hesabın var mı? giriş yap

  • yapanın taşşağına sağlık dediğim uygulamadır. kimsenin footer'larda ya da köşe kolonlarda falan çıkan reklamlarla bir sorunu yok.

    ama tek fonksiyonu video stream etmek olan bir sitede, istediğim videoyu izlemeden önce "zorunlu" olarak siksok bi reklam izlemem gerekiyor ve adblock sayesinde bu engelleniyorsa, tekrar ediyorum:

    yapanın taşşağına sağlık dediğim uygulamadır.

  • kedi denilen amaçsız hayvanın işe yarayan tek özelliği. kodumunun canlısı denk gelirse iki lokma yiyiyor. tüm gün boyunca oradan oraya serserilik yapiyor, 100 km'de 0.2 lt dizel yakıyor adeta. arabalardaki beygirleri sucuk yapıp kedileri işe almak lazım aq.

  • başlıkta ve ilgili haberde sürekli “21 yaş küçük sevgili” vurgusu yapılarak manipüle edilmeye hazır kitle hedef alınmış belli ki. gündem olsun da nasıl olursa olsun.

    cem yılmaz 48 yaşında, sevgilisi de 27 yaşında. sanırsın 15 yaşında reşit olmayan kızla birlikte olmuş.

    dışarı çıkın biraz hava falan alın, beyninize oksijen gitsin.

  • antep fıstığı hacmen küçük olsa da, yağ oranı görece yüksektir. bu yüzden, tatlılarda daha başarılıdır.

    daha iri olan siirt fıstığı'nın (iran fıstığı da buna benzer) yağ oranı görece düşük, lif oranı yüksektir. bazıları tarafından sası veya yavan bulunmasının nedeni budur.

    aynı durum fındık için de geçerlidir:
    en iyi fındık, en yağlı olan "talaşlı yağlı", "tombul fındık" ve "yağlı fındık" adlarıyla da bilinen giresun fındığıdır. buna karşın, palaz fındık ve özellikle kara fındık daha iridir, ancak yağ oranı görece düşük ve daha liflidir.

    bununla birlikte, yağ oranı düşük fındık ve fıstığın da uygun işlem ve kavurma tekniği ile lezzetinin artırılması mümkündür.

    örneğin, iran'da fıstığa safran eklerler (ben bundan pek hazzetmem).

    altın sarısı kıvama gelecek şekilde biraz daha fazla kavrulan bir kara fındık ise, az kavrulmuş tombul fındıktan daha aromatik olabilir.

  • universite'de 3. sinifa gecmisiz. sabah senenin ilk dersi, ekonomi. hoca profesor. biraz gergin gordum kadini. sinifta normalde 30 kisi falan olmasi lazimken 20 kisi falan var. yoklama aldi, sonra da konusmaya basladi.

    hoca: arkadaslar bir derse gec gelmek ne demektir? bakin ilk gunden soyleyeyim, derse gec gelenleri sinifa almayacagim vs. vs.

    bu sirada ogrenciler sinifa girmeye devam ediyor, hoca da her gelene soruyor nerden geliyorsun diye, laf sokuyor falan. neyse devam etti konusmaya;

    hoca: biliyorsunuz dersin baslama saatini, istanbul'un trafigi de malum, yani bu yasa geldiniz, kac senedir okula gelip gidiyorsunuz, kac saatte okula geldiginizi falan hic mi ogrenemediniz vs. vs.

    o sirada da ilk dersin yarim saati falan gecmis 2-3 eksik falan kaldi sinifta. hoca yavastan basladi hadi herkes kendini tanitsin, ilk dersi boyle gecirelim vs. vs.

    o sirada kapi bir daha acildi, fuat kapida belirdi ve iste o efsane diyalog;

    hoca: erkencisin oglum, hayirdir nerden geliyorsun??!

    fuat: hocam tayland'dan geliyorum. darbe oldu kusura bakmayin, anca bugune bilet alabildim. ucaktan inip geldim.

    hoca: (kekeleyerek) tamam oglum gecmis olsun gec otur.

    fuat: sagolun hocam.

    (bkz: 19 eylul 2006 tayland'da darbe)