ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ateistlerin dini kitapları okuduğu yalanı
can dündar ağır bedel ödeyecek öyle bırakmam onu
-
özgürlükler ülkesi türkiye'de cumhurbaşkanı tarafından bir gazeteciye söylenen söz.
(bkz: ileri demokrasi çok güzel gelsene)
esenyurt bıçaklı saldırganının serbest bırakılması
-
bu ülkede o saldırganı biri bıçaklasa o kişi tutuklanır, öyle bir ülke burası.
karısının erkek olduğunu 19 yıl sonra öğrenen adam
-
hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya.
cenazede pide ayran dağıtılması
-
cenaze evi sahibi olarak bende yaptım bunu. o anda o kadar düşünemiyosun ki, sanki gelen herkesi doyurmak mutlu etmek zorundaymışsın gibi. yanına baklavasını falan da verdim. yine alır mısınız diye de sordum. sanki 2 saat önce babamı toprağa vermemiş gibi misafir ağırladım. kimse de kızım sen otur acını yaşa demedi. ayranın daha soğuğu var mı diyen oldu hatta.
bende bişeylerle oyalanıp acıdan kaçtım herhalde, şimdi düşününce saçma geliyor ama o an beyin fonksiyonların çok düşük yüzdeyle çalışıyor.
konyalı saat işten atılma rezaleti
-
sirket yoneticisini yada herhangi bir insani, kirk yillik dostlari olmayan insanlarin arasinda 'dazlak' seklinde niteleyip kisiyi böyle bir baskasina tanitmaya calisan bir calisanin; tavrini begenmedigi musteriye, calisma arkadaslarina, havalimani yetkililerine neler soyleyebilecegi, nasil tavirlar sergileyecegi öngörüsü ve mantigiyla
ve 3 dkdir tanistigi birine orantisiz bir guvenle sacma sapan laflar eden birinin is hayatinin gerektirdigi disiplinle basa cikamayacagi acik oldugundan,
isten atilma kararini hakli buldugum,
olayda adi gecen ismi nezaketsizce, dengesizce, saldirganca sozlukte ifsa etmesini dava konusu olarak yorumladigim,
soz konusu markanin son kararini dogru bulmakla birlikte daha önceki elemeler konusunda daha dikkatli olmalari gerektigini hatirlatmak istedigim olay.
rezalet puanim 0
olayı bitiren dublajlar
-
way canına araban çok serin! (orjinalinde adam "your car is really cool maaaan" demektedir)
aşağıda mühendisler de var
-
soma'da çıkarılan başka bir işçinin ifadesi.
"aşağıda mühendisler de var" diyor. neden mi? öyle derse yardımın artacağını düşünüyor çünkü.
insana, sadece insan olduğu için değer vermeyenler utansın.
unvana, banka hesabına, makama tapanlar utansın.
şahit olduğumuz bıçak kadar keskin bu olayları düşünün, düşünelim...
yurt dışında yaşanılan küçük şoklar
-
iran'da olan taarruf kültürü ilk gittiğiniz zaman küçük bir şok yaşatır.
mağazaya girip alışveriş yapıyorsunuz, parayı uzatınca almak istemiyorlar, illaki ısrar edeceksiniz.
"gabele şoma ru nedare" diyorlar hep. yani aldığınız ürün size layık değil, para vermeyin gibisinden. tabii bunu nezaketen söylüyorlar, sizin parayı almaları için ısrar etmeniz gerekiyor.
her seferinde bunu yapmak çok yorucu oluyor.
sarraf bile para bozarken bu cümleyi kuruyor.
sürekli maruz kalınca insan, içinden "tamam bana layık değil madem ver paramı" demek istiyor.
bu taaruf kültürü her alanda çok yaygın. birbirini abartılı övmeler, yemek için ısrar etmeler.
iktidar olursak sarayı üniversite yapacağız
-
meral akşener'in kuracağı yeni parti hakkında konuşan ümit özdağ'ın sözleri.
alıntı:
"– iktidara geldiğinizde ilk icraatınız ne olacak?
saray, yeni kurulacak bir üniversiteye kampüs olarak verilecek. cumhurbaşkanı'na ait 13 uçak satılacak. sayın akşener, atatürk'ün mirası olan köşk'te kalacak. bütün israfa sert ve kesin bir şekilde son verilecek. devlette tasarruf ana ilke olacak. sonra üretim ekonomisi başlayacak."
(bkz: hadi inşallah)
marie tharp
-
amerikalı jeolog ve okyanus haritacısı hanım. 1920-2006 arasında yaşamıştır.
babası haritacı, annesi ise dil öğretmeniydi. tharp 1943 yılında ohio üniversitesi'nden ingilizce, müzik ve dört yan daldaki çalışmalarını tamamlayarak mezun oldu. daha sonra michigan üniversitesi'nde jeoloji master'ı yaptı. ayrıca daha ileride de standard oil company için jeolog olarak çalışırken bir yandan da tulsa üniversitesi'nin matematik bölümünü bitirdi.
1948 yılında new york'a gitti ve orada bir üniversite jeoloji laboratuvarında çizimci olarak işe başladı. burada ileride kariyerinin en önemli işlerinden birini beraberce yapacağı bruce heezen ile tanıştı. heezen ile birlikte havadan çekilmiş fotoğraflardan yararlanarak 2. dünya savaşı'nda denize düşmüş olan uçakları tespit etme çalışmaları yürüttüler. daha sonra ise beraberce okyanus tabanının topografik haritasını çıkarma çalışmasına başladılar. bu çalışmalarının ilk 18 yılında heezen gözlemevinin araştırma gemisi vema'da yaptığı yolculuklarla veri topladı, tharp ise bu verileri işleyerek çizim yaptı, ancak o dönemde kadınların gözlem gemilerinde görev yapmasına izin verilmediğinden kendisi gemi yolculuklarına katılamadı. ancak 1965 yılında böyle bir yolculuğa iştirak edebildi. bu aradaki çalışmalarında başka bir geminin topladığı verilerden ve denizaltı depremlerinde yapılmış kayıtlardan da yararlandı. heezen ile yaptıkları çalışmalar okyanus tabanının tamamını haritalama konusundaki ilk sistematik çalışma idi.
1957 yılında heezen ile birlikte ilk kuzey atlantik okyanus tabanı haritasını yayınladılar. daha sonra da avusturyalı arazi ressamı heinrich berann ile işbirliği yaparak 1977 yılında tam okyanus tabanı haritasını yayınladılar.
marie hanım 1983 yılına kadar yukarıda andığımız laboratuvarın bağlı olduğu columbia üniversitesi bünyesinde görev yapmaya devam etti. daha sonra emekli oldu ve emekliliğinde bir süre bir harita dağıtım işi yürüttü. 2006 yılında kanserden hayatını kaybetti.
http://en.wikipedia.org/…ki/file:tharp_&_heezen.jpg
yüzde yüz yerli whatsapp kurduk
-
hem yerli hem de milli
inşallah seneye de amerikayı keşfederiz