hesabın var mı? giriş yap

  • sebebi çok basittir.

    mahallende, sokağında yola iki tane taş koyup su topu oynayamazsın.

    futbol yaygındır.

    lisede kola kutusunu ezip futbol oynamış bir neslin üyesi olarak söyleyebilirim ki ezilmiş kola kutuları yere vurduğunda sekmez. onunla basketbol oynama şansın yoktur.

    voleybol ve hentbol topu ile de hakeza bulduğumuz anda futbol oynardık.

    ulan bak sana ben nasıl anlatayım? voleybol oynamak için file bulamazdık, eskaza file denk gelirse de kendi icadımız olan (ki oldukça yaygındır) "ayak voleybolu" oyununu oynardık.

    sanırım anlaşılmıştır.

  • j.a. bayona'nın yönettiği ispanya'nın, yabancı dilde en iyi film kategorisindeki oscar adayı etkileyici netflix filmi.

    pablo vierci'nin aynı adlı kitabından uyarlanan la sociedad de la nieve, bir uçak kazasından sağ kurtulan insanların hayatta kalabilmek için verdikleri mücadeleyi anlatıyor.
    1972'de, bir ragbi takımını şili'ye uçurmak için kiralanan uruguay hava kuvvetleri'ne ait uçak, and dağları'nda dünyanın en zorlu ortamlarından birinde düşüyor ve kazada 45 yolcudan sadece 29'u sağ kurtuluyor.

    --- spoiler ---

    bu tip filmlerin açılış sahneleri genelde birbirlerine çok benzer oluyor. insanlar “birlikte çıktığımız son yolculuk olabilir" tarzıyla davranıyor, birbirine gülümseyen ve uçağa binmeyi sabırsızlıkla bekleyen genç karakterlerin heyecanı vurgulanıyor…

    filmi izlemeden önce kaza hakkında bilgim yoktu bu yüzden ne olacağını, kimin öleceğini vs bilmiyordum. kaza, bir filmde gördüğüm en gerçekçi uçak kazalarından biri. uçak kazasının dehşetini, aniliğini ve akla gelebilecek en zorlu koşullarla mücadele etmek için hayatta kalanların yaşadıklarını, hayatta kalanların gösterdikleri suçluluk duygusunu çok iyi yansıtmışlar. keşke filmin sonundaki 10 günlük yürüyüşü daha fazla gösterselerdi. oldu bitti olarak gösterilmiş biraz.

    hikayeyi numa anlatıyor ve film onun bakış açısından gösteriliyor. aslında bu biraz az rastlanır çünkü hayatta kalma filmlerinde hikayeyi hayatta kalan birinin bakış açısından izleriz genelde. ancak numa kurtulamıyor. yönetmen bayona da buna değinmiş ve filmin odak noktasının ölenler olduğunu; önceki filmlerde gerektiği gibi anılmayan ve onurlandırılmayan kişiler olduğunu söylemiş. filmi özel kılan şeylerden biri de bu belki.

    uçak kazası çok iyi yansıtılmıştı evet ama beni asıl sarsan çığ sahnesiydi. kurtulanlar şartlara alışmış, nispeten iyi geçiniyor, arkadaşlıklarının tadını çıkarıyor ve bir anda çığ düşüyor ve insanlar diri diri gömülüyor. ve birkaç gün boyunca karla kaplı uçak gövdesinde sıkışıp kalmanın klostrofobik koşulları ve liliana'nın ölümü çarpıcıydı çünkü kocasının hayatta kalmasının tek yolu, onun aşağı iterek yukarıya çıkmaya çalışmasıydı.

    film bizi her zaman karakterlerin yakınında tutuyor. aynı zamanda çarpışma sırasındaki kafa karışıklığını, panik ve terör duygusunu, geceleri ve çığ sırasında uçak gövdesinde oluşan klostrofobiyi ve açlığın insanlara yaşatabileceklerini güzel yansıtmışlar. ben ekran başında bunaldım çığ sahnesini izlerken.

    olayın gerçek kahramanları aynı hikayeyi daha önce işleyen alive filmini sevmiyorlarmış. hikayenin doğru aktarılmadığını ve işlenmediğini düşünüyorlarmış. bu filmle ilgili ilginç gerçekler ve eksiklere gelirsem:

    - filmde numa'nın evindeki sahneler, uruguay'da yaşadığı evde çekilmiş. o sahnede selam verdiği kişi de numa'nın yeğeniymiş.

    - hayatta kalan parrado, canessa, fernández ve inciarte filmde küçük rollerde yer almış.

    - hikaye gereği oyuncular çok kilo kaybedeceği için çekimler kronolojik sırayla ve gerçek ortamda çekilmiş.

    - numa turcatti ve pancho delgado'nun dostluğu filmde de görüldüğü gibi çok yakınmış ve çocukluk arkadaşlarıymış.

    - yönetmen bayona, her ayrıntıyı doğrulamak için hayatta kalanlarla ve ölenlerin aileleriyle görüşmüş. detaylara o kadar önem vermişler ki kurtulanlardan birinin fotoğrafında yer alan adidas çantasının aynısı bulunmuş.

    gerçek olaydan bazı sapmalar da olmuş bunlardan bazıları;

    — kurtarma helikopteri uçağın enkazına gitmek için dağın zirvesinden geçmeye çalışmış ve neredeyse düşüyormuş. bu yüzden etrafından dolaşmışlar.

    — uçağın enkazında pilot tanrı sizinle olsun dememiş aksine kendini öldürmek için silahını istemiş.

    bunlar gibi bir çok doğrular ve sapmalar var asıl yaşanandan.

    film görsel olarak çok iyi. o atmosferin içine alıyor sizi. michael giacchino'nun müzikleri de gerilimi hissetmeye yardımcı oluyor. kendisi the batman'in müziklerinde de iyi iş çıkarmıştı.

    toparlayacak olursam bu film türü gereği oldukça sınırlı bir hareket alanına sahip. belirli sayıda insan nerdeyse filmin tamamı boyunca son derece küçük bir yerde. sahneler çok tekrarlayıcı olup sıkıcı hale gelebilirdi. bu yüzden aksiyon olsun diye insanlar arasında kavgalar gösterilebilirdi. ya da flashbacklerle normal hayatları sıkça gösterilebilirdi… her şey senaryonun, oyunculuğun ve sinematografinin gücüne bırakılmış. hikaye dokunaklıydı. oyunculuk muhteşemdi. karakterler iyi yazılmıştı. dokunaklı konuşmalar, ahlaki ikilemler, varoluşsal sorular, dayanışma, zorluklar karşısındaki küçük sevinçler… hepsi bir araya gelince hedefi 12'den vurmuşlar.

    filmi izlerken sürekli ben orda olsam ne yapardım diye düşündüm. ayrıca insanlığın ne olduğunu da düşündüm. biz gezegenimizin en güçlü canlısı değiliz, en hızlısı da değiliz, en zekisi miyiz onu bilmiyorum. ancak tür olarak uyum sağlama yeteneğimiz ve bir arada olunca dayanıklılığımız bizi 1 numara yapabilir.

    72 gün sonunda hayatta kalan bu 16 insanı görünce hiçbir şeyin imkansız olmadığını ve aşılmaz denilen zorluklarla karşı karşıya kaldığında bile insanoğlunun zafer kazanabileceğini bir kere daha anladım.

    --- spoiler ---

    7.5/10

  • künefe bim’de satılan hazır künefe.
    iskender’in eti eşek veya at etidir muhtemelen.

    kısaca cola en sağlıklısı bu menüde

  • - bugün çok güzelsin
    - öyledir de bak ne diyeceğim...

    - senin gibi akıllı, güzel bir kız daha tanımadım inan
    - tanırsın ya ne olacak bir sürü var benim gibi

    - makyaj yapmana hiç gerek yok bence, makyaj senin güzelliğini perdeliyor
    - nasıl ama, rimelim iyi değil mi? yeni aldım mak faktar.

    böyle kadınlardır bunlar, yapılan iltifatı alırlar, güzel bir göğüs istopunun ardından taca atarlar. ya iltifata zerre kıymet vermiyorlardır, ya çokca iltifat aldıkları için bağışıklık kazanmışlardır ya da sizin önünüzü kesmek istiyorlardır ki %99 sonuncusudur. eğer bir kıza yaptığınız iltifatlar karşılık bulmuyorsa platonik aşk yaşamaya kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz. çünkü bir kadın erkeğin iltifatını almıyorsa ondan uzak olmaya çalışıyordur.

    gözünüzün önünde bir film şeridi gibi geçti değil mi, hoşlandığınız kızın iltifatlarınız karşısında sığır gibi bakması? boşver arkadaşım, ben as good as it gets filminde jack nicholson'ın, kadının ayaklarını yerden kesen "senin için iyi biri olmaya çalışıyorum" iltifatını yaptığımda hoşlandığım kız, "ay o filmde bir köpek vardı hastaydım ben ona" demişti.

    köpek çektiler olm bana sen ne diyorsun... üzülme.

  • --- spoiler ---
    - ev kadar büyük, saatte 20 litre benzin yakan, bir ton gürültü ve duman çıkaran, elmayı da üçe bölen şey nedir?
    - elmayı dörde bölsün diye yapılan sovyet makinesi!
    --- spoiler ---