hesabın var mı? giriş yap

  • "program files klasörünün altına kurulmayı istemeyen artist programlar"'dır aslı, elli harf diyetiyle yukarıda gördüğünüz hali almışlardır.

    neyse efendim. program kurcaksınızdır. bulursunuz setup dosyasını, enter'a basmak veya tıktıklamak suretiyle başlatırsınız kurulumunuzu. eh bir ara nereye kurulacağını soracaktır program, ve size de default bir değer verecektir. işte artist program ile efendi program arasındaki ayrım bu noktada yapılır.

    efendi program, "c:\program files\halimsalim" gibi bir değer taşıyor olacaktır, kanaatimce normal olanı da budur.

    kendini fasulye gibi nimetten sanan program ise "c:\neyintursusu\pancar" gibi bir değer seçecektir. yani kendini direk c: 'nin altına install ettirecek kadar değerli görmektedir paşa beyimiz. (bkz: bak sen)

    iyice tozutmuş programlar ise
    "c:\harikaprogramlar\gelbizekatilbize\yarraaamiyeooo\robdosambr\"
    gibi klasör değerleri atarlar kendilerine ki, deli ederler, cin ederler adamı.

    kimsin olm sen? artist misin? koskoca paint shop pro, internet explorer, kazaa vs vs bile efendi efendi program files'ın altına kurulurken, sen ne diye zirzopluk edersin? otur oturduğun yerde kırmiyim cd'ni.

  • pandemi, zamlar, ekonomik durum böyleyken 7.2'lik bir deprem ülkeyi bitirir, bağımsızlığımız bile tehlikeye girer.hele bu depreme bir de akp yönetiminde yakalanırsak bittik demektir.

  • biner binmez uyuyan birisi olarak, uyandığım anda benim dışında herkesin topkek yiyor olması. çok üzülüyorum lan. bir anda halil seza olup yırtasım geliyor ortalığı.

  • erteledikleri vakit zaman ayarlı ekonomi bombaları ellerinde patlar. bilakis bu ekonomi bombalarıyla maraş yıkımını yeni hükümete bırakmak için sabırsızlanıyorlar. yani olmayacak erteleme..

    sonra belki erdoğanı değil ama bu zihniyettekileri dezenformasyon yapıp yeni hükümet başarısızmış algısı yapmaya çalışırken göreceğiz. tabi mamaları kesilince ne kadar dayanırlar bilemiyorum..

  • abraham maslow klinik gözlemlerinden yola çıkıp insan davranışlarına yön veren temel gereksinimleri bir piramite benzeterek iki temel kategoride, toplamda ise 7 farklı başlıkta ele almıştır. ilk kategori insanların temel ihtiyaçlarıdır. bunlar, fizyolojik, güvenlik, sevgi, saygı. ikinci kategori ise üst düzey ihtiyaçlardır. bunlar, bilme anlama, estetik ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarıdır. sırasıyla tek tek ele alacak olursak:

    1. fizyolojik ihtiyaçlar: piramitin en alt tabakasını oluşturan, nefes alma, yeme içme, uyuma vs. gibi hayati ihtiyaçlardır.

    2. güvenlik ihtiyacı: kendisini ve sevdiklerini güvende hissedeceği istikrarlı istihdam sağlaması. finansal açıdan da fiziksel açıdan da kişinin kendisini güvende hissetmesi gerekmektedir. ayrıca sağlıklı kalmak yine bu ihtiyaç dahilinde ele alınmaktadır.

    3. ait olma, sevme, sevilme ihtiyacı: başlığımıza konu olan kişinin temel ihtiyacıdır. piramidin bu basamağında birey aidiyet duygusunu tatmin etmeli, değer verip değer görmelidir. dostluk, romantik bağlanma, ailesel bağların kuvveti yine bu ihtiyaç dahilindedir.

    4. saygı ihtiyacı: ilk üç ihtiyaç tatmin olduktan sonra saygı ihtiyacı daha çok önem kazanmaktadır. başkalarınca benimsenip tanınmak başarılı olmak bu ihtiyaç içerisinde ele alınır. insanlar bu ihtiyaçlarını karşılamak için okula gider, spora gider, mesleki faaliyetlerde bulunurlar. burada kişi başarılarının farkedilmesini sağlarken başarısız olursa kendisini fakir ya da başarısız hissedebilir.

    5. bilme anlama: temel ihtiyaçlardan sonra gelen, üst düzey ihtiyaçlardan ilkidir. kendi içinde olsun, toplumda olsun, çevresinde olsun, olayları daha iyi bilme ve anlama ihtiyacıdır.

    6. estetik ihtiyaçlar: sanatı anlama, zevk alma, kendi yaratıcılığını kullanma, ihtiyacı estetik ihtiyaçtır.

    7. kendini gerçekleştirme ihtiyacı: ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst seviyesidir. kişinin potansiyelinin farkına vardığı, kendini ve çevresini olduğu gibi kabul ettiği, kendi üzerine değil, sorun üzerine yoğunlaştığı, hayata nesnel açıdan bakabildiği, çok değil az insanla derin, tatmin edici ilişkiler kurduğu basamaktır.

    maslow'a göre kişi, sırasıyla bir kategorideki ihtiyacını tam olarak karşılayamadan bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine geçemez. açıklamasını ise 'karnı aç olan bir bireye 5.sınıf bir çorba, 1. sınıf bir yağlı boya tablosundan daha değerli gelir.' şeklinde örneklendirmiştir.

    kendini gerçekleştirme insanın nihai ihtiyacıdır. piramidin bütün basamaklarını tek tek çıkmak gerekmektedir. bir ihtiyacı karşılamadan bir üst aşamaya gelinemeyeceği için insan, sevilme ihtiyacını karşılamadan saygı ihtiyacını, saygı ihtiyacını ve sonra gelen ihtiyaçlarını karşılamadan da kendini gerçekleştirme ihtiyacını tatmin edemez. *

  • - kola kapagi ile alabiliyor muyuz?
    - gecti o kampanya.
    - ama sisede oyle yazmiyor?
    - sisede durdugu gibi durmuyor iste.

  • bir insanı zaten tanıyarak seversiniz. tanıdıkça en kötü özellikleri bile size şirin ve güzel görünür. sevmediğiniz birinden ise dünyanın en yakışılıklı/güzel insanı bile olsa kusur bulur, uzaklaşırsınız. bence insanlar karşısındakinden görüntüsü veya pozitif özellikleri sebebiyle hoşlanır ve kusurları sebebiyle o kişiye aşık olur.

    örneğin ilk görüşte aşk denilen şey arzunun şekil değiştirmiş bir formudur, yoğun bir hormon değişimi de denebilir. oransal olarak bunun erkeklerde daha fazla göründüğünü ve bu mitin de şeyler yazımda açıkladığım gibi ortaçağdan günümüze erkekler tarafından ortaya atıldığını biliyor muydunuz? şuradaki çalışmaya göre 172 üniversite öğrencisine soruyorlar ve erkekler ağırlılı şekilde ilk seni seviyorum diyen çıkıyor.

    bunun temel sebebi evrimsel olarak açıklanabilir. referansta şöyle belirtilmiş: erkek içgüdüsel davranarak sevgisinde şüphe aramıyorken ve hatta sevgisini sorgulatmıyorken, testosteron hormonu etkisiyle hızlıca sonuca ulaşmak istiyorken, kadın geleceği düşünüyor. devamlı şüphe içinde kalıyor. güven, duygusal bağ bekliyorlar. çünkü bebek ihtimali yüzünden ilişki maliyeti erkeğe göre daha yüksek. bu yüzden aşkından sonradan emin olan ve sevdiğini belirten taraf oluyor. çocuğunu yetiştirebileceği bir adam olduğundan emin olana kadar bilinç-dışı olarak aşkını geciktiriyor. çocuk istemese bile yapılanmasında bu anlayış mevcut. kadınların çoğunluğu için ilk görüşte aşk yoktur diyebiliriz. makaleye göre erkekler daha içgüdüsel ve bölgeci, kadınlar seçici ve uyum sağlayıcı davranır fakat her 2 taraf da de aşık olduğunda hissettikleri yakındır diye belirtilmiş makalenin orjinali

    benzer bir diğer araştırmada 2000 kişiyle çalışışmış ve erkeklerin kadınlara göre daha sık aşık olduğu ve görülmüş. kadınların %47si hayatında 1 kere aşık oldum derken, erkeklerde bu oran %39 civarı. erkek deneklerin %51'i 2-5 arasında partnere aşık olduklarını belirtmiş, bu oran kadınlar düşük.

    ilk görüşte aşkla ilgili olarak size öğretilenlerle ve inançla da ilgilidir. orada evet yoğun bir duygu yaşıyorsunuz ve bunu anlamlandırmak istiyorsunuz, "gerçek aşk", filmlerde birbiriyle parkta tanışıp sonsuza kadar mutlu olan insanları hayal ediyorsunuz ve kendinizi bu rollere yerleştiriyorsunuz ve erkek doğası gereği üstte bahsettiğim gibi bunu "sorgulamaz." onun için önemli olan hissettikleridir.

    gerçeklikte ne var? o kişiyi tanımıyor olmanız. narsisistik kişlik bozukluğu olabilir, nemfomanyak da olabilir. belki sadece gecesini iyi geçirmeye çalışan biri ama iyi anlamlar yüklemeyi tercih ediyorsunuz. aslında aşkın insanı optimist bir varlık yapması tek güzel tarafıdır. her ne kadar ardından yıkıcı tarafı gelecek olsa da.

    onun görünüşüne kafanızda bir rol giydirip, ona aşık oluyorsunuz. realitede konuşsanız belki de itici biri olduğunu düşüneceksiniz. çünkü insan kendi içinde herşeyin cennetini ve cehennemini yaşar.

    ilk görüşte aşk yerine en azından birkaç konuşma sonunda o kişiye çekilmek realitede daha derin duygular yaşamanızı sağlayacaktır ve bu kadınların daha başarılı olduğu bir konudur. kendinizi ona yüklediğiniz rolleri değil mimiklerini, düşüncelerini, hareketlerini, birlikteyken yaptıklarınızı düşünürken buluyorsanız gerçekten aşık olmuşsunuz demektir.

  • başlık: oruç tutmak ne kadar kolaymış beyleeeeeeeeer

    entry:dün hayatımda ilk defa oruç tutmaya karar verdim .neyse gece kalktım sahura yedim bişiler. geçtim yatağa yattım tam uyuycam bi baktım ezan okundu. kalktım açtım orucumu daha acıkmamıştım bile ne kadar kolaymış amk oruç tutmak

  • kişisel olarak başladığım herkesi de çağırdığım boykottur.

    bildiğiniz gibi geforce now turkcell anlaşmasıyla beraber türkiye'ye geldi, sunucular kuruldu, beta testi yapıldı, bugün de bir fiyat açıklaması yapıldı. bize reva görülen fiyatsa 75 tl.

    bu fiyat zaten bilgisayar alamayan insanlar için pahalı olduğu gibi, objektif olarak da avrupa ve amerika fiyatından daha pahalı. bize bu hizmeti daha pahalı olarak sunacaksanız neden türkiye'ye geldiniz ki biz zaten çok da yüksek olmayan bir pingle avrupa sunucularında daha ucuza bunu kullanıyorduk. üstüne vpn kullanmadan avrupa geforce nowına erişmemizi de engelliyorlar.

    kişisel olarak buna verecek param olmasına rağmen vermeyeceğim. sizi de bu boykota çağırıyorum, çünkü bu yapılan şey adil değil. biliyorum pek çoğunuz bu hizmeti bekliyordu, biraz daha da bekleyelim, çok isteyen de vpn kullanabilir her zaman. bu boykotu ekşi sözlük olarak yayıp devam ettirebilirsek turkcell de bir değişikliğe gitmek zorunda kalacaktır.

    son olarak size sesleniyorum cebinde buna verebilecek parası olan ve almayı düşünen insanlar, siz de bu boykota ortak olun ki bir şeyleri değiştirebilelim.

    edit: hepimiz türkiyenin ekonomik durumunun farkındayız. 5 dolarlık ürünün 5 liraya gelemeyeceği bariz. burada fiyatın avrupa ve amerikadan aynı para birimine çevrildiklerinde de pahalı olması durumu var. turkcell kar etmek için bunu yapıyor diyebilirsiniz, fakat oyuncular olarak bu karı karşılamak zorunda bırakılmamız kabul edilebilir bir durum değil. turkcell bu işe girişmeden önce biz bu hizmeti daha ucuza zaten kullanıyorduk. şu ansa avrupa sunucularına vpn kullanmadan erişmemiz engellendi. turkcell bize merhaba bu da daha az pingli ama daha pahalı gibi bir seçenekle gelmedi, bizi kendi hizmetine mecbur bıraktı.

    geforce nowı çıktığından beri kullanıyordum, turkcell olayını ilk duyunca heyecanlanıp sevinmiştim, ilk günden ön kayıt yaptırdım. fiyatı görünceyse bu benim verebileceğim bir para olmasına rağmen direkt boykota karar verdim, zira ben aptal yerine konulmaktan bıktım.

    pek çok kişi zaten bu ücreti ödeyemiyor, pek çok diğer kişiyse ödeyebilecek olmasına rağmen benim gibi düşünüp boykotu destekliyor. oldukça iyi bir sayıya sahibiz, oyuncular olarak bilinçli bir topluluğuz, boykotu uygulayabilirsek turkcell de fiyatta elbet bir düzenlemeye gidecektir.

    bu sürede, ekşide, twitterda boykotu güncel tutabilir, çevremizdeki insanlara yayabilir, gerekli kurumlara mailler atabiliriz.

  • ülkede uzun zamandır görülmeyen agresif seküler davranışı zannedip bir sevinçle/hevesle tıkladığım fakat kendi halinde eğlenen insanlar gördüğüm eğlence. iyicene pıstırdılar sizi, kimseye rahatsızlık vermeden normal eğlenmenizde bile lokmalarınızı sayıyor, ne yiyip içtiğinize karışıyorlar, siz de bunu normal karşılıyorsunuz.

    nasıl olsa her halükarda mağdurlar, bari gerçekten mağdur olsunlar istedim, olmamış. ı-ıh.

  • dexter'ın kurbanları naylonlarla kaplanmış steril ortamlarda, kanın tamamını akıtarak kesmesi ve güzelce parçalayıp poşetlere koyması sebebiyle son derece mantıklı bir hareket olurdu. ama nasıl ikna edeceksin işte, ortak danaya falan girmek lazım.