hesabın var mı? giriş yap

  • okudugum 5 sene boyunca bilkentli olmaktan en çok utandıgım andır=
    kanka- su hatun cok ii ya
    ben- hangisi abicim
    kanka-acık pembe gomlek giymiş sarı saçlı siyah taytı ve çizmesi var bak şurda
    ben- (bi sure baktıktan soora) sarı saçlı, acık pembe gomlek giymiş siyah taytı ve çizmesi olan kızlardan hangisi abicim?

  • angela merkel'in almanya'nın golünden sonra sevincini izlediğimiz maç. sen gül anam gül, 3. havaalanını tamamladığımızda da böyle gülebilecek misin bakalım?

  • zamaninda ogretmenler odasinda fethullah'i yeni peygambermis gibi ifade edenler, ogretmenler odasina her gun zaman ve taraf gazetesi getirip koyanlar, ergenekon ve balyoz davalarinda agzini ayira ayira iftira atanlar bugun en cok akp taraftariymis imaji ciziyor.

    4 gundur darbe karsiti facebook durum bildirimleri ve rte fotografi paylasan adamlar bundan 4 sene once 23 nisan'da fethullah gulen siirleri okutuyordu ogrencilerine. bugun tsk'ya en cok giydiren kisiler bundan 4 yil once ogrencilerine fethullah gulen'in kitaplarini zorla okutturan ogretmenlerdi.

    15bin aciga alinan kisi arasinda hic biri yok. aksine son 2 yilda adamlar oyle bir manevra yapti ki cogu mudur veya mudur yardimcisi oldu. hukumet fetoculari tasfiye etmekte gercekten samimi ise oncelikle bu kisilerin tespitini yapsin. yok amac feto tasfiyesi adi altinda kemalist avı ise o zaman diyebilecegim hic bir sey yok.

    edit: imla

    edit2: nasil tespit edelim diye soranlar var. hangi ogretmenlerin 17 aralik oncesi zaman gazetesi aboneligi var ise arastirilip cok kolay bir sekilde tespit edilebilir.

  • istanbul boğazı üzerinden marmara denizine, oradan da çanakkale boğazı yoluyla ege ve akdenize bağlı bir iç denizdir. kuzeyinde azak denizi bulunur ve bu denizden kerç boğazı ile ayrılır. son süper kıta pangeada bulunan tetis denizinin, aral ve hazar gölüyle beraber bugünkü kalıntısını oluşturur.

    azak denizi dahil (36.875 km²) toplam 461.000 km² alan kaplar (hazar denizi 371.000 km²). ortalama derinliği -1300 metre olup, en derin yeri inebolunun 30-40 km açıklarında -2258 metredir. sinop ile yalta arası en dar yeri 250 km, doğu-batı uzantısında ise en geniş yeri 1200 km kadardır. ülkemizin bulunduğu güney kıyılarında kıta sahanlığı genişliği azdır. kuzey kıyılarında kıta sahanlığı yer şekillerinden dolayı daha geniştir. özellikle azak denizi ve denizin kuzeybatı uzantısı tamamen sığdır.

    tuna, don gibi birçok nehrin dökülmesi ve yağış oranının fazla olması sebebiyle tuzluluk oranı yüzeyde ortalama %o 18-19 dolayındadır. azak denizinde bu %o 10'a kadar düşer. derinlerde ise ortalama %o 21-22 seviyesindedir. yüzey suyu ve derinlik suyu arasında yoğunluk farkının tuzluluk farkından dolayı az olması ise bu iki su kütlesi arasında döngü oluşmasını engellemiştir. bu sebeple derinlik suları oksijensiz kalır ve kükürtlü hidrojen gazı oluşur. bu da -150 200 metreden sonra canlı yaşamını bazı bakteriler dışında oldukça kısıtlar. bu sürece karadenizin mediterranizasyonu ya da akdenizleşmesi denir.

  • ayıp lan sizin yaptığınız. ulan ne yapsınlar, kuytu köşe bulmuşlar, önleri kapalı, üstü kapalı, kimseyi rahatsız etmiyorlar, ne diye karışıyorsunuz gençlere? kime ne zararları var yani? anca artistliğiniz bu sesi çıkmayanlara yeter zaten.
    nasıl da mutlulardı oysa, şekilden şekile giriyorlardı.
    (bkz: gözümde canlanır koskoca mazi)

  • anladım ki bunca sene söylenenler yetmemiş.
    onu da geçtim, aklı başında bir allah'ın kulu üçüncü köprü'nün, üçüncü havalimanı'nın nereye yapıldığına bile bakmamış hala atıp tutuyorlar.

    hakkında olumlu bir tane bile bilimsel rapor/kanı/yorum bulunmayan, aksi yöndekilere çokça rastlayabileceğiniz, çok temel coğrafya bilgisi ve akıl yürütmeyle bile anlaşılabilen gerçeklerden bahsediyoruz-çed raporlarının geçersiz kılındığını da bilmezsiniz siz- hala gelmişler 'çevreciler şöyle böyle, üç beş ağaç şöyle böyle'

    la hangi akıl, gidip de o coğrafyanın en engebeli ve en rüzgarlı(tayakadın'a giderseniz sıra sıra rüzgar jeneratörlerini görmeniz boşuna değildir)-fırtınalı-sisli bölgesine havalimanı yapar, ilkönce bunu açıklayın.

    sonra, zaten istanbul içinde kemirile kemirile azıcık kalmış, taaa kafkasya'dan karpatlara kadar devam eden ekolojik yeşil bandın ortasından-ki yerleşime en uzak yer de demek bu- köprü geçirip bir de su havza alanlarını 'iki yeni kent' diye pazarlamanın mantığını bi anlatın.

    ekonomik olarak seçilen konumlarından ötürü ne kadar zararlı olduğu da ortadayken:
    yav he he, 2. köprü çok tıkalı..
    tüp tünel denilen şey çok mu zor(ki yapılıyor), çorlu'ya havalimanı yapmak çok mu zor?

    tüm bunlar ışığında hem maddi hem de ekolojik açıdan cinayetin önde gidenidir. 20 sene sonra 30 milyonluk doğal kaynaklarını tüketmiş istanbul'a bakıp 'ya üçüncü köprünün trafiği ömerli'den başlıyor' dersiniz. ben torunlarıma 'gerizekalılarla uğraşamadık böyle oldu, en azından direnmiştik' diyerek yüzümü ak çıkartmayı planlıyorum.

  • öncelikle bu bir troll basligidir, lutfen altini doldurup gundeme sokmayin.

    ikinci ve daha önemlisi pkk ve ypg daha önce hiç olmadıkları kadar dünyada meşruiyet kazandılar erdogan sayesinde. erdogan cikip kobani düştü düşecek diye açıklama yaptığında bu teröristler isidli teröristlerle savaşıyordu. suriyeyi karistiranlarin başında gelen erdogan, pkk ve ypg'ye özgürlük savaşçısı sıfatı kazandiranlardan biridir. partizan kurtler ile erdogan bu sebeple bir madalyonun iki ayrı yüzüne dönüştü. altından kalkamayacaktin madem neden suriyeye müdahale ettin m ve oradaki ayrılıkçı kurtlerin ek.egine yağ sürdün?

    şu an ypg icin erdoganin varlığı en az esadin varlığı kadar önemli ve değerlidir. siz bu masalları zaten fikri degismeyecek olan anadolu comarlarina anlatin.

  • kamp ateşi yakarken şu noktalara dikkat etmek faydalıdır:

    * en önemli nokta ateşi doğru kurmaktır; ince dallar aşağıda ve içte, daha kalın dallar bunların üstünde olarak (tercihen kızılderili çadırı tarzında) dizerek, tutuşturucuyu (çıra) tam merkeze yerleştirerek kurulacak bir kamp ateşi için harcanacak zaman; daha sonra yansın diye, ateşi üfleyerek geçirilecek zamandan çok daha az olacaktır.

    * kamp ateşine konan dalların mümkün olduğunca düzgün olması faydalıdır; böylece dallar bibirine daha yakın duracak ve birbirlerinin ısısından faydalanarak daha hızlı tutuşacaklardır.

    * eğer karlı bir bölgede ateş yakacak kuru malzemeyi bulduysanız; önce karın üstüne 2-3 kat odunu zemin yaratacak şekilde dizebilir, ateşinizi bu zemin üzerinde yakabilirsiniz.

    * karlı bir bölgede ateş yakarken asla üstünde kar birikmiş dalların altında ateş yakmayın; aksi takdirde ısıyla eriyen karlar yerlerinden kurtulacak ve ateşinizin üstüne düşeceklerdir. (bkz: jack london - ateş yakmak)

    * ateşe yaş (yeşil, kuru olmayan) dallar atmak kamp ateşinizin is yapmasına neden olacaktır.

    * kalkıp da ateşinize yaş dal atmışsanız; bunların kırık/kesik uçlarından ısının etkisiyle fokurdayarak çıkan özsularını "aha bak suyu çıkıyor" deyip parmaklamak hatırı sayılır yanıklara neden olacaktır.

    * eğer topladığınız odunlar ıslak ise; yanan ateşinizin etrafına dizerek kurumalarını sağlamak yararlı olacaktır.

    * bunları evde yapmayı denemeyiniz.

  • la daha benim maskem gelmedi hangi ara 90.000 haydutun salınması için işbirligi yaptınız da meclisten geçirdiniz. maske diyorum maske, hiç mi umrunuzda değiliz? vergi veren ve hapiste olmayan vatandaşı düşünen yok mu bu ülkede?

  • nadya'nın bir çubuğu tek eliyle sokmuşken ikinci eliyle destek vererek karşı takıma poanı altın tepsiyle sunduğunda sesi soluğu çıkmayan ağzı bozuk bozok'un, yine dolduruşlara gelip böğürdüğü yarışma.. ayrıca nadya '' çocuğunu bir daha göremeyeceksin, bir daha sultan'ı göremeyeceksin, bir daha annemi, babamı göremeyeceğim'' falan diyerek milleti karşı grubun üzerine püskürttü resmen.. sanırsın sadece kazanana yaşam hakkı veriyorlar, eleneni konseyden sonra vuruyorlar..