hesabın var mı? giriş yap

  • tarih konusunda istanbul ile birlikte dünyada eşi olmayan şehir. sanat şehri. ben de geçen hafta gittim, gördüm ve gitmeyi düşünenlere belki bir yardımım dokunur diye buradayım.

    roma gezinizin fiumicino havaalanından başlayacağını düşünürsem, ilk hedefiniz termini olmalı. termini'ye ulaşmak için en basit ve ekonomik ulaşım ise roma'nın havaş'ı terravision. biletleri otobüslerin hareket noktası olan 5 numaralı durağın hemen yanındaki gişelerden alabilirsiniz. yurda dönüşünüz de roma'dan olacaksa otobüs biletini gidiş dönüş almanızı tavsiye ederim. ben dönüş biletini son güne bıraktım ve o gün için tüm biletlerin satıldığını öğrenmemle küçük çaplı bir kriz yaşadım. cebimde 19 euro vardı ve havaalanına gitmek için trenden başka alternatifim kalmamıştı. tren bileti 19 euro'dan fazla olsaydı ne yapardım bilmiyorum. meraklısı için tren bileti 14 euro.

    otel veya ev için termini'den ziyade trevi'ye yakın yerlere bakmanız daha mantıklı. hem daha güvenli hem de gezinti aralarında birkaç saatlik dinlenme ve duş molası verebiliyorsunuz. booking.com ve airbnb işinizi fazlasıyla görür. kendinize güveniyorsanız couchsurfing de güzel bir seçenek tabii.

    benim kaldığım otel fontana di trevi'ye ve piazza barberini'ye beş dakikalık yürüme mesafesindeydi. kesinlikle mükemmel bir konum; birçok tarihî ve turistik yere yürüyerek gidebiliyorsunuz. roma'da ulaşım araçlarına çok fazla ihtiyaç duymayacaksınız zaten. görülmesi gereken temel yapıların hepsi birbiriyle bağlantılı. bu sebeple roma pass almanıza gerek olmadığını düşünüyorum. colosseum ve çevresi ile birkaç müze dışında para ödemeniz gerekmiyor. vatikan ayrı bir ülke olduğu için de roma pass burada geçmiyor.

    birçok turist gibi sizin de roma'da görmek isteyeceğiniz ilk yer colosseum olacaktır. roma demek, colosseum demek sonuçta. colosseum'a gidince palatino'ya ve forum'a uğramadan dönmeyin. tepeden roma manzarası müthiş. aynı yol üzerindeki venedik meydanı'na geldiğinizde ise sizi altare della patria karşılayacak ve kesinlikle colosseum kadar etkileyici bir yapı.

    şehrin bir diğer simgesi olan fontana di trevi* buram buram romantizm kokuyor. ispanyol merdivenleri'nin yer aldığı piazza di spagna'ya çok yakın olması da ayrı bir güzellik. çeşmeye para atıp dilek tuttuktan sonra piazza di spagna'ya geçebilirsiniz. armani, prada gibi ünlü markaların mağazalarının yer aldığı alışveriş caddesi via condotti burada. ardından pastificio'ya gidip ikram edilen şarapla birlikte o güzel makarnalardan yiyin. mekân salaş ama makarnalar lezzetli ve doyurucu. karnınız doyduktan sonra gideceğiniz yer ise meşhur tiramisu dükkânı pompi. pompi'den bir tiramisu alın ve ispanyol merdivenleri'ne oturarak anın tadını çıkarın. özellikle çilekli tiramisu enfes.

    piazza di spagna'dan daha çok sevdiğim piazza navona da roma'nın en canlı yerlerinden biri. güneşli bir günde fontana dei quattro fiumi'ye* sırtınızı verip büyük bir keyifle etrafınızı seyredebilirsiniz. sonra meydanda bulunan kafelerden birine çöküp cappuccino içmeyi unutmayın. piazza navona'da yeterince vakit geçirdiyseniz meydana çok yakın olan pantheon sizi bekliyor. mimar sinan'ı da etkileyen bu tapınak statik harikası bir kubbeye sahip. pantheon'a girişin ücretsiz olduğunu belirteyim. ardından kendinize ve sevgilinize bir dondurma ısmarlayın, tapınağın önündeki çeşmenin basamaklarına oturun ve sokak müzisyenlerine eşlik edin. huzur budur. dondurmadan söz açılmışken, roma'da dondurma giolitti'den yenir. yine pantheon'a çok yakın olan barroccio isimli mekânda güzel yemekler yiyebilir, toscana şarabının tadına bakabilirsiniz.

    ve gelelim vatikan'a. aslında vatikan'ı roma başlığında incelemek ne kadar doğru bilmiyorum. italya'dan bağımsız bir ülke olduğunu unutmamak lazım. evet roma'ya giderek iki ülke birden görüyorsunuz, çok şanslısınız. vatikan'a gitmek için metroyu kullanabilirsiniz. ottaviano durağında ineceksiniz. bu arada roma metrosunun leş olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. istanbul metrosu saray gibi kalıyor bunun yanında. vatikan'a dönecek olursak, önce san pietro ile karşılaşacaksınız. uzun bir kuyruk sizi bekliyor. san pietro'yu gezdikten sonra müzeciliğin zirvesi olan vatikan müzesi 'ne geçebilirsiniz. bu küçük ülkenin müzesinde tüm dünyaya yetecek sanat ve tarih yatıyor. etkilenmemek imkânsız. ve müzenin sonunda sistine şapeli'nde buluyorsunuz kendinizi. kelimeler yetersiz kalıyor. michelangelo insan olamaz.

    roma'yı bitirdikten sonra vaktiniz ve paranız kalırsa günübirlik floransa'ya gitmeniz, gezinize renk katmanız mümkün. günün belli saatlerinde roma'dan floransa'ya hızlı tren seferleri var, araştırmadan geçmeyin! ve nereye giderseniz gidin, seyahate çıkarken kredi kartınızı da mutlaka yanınıza alın! parasız kaldığınızda hayat kurtarıcı olabiliyor.

    ve her ortamda bir satıcısı olan, yılların geyiği, "roma sevgiliyi alıp gidilecek yer abi" mottosu kesinlikle doğru.

    (bkz: buraya kızla gelinir)

  • bu sefer hain içimizde...terörist inekler...

    edit:inek esprisi yapıyorsunuz diye ciddiyetsizlikle itham edenler olmuş.ciddiyetsizlik az kalır,artık delirme noktasındayız.

    herkes kendine şunu sorsun; yarın malum haber sitelerinde avrupa'dan gelen inekler az süt veriyor dış güçler yüzünden süt fiyatları arttı diye bir haber görünce kaç kişi şaşırır? buna inanacak yüz binler olacağına kim adı gibi emin? bu ülkede o yüzden inekten terörist de olur,hem de bal gibi olur.

  • bu saatte neden sela verilir?

    diğer şehitlerden neden ayrı tutulur 15 temmuz şehitleri diğer şehit ailelerine yazık günah değil midir?
    (30 ağustos, sakarya, çanakkale, kore, doğuda batıda terörden şehit düşmüş her bir çocuk bebek kadın erkek vatandaşımız?)

    yıllarca terörle uğraşmış bu ülkede neden sadece 15 temmuz için böyle bir uygulama var?

    diğer darbe girişimleri için neden sela okutulmuyor?

    bu saatte hastası yaşlısı sınavı bebeği olanlara bu yapılan ayıp değil midir dinde yeri var mıdır?

  • "bu gece beş mayısı altı mayısa bağlayan gecedir. bu gece hızır'la ilyas'ın buluştukları an gökyüzünde bir çift yıldız tokuşur. yıldızın birisi yalp yalp ederek mağrıptan, öteki pervazlanıp dönerek maşrıktan gelir, tokuşurlar. tokuşur tokuşmaz da büyürler, çoğalırlar, yeryüzüne top top ışık olur sağılırlar.

    tam bu sırada da yeryüzünde ne varsa, o an için durur, ölür. damarlardaki kan durur. yeller esmez, sular akmaz, yaprak kıpırdamaz kuşların, böceklerin, kanatları kalkmaz. her şey, kirp diye kesilir. ses durur, uyku durur. çiçeklerin açması, otların büyümesi durur. tekmil canlılardaki, cansızlardaki devinme, yaşam durur, ölür. bir an için her şey ölür.

    işte bu anda bir insan gökteki yıldızların tokuştuğunu, tokuşup yeryüzüne sağıldığını görürse, işte bu an bir insan akan suyun kirp diye kesildiğini görürse, tam o an, ne isterse olur. isterse, isteği hiçbir vakit olamaz bir istek olsun, olur...

    eğer beş mayısı altı mayısa bağlayan gece hızır'la ilyas buluşmazlarsa, buluştukları an dünya ölmezse, bir daha çiçekler açmaz, bir daha doğanlar doğmaz, doğuranlar doğurmazlar. onlar buluştuklarında topraktaki her şey birden ölür, sonra, bir an sonra yeniden daha gür, daha canlı, yaşam yenilenir, fışkırır."
    yaşar kemal

  • ".........eğer marks olmasaydı, sosyal devlet de olmazdı. biliyorsun di mi zehra?

    ...sendikalar olmazdı. çalışan hakları olmazdı...

    marks belki kapitalizmin duvarlarını yıkamadı zehra ama bizim için sayısız delik açtı o duvarlarda, ki biz rahat nefes alabilelim diyee !..."

    diyerek insanlığın soldan atan kalbini gülümsetmiş olan, güzelim dizidir..

  • ikametgahı istanbul olan herkese ''ulaşım vergisi'' eklenerek yapılabilecek bir şeydir. belki de istanbul'un nüfusunu azaltacak olan çözüm bu olabilir. ya da en azından insanlar ''nasılsa parasını veriyorum'' mantığı ile toplu taşıma kullanmaya başlar ve böylece daha kaliteli ve efektif bir toplu taşımamız olur.

    düzenleme: sürekli olarak "herkes ikametini başka yerde gösterir" mesajları alıyorum. öncelikle, basit bir hesap yapalım. iett'nin 2015 faaliyet raporunda (google) 2015 toplam gider 1.355.000.000 tl civarında. bunu 15 milyona böldüğümüz zaman, kişi başı senelik 90 tl gibi bir meblağ çıkıyor. mevcut sistemden daha iyisini talep ettiğimiz için yıllık 100 tl'lik bir vergi pek çok sorunu çözer. ayda 10 tl'den ucuza geliyor.

    ben ve benim gibi toplu taşıma kullanan insanlar, bu rakamları zaten ödüyor. ama asıl amaç, toplu taşıma kullanmayan insanları sisteme çekmek olduğu için; bu yöntem bence insanları toplu taşıma kullanmaya itebilir. talep arttığı için daha yaygın, daha optimize ve daha kaliteli bir toplu taşıma sahibi olabiliriz. bu durumdan herkes kazanır.

    denetim mevzusuna gelince, küçük bir resmi işlem için bile ikametgah gerekmesi olayını geçiyorum; elektrik, su, doğalgaz, kredi kartı faturaları ile denetim kolaylıkla yapılabilir.

  • olm siz siyasal islamci haramilerin ne zaman durust oldugunu gordunuz, ne zaman yagmada talandan uzak durdugunu gordunuz? ya da herhangi bir siyasal islamcinin yaninda ne zaman durust, namuslu birini gordunuz?

    simdi selcuk bayraktar’in siyasal islama yakinligini falan unuttuysaniz hatirlatayim. sumeyye’yi bildiniz mi, hani o kendisine 20 25 gibi gitmesi gereken. hah, selcuk bayraktar o sumeyye’nin esi oluyor. siyasal islama o kadar yakin bu bey.

    evet cok guzel laf sokmus yardim almadik diye, eminim almamistir. kesin almamistir.

  • pazartesi diziler tekrar başlar, sonra eğlence mekanları açılır, sonra geliri deprem zedelere bağışlanmak üzere konserler yapılır.

    ligin adı şehit hatay-maraş-adıyaman olur, sonra futbol maçlarının geliri deprem zedelere bağışlanır.

    1-2 aya tüm enkazlar kaldırılır. seçim mitingleriyle yeni binaların parkların açılışı yapılır.

    depremin suçlusu yine muhalefet ilan edilir.

    bu afet için futbol ailesinin yardımları, desteği ve gücü çok ön plana çıktı. futbol sadece futbol değildir görmüş olduk. ama bugün bunu konuşmanın zamanı değil bence.

    her şeyin normale dönmesi ve iyileşmek için hayatın rutinleri bir şekilde başlamalı ama bence enkaz altında tek bir beden kalmadıktan sonra ancak…

  • türkçe konuşabilen, düzgün cümle kurabilen ve konuşurken aklını da çalıştıran bir genç tarafından verilmiş röportajdır. halbuki bazı abileri gibi adam olsaydı, mağara türkçesi ile konuşur ve basmakalıp cümlelerle sağa sola adamlık taslardı.

    42 saniyelik videoyu izleyince içim ferahladı resmen. umarım bu gençlerin geleceği parlak olur ve ülkedeki spor ortamı da onlara layık olur.