hesabın var mı? giriş yap

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • böyle düşünen insanlara gaz vereceğini düşündüğüm bir yazıyı izninizle paylaşmak isterim.

    --- spoiler ---

    amerikalı bir iş adamı meksika’nın küçük bir kıyı kasabasında iskeleye oturmuş denizi seyretmektedir. bu sırada bir balıkçı teknesi kıyıya yaklaşır. teknenin içinde bir balıkçı ile birkaç tane de ton balığı vardır. amerikalı, balıkların kalitesini övükten sonra bu balıkları tutmanın ne kadar sürdüğünü sorar.
    meksikalı “çok az sürdü.” diye yanıtlar.
    bunun üzerine amerikalı “o zaman niçin denizde daha uzun kalıp daha fazla balık tutmuyorsun? ” diye sorar. “peki geriye kalan zamanda ne yapıyorsun?” diye sorularını sürdürür.
    balıkçı ailesinin ihtiyacı kadar balık tuttuğunu anlatmaya çalışır.
    amerikalı sormaya devam eder “peki geriye kalan zamanlarda ne yapıyorsun?”
    balıkçı yanıtlar:
    -geç yatarım. çocuklarımla oynarım. karım maria ile öğle uykusuna yatarım. her akşam kasabanın merkezine inerim. dostlarımla şarap içerim. biraz gitar çalarım. dolu ve meşgul bir hayatım var bayım.
    amerikalı balıkçıyı alaylı bir tavırla süzdükten sonra konuşmaya başlar. ”harvard’dan derecem var. sana yardımda bulunabilirim. bunun için balık tutmaya zaman ayırmalısın. kazandıklarınla daha büyük bir tekne almalısın. bu büyük tekneyle kazanacağın paralarla, daha başka tekneler alabilirsin. böylece bir balıkçı filosu kurabilirsin.”
    balıkçının dikkatle dinlediğini gören amerikalı konuşmasını tam gaz sürdürür.
    “tuttuğun balıkları bir aracıya satacağına doğrudan onları işleyenlere satarsın. sonunda kendi fabrikanı açarsın sonra da bu küçük kasabadan ayrılır önce mexico city’e ardından los angeles’e oradan da new york’a taşınıp kendine ait bir firma açıp onun başına geçersin.”
    balıkçı sorar “peki bayım tüm bunlar ne kadar sürede olur?”
    “15 veya 20 yıl.” diye yanıtlar amerikalı.
    balıkçı sorar “sonra ne olacak bayım?”
    amerikalı gülerek konuşmaya başlar “hikayenin en güzel kısmı da bu ya.” der ve konuşmasını sürdürür “zamanı geldiğinde şirket hisselerini halka satar, milyon dolarların olur. çok zengin olursun.”
    balıkçı “sonra ne olacak bayım?” dedikten sonra amerikalı yanıtlar “sonra emekli olursun. geç yatacağın, akşamları bir şarap evinde, dostlarınla şarap yudumlayacağın, gitar çalacağın, küçük bir sahil kasabasına taşınırsın.”
    --- spoiler ---

  • misvak denen oluşum paçavradır ona şüphe yok da...

    öyle pankarta böyle karikatür işte. adamlar haklı.

  • kemirgen dışkısı, idrarı ve salyasıyla bulaşan ölümcül bir virüsmüş bu.

    belirtiler şiddetli karın ağrısı ve bunu takiben ishal ile başlıyormuş. dışkıda kan olması ise bir sonraki belirtiymiş. başlangıçta dizanteriyle karıştırılan bu virüs, böbreklerde fonksiyon bozukluğu oluşturması sebebiyle araştırma konusu olmuş. ayrıca, virüsün insandan insana bulaşmadığı söyleniyor. kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, herhangi bir temas halinde, o bölge dezenfekte edilip en kısa sürede doktora başvurulması öneriliyor. ve dahi, uygulanabilecek en basit korunma yöntemi ise ellerin sıkça ve iyice yıkanmasıymış.

    edit: fareler yalnızca taşıyıcılarmış, yani virüsten etkilenmiyorlarmış.

  • arkadaş (sataus) : benim hayatim su sorularla geçti hep niye? nicin? nasil? neden?....

    bi arkadaşından gelen yorum : niye niçin ve neden aynı sorular nerdeyse :d hayatının 4te3ü boşa gitmiş yawrum..

    ( arkadaş oturtmuş lafı yahu )

  • “ay inanmıyorum yaa....”
    hayır neyine inanmıyorsun, kepçenin altında duruyorsun kafana mıcır dökecek değiller herhalde.

    konsept ve motivasyon konusunda bir eşik daha aşılmış oldu.

  • aracın işletim sistemine tuner yardımıyla müdahale edilmesi işlemidir. aracın saklı(kısıtlanmış da denebilir) beygirlerini ortaya çıkarma fırsatı yaratır. dünya normlarında kabul edilebilir yazılım motor ömründen çok çalmadan en fazla performansı ortaya koyan yazılımdır. bir tuner olarak son zamanlarda yazılım adı altında satılan ve oldukça yaygınlaşan motoru linç etme kültüründen, çok fazla tekniğe girmeden bahsetmek istiyorum.

    öncelikle kaliteli yazılım avans değerlerini sonuna kadar açma ve turbo-basınç değerlerini maksimum seviyeye çıkarma işlemi değildir. her model ve her marka araç için farklı yazılım kritikleri olduğu gibi aynı model iki araç için kilometre farkı bile yazılımda farklı kritiklere eğilme zorunluluğu yaratır fakat malesef ki ülkemizde bu zorunlulukları ne düşünen var nede denetimini yapan. günde 6-7 araç için yazılım yazabilen tunerların olduğunu duyuyorum. bu kişiler yüzde bir milyon emin olmakla beraber sadece para odaklı çalışan, motor dinamiklerini zerre önemsemeyen, araç en hızlı benim yazılımımla yürüsün, 1-5 sene sonra araç turbo yese bile umrumda olmaz diyen tipler. gülüyorum sadece... her aracın kilometresini, turbo durumunu, araç sahibinin sürüş karakterini, şehirdeki ortalama sıcaklığı bilmenin yanında bu yazılım için oturulup en azından 3.5-4 saat hesap yapılması gerekir, düşünülmesi gerekir. bu işin hakkı budur, bu iş yurt dışında böyle yapılır. piyasadaki tunerların %75'ini gözlemlemiş biri olarak; işini bu dinamiklere göre yapan benden başka 2-3 firma daha var, onun dışında birçoğu matbaa misali copy-paste yapıp, servetlerine servet katmaktadır.

    peki bu sahte yazılımların kalitesi nasıldır, her şeyden önce bu soruya cevap vermek için türkiye'de ki tunerların nasıl çalıştığını bilmek gerekir. ülkemiz'deki çoğu tuner direk kendi cebinden para verip bayi açmak yerine, bazı kişilerle kar ortaklığına girişerek bayilerini bu kişilere açtırır. zaten tuner için hali hazırda önemli olan şey sadece ecu üzerinden dosyanın kess adı verilen cihazla okunması ve bu dosyanın kendisine atıldıktan sonra işlem yapılan dosyanın tekrar ecu'ya okutulmasıdır. yani ecu üzerinden dosyayı çekip kendisine gönderecek biri olduğu sürece internet erişimi olan her yerden yazılım yazabilir. böylece hem reklamını kendisi yerine başkası yapar hemde ülke çapında daha çok kişiye ulaşarak kar marjını yükseltir. dünya standartlarında iyi bir araç yazılımının tanımı dinamikleri üzerinde iyi düşünülmüş olarak yapılırken bu insanların türkiye toprakları üzerinde 15-20 bayi açıp günde 7-8 adet yazılım düzenlemesi yapılan işin kalitesini ziyadesiyle anlatıyor olsa gerek.

    ayrıca şunu da belirtmek isterim kaliteli tunerlar iade garantisi verir. hakkında iyice araştırma yapmanız sonra seçim yapmanız gerektiğini tavsiye ederim. aksi halde aracınızda bir sorun olursa yırtmak için türlü taklalar atan, yok araba buraya geldiğinde zaten bitikti yok bu araçların turbosu zaten sorunlu deyip hala yazılım atmaya devam eden birçok yerle ilgili duyum aldım. bu tecrübeler firmama gelen müşterilerin aktarımlarıdır. sayfalarında otomobil camiasınca tanınan-ünlü kişilerin yorumlarını görerek de yapılan işin kaliteli olduğuna kanat getirmeyin, birçok tanınmış isimden çok astronomik fiyatlar istenerek reklam yapabilecekleri teklifini aldım. anlayacağınız, bu da bir ölçüt değil her şey para-çıkar ilişkisi. genel olarak şunu eklemek isterim, yaptığı araçlar 15.000 km'yi görmeden blok çatlatan, turbosu üfleyen bir sürü tuner var ve bu tunerlar kötü şöhretten sadece isim değişikliğiyle kurtulup tekrar piyasaya çıkabiliyor. ayrıca 3 farklı firma ismi adı altında çalışan tunerlar da bu işin cabası...

    -iyi bir yazılım arabayı tanıyarak yapılan yazılımdır. mevcut stock yazılımıyla 170bin km'de turbo üfleyen ve muhtemelen kısa bir süre içinde yeni bir turbo isteyecek fluence'i ufak bir basınç kısıtlamasıyla bu dertten kurtabildiğimizi hatırlıyorum mesela. yani kısaca yazılım her zaman daha çok hız değildir araç sahibinin isteğine göre ve araca göre yeniden tanımlanabilir bir ihtiyaçtır.

    -en merak edilen konu yakıt tüketimine etkisidir. bunun için kesin bir şey söylemek benim için her zaman zor oldu ve olmaya da devam edecek.kesin olan ise %15-25 yakıt tasarrufunun hiçbir somut veriye, gözleme dayanmayan kirli satış politikalarından biri olduğudur ama bu işin matematiği iyi bir yazılımın kesinlikle yakıt artışına sebebiyet vermeyeceğini hatta ve hatta %5-8 civarında yakıtı düşüreceğini söylüyor. şuan bulamadığım autoweek'in ingilizce bir makalesinde araçların güçlendirilmesi sürücüyü normal zamanlarda daha sakin bir kullanıma teşvik ettiğini bu sebepten tüketimin düştüğünü okumuştum ama bunu yazılıma bağlamanın pek etik olacağını düşünmüyorum, tamamen insan psikolojisi ve apayrı bir konu.

    -türkiye'de tuner sayısının 20'yi geçeceğini sanmıyorum, bu kişilerinde sadece 3 veya 4'ünün her araç için farklı harita çıkardığını kesin olarak söylebilirim.

    -1500 tl'ye yazılım atanların olduğunu görüyorum, bu kesinlikle yazılımın kalitesini göstermiyor. bu kişiler yukarıda saydığım sahte yazılımcıların ta kendisi... kritikleri yukarıda tutan, yazılımları motora en çok yük bindiren ama en hızlısı oldukları için toplum tarafından en iyisi olduklarına kanaat getirilen insanlar. piyasa çok yeni olduğu için ortada bir belirsizlik var, daha ortada patlayan turbolar, devir çeviremeyen motorlar çok olmadığı için en çok kazanan onlar.... benim tanıdığım 4 kişide bu astronomik fiyatlara kesinlikle yazılım atmıyorlar, üst limit 800tl olsun herkes için.

    -bazı arkadaşların bizi kara büyücü ilan etmesi gerçekten üzücü, araç yazılımı konusunda dünyanın önde gelen firmalarından biri olan skn’nin bizzat simülatörlerine canlı katılmış biri olarak çok rahat söylebilirim ki yakıt tüketimini azaltığını artık benim için bilimsel bir gerçek. dyno üzerine çıkarılan ilk araç 2.0tdi passatdı, running on null denilen koşuda (araç tekerlerinin havada olduğunu düşünebilirsiniz) yazılım öncesi-sonrası: 1.4lt-1.4lt/100 km
    ikinci koşuda +1 eğimde aracın rampa inişi simüle edildi yazılım öncesi-sonrası: 3.1 lt-2.9lt/100km
    3. koşuda 0 eğimde aracın düz yolda gittiği simüle edildi yazılım öncesi sonrası: 4.2lt-3.9lt/100km
    4 .koşuda aracın -1eğimle rampa çıktığı simüle edildi yazılım öncesi sonrası:6.2lt-5.7 lt/100 km
    5.koşuda -3eğimle rampa çıktığı simüle edildi yazılım öncesi sonrası:8.2lt-7.1lt/100km
    6.koşuda aracın -3 eğimde 100 km boyunca 150kmhıza çıkıp daha sonra serbest salınımla 80e düşmesi beklenip tekrar 150ye kadar gaz basılıp aynı cycle 100 km bitene kadar tekrarlanması amaçlandı yazılım öncesi sonrası: 9.2 lt-7.7lt/100 km. testlerin tamamen sürücü farkından muaf olması için bilgisayar destekli yapıldı. gaz veren bilgisayardı yani. kısaca biz tunerlar araçların yazılımla yük-yakıt eğrisinin nonlineer olduğunu görmüş olduk benim için en büyük kazanım bu olmuş oldu.

    sizlerde yukardaki tasarruf oranlarını doğru yazılım olmak şartıyla kendi aracınız için uygulayabilirsiniz, 6 lt yakıt ortlamanız var ise yazılımdan sonra 5.5 ltleri görebilirsiniz. eğer 9 lt ortlamanız var ise 8leri görebilirsiniz.

    edit: sorulan sorular çerçevesinde elimden geldiğince editlemeye çalışacağım.

    edit2: malesef trde yazmıyorum artık. marka tavsiyesi isteyenler çok oluyor önerdiğim birkaç arkadaş kendi reklamımı yapmakla suçladı beni bende artık marka ismi vermiyorum malesef. benim için üzücü bir deneyimdi.

    ayrıca entryde verdiğim fiyat bilgisi aradan geçen sürede yüzde 30 yükselmiş olabilir.

  • akşamları yapabilecek tek atraksiyonu tv izlemek olan insanın yaşama dair son tutunma umutları, son çırpınışları olsa gerek. hayatı bu kadar sığ olan insanlardan farklı bir bakış açısı beklemek saçmalık olurdu zaten. birde az önce acun abi aradı sana sezon sonunda verdiğin destek doğrultusunda ödül vereceklermiş.

  • saçmalamayın lütfen. imfden borç felan istediğimiz yok, sadece al yanında bulunsun lazım olursa kullanırsın diye bize para vermeye çalışıyorlar. siz hiç gurbete giden birinin cebine para sıkıştırmadınız mı lazım olur diye? yaa al all, lazım olur diye. eyyy imf, sen kimsin yaaa?

  • sonunda birilerinin açık açık dile getirdiği gerçek.

    ırkçılık falan değil, adam açıkça toplumuna sorun çıkarmayacak hatta faydası dokunacak göçmene her zaman kapılarının açık olduğunu belirtmiş ki dünyada 200 ülke varsa 199 u aynı fikirdedir.

    gittiği yerde yamyam gibi davranan adamları kimse istemez, istemedi diye de ırkçı olmaz.