ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyler ferrarim bozuldu acil yardım edin
yok ulan pili çıkmış sadece. vıırrrnnnn
norveçli kadın askerler
garsona teşekkür eden müşteri
-
2 gün önce mcdonald's ta bir şeyler yedim. saat gece 10 gibiydi ve masaları toplayan minimum 55-60 yaşında bir abiydi. ihtiyacı olmasa o saatte orada olmaz değil mi ?
benden önce masada oturanların boşlarını aldı sadece 1 kere teşekkür ettim inanılmaz mutlu oldu.
kalkarken de kendi çöpümü kendim attım, kolay gelsin iyi akşamlar dedim gene inanılmaz mutlu oldu ve bir sürü olumlu dilekte bulundu benim için.
insanları mutlu etmek aslında bu kadar kolay.
fb'nin gs'nin sahasında kupa kaldırma ihtimali
-
balık hafızalı fenerbahçeli arkadaşların kurduğu ıslak rüya.
bakalım talimatname ne diyor.
“iç sahada oynanacak olan son lig maçında kupa verilir”
peki son maç dışarıda olursa ne yapılır? illa deplasmanda kupa kaldırıcam diyorsan deplasman takımına rica edilir. bir sorun görmezse orada kupa verilir. sonra geçer kendi sahanda istediğin gibi kutlarsın.
peki galatasaray kadıköyde nasıl kupa kaldırdı?
o dönemi hatırlamayanlar olabilir. galatasaray'ın kupayı kadıköyde kaldırıcaz diye bir talebi olmamıştır. talimatname gereği iki takımında şansı olduğundan ve play-off olduğundan kazanan şampiyoluğunu kutlar istediğin bir tarihte kupanı alırdın. hatta o dönem fenerbahçe ''ya biz kupayı getiricez ama galatasaray kazanırsa kupayı almasın'' diye bir talepte bulundu.
https://www.hurriyet.com.tr/…de-kupa-krizi-20518534
galatasaray'da buna karşılık ''o zaman kupayı stada getirmeyin. kazanan pazartesi günü kutlasın zaferini'' teklifinde bulundu.
https://www.sporx.com/…ayi-alacak-mi-sxhbq279410sxq
peki sonra ne oldu? galatasaray'ın kadıköy fobisine güvenen fenerbahçe ve demirören kupayı stada getirmeye karar verdiler.
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/…n-verecek-12179
açıklamalara bak hele. ''kupayı getiricez, kazananı alkışlayıp kupasını vericez!!!'' tabi galatasaray taraftarı, yönetimi, futbolcusu, teknik adamı herkes şok. kimsenin böyle bir talebi yok. bu sırada yapılan görüşmeler bir sonuç vermiyor çünkü fenerbahçe taraftarı o sırada ''galatasaraya 3 mü atarız, 5 mi atarız'' muhabbeti yapıyor. herkes fenerbahçenin kadıköy'de galatasarayı yeneceğinden emin.
kimsenin aklına gelmeyense bu maçın sonunda kupa alınacak olması. tabi galatasarayda herkes kinlenmiş. canını dişine takıp maçı berabere bitiriyor, kupayı hak ediyor. e tabi galatasaray hak ettiği kupayı istiyor doğal olarak. ama fenerbahçe ve tff çamura yatıyor tabi. tff ''yav kupayı biz size soyunma odasında verelim çaktırmayın.'' diye ısrar ediyor. fenerbaçe stadda kupayı kaldırırlar diye ışıkları döndürüp sahayı suluyor.
ama galatasaray kinlenmiş. madem getirdiniz kupayı kaldırıcaz diyor ve kaldırıyor.
fetö metö diye sayıklayan arkadaşlara söyleyin olayın içeriği linkleriyle beraber aktardım. bir daha böyle bir şey olması ihtimal dahilinde değil yani. galatasaray istemediği sürece o kupayı stadına getirtmez. sende kaldıramazsın.
edit: terimin cezası iptal edildiği için kulübedeymiş pardon gecenin bir yarısı yazınca o kadar hata oluyor.
canlı yayında havlayan eylemci
-
"şu andan itibaren gezi parkı dışısın"
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
-
insanı gelişmiş ülkede hissettiren tanımlar vardır. bunlardan birisi de "konfor alanı".
evine 2 ay maaş girmediğinde aç kalacak, bakın sıkıntı çekecek sorunlar yaşayacak demiyoruz burada "aç kalacak" diyoruz, kişilere hangi konfor alanından bahsediyorsunuz.
sevdiğim işi yaptım para kazandım, hobimi mesleğe çevirdim, birikimle bir start-up'a yatırım yaptım, sıkıcı 9-6 işimi bıraktım freelance çalışmaya başladım, memurluğu bıraktım küçük bir yerde kafe açtım falan fıstık... bunlar bu ülkede azınlık. yok mu? var ama senin aileden durumun yoksa kusura bakma da bokumu yaparsın bunları.
hepimiz diken üstündeyiz, hepimiz. diken üstünde olmadığımız bir gelecekte konuşuruz bu konfor alanından çıkmayı.
eni vici vokke
-
"eveyi ci vocce" dir dogrusu.
hatta sözlerini de yazayim da tam olsun:
eveyi ci vocce, eveyi ci vocce
aya vocce yeri
yulbin hilbe, yulbin stok be
es muut a mut..!
eveyi ci vocce, vigi tanis, aya vocce
dada sana dada window, deri tokyu
a ya vocce yeri
aynen böyle... 20 senedir neden unutmadim, nasil bir bilincaltidir, ne ayaktir bilinmez.
maykil sarkicisina minik dimaglari taciz ettigi gerekcesi ile dava bile acilabilir, aliskin nasilsa...
edit: maykılımı ölüm almış, entry yetim kalmış. huzur içinde yat çocukluğumun son kalesi...
jandarmayı çileden çıkartan linççi karadenizli
-
en başta yapacağını en sonda yapmış görevli arkadaş, 2 dk izleyeyim dedim başım sişti aq yerinde.
2019 fiba basketbol dünya kupası
-
verilen ödüller ve final maçı itibariyle iyice fiyasko olan turnuva. evveliyatı için (bkz: #95311368)
önce mvp ödülüyle başlayalım. bu turnuvanın mvp'si kesinlikle luis scola olmalıydı. her ne kadar kaybeden tarafta olsa da 2003'te nowitzki'nin kazandığı mvp ödülü gibi hak etmişti ödülü. son 8 takım arasındaki en zayıf üç takımdan birinin final yolundaki en önemli ismi oldu ve takımı abd haricinde turnuvanın en önemli favorilerinden olan fransa ile sırbistan'ı elerken başrolde kendisi vardı. şu arjantin takımına ricky rubio'yu koysak muhtemelen ikinci turdan evine dönerdi. sadece rubio da değil, marc gasol veya bogdan bogdanovic (o da belki, turnuvanın en iyi bireysel performansını sergilediği için istisna geçiyorum) dışında kimi koyarsan koy, arjantin hüsrana uğrardı. kendi bölgesindeki rakipleri olan nba'in en iyi pivotu nikola jokic ve nba'in en iyi savunmacısı rudy gobert'i denize döktü adam ve ancak en iyi 5'e seçildi.
en iyi 5 ile devam edelim. patty mills ve tomas satoransky'nin en iyi 5'e seçilmemesi de scola'ya yapılan ayıbın farklı versiyonudur. satoransky son 8 takımın kadro kalitesi olarak en zayıf takımını dünya altıncılığına taşıdı ve ödülsüz bırakıldı. yuh. patty mills de benzer şekilde takımı dünya dördüncüsü olurken başrolde olmasına rağmen es geçildi. aynı takım mills yokken 2.turda eleniyordu ya. şu dandik turnuvanın scola ile beraber en iyi iki hikayesine imza atan iki oyuncunun da ödülsüz bırakılması açıklanamaz bence.
final maçını konuşmak bile istemiyorum, 2006 finalinden bu yana izlediğim en kötü finaldi diyebilirim. hadi 2006 finalinde yunanistan abd'yi elemek uğruna tükenmişti. bu final ne? ispanya 2 uzatmalı inanılmaz yorucu bir maç oynamasına rağmen ilk çeyreğin ortaları haricinde maça hep hükmetti. arjantin de scola haricinde bir b planı olmayan zavallı bir takım olunca iyice kolay bir maç oldu. her ne kadar şikayet etsem de tam da bu turnuvaya yaraşır bir final oldu. bu turnuva iyi bir finali hak etmemişti, layığı neyse onu izledik işte.
önümüzdeki sene turnuva japonya-filipinler ortaklığındaymış. benzer rezaletleri gene izleyeceğimizi düşünüyorum. umarım bu sefer sadece abd değil, diğer tüm takımlar c takımlarıyla gelir de fiba boyunun ölçüsünü iyice alır. bu turnuva gibi rezil bir turnuvayı izleyeceğimizi hiç sanmıyorum çünkü, tüm sporların dünya şampiyonası adlarına yaraşır şekildeyken bu turnuvanın ortaokul müsameresi gibi olması cidden basketbol gibi bir spor için utanç kaynağı. ne bekliyorduk ne çıktı valla, tek kelimeyle rezalet.
edit: o kadar yazmışım, fournier denen iticilik abidesine hiç değinmemişim. fournier bu kadar verimsiz oynamışken, ciddi anlarda frank ntilikina bile sahneye çıkarken suya sabuna dokunmamışken en iyi 5'e seçilmesi cidden saçmalık. keşke en iyi 5 mills-satoransky-bogdanovic-scola-gasol olsaydı. cidden yazık.
konuşurken araya ingilizce sözcük sıkıştıran kişi
-
(bkz: boğaziçi türkçesi)
add-drop'a kadar o consent'i almazsam, syllabus'ta 2 conflict oluyo, conflict olunca da advisor schedule'ımı approve etmiyor
öz eleştiri editi: conflict syllabus'ta olsa duramazdım, schedule'dadır o.
1999 yılı tekel ürünleri fiyatları
-
internette dolanırken görülen bir haberde dikkat çeken fiyatlardır. hem de bunlar deprem ertesi zamlanmış fiyatlar.
ürün fiyat (tl)
kısa samsun, maltepe 150.000
uzun samsun, maltepe 175.000
uzun tekel 2000 450.000
kısa tekel 2000 (kutulu) 400.000
uzun tekel 2001 300.000
kısa tekel 2001 250.000
35 cl. yeni rakı 1.400.000
70 cl. yeni rakı 2.500.000
70 cl. normal votka 2.000.000
70 cl. cin 2.150.000
75 cl. buzbağı şarabı 1.100.000
lan dedim, dolar kaç paraymış acaba o zaman?
http://paracevirici.com/…doviz/1999/amerikan-dolari
1999 ortalaması 420.000,00 tl imiş.
yani samsun/maltepe = 0,35 dolar * 3,86 = 1,35 tl
uzun tekel 2000 = 1,07 dolar *3,86 = 4,13 tl
35 lik rakı = 3,33 dolar*3,86 = 12,85 tl
şimdilerde en boktan sigara 9 tl, 35'lik rakı da 50 tl
lan dedim peki asgari ücret ne kadarmış o dönem?
http://www.alomaliye.com/…r-1974-yilindan-gunumuze/
93.600.000 tl imiş.
peki bununla kaç şişe 70 lik rakı alınıyormuş?
93.600.000/2.500.000 = 37,44
şimdi 37,44 şişe 70liği kaça alıyoruz?
37,44*93=3.481 tl
asgari ücretle şu anda kaç 70'lik alınabiliyor?
1404/93 = 15 şişe
kimse ehonomi çoh iyi, alım gücü arttı demesin. kalbini kırarım.
insanın kendini en değerli hissettiği an
-
uyuduğunu zanneden annen gelir, açılmış üstünü örter, bir de seni öper ya, gerisi boştur.
sevgiliymiş, bilmem neymiş...anadır kişiye kendini en değerli hissettiren.
haa bi de karşımdaki insan, benimle konuşurken çalan cep telefonunu meşgule düşürdü mü, çogoşuma gidiyo lan.
o da güzel bi an. ^_^