hesabın var mı? giriş yap

  • bunun bugün şöyle bir çeşidini gördüm ki suratına kürekle vurulasıdır:

    binerken inenlere öncelik vermeyip kavga ettiği gibi, inerken de öncelik vermedikleri için binenlerle kavga etmiştir.

  • sanırım bunun feriştahı bizim okulda yaşanmıştır. efenim olay şöyle oluyor;

    okul bahçesinde maç yapılıyor. yamulmuyorsam bir taraf lise 3 bir taraf lise 2. neyse bu lise 3 sınıfının kalesinde olayımızın kahramını kayahan bulunuyor. ne yazık ki o maçta kayahan efsane goller yiyor, maç farklı bitiyor. saha kenarında ki kızlar da başlarına geleceği bilmeden 'hop hop kayahan kova kayahan' diye tempo tutup gülüşüyorlar. hatta arada top kayahan cümlesi falan da geçiyor. maç sonu aşırı derece kızmış, sinire kesmiş kayahan abimiz gidiyor kızların önüne, indiriyor şortu. sallıyor malzemeyi alın lan buna gülün diyor.

    hala aklıma geldikçe kahkahalar atmama sebep veren bu olay sonucunda kayahan abimiz okuldan atılmıştı. güzel abimizdi vesselam. kızlara ne olduğu konusunda bir bilgim yok.

  • 7 saatlik yolu 3 saatte geldim aminiyüm arabayı yolda bir görücen öyle bir oturuyor ki aklın durur viraja 170le gir bana mısın demez. bastıkça daha da istiyor ben böyle mükemmel bir araba daha sürmedim. yetmezmiş gibi bir de km'de 15 kuruş yakıyor namıssız ehuehuehu* ışıkta ne zaman dursam arabaya piyasanın en az 30 bin üstü teklif veriyorlar ben satmıyorum.

    edit: malum zamlardan sonra artık entryi editlemek gerek diye düşünüyorum.
    artık araç 15 kuruş değil 30 kuruş yakmaktadır ve araca piyasanın en az 100 bin üstü teklif verilmektedir.

    edit2: malum zamlar ardından entry tekrardan hayliyle geçerliliğini yitirmiş bulunmakta.
    artık araç kilometrede 1.5tl yakmakta ve araca piyasanın en az 300 bin tl üstü teklif verilmektedir ama ben satmıyorum.

  • 13 yaşındaki ege liseye hazırlık kursuna gitmektense evde oturup gta oynamayı tercih etmektedir ama bu düşüncesini doğrudan paylaşmak da işine gelmez...

    ege: selamün aleyküm mübarek!
    romica: aleyküm selam oğlum, "kursta bizi sınavlara hazırlamak yerine dinle beynimizi yıkıyorlar" algısı yaratma planını anlıyor ve yaratıcılığına şapka çıkarıyorum ama işe yaramıyor...
    ege: sümme haşa!

  • oyundan sıkılanlara şöyle bir tavsiyede bulunmak istediğim simülasyon.

    aracın ön konsolunda bulunan dahili navigasyonu kapatıyoruz. sol alt taraftaki harici navigasyonu da kapatıyoruz.

    yükümüzü aldıktan sonra haritaya bakıyoruz. varacağımız yere gidene kadar geçeceğimiz şehirleri bi kağıda not edip haritayı kapatıyoruz. sonra da yoldaki şehir tabelalarına bakıp varacağımız yere gitmeye çalışıyoruz :)

    edit: sağ alt taraftaki harici navigasyon olacaktı.

  • başlık: am çok çirkin bir şey lan

    1. bugün yakından baktım da hakkaten çok çirkin bir organ

    2. iyi ki doğdun piç..

  • türkiye'de insanların ekonomi algısı döviz kurları ile özellikle de dolar/tl kuru ile son derece güçlü etkileşim halinde. birkaç gündür burada dolar kurunun yeniden 1,15 tl'e nasıl dönebileceğini tartışılıyor ama tartışılan şey dolar kuru değil, türkiye'nin nasıl yeniden ekonomik olarak rahat bir döneme gireceğiydi yani insanlar dolar kurunun iyileşmesi ile refah arasında çok ciddi bir bağ kuruyorlar fakat gerçekte bu böyle değil. rakamlara takılmadan türkiye'de ekonomik durum iyileşirse beklenmesi gereken veya optimum faydayı sağlayacak olan gelişme türk lirasının sürekli olarak değerlenmesi midir? kişisel fikrim bu sorunun cevabı da hayırdır.

    bu olayın bir para politikası kısmı var: ali ağaoğlu'nun (ekonomist olan) bu konuda şöyle bir açıklaması var ki ben de katılıyorum; cümle tam olarak böyle miydi bilemiyorum ama kendisi: ''bana yeni bir pasaport ve hayatımı idame ettirecek para verin dolar kurunu birkaç ayda 1 liraya indireyim gibi bir cümle kurmuştu.'' daha net ifade edeyim; türkiye'de dolar kuru tabii ki hızla düşürülebilir ama bunun bedeli önemlidir; yarın merkez bankası piyasadaki tl likiditesini boğup 10 doları 1 tl'e de eşitler ama bunun bedeli olarak türkiye ekonomisi akıl almaz bir daralma yaşarsa bunun ekonomik olarak bir faydasından söz edemeyiz. ben en uç noktayı ifade ettim, daha uygun şartlarda para politikası yapıcılarının türk lirasını değerlendirmek için türk lirası likiditesini olması gereken seviyenin altında tutmadığı müddetçe türk lirasının güçlenebilmesi için ülkemizde katma değerin artması veya daha fazla üretim gerçekleştirmemiz gerekir.

    türk lirasına değer kaybettiren ana olgu enflasyondur yani ülkedeki para ülkedeki arza göre ne kadar fazla ise bu iki kavram bir birine eşleneceği için para değer kaybetmektedir; türkiye'de ürettiğimiz ürünlere daha fazla değer katmamız veya daha fazla üretebilmemiz ülkedeki arzı artırır fakat böyle bir senaryoda bence optimum fayda için arz artışı ile birlikte paranın da artmasıdır böylelikle türk lirasının değerlenmesi değil, insanlarda gelir artışı ortaya çıkar ki sonuç olarak alım gücü açısından arada fark yoktur fakat türk lirasının aşırı güçlenmesi deflasyonist bir senaryodur ki deflasyon ekonomiler için sağlıklı bir gelişme değildir; biz de fazlalığı sorun çıkarıyor olsa da enflasyon ortamı ekonomiler için daha sağlıklı bir ortamdır. daha somut ifade etmek gerekirse gelirlerin sabit kalması koşuluyla dolar/tl'nin 1,5 liraya geri dönmesinin faydası ile dolar/tl'nin 8 lira olması ama ortama gelirin yaklaşık 3 bin liradan 15 bin liraya(+ortaya çıkacak enflasyon) çıkması senaryosunda daha faydalı olabilecek olan senaryo ikincisi olabilir yani türk lirasına değer kazandırmak ile kurda istikrar sağlayıp gelirleri artırmak arasında tercih yapılırsa ikincisi daha olumlu olabilir ki aslında bize 1,5 lira seviyesini cazip gösteren dönemde olan da aslında buydu.

    somut ifade etmek gerekirse dolar/tl'nin 1,5 lira olması ve ortalama gelirin 3 bin lira olması ile dolar/tl'nin 20 lira olması ve ortalama gelirin 40 bin lira olması arasında alım gücü açısından bir fark yoktur. fark daha çok geçmiş zamanın etkileri ile alakalıdır. örneğin geçmiş dönemde alınan borçların etkisi ilk akla gelebilecek olan dinamiktir.

    türkiye'de türk lirası çok fazla değerlenirse son zamanlarda alınan yerel para cinsi kredilerin ciddi olumsuz etkilerine maruz kalırız, türk lirasının değer kaybetmesi ile diğer senaryoya zaten şahitlik ediyoruz. bu konuda da en uygun senaryo en azından kısa vadede gelirlerin artması, kurda ise istikrarın sağlanmasıdır. konu dışı olsa da şunu eklemek lazım, türkiye'de borçluluk yapısı politika yapıcıların kozlarını azaltan bir faktördür örneğin döviz borçluluğumuz daha makul seviyelerde olsaydı, yüksek enflasyonun yükümlülerin borçlarını ödemesinde büyük fayda sağlayacaktı. güncel durumda döviz kurları ile mücadele etmek isteniyorsa başta faiz olmak üzere türk lirasını güçlendirecek adımların atılması gerekir fakat yerel para cinsi yükümlülükler bunu daha zor hale getiriyor; bizde döviz ve türk lirası cinsi borçlulukların dağılımı neredeyse yarı yarıyadır.

    ihracatla yerel para birimi arasında güçlü bir bağ kurulmaktadır ama ben bunun doğruluğunu verilerde göremiyorum. örneğin dünyanın normalleştiğini var sayıyorum, türk lirasının 10 lira olması mı ihracata daha fazla katkı yapar yoksa avrupa'nın beklenenin çok üzerinde büyümesi mi diye sorulursa bence avrupa'daki olumlu gelişmeler ihracata daha fazla katkı sağlar ve türkiye'de döviz kurunun ihracata sağlayabileceği katkının hiçbir seviyede döviz kurunun yan etkilerini karşılayacağını sanmıyorum.

    son soru da şudur; tl'nin değeri ne kadar olmalıdır? bu konuda da kişisel fikrim kıstasın dolar olmaması gerektiğidir; biz doları sabit bir değer olarak görüyoruz fakat bu doğru değil dolar da(dxy nedir) son bir yılda yaklaşık %10 civarında oynaklık sergiledi. türk lirasının olması gereken değeri takip edebileceğimiz en doğru veri reel efektif döviz kurudur; mesela yazının başında türk insanının dolar kurunun 1,5 seviyelerinde olduğu dönemde çok mutlu olduğunu ifade etmiştim ama o dönem türk lirasını reel efektif döviz kuruna göre sürekli olarak olması gereken değere göre daha değerliydi bu da sorun biriktiren bir durum çünkü türk lirasının olması gerekenden fazla güçlü olması yerli üreticilerin, ihracatçıların aleyhinedir. ithalatı ve döviz borçlanması teşvik eder ki dolar/tl 1,5 lira seviyesindeyken biriktirilen sorunların bedelini bugün ödüyoruz.

  • takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.

    ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.

    ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..