hesabın var mı? giriş yap

  • var olan ve native speaker olmayanlar arasında en çok hataya sebep olan farktır.

    home: genel olarak yaşam alanı. bu bi tren vagonu falan da olabilir.
    house: müstakil ev.
    apartment: apartman dairesi

    mesela apartman dairesine house diyemezsiniz. ama home diyebilirsiniz.
    aynışekilde house da home 'dur.

    ama home dendiği zaman neyin kastedildiğini anlamak için house mu apartment mı diye sormanız gerekebilir.

    edit:
    yoğunlukla " flat nerde hacı" diye mesaj aldım.
    flat'i de ekleyelim madem.

    flat: yoğunlukla her odası aynı seviyede bulunan mimariye sahip mekanlar için kullanılır.
    house kavramı hem ingiltere'de hem amerika'da genelde dubleks olur ya da bi bodrumu falan bulunur. o yüzden çok fazla flat denmez.
    eğer house 'un bodrumu yoksa ve sadece zemin katı varsa ona flat denilebilir. fakat bu özelliğe sahip bi mekan çoğunlukla apartman dairesi olduğu için apartment 'a da sıklılkla flatdenir.
    adı üstünde; flat. düz. plaka.

  • müslümanların şu ayete göre hadi kardeşim selametle deyip uzaklaşmaları gereken başka bir ortam, öyle cevap falan vermeye veya sinirlenmeye gerek yok.

    "allah, kitap'ta size şunu da indirmiştir: allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız" - nisa suresi 140

    kuran her türlü trole ne şekilde cevap verilleceğini söylemiş. özetle trolle trol olmayacaksın.

    debe edit - daha detaylı okumak isteyen arkadaşlar varsa (meraklısına özel); (bkz: http://www.kurandakidin.net/)

  • mass effect legendary edition'ın çıkışıyla birlikte bioware 2013'ten beri ilk defa oynanış istatistiklerini paylaştı. büyük ölçüde seçimlere dayalı bir oyun olduğu için kitlesinin hangi doğrultuda kararlar aldığını görmek ilginç.

    --- spoiler ---

    - oyuncuların %68'i erkek shepard karakterini seçerken %32'si kadın shepard ile ilerlemiş. 2013'te kadın shepard'ı seçenlerin oranı %18'di, neredeyse ikiye katlanmış. geçen 8 yılda oyunların kadınlar için daha dahil edici hale gelmesinin bunda etkisi olabilir ya da çoğu kişinin ikinci, üçüncü hatta belki onuncu tekrar oynayışı olduğu için farklı bir karakter denenmek istenmiş olabilir.

    - %40 ben ışıklı mışıklı biyotiklerle, ıvır zıvır aygıtlarla, stealth hareketlerle uğraşamam, ver tabancamı ortama dalıp ateş edeyim diyerek "soldier" sınıfını seçmiş. 2013'te bu oran %43.7'ydi, yani oyuncu davranışında bu açıdan önemli farklılık olmamış.

    - 2013'te en popüler ikinci yoldaşımız olarak çıkan garrus, 2021'de ilk sıraya yükseliyor. 2013'te liara ilk sıradayken 2021'de üçüncü sırada. tali ise beşten ikiye yükseliyor. tabii 2013'teki mass effect 3 için, 2021'deki mass effect 1 için fakat bu karakterler ortak.

    - ilk oyunun sonunda virmire'de oyuncuların %60'ı ashley'yi kurtarırken %40 kaidan'ı kurtarmış. geçmiş istatisikleri bilmiyoruz ama değişim olmamıştır diye tahmin ediyorum, kaidan "başım ağrıyor" alenko mass effect kitlesi tarafından pek tutulmadı hiç. uzay ırkçısı ashley'yi daha çok seviyoruz.

    - 2021'de ilk oyunu oynayanların %94'ü agresif krogan kankamız wrex'i hayatta tutmuş. 2013'te, dolaylı yoldan baktığımızda, bu oran %36 seviyesindeydi.

    - ilk oyunda %93 doğru kararı vererek rachni queen'i hayatta tutmuş, sadece %7 öldürmeyi seçmiş. o %7'nin %33'ü üçüncü oyunda reaperların rachni queen versiyonuna güvenmeyi seçerek hayatta hep art arda kötü kararlar aldıklarını göstermiş.

    - %96 oldukça tartışmalı bir konu olan krogan genophage'i tedavi etmiş, muhtemelen çok sevdiğimiz mordin'in büyük kahramanlığıyla. wrex'i hayatta tutan %94 için doğru karar, geri kalanlar galaksiye biraz zorluk yaşatacak gelecekte.

    - geçmişe göre çok değişkenlik gösteren bir bölüm: mass effect 3'teki priority rannoch. 2013'te sadece %36'lık bir kesim quarian ve quarianların saylonları gethlerle barışı sağlarken, 2021'de %80'e çıkmış bu oran. iki dönemde de geri kalan grubun bir tık daha fazlası robotları kurtarmayı seçmiş.

    - son olarak %68 yandaş gazeteci khalisah al-jilani'yi yumruklamış, %32'si bu nagehan alçı karşısında tam bir ekrem imamoğlu gibi efendiliğini korumuş.

    --- spoiler ---

  • büyük çalışma.

    yalnız şu cümle çok komik değil mi?
    --- spoiler ---
    trabzonsporlu birinin zamanının değerli olduğunu düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    hem saatlerce, günlerce uğraş, böyle kol bir liste yap. hem de bizim zamanımız değerli" de. resmen işsizlik lan şu liste.
    ahaha.

    - hangi takımı tutuyorsunuz?
    + trabzonsporluyum.
    - o zaman sizin zamanınız değerlidir.

    ahhahahahha.

    edit: inşallah trabzonlu arkadaşlar bu entryi okumamıştır. çünkü zamanları değerli.

  • trendyol'da satıcı mağazamıza 10,600 lira ceza kesilmesi.

    şirinevler ve yenibosna sürat kargo şubelerinin kasım ayı kampanyalarında başlayan kargo geciktirmeleri aralık ayında da devam etti, her sabah 07:00'de teslim ettiğimiz sipariş paketlerimiz her gün geciktirildi, bir gün değil iki gün değil 1 haftadan fazla geciktirilen siparişlerimiz oldu.

    kargo şube sorumlusuna paketlerin sisteme neden girilmediğini sorduğumuzda bize verilen cevap "trendyol sistemi açıyor yarım saat sonra kapatıyor, bugün daha giriş yapamıyoruz" ya da "trendyol herkese bir kota veriyor, sisteme girebildiğimizi giriyoruz giremediğimiz ertesi güne kalıyor" bu şekilde sorunlar yaşadım, geceleri uyuyamaz oldum, ve beklenen oldu trendyol şu ana kadar toplamda 10,600 (onbinaltıyüz) lira geciktirme ceza faturası kesti ve kesilen tutarı haftalık ödemelerimizden kesildiği için sermayesiz kaldık.

    müşteri hizmetleriyle konuyu görüştük fakat bir şey yapamayacaklarını belirttiler. ocak ayında 20.000 lira borç alarak başladığım girişimim 1 aydır gelen bu cezalardan dolayı hüsrana uğradı. trendyol'un herhangi bir kaybı olmayacak fakat bizden elde ettiği 10,600 lira ile bizim satış hayatımız son buldu, maalesef bugün üzülerek mağazamı kapatmak zorunda kaldım, üzgünüm.

    edit: bu arada kargo şubesine teslim ettiğimiz siparişlerin yaklaşık 500 tanesi gecikmeden dolayı müşterilerimiz tarafından iptal edildi ve bu siparişleri de topluca şubeden maalesef geri aldık

    edit: trendyol müşteri hizmetleri ile aramızda geçen yazışma
    (.....numaralı gecikme faturaların bir hata bulunmadığı ve trendyol kaynaklı olmayan hatalı durumlarda müşteri memnuniyetini olumsuz etkileyen siparişler için memnuniyet uygulamaları yapılması gerekmektedir.

    iyi çalışmalar,
    trendyol ekibi)

    haber kaynağı: şirketdedikoduları.com

    10,600

  • sorumsuzca yaptığı alışverişleri yüzünden gelen kredi kartı borcunu zavallı marshall'a yığması, çevre dostu bir avukat olmak isteyen marshall'ın hayaline engel olması, kıyafetlerine ayakkabılarına gereksiz bağlılığı ve bunları hayatının merkezine koyması, sorumsuzluğu, herkesin işine karışıp durması ile lily dizide en sevmediğim ve itici bulduğum karakter.

  • ben 5 yaşındayken, ingilizceden hiç anlamayan ve habire ingilizce dersinden çakan benden epey büyük komşu çocuğunu, eni vici vokke tadında uydurmasyon şarkılar söyleyerek delirtmem..

    bütün dünya ingilizce konuşuyoruz da bi o konuşamıyo sanıyodu mal..

  • lem'in kitabiyla karsilastirildiginda hikayenin oldukca degistirilmis bir versiyonunu aktarmasina ragmen, romanin temelinde yatan insan hafizasi, ask ve bilincalti hakkindaki gondermeleri basariyla aktarmis, yavas tempolu olmasina ragmen seyirciyi sikmayan, kendini merakla izleten, goruntu yonetmenini ayrica tebrik etmek istedigim soderbergh filmi.

    tarkovsky'nin 1972 tarihli ilk adaptasyonuyla karsilastirildiginda ise, soderbergh'in calismasi ilk versiyondaki komunist ogeleri cikararak daha kapitalist bir yaklasim sunmakta. tarkovsky, tanriya ve dinsel inanclara hicbir gonderme yapmamakla birlikte, solaris'i her seyden ustun bir devlet mekanizmasiyla birlestirmisti, soderbergh ise ayni yolu izliyor, ancak cozumu bireysel bir yaklasimla ana karakterin kendi kendini kurtarmasinda sunuyor.

    iki film ve kitap arasindaki farklar uzun uzun tartisilabilecek olsa da, hicbirinin digerinden ustun olmadigi (belki kitap biraz daha basarili) ve hepsinin temelinde insanligin kendini anlayabilmesi icin uzaya acilip farkli dunyalar kesfetmesi degil, cevabi kendi icinde aramasi gerektigi dusuncesi yatmakta, kendi icimizde ne bulursak bulalim, ihtiyacimiz olan en gelismis uzay teknolojisi degil, bir ayna.