hesabın var mı? giriş yap

  • geçen kış; edirne'de yaşayan ve alzheimer benzeri bir hastalığı olan ihtiyar teyzemin "tepesinde kamera olan araç" gördüğünü iddia etmesi üzerine ailece, "tabi canım, gugıl da edirne'ye bayılıyordu" demiştik.
    el birliği ile bizi g.t ettiniz; teşekkürler google, teşekkürler teyzeciğim!

    edit: hatırladıkça utanıyorum, ortamda "uzaylı" göndermesi yapan amcalar bile olmuştu. :(

  • boykotun başarısız olduğunun iddiası belirli aralıklarla sözlükte gündeme geliyor. gündeme getirenlerin bir karın ağrısı var ki sürekli önümüze sürüyor bu argümanı. boykot eden tek kişi kaldığımı bilsem bile devam edeceğim boykottur.

  • iki yaş daha büyük versiyonu olduğum erkektir. 42 yaşındayım ve hiç evlenmedim. 10 yıldır da yalnız yaşıyorum. istediğim gibi birini bulamadım ama bulmak için çok çaba sarf ettiğim de söylenemez. çevremde de imrendiğim bir evlilik görmedim henüz.

  • aynı aktiviteyi balıkesir'de yapması durumunda sadece 150 lira verecek futbolcu. o da; feribot+benzin+ yörsan tost,ayran+sinema(sabah 11:45 seansında kimse olmuyor...tek başına izlerdin)

    edit: bandırma'dan daha ucuz ve daha kısa hatta.

  • *bazen her şey yoluna girecekmiş gibi oluyor. sonra bi' bakıyorum meğerse yol bana girmiş.

    *anneannem hacca gittiğinde free shop'tan absinthe istemiştim, aramış ama bulamamış canım benim.

    *bekârlık sultanlıksa benimki imparatorluk oldu. artık fetret devri yaşamak istiyorum.

    *dün gece hiç tanımadığım bir kertenkeleye sırf ejderhaya benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim.

    *ilkokulda seçimle sınıf başkanlığına geldikten sonra tüm sınıfı ayaklandırdığım için başkanlık elimden alınmıştı. 10 yaşımda darbe gördüm. sonrasında sınıfın güneydoğusuna sürülmüştüm.

    *saçımı vikingler gibi örgülü, rastalı, kazıtmalı yapayım ama apaçi muamelesi görmeyeyim istiyorum. saygı istiyorum. toplum buna hazır olsun istiyorum.

    *o kadar çok hastalığım var ki hâlâ yaşıyor olmam da ne bileyim biraz şov bence.

    *en yakışıklı harf e, en güzel harf g, 8'ler siyah, cumalar yeşil ve do notası portakal çiçeği gibi kokuyor.

    *evden çıkmaya alerjim var. güneş ışığı tenime değince kaşınıyorum, insan görünce böcek görmüş gibi huylanıyorum, sokakta bütün bir çin nüfusu üstüme yürüyormuş gibi geliyor.

    *bana bebekken ninni yerine megadeth, slayer falan dinletmişler bu asiliğin başka bi' açıklaması olamaz.

    *sanki kader ağlarını örerken sıra bana gelince ip bitmiş de düğüm yapıp bırakmış gibi bi' hayatım var.

    *bundan sonra bana sayın fazlaejderhasiolanvarmi diyeceksiniz. çünkü ssg entry'mi favorilemiş.*

  • arkadaşımın başına gelen hırsızlık mevzusudur. yeni mezun olup işe girmiş bir arkadaşımız ziyarete geldi. çok üzgün olduğunu görünce ne oldu diye sorduk. ilk maaşını aldığı gün evlerine hırsız girmiş, bütün parası ve telefonu gitmiş. olayı kendi ağzından dinliyoruz.

    -abi evde 8 kişi yatıyorduk. bir kişi bile tıkırtıya uyanmaz mı? o kadar mal adam nasıl bir araya gelmişiz çözemedim.

    o esnada cep telefonumu arayayım, belki açar diye kendi numaramı aradım. hırsız açtı, o da salak! sen misin benim evi soyan diye sordum, evet dedi.

    "sen nasıl bir adamsın ya. hadi kimliğimi, kartlarımı falan geçtim. hiç değilse bir 20 tl bıraksaydın masada" dedim. öyle diyince özür diledi, "abi zor duruma düşeceğini bilsem bırakırdım" dedi.

    bakmış ılımlı bir hırsız karşısındaki, "beni kimlik ve kartlarla uğraştırma, cüzdanımı bir yere bırak alayım. bir de lütfen cüzdana biraz para koy, maaşımdı o benim, hiç param yok"demiş. hırsız da bunu kabul etmiş.

    ertesi gün belirlenen mekana giden arkadaş cüzdanını bulmuş. gerçekten bırakmış. ancak kimlik, kart falan her şey tamam da; içinde para yok.

    bizimki tekrar arıyor hırsızı. "ya hani para bırakacaktın?"

    hırsızın verdiği cevap bizim koptuğumuz noktaydı.

    -abi valla para koydum içine. şerefsizin biri çalmıştır!

    ------------------------------------------
    teşekkür editi... yazarken bu kadar fav alacağını düşünmemiştim.

  • ryanair dünya havayolu işletmeciliğinde , özellikle hükümet havayolu ilişkisine istinaden bambaşka bir örnek teşkil etmektedir

    bugün bünyesinde birçok alt havayolunu bulunduran 1984 doğumu irlanda'lı bir şirketten bahsediyoruz.

    tabi küçük adımlarla gerçekleşiyor bu büyük hayaller. ilk uçuşları waterford - londra arasında. ankara'dan da yapılan ilk uluslararası uçuşlar atina'ya yapılıyordu bu şekilde hesaba katbiliriz

    1997'de halka açılan şirketin gelirleri 200 milyon dolardan 1.8 milyar dolara fırlıyor. 2010'da bu rakam 3 milyar dolara varıyor. sadece bir istatistik olarak vereyim thy'nin 2019 geliri 1.5 milyar tl kaynak

    ryan adı nereden geliyor ?

    kurucular christopher ryan, liam lonergan ve tony ryan bu ismi veriyor. 90'lara kadar da inigliz havayolları ile rekabet içinde geçen yıllık ortlaama 100 bin yolculu bir havayolu olarak karşımıza çıkıyor

    ryanair'in büyümesi aslında 2000'lerin başındaki ab'nin havayolları endüstrilerine ithafen koyduğu kuralları genişletmesi ve irlanda'nın büyümesi ile beraber bağlantılı. aşağıda detaylarına bakacağız ama brüksel oslo gibi duraklara seyahatler koyarak boeing 737-800 tipi uçakların siparişini verrek ciddi büyümeye geçiyor

    ancak en önemli olylardan biri 2000 yılında kendi internet sitelerini kurmaları ve buradan acente farkı olmadna basit bir yazılımla hızlı bir şekilde ucuza bilet satmanın önünü açmaları. internet sitelerini de öğrencilere yaptırıyorlar.

    2001 yılında belçika charleroi havalimanı'nı da merkez bellemesinler mi bunlar hemen boeing 737-800 serisinden sipariş ki 2010'a kadar peyderpey gelmesi hesaplanan uçaklar 2005'te son sipariş olarak adamların eline gçeiyor ve büyüme hızlanıyor

    finans müdürü michael o'leary'in kan banyosu benzetmesiyle yaptığı uyarıyla beraber düşük bütçeli küçük havayollarının önünün kapandığını ve piyasasnın easy jet ile ryanair'e kaldığını söylüyor. ancak 2004 yılında meşhur ab genişlemesi olunca bu iki firmada vites'i 5'e takıyor

    2010'lara kadar bu şekilde büyüyen ryan air önce macaristan ile kavga ediyor. çünkü budapeşte yakınında uygun fiyatlı küçük kendilerinin kullanabileceği bir havalimanı yok ve budapeşte de ryan air'in fiyat indirim talebini reddediyor.

    boeing ile sürtüşmeler oluyor ve pazarlıklar sonuçsuz kalınca 2012'de siparişi durduruyorlar

    izlanda'da meşhur yanardağ patlaması olucna uçuşlar durmuştu ya hani orada da ab kriterlerini eleştiriyorlar. adamlar tam dolmuşçu kafasında, yakıt ve pilot varsa en ucuzundan her yere gideriz diyorlar

    2010 yılında da irlanda hükümeti ile vergileri kısmaya yönelik masaya oturuyorlar ki özellikle turizm vergisi burada ön plana çıkıyor. adamlar büyük şirket veya hükümet demeden herkesi ile pazarlık etmenin peşinde. tabi bunun bir sebebi de 2010 yılında 10.3 milyon dolar gibi rekor bir zarar elde etmeleri

    en büyük marketleri de 2014 yılından beri italya. bakın ne irlanda ne ingiltere. tabi bu aşırı büyümenin tüm yönlerinin hesaplı olduğu söylenemez ki son 10 yılda 20 havalimanı ile toplamda anlaşmazlığa varıp sefer iptaline gidiyorlar.

    bu kavgalar tabi 2020 yılında irlanda'yı covid önlenmlerine uymamakla tehdit etmelerine kadar gidiyor. e tabi 2021 yılında 1 milyar dolara yakın zararın önden gelen kokusu bunu açıklar nitelikte.

    ancak bugün itibariyle direk 86 noktaya aktarmalarla 200'ü aşkın noktaya giden ryan air boeing 737 filosunun yüzde 10'u gibi uçuk bir sayıya sahip olarak bu alanda rekorun sahibidir. şu an 360 adet boeing 737 var ellerinde ancak 305 tane daha sipariş ederek tek seferde sayı olarak verilmiş en büyük siparişi de yine bu havayolu elde etmektedir.

    eğer biletinizin çıktısını almazsanız 70euroyu aşan bir cezayı yeme olasılığınız da var, 1 euroya uçak bileti bulma olasılığınız da. ryan air şimdilerde uçak içinde ayakta seyahat etmenin yollarını arıyor. tam bir çılgınlık

    son olarak ryanair tarihinde ciddi bir kaza olmamıştır. en azından ben bulamadım

  • cok afedersiniz ama kendinize fitil tatbik ettiginiz an.

    lutfen yanlis anlamayin dostlarim, aha gotume fitil sokuyorum ibne oldum falan gibi bir sey dedigimi sanmayin; zira tip alaninda ayip olmaz. hayir dostlarim hayir, bu basur nerden gelip beni buldu da demiyorum. dogarken garanti belgesiyle dogmuyoruz ki, elbet hastaliklar olacak. benim sorunum fazla empati kurmak. ayiptir soylemesi gofret yerken etiketini, tuvaletteyken deterjan kutularini okurum. bu huyumun da hangi gofret e 323 maddesi iceriyor, hangi kirlilik seviyesindeki camasira kac olcek deterjan konur gibi konulara hakim olmak disinda bir getirisini gormedim ama huy dedigin birakilmiyor. neyse, demin bahsettigim fitil tatbiki aninda da ilacin kutusunu okuyordum ve boylece fitilin yuzde 3 oraninda kopek baligi karacigeri yagi icerdigi bilgisine haiz oldum. simdi dostlarim kendinizi kopekbaliginin yerine koyun. o kadar muthis bir dizayniniz var ki 30 milyon yildir evrim gecirmenize gerek bile kalmamis, sozlukte insanlar adiniza basliklar acip dogru bilinenler yanilgilar diye birbirini yiyiyor, besin piramidinin tepesindesiniz ve okyanuslarin hakimisiniz. bu arada anti parantez dunyanin yuzolcumunun %70'inin suyla kapli oldugunuda belirtmek istiyorum, yani bir nevi dunyanin kralisiniz. ve sonunuz yaginizin cikarilip maymundan evrilmis bir lavugun gotune girmek oluyor. insanlar size basur devasi gozuyle bakiyor. olacak sey mi bu? adaletin bu mu dunya?