hesabın var mı? giriş yap

  • "be hey dürzü,
    ne ararsın aşure ile aramda
    sen kimsin ki fasülyeyi sorarsın?
    hakikaten gözün yoksa hamurda
    sütlü tatlıya niye nohut sorarsın?

    nohut, fasülye yiyorsam sana ne.
    yoksa sana bir zararım, yerim.
    ikimiz de gelsek herhangi bir özsüte,
    ben seviyosam aşuremi yer giderim

    tatlı krizinde mümkün müdür seçmek
    yatıp kalkıp aşureye dua et.
    senin gibi dürzülerin yüzünden,
    tatlıdan da soğuyacak bu millet

    tatlı krizindeki hali sakın unutma
    aşureye dil uzatma sebepsiz
    annen yine tatlı yapardı ama
    içinde ne var bilemezdin şerefsiz"

  • en son cem yılmaz'ı seviyor muyduk sevmiyor muyduk beyler? tweetini sildiydi sevmedik, sonra 29 ekim'de mi bir şey paylaşmıştı ne, sevmeye başladık. bu yaptığı ne şimdi? sevecek miyiz, sevmeyecek miyiz? son durum nedir bilen varsa yeşillendirsin.

  • böyle önemli insanların olduğu ortamlarda mutlaka bir münasebetsiz olur, kendini önemli kişiye ispat etmek isteyip kendince çok zeki bir soru sorar. sorusunu yönelttikten sonra "bu kadar zekice bir soru bu insanın aklına nasıl geldi acaba" nazarlarını üzerinde hissetmek ister.

    14'üncü dalai lama tenzin gyatso bir söyleşide soruları cevaplandırırken aynen böyle bir dallama kalkıp şöyle tırt bir soru soruyor:

    "efendim. hayatınız boyunca dilsiz olsaydınız ve sadece bir an konuşabilecek olsaydınız, o bir konuşabileceğiniz anda ne mesajı vermek isterdiniz?"

    dalai lama da şöyle cevap veriyor:

    "bu çok saçma bir soru. duruma göre değişir. eğer o an çok açsam 'bana hemen yemek verin' derim."

    alelade bir popçuya bile böyle bir soru sorulunca, kamuoyuna karşı sorumluluğu olduğunu düşünüp "barış, barış içinde yaşayabilmektir derdim" gibi moron cevaplar verebilirken, büyük bir topluluğun ruhani lideri "sen ne soruyon la değişik" diyebiliyor. esaslı adammış.

    http://www.liveleak.com/view?i=098_1440638334

  • yıllardır parçalı bulutlu giden anadolu efes taraftarlığımı en yüksek bağımlılık seviyesine çeken oyun kurucu. kendisinin avrupa'ya gelme sebebi, istediği özgürlüğün nba takımları tarafından verilmemesi. rakip guard'a baskı yaparak 20 dakika oynamak, onun potansiyelinin çok altında bir görev takdir edersiniz ki. nba'deki son takımı boston celtics'te de tamamen bunu yaşamıştı. orada da süperstar kalibresinde oynamak istiyordu ancak fiziksel yetersizliği (boyu 1.81) nedeniyle takımına ciddi bir savunma zaafı yaşatabiliyordu ve daimi bir yedekti. aslında demode uzunların aksine kendi şutunu yaratabilen, hızlı ve atletik kısalar modern basketbolun temel direği. kendisi de "euroleague'e gelmeden önce basketboldan aldığım keyif çok azalmıştı" diyor ve şu an efes'te olmaktan mutlu. genel tavrı, röportajları ve takım ile sahadaki hal ve hareketleri de bunu doğrular nitelikte. kendisine istanbul ve efes'i dallas mavericks'ten takım arkadaşı ricky ledo tavsiye etmiş. kendisi 2016/17 sezonu giresun'da ve kısa bir süre de efes'te oynamıştı. valla ağzına sağlık ricky, ne diyelim.

    larkin, bu sezonki canavarımsı performansı sonrasında illaki nba teklifleri alacaktır. efes'teki özgürlüğünü ona sağlayabilecek bir takım bulduğu takdirde gitmeyi düşünecektir. çocukluğundan beri hall of famer beyzbolcu babası barry larkin'in mirasına layık olma ve nba standartlarının altındaki fiziği nedeniyle kendisine şüpheyle yaklaşanların baskısı altında kendini kanıtlama çabasında olmuş biri. bu yüzden 0 numara giyiyor ve euroleague'de her topa atlıyor, hücumun yanı sıra canla başla savunma yapıyor. bir yıldızdan hiç beklemediğiniz şeyler ve benim de en çok hoşuma giden yanı bu. yukarıda başka arkadaşlar da belirtmiş, gerçekten tarih yazmak için oynuyor. mütevazı yapısı ve zengin bir ailede büyümüş olması sebebiyle bol sıfırlı bir nba kontratına aşırı ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. ancak nba dünyanın en göz önündeki ligi tabii ki. umarım uzun yıllar efes'te kalır ve sinan erdem'de onu izleriz. 90'lar kuşağının da bir naumoski'ye ihtiyacı var sonuçta.

  • merkeze yakin eski ve kucuk evlerde yillardir yasayan biri olarak olumlu ve olumsuz yonleriyle ilgili uzuun uzun konusabilirim ama ozetlemek gerekirse, bu dandik evlerin ne derdi biter**, ne de misafiri`:gece gezmelerinden sonra kolayca ulasilabilen ev olarak`. guzel yani ise, eger bekarsaniz ve gezmeyi seven biriyseniz, bu evler sizin icin idealdir.
    lakin benim artik canima tak ettigi ve bu vur patlasin cal oynasin hayata da doydugum icin olsa gerek, ben artik kendimi genis, sessiz ve luks bir eve atmak istiyorum. varsin merkeze zirt diye gidemeyeyim, varsin uzak oldugum icin kimse gelmesin, ben artik genis alan istiyorum. evi supururken, elektrik supurgesi yetisemedigi icin, fisi cikarip, yakin bir prize takmak istiyorum. `:su an ortadaki tek prizle butun evi supurebiliyorum`. manita kisisine kafamdan en fazla bir 6 ay verdim, evlenme teklif etti etti, yoksa birakicam bu minik evi kendisine, ben tasinicam ferah, cimenli bir kasabaya. *