hesabın var mı? giriş yap

  • herhangi bir inancın veya ideolojinin insanlığın bütün sorunlarını çözeceğine körü körüne inanmak ve daha kötüsü bu inancını başkalarına baskı kurarak hakim kılmaya çalışmak.

  • benim.
    yıllarca kolejde çalıştım.öğrencilerle arkadaş gibi de oldum hep,çoğuyla hala görüşürüm zaten yaşlarımız çok yakın.bir yerlerde buluştuğumuzda öğrenci -öğretmen olduğumuz anlaşılmaz. yani sizin bahsettiğiniz o 'evde bekleyen,dershanede üç kuruş maaşla sürünen, idealist,arkadaş tipte' vs öğretmen de benim aynı zamanda. ayrıca belirtmek isterim ki alan sınavım sayesinde atanabildim. çünkü ben diğer alanlarda pek bir şey bilmiyorum.
    şimdi geldiğim okulda ise can güvenliği olmayan bir kadın öğretmenim. gözlerini korkutmak için ufak çapta fiziksel müdahalede bulunuyorum arada ,fazlasını yapmam, yapamam da zaten tehditler havalarda uçuşuyor ,evime tek başıma yürüyemiyorum,kadın olmanın utanılacak bir şey olduğu bir yerdeyim. ki büyük bir şehrin büyük bir ilçesindeyim. ama bu "büyük"lükler insanların kafalarındaki örümcek ağlarının yanında maalesef hiç kalıyor.
    korku içindeyim,ayaklarım geri geri gidiyor. sınıfta" bana bugün napıcaklar acaba ?" düşüncesiyle dakikaları saatmiş gibi yaşıyorum.bu sadece bir kısmı tabii.
    biliyorum sizin için hayaller "ölü ozanlar derneği, her çocuk özeldir,koro"filmleri tadında.hayatlar için (bkz: ben)

    bir yıldan fazla süre sonra edit: bütün yıl boyunca emek verdim o öğrencilerime. dövdüm de sövdüm de ... ama sevgilerini kazanmayı başardım en sonunda. artık beni benimsemişler, sahiplenmişlerdi.sonra koruyup kollamaya başladılar. doğumgünümde 1'er lira toplayıp pasta alıp bana sürpriz yaptılar. hediyeler aldılar,utanıp veremeyip başka arkadaşlarıyla yolladılar. sene sonu geldiğinda artık evladım olmuşlardı çoktan.şimdi başka bir ile ggeldim,çocuklarımı özler oldum. nereden nereye işte. verdiğim tüm emekleri hatta daha fazlasını hak etmişler bilememişim.

  • bir bilirkisi olarak bilgi vereyim. ilk olarak bu donercileri ikiye ayirmak lazim; seri uretim, ucuz tuketim mantigi ile çalisan fastfood donerciler ve daha turkiye tarzi olan restoran donerciler.

    1) fastfood donerciler neredeyse piyasanin 90%'ina sahiptirler. kiyma doner bazen de tavuk doner kullanirlar. lezzet olarak bizim damak tadimiza asla uygun degildir ki oyle bir amacida yoktur. bu donerler bulundugu ulkeye uyum saglamistir ve o ulkenin yerlilerine de ucuz bir alternatif olusturur. ornegin belçika'da patates kizartmasi ve turkiye'de asla bulamayacaginiz turden birbirinden guzel soslarla yenilir. almanya'da ise bu soslar yerini kati cacik ve ezme tarzi daha oryantalist soslara birakir. belçikalilar için aksam kafayi çektikten sonra soyle yagli bir doner yemek mesela normal birseydir. pizza gibi evrensellesmistir artik doner kismen. eger o ulkenin damak tadi size uymuyorsa kiyma doner ve sunum seklini sevemezsiniz ve bu yuzden de begenemezsiniz dogal olarak.
    bu donerlerin içerigini satici kendisi belirler ve ona gore siparis verir. avrupa'da en bilineni ve helal sertifikalisi karmez'ken, helal ve helal olmayan uretim yapan bir çok uretici vardir. fiyattan dusurmek için helal olanlar genelde hindi, olmayanlar ise domuz eti ile karisik bir kiyma yaparlar ve kirmizi et orani genelde 50%'yi geçmez. bu doner fastfood olmus ve dunya halklarinin damak tadina daha çok hitap eden donerdir ve bulundugu ulkeye gore içerigi degisir.
    tavuk donerinin kalitesi ise yasadiginiz ulkeye gore degisir, mesela yedigim en guzel tavuk donerlerinden birini barselona'da yemistim. yedikten sonra donerin tadinin tavuga benzedigini farkettim ve diger yedigim tavuk donerlerinin tadlarinin da tavuga benzemedigini...
    tavuk doner konusunda turkiye'deki butik donerciler daha iyi. ama avrupa'da da daha guzelini yeme imkaniniz az da olsa var ama geneli baya kotu, yagli, yedikten sonra bulanti yapabiliyor. bu bulanti durumu kiyma donerde de gecerli. araplarin yaptigi tavuk donerler fena olmuyor.

    2) restoran donerciler genelde yaprak doner kullanirlar. bu donere mesela sos yakismaz ki turkiye'de de bu yuzden zaten donerin yanina sos gitmez, gerek yok çunku. guzel et ve yesillik kendisini rahatça yedirtiyor. sos dedigimiz sey de baharat gibi, tad ne kadar yavansa o kadar ihtiyaç duyuluyor. avrupada'ki et donerlerinde kullanilan et genelde turkiye'dekinden daha kaliteli oluyor ama orada da marinasyon gibi diger ustalik dokunuslari genelde olmadigi yada yetersiz oldugu için et donerleri lezzet olarak turkiye'nin fersah fersah gerisinde oluyor. turkiye'de yediginiz ortalama bir et doner, avrupadaki iyi bir et donerin onundedir.

    chapanoglu belçika'dan bildirdi.

  • cüneyt özdemir’in ahmet şık’a laf söyleyebilmesi haddine değil. önünü ilikleyip saygı duruşunda bulunmalı.
    ahmet şık gibi bir adama para ağır basıyor demek ciddi anlamda saçmalamaktır. hele hele trol demek için kafayı sıyırmış olmak gerek.

    mevcut düzene mafyalaşmış devlet diyebilme cesaretini göstermiş, mahkemede tutuklanırken bu ülkeye hesap vereceksiniz diye iktidara bas bas bağırmış, aylarca içerde yatmış birisi ahmet şık. korkmadan cesaretle mafyalaşmış siyasete kafa tutmuş, hukuksuz faşizan sisteme boyun eğmemiş, mecliste de takır takır ağzına geleni söylemiş cesur bir siyasetçi.

    cüneyt’in ahmet şık’a laf söylemesi için kırk fırın ekmek yemesi lazım. sonra da abdest alıp takım elbise giyip kapıda sıranın kendisine gelmesini beklemesi lazım.

  • bir an ikisinin de genc ve toy oldugu, nejat isler'in henüz tam ünlü degilken 90li yillarda oynadigi bir klip zannettim, tikladim ve sok oldum.

  • doğrusu lütfen gerizekalı gibi bodybuilding yapmayın olması gereken uyarı cümlesi. yoksa düzenli spor yaparak fit görünmekte bir sakınca yok.

  • top verip ortadan kaybolan öğretmenleri nadiren görünür kılan; askeri düzen yürüyüş, sağa çark, sola çark, takla ve basketbolda turnike ile not verilmesi.

  • özlemini yüreğimde hissettiğim, yorumsuz ve tartışmasız izlenecek milli takım.

    ilker yasin- hocam maçın 4. dakikasında emre'yi oyundan aldınız, maçın 8. dakikasında nihat'ı kaleye geçirdiniz, maçın 15. dakikasında sağ kanatla sol kanadın yerini değiştirdiniz, maçın 16. dakikasında servet'e rakip ceza sahasında beklemesi için talimat verdiniz, maçın 23. dakikasında ortadan kayboldunuz, 42. dakikada tüm oyuncu değiştirme haklarınızı kullandınız.
    benjamin linus- so?
    ilker yasin- hocam maçı ona sıfır kazanıp avrupa şampiyonu yaptınız milli takımı. nasıl oluyor bu böyle?
    benjamin linus- how many times do i have to tell you, yasin? i always have a plan.

  • sağlık bakanı fahrettin koca, henüz ülkeye gelmeyen aşıdan günde 2 milyon kişinin aşılanacağını söyledi. acaba yanlış mı okudum diye baktım, yooo basbayağı doğru okumuşum. günde 2 milyon kişi demiş. eğer aşılama bu hızla yapılırsa ortalama 2–3 ayda herkes aşılanacak demektir. haber

    peki bizimle hemen hemen aynı nüfusa sahip, ekonomisi ve altyapısı bizden çok çok iyi olan almanya'da aşılama planı nasıl olacak..

    –almanya sadece organizasyon için 2 milyar 700 milyon euro ayırdı.
    –442 aşılama merkezi kurdu.
    –aşılama merkezleri içinde; stadyum, konser salonları, kapalı spor salonları, buz pateni pistleri var.
    –aşılama için; 3 milyon adet şırınga ve 3,5 milyon adet alkol tamponu şimdiden dağıtıldı.
    –aşılar gizli depoda tutuluyor ve ordu koruyor.
    –aşı (pfizer/biontech)ücretsiz olacak
    –nüfusun yüzde 70'nin aşılanması gerekiyor. yani 60 milyon kişi. kişi başı iki doz olacağı için 120 milyon aşı gerekiyor. şimdiden 136 milyon doz alınmış durumda.
    –aşı satın almak için 6 milyar euro ayrılmış durumda.
    –aşı için; yaş, meslek ve sağlık durumlarına göre gruplar oluşturulmuş durumda. herkes sırasını bekleyecek. kesinlikle torpil olmayacak.
    –nüfusunun tamamının aşılanması bir yıl sürecek. günde 150 bin kişi aşılanacak. kaynak

    tüm bu ekonomik güç ve sağlam altyapıya rağmen; ingiltere günde 25 bin, almanya 150 bin kişi aşılamayı planlıyorken ve becerebiliyorken, biz nasıl oluyorda 5 adet maskeyi bile dağıtamamış bir sicile sahipken günde 2 milyon kişiyi aşılayacağız acaba?

  • dün ilkokuldan mezun oldu yazmış damat berat. hangi okul acaba? bizim buradaki ilkokullar geçen hafta kapandıydı.

    mesaj kutusu patlama editi: günübirlik bulgaristan'a gittim geldim mesaj yağmış, hepsini okuyamadım henüz.

    özel okullar nisan ayında 1hafta tatil verdikleri için 1hafta geç kapanıyormuş.
    mevzubahis okul da piyasadaki özel okullardan farklı olarak kapısında polis bekleyen ve gbt yapmadan içeriye almayan, yıllık ücreti geçen sene 90 bin tl olduğu söylenen kısacası buymuş: https://www.nunokullari.com/…s/nun-ilkokulu-kampusu