hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • zengin bir koca bulup boğaza sıfır evde oturan bir kız arkadaşıma "sizin evde mutfakta sıcak suyu açınca duştaki su soğuyor mu " demiştim , "evet" demişti , "sokayım öyle zenginliğe o zaman" deyip yüzüne kapamıştım. tek kıstasım budur.

  • sözde açın halinden anlamak için oruç tutan kimselerin bir tane mangal fotoğrafından aşırı derecede rahatsız olduğunu gösteren fotoğraf.

    bak hele hele tiplere bak, lan sen bir tane mangal fotoğrafına bakamıyorsan aç iken, açın halinden nasıl anlayacaksin ?!

    neymiş utanıcakmış, hiçbiryerde yemeği, içeceği andıran şey görmeyeyim, akşam yemek yiyeceğim saat zaten belli bak açların halinden anlıyorum ben diye aptal bir zihniyet olabilir mi lan , açlarda zaten aynı bu şekilde yaşıyor.

  • ulan gene gelin buraya yok kobane yok özgürlük yok ana dil deyin de tertemiz yedi ceddinize söveyim.

    namusunuz, şerefiniz, insanlığınız hiçbir şeyiniz yok. hepiniz cehennemliksiniz. öyle görünüyor ki bu tarafta bulmayacaksınız belanızı ama öbür tarafta sizi sımsıcak bir ortam bekliyor.

    adi yaratıklar.

  • "hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez." tespitiyle freud amcamızın yıllar önce cevapladığı sorudur.

    aksini iddaa eden hatun kişilere de sorular hazırladım.

    "çok yakın bir arkadaşınız olan soner'le film izliyorsunuz? soner bir anlık hatayla dudaklarınıza yapıştı ve sizi öpmeye başladı. tepkiniz ne olurdu?

    cevabı biliyorum.

    - evet tokat atardınız.
    - ağzına sıçardınız.
    - doğduğuna pişman ederdiniz dimi? *

    pekii. '' bir anlık hatayla soner'in dudağına yapışan siz olursanız? soner tokatı nereye atar? ''

    konu kapanmıştır.

  • --- spoiler ---

    başlık: beyler ülkeyi ecevitte kaydeden var mı

    entry: beyler diyorum ki ülkenin boku çıktı. önceki bölümlerde kaydeden varsa oradan başlatalım. ben ecevit'te kaydetmiştim ama gül ün başbakan olduğu zaman yanlışlıkla üstüne yazmışım.

    çok da parlak değil ama ecevit bölümüne ait kaydı olan oradan başlatabilir mi? oradan 3 kasım 2002 seçimlerinde cem uzana kastırıyoruz. yüzde yedi küsürdü, onu kastırıp yüzde yirmi yirmibeşe çekersek bu iş tamamdır.
    --- spoiler ---

    olm lksjdlkadaklsd

  • re (ra)

    simgeler: bennu (zümrüdüanka), dikilitaş, piramit, udjat (horus'un gözü), güneş, şahini boğa.
    tapınma merkezi: helipolis

    annu'nun (helipolis, günümüzdeki kahire yakınları) güneş tanrısı re, beşinci hanedan zamanında kalıcı bir tanrı oldu. bazı gelenekler onu insanların yaratıcısı durumuna getirdi ve mısırlılar kendilerine "re'nin sığırları" adını taktılar.
    re adının "yaratıcı güç" ya da "yaratıcı" anlamına geldiği düşünülür. mısır tarihinin çok eski devirlerinde, re, gökyüzünün yüceliğini simgeleyen şahin-tanrı horus ile beraber kişileştiriliyordu ve şahin başlı bir adam ya da sadece bir şahin olarak betimleniyordu. bu iki tanrının bileşimi, yani ra-hoor-khuit (ufukların horus'u olan re), güneş'in gücü'nün göstergesini oluşturuyordu.
    re, shu ve tefnut'un babası, nut ve geb'in büyük babası, osiris, seth, isis, ve nephthys'in büyük büyük babası, horus'un büyük büyük büyük babasıdır.
    mısırlılar, yeraltı dünyasına ve cennete giden suları geçmek için içinde re'nin bulunduğu bir kayık gerektiğine inanılırdı. gündüzün bu, "madjet" (güçlenmek) adında büyük bir kadırgadır ve doğudaki "manu" (güneşin doğuşu) dağının arkasından gelerek iki firavunincirinin arasından geçer. güneş batarken, re'nin kullandığı kayık, artık "semektet" (güçsüzleşmek) adında küçük bir mavnadır.
    kayığın başına gelecek olayları tanrıça ma'at belirler. yolculukları boyunca re'nin birçok eşi olur. birçok tanrı onunla beraber yolculuk eder ve ona kayığı yönetmesinde yardımcı olurlar; bu da yolculuğu başarılı kılar. thoth ve ma'at, dümende duran ve kayığın kaptanı görünümünde olan horus'un yanında dururlar. kayığın önünde ise, "abtu" ve "ant" adındaki iki yüö gösterici balık yüzer. deiğer yolcular şunlardır: geb, hu, sin(akıl) ve hike (büyü). gecelerin kayığın ön tarafında tanrı upuaut (yolların açıcısı) durur.
    bu yolculuk hiç de kolay değildir: canavarlar sürekli kayığa saldırırlar. örneğin, sebau, nak ve apep. içlerinden en güçlüsü olan apep, karanlığın kişiselleştirilmesidir ve re'nin doğudan yola çıkabilmesi için, her sabah onu yenmesi gerekmektedir. apep bir yılan ya da bir timsah olarak betimlenir. eğer apep, re ile olan dövüşünü yenerse, bir kasırga çıkar. eğer apep kayığı yutarsai güneş tutulur. apep hakkında "apep'i yakma kitabı" adında bir kitap yazılmıştır ve ona karşı savaşmak için gerekli olan büyüleri verir. bu büyüler, thebes'teki amon-re tapınağında her gün okunur.
    zamanla isis ve osiris daha gözde duruma geldiğinde, re, "re retjer-aa neb-pet" (re, yüce tanrı, cennetin lordu) adıyla korundu ve önceleri yalnız kendisi için; sonraları ise evrenin lordu amon-re'nin yarısı olarak tapınıldı.

  • skordan, herşeyden bağımsız söylüyorum, çok rahatsız edici bir kibri var. herşey kontrolüm altında havalarındaki rahat görünümünün altında hikmet karaman'a laf sokmaya çalışıyor:

    "hikmet hoca tabi uzun konuştu, bizim yerimize de konuştu, maçı anlatmaya gerek yok sağolsun".

    yani şunu diyor, hikmet kırk yılda bir maç kazandı, keyifli keyifli maçı anlatıyor.. olabilir ağam, niye takıyorsun? koskoca fatih terimsin, hikmet karaman'ın övünmesinden, gerinmesinden nasıl gocunabilirsin? kayserispor tesadüf kazanmadı, uzun zamandan beri izlediğim en iyi anadolu takımı performansını gösterdi. kayseri'nin ekstradan iyi oynaması, hikmet'in kendini övmesi, senin o kadar da kötü olmadığına dair de bir sonuç yaratır, neden rahatsızsın?

    rahatsız çünkü fatih terim kendinden başka birilerinin kazanmasını, kendinden başka birilerinin övünmesini, eseriyle gurur duymasını, abartsa da keyfini çıkartmasını olgunlukla karşılama gücünden yoksun bir çocuk egosuna sahip.