hesabın var mı? giriş yap

  • arzu ettiğini oku. sevdiğin bir işte çalış. aşık olduğun kişi ile evlen. iyi ve mutlu bir çocuk yetiştir. emeğinin karşılığınca emekli ol. arkada gözün kalmadan öl.

    bu duraklar arasında iyi şeyler serpmeyi becerebilmek mesele. ha bu yaşam biçimi zaruri değil tabii. başka durakları da benimseyebilir insan. o şekilde mutlu olabilir. fakat sadece durak adları sayılarak her yaşam şeklinden bu kadar soğuk bahsedilebilir.

    fazla kısa bir özetsel çıkarım.

  • burda yazdığım entry'yi görüp beni aramak istemişler, buyrun arayın dedim. beni arayıp yaptıkları tek şey, ücretin 69 lira olduğunu tekrar hatırlatmak oldu. bu ücretin diğer bankalarda çok daha ucuz olduğunu, garanti'de niye bu kadar pahalı olduğunu sordum, "fiyat politikamız bu" cevabını verdiler.

    kendilerine çok teşekkür ederim. en kısa zamanda 3 hesabımı da kapatıp, başka bir bankaya geçeceğim. o 69 lirayı vermeyeceğim.

  • adam atlarım deyip atlamadığı için ihanet etmiştir.
    paraşütün olması küçük ihtimalde olsa bir başka bir sebepten olabilir.
    belki hem kendisini hem kocasını kurtaracaktı ?
    en azından atlarım dedi ve atladı.

  • insana facebook falan kapattıracak bir düşünce.

    paylaşımlara bir bakıyorum;

    -hehehe teknemizden ilk görüntüler yarın devamı vaaaaar (sanki çok merak ediyoruz senin tekne fotoğraflarını)
    -yhaaa benim kızım dünyaaanın en güzel çocuuuu (eciş bücüş bi tip ne dünyası ne güzeli)
    -kocişimle tatiiiiiiil -at italy* (kocana da sokayım sana da)
    -anne oluyorraaaam dinyinin in gizil diygisi (sen olma ulan ayı)
    -zengin zenginoğlu is at california with 82 others - kankslarlaaa kopmalarrr (bitmedi ulan şu babanın parası bitmedi)

    bi ben mi evde oturuyorum? bi ben mi işsizim, yalnızım? yettiniz be kapattırıcaksınız yine facebooku.

    debe editi: bu entrym mutsuzluğumu ve mutsuzluğunu paylaşan güzel insanlar sayesinde debeye girmiş. geri kalan bütün entrylerim de böyle bir başlık altında bile hakaretler edip ayar vermeye çalışanlara girsin. hele 'düşüncesi' ile biten başlığa 'vik vik vik vik kişidir' diye tanım kasan bi taneniz var ki ona laflar hazırladım. ama söylemeyeceğim.

  • biri bugün şöyle bir şey yazmış paylaştığı yazıya "can yücel yine döktürmüs" . şimdi kendisine can yücel in öldügünü söylesem, çektiği acılara yenisini eklemenin vebalini alacağımdan direkt listemden çıkardım. sanırım buna dayanabilir. çünkü o güçlü bi kadın ve bir lafa bakar laf mı diye....

  • tycho brahe isimli danimarkalı astronom ve bilim insanıdır.

    bu adamın ölüm hikayesi şimdiye kadar hayatlarını okuduğum tüm bilim insanları ve düşünürler içinden en absürt ve açıkçası havalı olanı.

    tycho brahe 1546 yılından çişini tuttuğu için öldüğü 1601 yılına kadar yaşamış bir astronom. her ne kadar o dönemler henüz tam anlamıyla bilimsel yöntem olmadığı için astroloji ve simya ile uğraşıyor olsa da dönemine göre deney ve gözlem yöntemine en çok önem veren araştırmacılardan biri.

    kendisi soylu ve zengin bir aileden gelip iyi eğitim almış olmasına rağmen okumaya alışık olduğumuz sıkıcı soylu hayat hikayelerinin aksine hayat hikayesi gerçekten ilginçliklerle ve absürt durumlarla dolu bir adam. yani öyle soylu bir ailesi var diye her şey normal falan değil. hayatındaki gariplikler daha doğmadan önce başlıyor.

    mesela tycho doğmadan önce babası, tycho'nun hiç çocuğu olmayan amcasına "çocuk doğsun al sen bak" diye söz veriyor ama tycho doğduktan sonra aslında güzel bir çocuk yaptığına karar verip çocuğu vermekten vazgeçiyor. amcası da babasına "bana ne lan söz vermiştin" diyerek çocuğu kaçırıp kendisi büyütüyor. amcası buna hukuk okutuyor ama bu daha önceden gerçekleşme tarihi tahmin edilmiş bir güneş tutulmasına tam da beklenen günde şahit olunca "nasıl ya" diyerek astronomiye merak salıyor ve gizli gizli astronom olmaya karar veriyor. astronom olmaya karar verdikten sonra da hukuk işlerini göstermelik yapıp bütün ilgisini alakasını astronomiye veriyor. bu işi ciddi ciddi matematiğiyle, geometrisiyle yapıyor ve bu konuda kendisine çok güveniyor.

    mesela tycho'nun burnunun bir kısmı yok çünkü kendisi 20 yaşındayken 3. dereceden kuzenlerinden biriyle birlikte öğretmenlerinden birinin evinde yapılan nişan törenine gidip sarhoş oluyor ve sarhoş olduğu esnada kuzeniyle kimin daha iyi matematikçi olduğu konusunda kavga edip sorunu matematik düellosu yerine dümdüz kılıç düellosu ile çözmeye karar veriyor. sonuç olarak iki sarhoş en iyi matematikçinin kim olduğunu kararlaştırmak için düello yapıyor ve tycho burnunun bir kısmını kaybediyor. burnunu kaybettikten sonra da hayatının kalanında gümüş, pirinç gibi malzemelerden yapılmış çakma burunlar takarak yaşıyor.

    tycho'nun çakma burnu

    tycho uzun süre astronomi ile ilgilendikten sonra bu alanda gerçekten de önemli çalışmalar yapan biri olarak ismini duyuruyor. bu süreçte epey saygın ve sözü dinlenen bir adam olduğu için avrupalı asilzadeler ve özellikle danimarka kralının içki masasında aranan birine dönüşüyor. danimarka kralı tycho'yu o kadar çok seviyor ki, tycho'ya kale ve askeri rütbe vermek istiyor ama tycho askerlikle falan ilgilenmediği için gizlice danimarka'dan kaçıp bir gözlemevinde çalışma planları yapıyor. bunun haberini alan danimarka kralı da "e iyi öyleyse ben sana ada vereyim sen bu adada kendi gözlemevini kur" diyerek tycho'ya ada hediye ediyor. tycho da kendisine ada hediye eden kral frederick ile epey içli dışlı oluyor ve saray ortamında takılan bir adama dönüşüyor.

    yıllar sonra kral frederick ölünce yerine 11 yaşındaki varisi geçiyor ama varisi 11 yaşında olduğu için krallığa onun yerine bakacak bir kral naibi çocuğun yerine yönetime bakıyor. yönetime bakan bu naip tycho'dan pek hoşlanmadığı için çocuğu tycho'ya karşı doldurup duruyor. bu yüzden tycho sarayda etkisini kaybediyor. yine de tycho yıllar içinde gidip çocuğa "bak gel bilim yapalım medeni olalım" diyor ama çocuk ille de savaş yapacağım diyor. tycho da bilim diye tutturunca çocuk en sonunda çevresindeki tycho düşmanı naip ve arkadaşlarının da gazıyla tycho'yu ülkeden sürgün edip o zamanlar kutsal roma imparatorluğu sınırlarında olan hamburg çevresine gönderiyor.

    ama tycho bu hiç durur mu?

    bu sefer de gidip zamanın kutsal roma imparatorunu kafalıyor ve onunla vakit geçirmeye başlıyor. yalnız bu sefer danimarka kralı gibi bir adamla değil, belki de avrupa'nın en önemli adamıyla vakit geçirdiği için işler pek şakaya gelmeyecek ciddiyette ve kibarlıkta oluyor. imparatora ve çevresine saygısızlık veya yanlış bir hareket hiç hoş sonuçlanmayacağı için herkes aşırı derecede görgülü ve kibar takılıyor.bu kibarlıktan nasibini alan tycho da içki masalarından diğer insanlar kalkmadığı sürece kalkmama huyu ediniyor.

    bir gün bu çevrede verilen ziyafetlerden birine katılıp çok fazla içiyor ama kibar olduğu için masadan "benim işemem lazım" diyerek kalkamıyor. bir süre boyunca diğer kişiler kalksın diye bekliyor ama kimse de masadan kalkmayınca adamcağız çişini tutmaktan prostatik hipertrofi geçiriyor. yani çişini tutmaktan prostatı genişliyor ve kısa sürede idrar yolları iltihaplanıyor.

    artık hiç çişini yapamaz hale gelen tycho, 11 gün boyunca acı içinde kıvranıp en sonunda ölüyor.

    peki biz tycho'nun bu şekilde öldüğünü nereden biliyoruz?

    o dönem öğrencisi olan kepler'den.

    tycho ölümünden çok kısa süre önce öleceğini anlıyor ve öğrencisi kepler'in yanına gidip ölmeden önce halletmek istediği işleri halletmeye çalışıyor. bu işlerden biri de çok yakın zamanda gercekleşecek olan kendi ölümü hakkında "alim gibi yaşadı, aptal gibi öldü" şeklinde bir yazı yazmak oluyor.

    zamanında bu hikayenin uydurma olduğu ve tycho'nun aslında zehirlenerek öldüğü düşünülüyor ama 1901 yılında mezarı açılarak yapılan otopsi sonucu gerçekten de çişini tuttuğu için öldüğü ortaya çıkıyor.

    tüm bunlar bir yana, bu girdide anlatılanlar adamın hayatındaki ilginçliklerin yarısı bile değil. o kadar değişik bir hayat hikayesi var ki oku oku bitmiyor. ben de buraya fazla uzun bir yazı girmek istemediğim için hikayeyi özetlemiş bulundum. bu sebepten konuyla ilgilenenlere ileri araştırma yapmayı tavsiye ederim. adamın hayatında türk dizilerini aratmayacak imkansız aşk falan bile var.

    ileri okuma için:

    destan gibi wiki sayfası

    livescience otopsi