ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ülke yangın yeri iken düğün yapan insanlar
-
önceden düğün salonu tutulmuş, davetiyeler basılmış, herkes kendini ona göre ayarlamış.
düğün, ancak düğün sahiplerinin bir yakını ölürse iptal edilir.o da çok yakınsa.
doğrusunu konuşmak gerekirse böyle gelişir olaylar.
ayrıca insanlar kısıtlı imkanlarla düğün müğün yapıyorlar.
her ne kadar biz ekşicilerin çoğu düğün yapmayı gereksiz olarak görsek de memleketin %80'i böyle düşünmüyor.
yani terör olayları sebebiyle düğün iptali biraz zor.
ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef.
insanlar 2-3 dakika ah vah hedip sonra kendi dünyalarına dönüyorlar.
bu yazdıklarım durum tespitidir.
erteleyen kişiye de helal olsun derim.
orkid reklamlarından öğrenilenler
-
kadınların belirli periyodlarla mavi renkli bir sıvı salgıladıklarını...
barbaros hayrettin paşa iskelesi
-
shangri-la oteline satılmış. otel'in özel kullanımına açık olup, bu sahil kısmı halka elbette kapalı olacakmış. binalar yetmedi, artık denizleri de göremeyeceğiz. işte bunlar hep akp!
vincent van gogh
-
eski kulagi kesiklerdendir.
einstein'in en büyük hatası
bonzai
-
başlığın şükela entry'lerine bakayım dedim; kullananda akıl yokmuş, onlar zaten ölsünmüş, ne de olsa doğal seçilimmiş... siz ne zalim, ne taş kalpli insanlarmışsınız ya. birileri yazmış diğerleri de bu görüşlere alkış tutmuş. "ölsün" diye atıp tuttuğunuz insan lan. sizin gibi nefes alıyor, seviyor, sokakta falan yanınızdan geçiyor.
daha geçende içen 3 kişiye rastladım. anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bir yerinden gelmişler. konfeksiyon atölyesinde çalışıyorlarmış. aldıkları para kuş kadar, tahsil yok, yol gösteren yok, mahalle boktan, hayat boktan, hayaller yıkık, tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. tutunacak bir dal, bir çıkış yolu aramışlar ama bulamamışlar. sarıldıkları malzeme bu olmuş. "canını seven bonzai kullanmaz" falan diyorsunuz ya... o adamların öyle sevilecek bir hayatı yok zaten.
sözlükte türlü türlü antidepresanın altına "hayatımın en kötü döneminde karşıma çıkan müthiş ilaç."diye yazmayı biliyorsunuz... o insanların tüm ömrü sizin "hayatımın en kötü dönemi" diye tanımladığınız şekilde geçiyor, belki de daha kötü şekilde... fakat onların karşısına "çıkıveren" antidepresanlar yok çünkü imkan yok, az buçuk imkanı olana ise yol gösteren yok. onların antidepresanı bonzai olmuş.
sözlükte bonzai güzellemesi yapanlara bakmayın. bu malzemeyi bilerek ve tercih ederek kullanan insan sayısı çok çok az. buzdağının görünmeyen kısmını, yaşadığı berbat hayattan bir süreliğine de olsa uzaklaşmak isteyen ama cebinde sadece beş lirası olanlar oluşturuyor. çok bir şey istemiyorum; biraz empati kurun, bu insanları ve onları bu hale getiren sistemi de biraz sorgulayın. neyse saat geç oldu, yatayım. siz de uyumadan önce vicdanınızı üzerinize örtün, yoksa kalbiniz soğuyup taş kesiliyor.
muhteşem yüzyıl
-
izlediğim 7-8 bölümden anladığım kadarıyla osmanlı imparatorluğu'nun en büyük sorunlarından biri ses yalıtımıdır. bunu çözmüş olsalar belki bir 600 yıl daha hüküm sürebilirlerdi.
feyza altun'un skandal nafaka tavsiyesi
-
bunu tasarlayan kadınla çocuk yapmaya karar verilirken düşünülmesi lazım o zaman;
"çocuğu yaparken boşanınca alacağı nafakayı mı hesaplıyor acaba?"
norveçli kadın askerler
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
elinde oyuncak şırınga, o doktor ben hasta, oynuyoruz:
- baba aç kolunu! domuz gribi aşısı yapacağım!
- tamam.
- pıst*. geçmiş olsun. şimdi de omzunu aç.
- tamam.
- pıst. geçmiş olsun.
- bu ne aşısıydı?
- bu da omuz gribi aşısı. hahahahahahaha!
fenerbahçe'nin gol yemeden içeri kaçamaması
-
ciddi söylüyorum bu fenerbahçe loserlığı bambaşka bir loserlık adı konulamıyor…
adamlar sahadan çekilene kadar golü yedi mk, atılan gol resmiyete geçti, o artık silinmez de hükmen 3-0 tescil edilse bile icardi golü çakmış oldu..
kuru et
-
yapımı oldukça basit , kahvaltıdan tutun içki yanında eşlik etmesine kuru fasülye gibi bakliyatlarla pişirilmesine kadar kullanım alanı çok olan bir lezzety fırtınasıdır .
tarifini veriyorum .
tercihen dana bonfile alınır . 300-400 gram olmalı en az .
daha sonra bu bonfile güzelce kaya tuzu ( turşuluk iri tuz ) tuzlanır . üstüne bir ağırlık ( ezmeden ) konularak iri gözenekli bir süzgeçin içine alınır . gerekirse içine yağlı kağıt serebilirsiniz.
daha sonra bu süzgeç içinde ki et daha büyük bir kabın içine konulur .
2 3 gün bekletilmek suretiyle suyu çıkartılan etin fazla tuzunu almak isterseniz buzlu suda en az 6 7 saatte bir suyunu değiştirmek suretiyle buzdolabında bekletilir . 1 gün yeter .
ama ben öyle yapmıyorum hatta tuzla beraber tütsülenmiş paprika ekliyorum .
neyse suyu çıkartılan eti bildiğimiz kadın çorabının içine koyun . ( önce ete bir ip geçirin . )
kuş kafesi v.s gibi bir şeyiniz varsa kurutacağınız yerde karga v.s sorununuz varsa kefesin içine asın eti . kafesi de günde 2 3 saat güneş alan ( mümkünse sabah ve akşam vakti ) bir yere asın .
10 gün içinde hazır etiniz.
ama bitti mi bitmedi.
şimdi mümkünse talaş olmadı yaş dallar olacak şekilde bir miktar kiraz -vişne -elma ağacı karışımı hazırlıyoruz.
bu karışımı büyük bir tencerenin içine alıyoruz.
küçük fırınlarda olan ayaklı tel ızgaranız varsa üstüne bu eti koyuyoruz. .bu ızgarayı da tencerenin içine koyuyoruz.
ocağı az açarak tencerenin kapağını kapatıyoruz.
2 saatte etiniz hazır .
afiyetle yiyin .