hesabın var mı? giriş yap

  • henuz okumadiysaniz, okuyun tabi.

    ama eger, isa uzerine bilginiz, benim gibi, din kulturu ve ahlak bilgisi mufredati ile sinirliysa, mumkunse bu kitabi okumaya baslamadan once, isa'nin son gunu uzerine minik bir arastirma yapin. kitabi okumadan once isa'nin yargilanmasi ve carmiha gerilmesi hakkinda daha fazla bilgiye sahip olsaydim sanirim kitaptan daha fazla zevk alabilirdim. kitabi okumaya basladiysaniz ya da okumayi bitirmis olsaniz bile, yine de bir goz atin bence.

    bunlari not etmekle birlikte, isa hakkinda hicbirsey bilmeseniz bile -kimbilir, belki de din kulturu ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan sansli azinliktan biri de sizsinizdir- bu, kitabi anlamaniz ve sevmeniz icin bir engel teskil etmeyecektir. yine de, sanirim, ben kitabi bir sure sonra tekrar okuyacagim; bu sefer isa'nin son gunu uzerine epey donanimli olarak.

    zamaninda, sevgilim, zorla bana harry potter serisinin ilk kitabini okutmustu. evet zorla. o denli haz etmem yani fantastik edebiyattan. master i margarita o kategoriye dahil etmek ne denli mumkundur bilemiyorum. ama sunu soyleyebilirim ki burada hakkinda daha once yazilmis olan seyleri okumus olsaydim, edinecegim onyargi ile, kitaba baslamazdim bile.

    ve buyuk bir eseri iskalardim.

    hikayenin bir ayaginin olagan/gercek hayat uzerine oturmus olmasi, fantastik ayaginin da daha ziyade dini referenslar icermesi, romani, benim gibi bir gercekcilik duskunu biri icin bile, elden dusurulemez kiliyor. en fazla, seytanin oyunlari karsisinda, buna sahit olan bir moskovali kadar sasiriyorsunuz. ve sayfalari cevirdikce, yine bazi moskovalilar gibi, olan bitene inanmaya baslayip, sorunu sizin o 'besinci boyutu' goremiyor olmaniza bagliyorsunuz. o denli inandirici oluyor her sey.

    ve bir seye daha inaniyorsunuz romanin sonunda: bulgakov, besinci boyutu gorebiliyor olmali. yoksa, bu denli genis bir hayal gucu, normal bir insan icin haddinden fazla.

  • alex: palmeiras, cruzeiro, parma, fenerbahçe

    # brezilya kupası (1998)
    # copa libertadores (1999)
    # uefa şampiyonlar ligi çeyrek finali (2008)

    * turkcell süper lig : (2005, 2007, 2011)

    hagi: steau bükreş, real madrid, brescia, barcelona, galatasaray

    # avrupa süper kupa (1986, 2000)
    # uefa kupası (2000)
    # uefa şampiyonlar ligi finali (1989)
    # uefa şampiyonlar ligi yarı finali (1988)
    # uefa şampiyonlar ligi çeyrek finali (1991, 1995, 2001)
    # fifa kulüpler dünya kupası finali (1986)
    # uefa kupası yarı finali (1992, 1996)

    * türkiye süper ligi şampiyonluğu (1997, 1998, 1999, 2000)

    valla bence çok şey ifade ediyor.

  • benzer bir öküz sürüsüyle manisa'da ben de karşılaştım. düğün konvoyuydu benimkisi yolu kapattılar başladılar araba döndürmeye falan, arabadan inip oynamaya başladılar. yolda yüzlerce arabadan oluşan kuyruk oldu. aradım 155'i ihbarda bulundum. bekledim bir bok olmadı. nasıl bir sinirlendiysem artık yol açılınca gittim gelin arabasının önünü kestim, "hastası olan var, acelesi olan var, işi gücü var milletin, ne yapıyorsun sen mal!!!" diye bağırdım arabanın camlarını açıp. arabada hanım var, çocuk var. adamlar belki 20 30 araba konvoy... neyime güvenip de girdim böyle bir aksiyona ben de bilmiyorum. en son hatırladığım arkadaki arabalardan inen adamlar ve damadın gelin arabasının camından beline kadar çıkıp ağzından salyalar saçmasıydı. sonra 1. vitese takıp lastiklerimden dumanlar çıkararak uzaklaştım oradan. arkamdan uzun süre takip ettiler. kendi güvenli bölgeme geldiğimde indim arabadan ve kimsenin gelmediğini görünce derin bir nefes aldım. bu da böyle bir anımdır.

  • bana biri msj attı.

    " oğlunuzu yarın saat 7.30 da alacağız "

    yanlış mesajdır diye düşünüp cevap yazmadan sildim.

    bir saat sonra geri mesaj geldi.

    " efe can ın babasısınız değil mi ? cevap yazmadınız. yarın servis 7.30 da"

    ben de yanlış numara falan olduğunu efe can diye bir oğlumun olmadığını söyledim.

    15 dk sonra.

    " pardon kusura bakmayın ege can olacaktı. yarın 7.30 da servis kapının önüne gelecek " diye msj geldi.

    bende ege can diye bir oğlum da olmadığını söyledim. sanırsam yanlış msj falan.

    15 dk sonra

    " grupta numaranız var adı her neyse oğlunuz veya kızınız yarın 7.30 da hazır olsun bir zahmet"

    diye msj geldi.

    bende " benim oğlum veya bir kızım yok yanlış msj " yazdım.

    sonra başka bir numaradan msj geldi. ( adam sinirlenmiş galiba)

    " siz 3 x sınıfında veli değil misiniz?" yazdı.

    ben de " 3 x sınıfında veli değilim " yazdım.

    aslında ben bekarım.
    niye mi böyle yaptım ? en başta söylemedim.

    bana yalnızlığın resmini çizebilir misin ? abidin.
    he çizebilir misin?

    mesaj sesine hasret kalmıştım.

  • sivil pilotluk için seçenekler şu şekildedir;

    1) anadolu, özyeğin gibi pilotaj bölümü olan üniversitelerin pilotaj bölümlerini bitirebilirsiniz. haliyle dört sene sürer lisans düzeyinde olduğu için.

    bu okullarda okuduktan sonra direkt havayoluna zıplayamazsınız tabii ki. aldığınız temel uçuş eğitiminin üzerine bir de uçuracağınız yolcu uçağının tip eğitimini almanız gerekir. bazı havayolları tecrübesiz pilotların tip eğitimi ücretini onlara borçlandırarak eğitimini verir ve işe başlatır. çalıştığınız sürede maaşınızdan kesilir ücreti. dışarıdan kendi başınıza almak isterseniz yaklaşık 30 bin euro civarı bir para ödemeniz lazım.

    2) havayollarının pilot akademilerine başvurabilirsiniz. cebinde pilotaj eğitimi alacak parası olmayan, üniversitede de pilotaj okumayan insanlar için en iyi seçenektir. şu anda türkiye'de thy, pegasus ve sunexpress yetiştirilmek üzere pilot adayı (cadet pilot) almaktalar.

    bu akademilere başvurduktan sonra belirli aşamalardan geçersiniz ve başarılı olursanız bir sözleşme imzalarsınız. bu sözleşme uyarınca eğitime bir para ödemezsiniz. sizin eğitim ücretiniz şirkette çalıştığınız süre boyunca her ay maaşınızdan parça parça kesilir.

    temel uçuş eğitimi de 1.5 yıl sürer yaklaşık, üzerine tip eğitimi alırsınız. şirkete göre değişmekle birlikte genelde yaklaşık 2 yıl sonra sağ koltukta olursunuz. hepsinin masrafını şirketiniz öder. sizden sadece eğitimde başarılı olmanızı bekler. çalışmaya başlayınca da her ay maaşınızdan eğitim ücretiniz için kesintiler yapılır.

    bu seçeneğin en güzel yanı iş garantiniz vardır. eğitim bittikten sonra işe girip girmeme gibi bir korkunuz yoktur. hatta bazı şirketlerde belli bir yıl çalışma zorunluluğu vardır. örneğin on yıl boyunca o şirket için çalışacağınız öngörülür sözleşmede. bu durumda en az on yıl iş garantiniz var denilebilir. türkiye gibi bir yerde mükemmel bir şeydir bu.

    bu seçeneğin elbette dezavantajları da mevcut. fakat onları şirket özelinde yazmam doğru olmaz sanıyorum.

    3) zenginseniz parayı basıp uçuş okuluna kaydolabilirsiniz. uçuş okullarının ücreti ortalama 70-80 bin euro civarındadır. bu kadar parayı okula verirsiniz, başarılı olup mezun olunca da 30-40 bin euro tip eğitimine verirsiniz veya ilk seçenekte bahsettiğim gibi tip eğitimini işe girdiğiniz şirkete borçlanarak da alabilirsiniz (eğer o şirketin öyle bir işe alım ilanı varsa tabii).

    bu seçeneğin boktan yanı iş bulamama ihtimali var tabii ki. o kadar parayı verdikten sonra işsiz kalmayı kimse istemez. yine de pilot ihtiyacı çok fazla olduğu için işsiz kalma olasılığı çok yüksek değil. yine de böyle bir opsiyon var tabii ki.