ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin eşi ve kızıyla tanışmak
-
henüz 23 yaşımda aşık olmuştum. onun doğru insan olduğuna emindim. gördüğümde avuç içlerim terliyor, kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyordu.
ilk buluşmamızda evli ve 2 yaşında bir kızı olduğunu, boşanma davası açtığını söyledi. yani ben onu tanıdığımda boşanma davası açılmıştı. ona şunu söyledim.
"boşanma davan bitene kadar görüşmeyelim. belki evliliğine bir şans daha tanımak istersin. çocuğun için bir arada olma kararı verirsin. bu süreçte ben yanında olmak istemiyorum. söyleyeceğim en ufak bir söz, yapacağım bir davranış belki kararını etkiyleyebilir. boşanman ya da boşanmamana hiçbir şekilde dahil olmak istemiyorum. ne karar verirsen ver asla seni yargılamam. davan tamamen bittip yolunu çizdikten sonra tekrar konuşuruz"
üst düzey ve sanat eğitimi almadan söyleyebilmiştim bunu üstelik. davası bitene kadar asla görmedim, konuşmadım. aradan 18 sene geçti. ve ben 18 yıldır kafamı yastığa koyar koymaz uyuyabiliyorum. huzurlu bir uykuyu, galaksinin en muhteşem aşkına değişmem.
aşk denen şey bir gün biter. ancak vicdan toprağa gireceğimiz güne kadar bir azap kolyesi gibi sallanır durur boğazımızda.
yeni neslin iş hayatından beklentileri
-
(bkz: ben müdürüm demenin alternatif yolları)
anlamaman çok normal :) zira senin gibilerden anlayış benzeri bir şey beklemiyoruz.
işte saat sabah 5'te başlık açan böyle gizli işsizler daha bunun gibi birçok konuyu anlayamadan bu dünyadan göçüp gidecekler.
şartlara bak:
sabah 7'de işbaşı
asgari ücret
yol parası yok
her gün tıraş olunacak
haftada bir gün tatil olacak
ve sana çalışmaya gelenlerin neredeyse hepsi para kazanmaya çok ihtiyacı olduğu için çalışmaya geliyor, yani gıda işine olan aşkından değil
kaçınız kaç çalışanınızı gerçekten insan yerine koyacaksınız? kaç çalışanınız için aa, dur ya, bunun da bir hayatı, beklentileri vardır diyip düşünmektesiniz?
bir de utanmadan, işe başlar başlamaz size para vermiyoruz, siz elde edeceksiniz denmiş :)
çalışıp çabalayıp elde edeceğiniz de % 2 zam :)
arkadaş patron para vermedikten sonra ben nasıl elde edeyim?
ne insanlar var şu dünyada, adam sabah 5'te kalkmış, kariyerini anlatıyor!
sabah 7'de kalkamam diyen arkadaşı da, sakallarımı kesemem diyen arkadaşı da, cumartesi çalışamam diyen arkadaşı da alınlarından öpüyorum. allah şu adam gibilerin işinden daha hayırlısını nasip etsin size.
2 nisan 2022 yeni göç akını
-
(bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=qvukcw95wzzjs6gxl2p0aa)
(bkz: https://twitter.com/…?s=21&t=cgolukbsceklsnlycs0ica)
ümit özdağın paylaşımına göre bölge afganistan iran sınırı. bu adamların iranda kalmayacağını biliyoruz. e avrupanın da bu adamları almadığını biliyoruz. dünyada bu kaçaklara kucak açıp bedava hayat sunan tek ülke bizimki olduğu için nereye gideceklerini kestirmek zor olmasa gerek.
21 nisan 2023 kılıçdaroğlu'na saldırı girişimi
-
bu milletin cehaleti fazla hafife alınıyor.
evde beslenebilecek en uygun kedi türü
-
öncelikle her kedi ayrı güzel. şahsen bi ankara iki de tekir annesi olarak söylüyorum, evde beslenilecek en güzel kedi tekirdir arkadaşlar. akarı kokarı olmayan, benekli kısa tüylü tekir. sağlığı sıkıntı çıkarmaz, ne versen yer, vermezsen ağzına sıçar sadfghfgdfs temizdir. uzun tüylü beyaz kediler tamam çok sevimli çok güzel evde bi tane var. ama her yer tüy amk iflahım sikildi koltuk süpürürken. belim hala tutuk.
şimdi kedilere karakter özelliği çizemezsin, hepsi nevi şahsına münhasır hayvanlar. görüşünce kanının kaynadığı kedi sana en uygun olandır. seni görür görmez kafana çıkan kedi senin ideal kedindir. kedi ilk görüşte sana ısınmadıysa o kediyle olmaz.
while my guitar gently weeps
özgüveni olmayan gelinin sunduğu sevr antlaşması
-
gizli maddeleri de sormak lazım
survivor all-star
-
hakan'ın kafasını vurduğunda duyduk di mi turabi'yi ve gördük di mi kancık nadya'nın gülüşünü.
iki adet net orostopol olan show programı. görüntü çok net.
pucca
-
tam bir azınlık düşmanı, egemenlerin istediği tipte bir düzen çocuğu. herhangi bir azınlığa mensup biri veya kendini azınlıkların yerine azıcık koyabilen insanları ciddi bir şekilde rahatsız edecek, mide bulandırıcı bir zihniyete sahip yazdıklarından bir demet:
"hımm bunu mu giysem ayy bu da travesti bekir'in iş kıyafeti gibi duruyor".
"taksidi ile bile bir rus kızını kiralayabileceğim fondötenimi ayy rengi ne iyiymiş dur süreyimdiye atladıkları zaman suratlarını cırmıklayasım geliyor".
"yaz sıcağında omzuna koyduğun ince kazakla da kendine zengin süsü vermeye çalışmışsın ama buram buram kırıkkalede kuaförlük yapıyorum diye bağırıyorsun".
"bronz tenin güzel bir şey olduğunu kim çıkartmışsa aklına sıçayım ben onun. arabaların önüne atlayıp silim mi abi diyen bebelerden bir farkı yok. bok rengi saç, kara sarı ten".
çok öfkelendirici, çok zavallıca.. kendisinin beyniyle ilgili hiçbir halt söylemeyip, dış görünüşünü eleştirenlerin ("dış görünüş eleştirmek"? bir insan sabah kalkar ve saçını sağa veya sola doğru tarar, kimisinin dişi yamuktur, kimisinin saçı yeşildir.. 'eleştirmek' ne demek? nasıl sığ bir beyin, ne kadar da meşru durumda.. 2011 yılında..) bu 'eleştiri'leri de ayrıca mide bulandırıcı.
motorcunun kafasına kaskla vuran polis
-
madem vuruyorsun neden sonra yusufluyorsun. işte ses çıkartmazsanız hakkınızı aramazsanız böyle keyfi vururlar, karşı çıkarsan el pençe dururlar karşında.
tanım: klasik afedersin polis.
hayata dair gülümseten detaylar
-
dün metrodayım, kulağımda müzik, dışarıdan hiçbir ses duymuyorum, kaşlarımı çatmışım ve bir yerlere dalıp çıkamamışım. yanımda dokuz, on yaşlarında bir kız çocuğu, onun yanında da annesi var. bir ara küçük kızla bakışıyoruz, daha doğrusu bana baktığını hissediyorum. sonra kafamı yine önüme çeviriyorum. bu sefer bana doğru eğilip, bir şeyler söylüyor. kulaklıklarımı çıkarıp, "efendim? duyamadım?" diyorum, "kirpiğin düşmüş de" diyor ve birden uzanıp yanağımdan kirpiğimi alıyor, iki parmağının arasında tutuyor. bu oyunu hemen hatırlıyorum. hala oynandığını unutmuşum, oynamayı da çok zaman önce bırakmışım. küçük kız ise heyecanla oyuna devam ediyor, "bir dilek tut" diyor. gözlerimi sıkı sıkı kapatıp, bir dilek tutuyorum. "dileğin uzunmuş" diyor gülümseyerek, "peki, alt mı üst mü?". ben de gülümseyerek, "alt" diyorum. sabırsızlıkla oyunun sonucuna bakıyoruz beraber. kirpiğim alt parmağının üstünde duruyor, "dileğin tutacak" diyor sevinçle. "tutacak" diyorum sevinçle. hafifçe üflüyor kirpiğimi sonra. müziği olduğu yerde bırakıyorum ve yolculuğun sonuna kadar, küçük kızla birbirimize gülümsüyoruz.
mega holdings
-
bu organizasyondan para kazanmakla övünen insanlar için
çok güzel bir söz var;
şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.
bakın şimdi size network marketing ile zengin olmamızı sağlayacak yepyeni bir organizasyon sunuyorum. hem de web sitesi gibi karmaşık, anlatması zahmetli bir ürün de koymayacağım ortaya. her şey çok daha kolay olacak.
çünkü satacağımız ürün herkesin ihtiyacı olan
hep kullandığımız
hayati bir ürün
üstelik sattığımız ürünü isterseniz işleyebilir
işlediğiniz halini daha yüksek fiyatlara satabilir
ekstra gelir elde edebilirsiniz
ürünümüz patates.
sistem şöyle işliyor, siz bana 200 lira veriyorsunuz ben de size bir patates veriyorum. patatesin yanında kişisel gelişiminize etki edecek sizi motive edecek kitaplar da vereceğim seminerler de düzenleyeceğim.
siz de iki kişi bularak onlara birer patates sattığınızda sistem size 20 lira verecek. onlar ikişer kişi bulduklarında sistem size 60 lira verecek. bu böyle 20 basamak altınıza kadar devam edecek. eğer her şey düzgün ilerlerse 6 ayda evinizi arabanızı alıp sadece yatarak emekli olabilirsiniz.
düşünsenize günümüzde kimin patatese ihtiyacı yok ki. satmak için uğraşmanıza bile gerek yok.
eğer siz de yeni kurulacak holdingimde yer almak isterseniz bana mesajla ulaşın. 200 liraya bundan daha kolay patron olamazsınız.
piramit düzeni (ponzi şeması) işte böyle harika bir sistem.
buna karşı çıkanlar da gerizekalı.
önemli not:
şirketimizde takım elbise zorunluluğu da yok.
al patatesi ver 200ü yürü git.