hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl bir ülkede yaşadığımızın kısa özeti gibidir. adamın dükkanında olay çıkarıyorlar, dayak atıyorlar ve ertesi gün ekmek teknesi elinden alınıyor. bu kadar hoşgörülü bir ülkeyiz.

  • cuma akşamı işten eve döndüğümde giydiğim pijamaları pazartesi sabah çıkarıyorum.

  • doğa üstü müdür değil midir bilmiyorum ama hayatım boyunca başımdan geçen en ilginç olaylardan biriydi.

    üniversitede 2 ev arkadaşımla birlikte büyükçe bir evde kalıyorduk. ortak projeler, grup çalışmaları derken normalde evimizin boş kaldığı nadirdi. gelenimiz gidenimiz yatılımız hiç eksik olmuyordu. o hafta ev arkadaşlarımdan biri memleketine gitti, diğeri de grup ödevi için başka bir arkadaşının evinde çalışıyor. ben de evde yalnız başıma arkadan bir film açmıştım ve çizim yapıyordum. saat gece 10 civarı olması lazım. birden gözlerimi açamayacak kadar halsiz hissettim ve o saniye uyumakla bayılmak arasında kafamı masaya koyup biraz dinlenmek istedim. filmi de durdurmamıştım, muhtemelen 1-2 dakika içinde gözümü geri açarım diye düşünmüştüm.

    arkadaşım eve dönerken aramış, anahtarı evde unuttuğunu, evde olup olmadığımı teyit etmek için aradığını 10-15 dakikaya geleceğini söylemişti. tamam evdeyim zaten çizim yapıyorum gel açarım kapıyı dedim.

    eve dönerken yol üzeri parkta yatan yaşlı bir kadın görmüş. kadın memleketten geldiğini ama çocuklarının onu eve almadığını sokakta yatacağını söylemiş. bizimkinin hemşerisi diye kıyamamış, gel teyze bizde kal bu gece diyerek almış kapıya getirmiş. aklınca cevap points alacak. kadının kendisi de üstü başı da çok çirkindi ve leş gibi kokuyordu demişti sonradan. arkadaşım da gördüğüm en titiz insandır belki, kesin kadın evden gidince 40 gün ev temizlettirirdi bize. sağ kalsaydık…

    neyse kapıya gelince aşağıdan 3-5 kez basıyor zile. açmayınca banyoda olabileceğimi düşünüp bekliyorlar kadınla kapıda. sonra hem telefonumdan arıyor hem de zile basıyor bir yandan ısrarla. 15 dakika bekledik kapıda diyor. sonra birden korkmuş acaba düşüp bayıldım mı, maket yaparken sprey kullandım da ondan mı zehirlendim acaba diye. yaşlı kadına korktuğunu kapıyı açması için polisi arayacağını söylüyor ve kadın o saniye gerek yok ben uğraştırmayım sizi diyerek bir hışımla ayrılıyor oradan.
    elini zilin üzerinden kaldırmadan tüm apartmanı ayağa kaldırmak pahasına basıyor düğmeye. o sırada tam polisi arayacağı sıra kapı açılıyor. muhtemelen komşulardan biri dayanamayıp açtı kapıyı, bizimki ben açtım sanıyor. geri dönüp kadına bakınıyor çağırmak için ama daha birkaç saniye geçmeden köşeyi dönüp gözden kaybolup gittiğini görüyor.

    asansörün bizim katta durduğunu asansör kapısının açılma sesinden anlayınca uyandım. sanki 15 dakikadır apartmanı inleten o zil sesini, kulağımın dibindeki telefonu ve titreşimi duymayan ben değilmişim gibi o saniye kalkıp kapıyı açtım daha zil çalmadan. bir de espri yapıyorum aymaz gibi "bak daha zile basmadan açtım kapıyı" diye. ev arkadaşım şaşkınlık ve şok içerisinde giriyor içeri, haliyle sinirlenmiş biraz dalga geçiyorum diye. bir şey anlatmadan geçiyor odasına. bakıyorum telefonda onlarca cevapsız arama var ve filmin de yaklaşık 15 dakikasını kaçırmışım. uykuya dalmışım ona sinirlendi demek diye düşünüp filmi geri sarıp devam ediyorum çizime.

    sanırım bir akşam sonrasıydı televizyonda haberler açık ve birlikte yemek yiyoruz salonda. bizimkinin lokması ağzından kaşığı elinden düşüyor bir anda. yüzüne bakıyorum beti benzi atmış, bembeyaz kesilmiş. ne oldu diye soruyorum ama gözleri ekranı eritecek gibi keskinleşiyor habere bakarken. hiç unutmuyorum o haberi. “3 kişiyi öldüren katil zanlısı adam, kadın kılığında yakalandı. üzerinde cinayet bıçağıyla, seçtiği yeni kurbanını takip ederken yakalandı" diyor…

    sonra arkadaşım bana sarılıp ağlamaya başladı. o gün bana kapıyı nasıl olup da duymadığımı sordu. iyiki açmamışsın diye tekrar tekrar sarıldı. oysa hiç fikrim yok, bir anda gözlerimi açamadım, kapattım ve uyumuşum. hayatımda hiç kendimi kaybederek ölü gibi uyuduğumu bilmem. o gün o on beş dakika dışında. normalde çıt sesine bile uyanırım, tilki uykusu gibi hafiftir uykum ama öyle bir dalmışım ki belki de ikimizin de hayatını kurtarmışım farkında olmadan. üzerinden çok yıllar geçti ama bu olay aklıma geldikçe hala ürperirim.

  • yılllardır benimde kafama takılan ikilem.bir hafta kettle'da bir hafta ocakta kaynatarak ortalama maliyetten içimi ferahlatıyorum.

  • açılın hesaplayan adam geldi. marmaray'da 43 adet durak var. toplam mesafe 76,6 kilometre. mevcut şartlarda süre gebze halkalı arası teorik olarak 111 dakika. bu 111 dakikada trenler 43 kere duruyor. bununla beraber trenin max hızı teoride 100km/h ama ekonomik olması açısından 60km/h hızla hareket ediyor.

    referans olarak bu video'yu aldım. 3 tane durağı** * örnek veri aldım ve hesabımı yaptım.
    tren video'nun 03:37 anında osmangazi isimli durakta duruyor. 04:18'de tekrar hareketine başlıyor.
    fatih isimli bir sonraki durağa 05:41'de yanaşmaya başlıyor. tamamen durması 06:08'inci saniyede gerçekleşiyor. trenin tekrar harekete geçtiği an ise 07:02'de.
    çayırova durağına 08:15'de giriş yapıyor ve yavaşlayarak 08:43'te tam olarak duruyor. tekrar harekete geçmesi ise 09:10'da gerçekleşiyor.

    şimdi elimizde olan veriler şunlar:
    3 durak için tamamen durma süresi ortalama 41 saniye
    bir marmaray durağı yaklaşık 250 metre görsel
    bu 250 metrelik mesafe yavaşlarken yaklaşık 30 saniyede kat ediliyor.
    buna karşılık durak arası peronları katmadan ölçtüğümüz mesafe osmangazi fatih(gebze teknik) arası 1450 metre ve fatih çayırova arası için 1200 metre görsel

    yanaşırken kaybedilen süreyi de bu bilgiler ışığında hesaplayabiliyoruz.
    2650 metreyi marmaray normal hızında 156 saniyede alırken. (saatte ~60km/h) bunun yaklaşık onda biri olan 250 metrelik durak uzunluğunu 30 saniyede alıyor. düz bir oran orantı yapacak olsaydık tren normal hızında 250 metreyi (250*156)/2650= 14,72 yani yaklaşık 15 saniyede alacaktı yani yavaşlarken de 15 sanyiye kaybediyoruz..

    şimdi durakta bekleme süresi 41 saniye. hızlanma ve yavaşlamadan kaybımız da 15 saniye. trenler nispeten seri şekilde hızlanıyor ama hızlanırken de hadi düz hesap olsun, 4 saniyelik bir kayıp olsun ekstradan her durak 1 dakikalık bir zaman kaybı demek. toplamda 43 durak olan bir marmaray 42 kere değil de 21 kere durduğunda kazancımız toplamda 21 dakika. yani her iki durak başına 1 dakika .

    sefer sıklığının da hadi 8 dakika olduğunu varsayalım. standart normal dağılıma göre perona gelen yolcunun treni bekleme süresi ortalama 4 dakikadır. gelecek olan trenin bizim gitmek istediğimiz durağa denk gelmeme ihtimali de yarı yarıya olacağı düşünülürse %50 ihtimalle 8 dakika daha beklememiz gerekecek ve dolayısıyla ortalama bekleme süresi 4 dakika artarak 8 dakika olacak.

    her iki durakta bir dakika kazandığımıza göre 4 dakkalık ekstra tren bekleme/aktarma süremizi telafi edip bu sistemden karlı çıkabilmeniz için marmaray ile en az 10 durak gitmeniz gerekiyor. hadi ortalama bir marmaray kullanıcısı ataköy pendik hattının yarısı kadar (12 durak) seyahat ettiğini düşünürsek bu sisteme göre sadece 2 dakika kar ediyor.

    peki 2 dakika için bunca kargaşaya, kaosa değer mi? bence değmez?
    hatta çoğu insana sorsalar 10 dakika daha sürsün aktarma yapmayalım der. ayrıca marmaray'da ayrılıkçeşmesi, yenikapı gibi diğer ulaşım araçlarına aktarma yapılan ve bana göre her trenin mutlaka durmasını gerektiren duraklar var. araçların bu durakları atlaması da mantıklı olmaz. daha bunun arızası var osu var busu var. kısaca özetlemek gerekirse uygulamaya değmez bir fikir.

    diğer meseleler:
    soru: trenler sadece iki duraktan birinde durursa diğerini nasıl geçecek? orada vakit kaybı olmayacak mı?
    cevap: hayır teoride bir sorun olmaz. çünkü a treni 1.3.5.7 b treni 2.4.6.8 şeklinde ilerlediği vakit iki tren de durakları atlayarak daha hızlı hareket ettiğinden birbirlerine yetişmeyecekler.

    soru: peki sadece bazı trenler express olsa onlar durmasa olur mu?
    bu sistem ancak her tren iki durakta bir durarsa işleyebilir, diğer türlü hızlı olan trenin diğerini geçmesi sinyalizasyon açısından bir kabusa dönüşür. yht kazalarında ölenleri unutmadık.
    (bkz: 13 aralık 2018 ankara-konya yht kazası)
    (bkz: 8 eylül 2021 yht kazası)