafı yok. cari fazla verilse bile ülkedeki dolara endeksli parametreler cari dengeyle sınırlı değil. bunun yanında dış borç ödemeleri yaklaşık 180 milyar usd olduğu gibi, ihracat %70-80 oranda ithalata bağlı. ayrıca feda edilen enflasyon ve vatandaşına fakirliğin daniskasını yaşatmak bence en büyük kötülüklerden biri.

    8* rte bir de tüsiad'a falan mesaj yollamış. "hani düşük faiz istiyordunuz" diyor. ancak o tcmb faizi düşünce bu doğrudan bankalara yansımıyor. buna aktarım mekanizması deniyor. ancak mevduat faizleri hemen düşürülebiliyor çünkü bu da kısa vadeli. banka kredi verirken uzun dönemli 3 sene, 5 sene, 10 senelik krediler verdiği zaman tcmb'nin yapay faizine değil kendi öngörüsüne göre faizini belirliyor. bu öngörüde de kerteriz alınan cds primi, 10 yıllık tahviller gibi çeşitli araçlar söz konusu. mevcut senaryoda enflasyon beklentileri de arttığından kredi faizleri düşmediği gibi, tam tersine enflasyon yükseldiği ve yükseleceği için artmak zorunda kalıyor. çünkü, yazının başında ifade ettiğimiz gibi faizler piyasada oluşuyor.

    9* recep tayyip erdoğan, joe biden seçildikten sonra aslında piyasayla kavga etmeyen politikaları benimsemiş ve kur 6,88'lere kadar düşmüştü. beklentiler bir anda pozitife dönmüştü. ancak şu an durum tam tersi. beklentiler inanılmaz bozulduğu gibi, daha önceki bir yazımda bahsettiğim üzere türk lirası'nı "para" yapan en önemli özelliklerinden biri "fiyatlama mekanizması" bozuluyor hatta bozuldu bile denebilir. neye hangi fiyat vereceğini insanlar bilemiyor. ham maddeci malın ticareti yerine malı elinde tutsa kur farkından daha fazla kazanıyor. (bkz: legal tender)(bkz: legal tender status)

    10* daha fazla uzatmayacağım. insanoğlu yerleşik düzene geçtiği günden bugüne kadar hep bir pazar ekonomisi içerisinde yaşadı. fiyatlar pazarda belirlendi. belki o günlerde bugünkü gibi bir değiş tokuş aracı olan "para" yoktu ama "takas" vardı. hatta roma'da takasa yönelik sözleşmeler bile yapılmış ve günümüze kadar da bunlar roma hukuku derslerinde okutulmuştur (bkz: barter)(bkz: trampa). yamulmuyorsam hititler'e ait bir tablette takasa konu iki tarım ürünüyle ilgili olarak vadesi gelince birbirlerine ne kadar daha fazla mal verecekleri yazıyordu. bugünün deyimiyle faiz denilen hadise yüzyıllar öncesinden belirlenmişti yanisi. sadece adı konmamıştı. yıllar içerisinde aristokrasi, merkantilizm, kapitalizm, sosyalizm, neoliberalizm geldi geçti yahut bazıları halen yaşıyor. ama geçmeyen tek bir şey var o da bireysel olarak yaşadığımız ve bireylerin her zaman kendi çıkarını en fazla düşüneceği. bu da zaten adam smith'in görünmez el teorisine zemin hazırlayan hadise. dolayısıyla bir birey yahut tüzel sunduğu mal veya hizmet karşılığı istediği getiriyi fiyat veya faiz elde edemiyorsa o zaman o diyarları terk etmesi pek mümkündür. bu ayki iktisat ve toplum dergisine şevket pamuk hoca'nın yazdığı gibi, osmanlı'nın son zamanlarında da yabancı devletlerin gümüş paralarının vatandaş arasında sıklıkça kullanılmaya başlandığı ve bunların değerini "nedense" o dönemde kaybetmediği sorgulanmalı.

    velhasıl, yüzyıllardır var olan bir şey var.

    reis de çıkıp bütün bu iktisadi tarihe karşı gelerek piyasada oluşan bir şeyin tam tersini iddia ediyor.

    ne diyelim, başarılar reis.

    (bkz: benim bazen gözlerim dolar, kulaklarım euro)

    *

    (bkz: erdoğan'ın düşük faiz sevdası/@dragonlady)

    (bkz: rekabetçi kur/@dragonlady)

    (bkz: dolar 10 tl olur mu sorunsalı/@dragonlady)

    (bkz: türk tipi başkanlık sistemi/@dragonlady)

  • şimdi toparlanın dikkatle dinleyin,

    içimi kolay sene boyunca filtre kahvem değişmesin makinede v60'da aynı tatları alayım diyenler için,

    petra acme

    meyvemsi tatlar hoşuma gider damakta diyenler ve yeni tatlar keşfetmek isteyenler için

    null worka

    bana ucuz ve 3.nesil lazım çikolata notası yoğun alsam yeter diyenler için

    sezy medellin

    vişneli kek aroması kahvede olur mu ya demeyin oluyor denemeden geçilmez ve genelde kiloluk paketle eve gitme ihtimali verdiğim kahve

    kronotrop lakto fermente

    sca eğitmeni nisan ağca'nın türkiye'nin en dereceli baristasının kahvelerinden ve yazdığı notalara yakın tatlar alabileceğiniz meyvemsi tatları önde kahvesi için

    fam-el mirador

    üst üste türkiye kahve v60 demleme birincisi olan orkun üstel'in nordic approach kahvelerinden nektarin notaları belirgin

    kafein kultur honduras

    yurtdışından değişik kahveler denemek isterim ayrıca türk kahvesinde farklı tatlara varım diyorsanız,

    april coffee volcan azul

    bu listeyi zaman buldukça güncellerim ve yenilerim.

    şarabımsı yeni bir kahve williams roastery costa rica las lajas

  • bu gerginliği tırmandıran, hatta tırmandırmayı geçtim, olay çıksın diye polisleri olur olmadık yerlere yığan yetkililerin sorumluluğundadır böyle şeyler. bırakın işçiler bayramlarını kutlasınlar. bu korkunuz nedir?

    t: ortada bir şiddet varsa kaynağı saraydır. illa ki anlayacağınız gün gelecek.

  • turkiye'de silah sahibi olmanin ne kadar da basit oldugunu bizlere tekrar gosteren bir olayda yaralanan sarkici.

    bir de gun gecmesin ki hakkinda chain mailler yollanmasin;

    bir inşaat işçisi, ancak yasa dışı yollarla sıfırdan bu noktalara gelebilir.
    gazetelerden;
    - 1981'de izmir fuarında polise hakaretten tutuklandı.
    - 1990'da kokain operasyonu sanığı; 1994'te beraat.
    - 1990'da şehmuz iigin'le kaset yüzünden anlaşmazlık yaşadı.
    etilerdeki villası kundaklandı.
    - 1990'da maksim gazinosunda ayağından vurdular.
    - 1991'de urfadan bağımsız aday oldu. seçim kampanyasına havaya 5 el
    ateş açarak başladı.
    - 1995'te hasan heybetlinin sünnet düğününde "meskun mahalde ateş
    açmaktan" gözaltına alındı.
    - 1996'da urfada ahmet toptanla tartıştı. yeğeni fevzi tatlı'ya öldürttü.
    - 1998'de arabasını kurşunlayan hasan boranın adamı a.uçmak
    kurşunlanarak yaralandı.
    - eski menajeri hasan boranın müzik şirketi oğlu ahmet tatlı ve
    adamları tarafından basıldı.
    - 2000'de iki ruhsatsız tabanca için gözaltına alındı.
    - 2000'de pilot nusret ertürkü tehditten savcılığa ifade verdi.
    - 2002'de derya tuna bacağından vuruldu.
    - 2003'te asena bacağından vuruldu.
    - 18 yıl hapis isteği ile sauna çetesi üyeliğinden yargılandı.
    - yd: anımsadığım kadarıyla 7-8 yıl önce milliyet gazetesini alenen
    "yok ederim" gibi sözlerle tehdit etti. (savcı ve basın adeta sus
    pus..)

    biz böyle birini cumhurbaşkanı, başbakan, devlet ve türk medyası
    tarafından adeta kahraman ilan ederek, kimseye gösterilmeyen ilgiyi
    gösterdik.

    ve suçlarının ne olduğu bilinmeden yüzlerce gazeteci, bilim adamı,
    subay tutuklu... haberal, perinçek, balbay, özkan ve niceleri hücrede.

    avrupa, amerika, japonya dahil tüm dünyanın her konserini 15 dakika
    ayakta alkışladığı fazıl say ve muhalif "gerçek"sanatçılar adeta vatan haini..

    halka, gençlere ne güzel örnekler sunuyoruz..
    geleceğimizi ne güzel hazırlıyoruz.

    --- fin ---

  • döner ocağı karşısında eldiven takmak mümkün değil, erir. zaten yasal olarak da eldiven zorunluluğu yok (hatta takılmamalı) .

    sadece valiyi umursamayan bir çalışan var ortada, valinin hazımsızlığı dönercinin kendisine diğerleri gibi yaltaklanmaması.

    bu minnoş valilerin hepsini devran dönünce izlemeyi dört gözle bekliyorum.

  • didem arslan yılmaz: gerekçeli karar'da sizin iddia ettiğiniz gibi bir "çalınma" ibaresi yok.
    binali yıldırım: biz halk dilinde söylüyoruz

    edit: didem abla, sayende feminist oldum.

    "dünyayı kurtarsa kurtarsa kadınlar kurtarır" :)

    edit2: bombanın kralı;

    binali yıldırım, imamoglu ile aynı anda program yapma teklifine olumlu baktıktan sonra "benim tek başıma vereceğim karar değil o" dedi :))