hesabın var mı? giriş yap

  • bundan tam 250 yıl önce sansürü kaldırmaya yönelik anayasa hazırlayan ilk ülke olan isveç'in yaptığı nefis hareket. isveç'in artık bir telefon numarası var. ne güzel lan, arıyorsun isveç çıkıyor karşına.

    +46 771 793 336

    sistem nasıl işliyor peki?

    öncelikle işin arkasında isveç turist derneği var. amaçları isveç'in kültürünü, doğasını vs. tanıtmak.bunun için de isveçlileri aracı olarak seçmişler.

    aradığımızda kimlerle konuşuyoruz?

    bu sisteme kendini elçi olarak kaydettirmiş herhangi bir isveçliyle. üstelik ikinci, üçüncü aramalarda ilk çıkan kişiye tekrar bağlanma ihtimali çok düşük. bu yüzden de sürekli yeni insanlar, yeni hayatlar ve yeni kültürler öğrenme şansınız artıyor.

    ücreti ne kadar peki? paradan haber ver?

    isveç müthiş ülke tamam ama o kadar da değil. ücret işi tamamen seninle kullandığın operatör arasında.

    numaram herhangi bi yerde paylaşılıyor mu? arayan kişi numaramı görebiliyor mu?

    hayır. arama önce santrale gidiyor, seni ordaki yetkililer rastgele isveçlilere yönlendiriyor. dolayısıyla santralin numarasını görebiliyorlar sadece.

    arıyorum ama kimse cevap vermiyor, neden?

    birkaç ihtimal var bununla ilgili. ya o an tüm isveçliler başka birileriyle görüşüyordur ya da uyuyorlardır. arama yaparken onların yerel saatlerine bakmakta fayda var anlayacağınız. merak edenler için isveç'in saati bizden 1 saat geri.

    isveç dilinde nasıl merhaba diyebilirim?

    "hallå!" ya da "hej!" diyip giriş yapabilirsiniz. ama çok da kasılmaya gerek yok diye düşünüyorum; hi ya da hello da işinizi çözer gibi.

    kaynak: http://theswedishnumber.com/

  • işverenin iş kanunu'na dayanarak yasal olarak gerçekleştirdiği eylem. normal şartlarda çalıştırmadığı günü bir lütuf olarak sunduğu için, izin zamanı bunu hatırlatmış oluyor. gelin türkiye'de sıklıkla mesai sürelerinde yapılan hesaplama yanlışı da dahil olmak üzere "nasıl?" kısmını konuşalım. okumak istemeyenler için özet: çalışma saatlerinizi doldurmadığınız için iş verenin 1 günümüzün peşine hukuki bir şekilde düşmesi demek bu. tabii ki hukuki olduğu etik olduğu anlamına gelmiyor.

    türkiye'de hafta tatili pazar günüdür. bu gün haftanın kalan 6 çalışma gününden herhangi biri ile pazarın yer değiştirmesi ile başka güne işçi rızası ile de kaydırılabilir. öte yandan haftalık çalışma saati 45 saat, ara izin süreleri 4-7,5 saat arası için 0,5 saat, 7,5-11 saat çalışma için ise 1 saattir. bu izinler ise çalışma saatlerinden sayılmaz.

    bu bağlı olarak çalışmayı 2 ayrı mesai düzeniyle göz önüne alalım. böylece kendinize göre hesaplama yapabilirsiniz.

    1) 09:00-17:00 arası mesai olan bir iş yerinde. günün 8 saati iş yerinde geçiyor demek. bu çalışma sisteminde işveren çalışana (en az) yarım saat ara izni vermesi gerekiyor demek. bu izin elbette yarım saat değil 1 saat olarak verilir hemen hemen her yerde. şu halde 09:00-17:00 çalışan bir işçi günde 7 saat çalışmaktadır. 5 günlük çalışma 35 saat yapar. haftalık çalışma saatinin 10 saat altında kalan bu iş yerinde iş veren cumartesi sizi çalıltırsa bir 3 saat altında kalmış olacak kendine tanınan üst limitin.

    2) 08:00-18:00 arası mesai olan bir iş yerinde. günün 10 saati iş yerinde geçiyor demek. ilk bakışta haftalık sınırı aştı gibi görülen bu çalışma sisteminde işveren çalışana (en az) 1 saat ara izni vermesi gerekiyor demek. bu izin genelde 1 saat değil 1,5 saat olarak verilir. 1 saatlik öğle arası olarak kullandırılır ve kalan süre de sabahtan öğlene, öğlenden de akşama kadar çay (kahve, sigara) molası olarak bölünür bu mesai sistemi olan yerlerde. 1 saatlik izin üzerinden hesaplarsak şu halde 08:00-18:00 çalışan bir işçi günde 9 saat çalışmaktadır. 5 günlük çalışma 45 saat yapar. haftalık çalışma saatini tamamlamış oluyor. bu noktada cumartesi gününün izinde düşülmesi hukuki sorun oluşturabilir.

    ikinci maddeye alt madde olarak mesai saatleri içerisinde çay molaları ile birlikte ara izni 1,5 saat kullandırıldığında haftada 42,5 saat ile cumartesiye 2,5 saat kalıyor. türkiye'deki en yaygın sistem olan 08:30-18:00/08:00-17:30 mesai saatlerinde ise 1 saat izinde 42,5 saat, 1,5 saat izinde 40 saat çalışma yapılıp sırayla 2,5 ve 5 saat çalışma saati kalıyor. işverenler de bunu cumartesiyi çalışma gününden sayıp izin keserek hallediyorlar. evet, cumartesiye 1 gün kalmamış olsa da. bunu dile getirirseniz çözüm olarak, işine gelmediği için hak aramayı çocuk yaşta kötü bir şey gibi öğreten ilköğretim ve lise öğretmenlerimiz gibi "o zaman 2,5 (ya da 5) saat için bundan sonraki cumartesilere işe gel" diyebilir. bu da aslında iş kanunu'nun 22. maddesine göre işçi için haklı fesih sebebidir ama göz korkutmada başarılı olur.

    burası türkiye. haklarınızı bilmezseniz kimse sizlere onu altın tepside sunmaz. işverenlerin haklarınızı altın tepside sunmaması, (her zaman için) o haklarınızı gasp etmek istedikleri anlamına gelmez. işverenlerin de çoğunun tipik bir türk vatandaşı olarak, kanunlardan haberi olduğunu sanmıyorum.

    (bkz: 4857 sayılı iş kanunu)

  • yarım tavuğa bakıyoruz, 2 tl. yarım kokoreç 6 tl 7 tl. neden? hayvanın bokunu yiyip yemediğimiz belli değil, 7 tl'yi kitliyolar. öbür tarafta boksuz et 2 tl, burada boklu et 7 tl? bu nası mantık lan ecdadına koştuklarım...
    üzücü.

  • -anne koştu.. anne koştuu.. bakıyorum.. ercan çok hızlı !! ercan çok hızlı !!
    -ercan allah cezanı vermesin..
    -terliği anne kullanacak.. bakıyorumm... terlik geliyorrr.. terlik geliyor.. ercan kaçtıııı.. ercan kaçtıııı.. mükemmel bir atış aynı güzellikte bir kaçış.. ercan odasında adeta devleşiyor..
    -ercan boyun devrilsin emi.. akşama baban gelsin.. o zaman da böyle kaçabilecek misin bakalım
    -anne saha kenarına kadar geldi.. 1 numaralı anonsu işaret ediyor..

  • rıza kayaalp'i türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak görmediğim için benim de dahil olduğum küme.

    çok açık söylüyorum, gezi direnişine karşı çıkan, ''ama otobüsleri yaktılayyyyy, kabataş'ta türbanlı bacıma işedilerrrr.' diyen herkesi vatan haini ve halk düşmanı olarak görüyorum.

  • ödül törenlerinde konuşma süreleri bellidir, ayrıca ödülünü alırsın konuşmanı öyle yaparsın. ben tamer karadağlı'yı linç etmek istemiyorum, alınan her ödülde dünyayı kurtaracakmışcasına her türlü konuya değinilmesini de saçma buluyorum, ödülünü al istanbul sözleşmesi yaşatır de geç madem ablacım, uzatıp uzatıp sus mu diyorsunuz diye algı yaratma. bu konuşmanın kesilmiş hali ve eğer başıma bir şey gelmeyecekse beni baydı.

  • an itibariyle gerceklesmis olan olay.
    =======================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 1361 yazar 1 milyon entry sildi
    ====================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 6 mart'ta basladigimiz entry silme eyleminde 1 hafta olmadan 1 milyon entry sildik.

    edit: bu entryleri neden sildik, anlamayan arkadaslar icin anlatma ihtiyaci hissediyorum. tema ile sesler yukselmeye basladi. eksi seyler ciktiginda ise kullanici sozlesmesinin habersiz olarak degistirildigi goruldu. ne bir olay isigi yandi bunun icin, ne de haber verildi. oradan sonra artan sesleri kesmek icinse haksiz yere yazarlar ucuruldu.

    peki sadece bu kadar mi? siz su anda sozlukte ozgur bir sekilde yazdiginizi mi zannediyorsunuz? regus olayi nedir bilir misiniz? bilmeyen bilenlere sorsun o basligi acan yazar neden ucuruldu anlatsinlar size. ticari itibar denilen sey nedir, var mi bir bilginiz?

    debe listelerine mudahale edilmedi mi bu sozlukte? kac kere bu olay oldu. yonetim kac defa gercekten, duzgun ve doyurucu bir cevap verebildi? sizin yazdiginiz sey birilerinin hosuna gitmezse debeden de cikabilir. ne kadar da ifade ozgurlugu olan bir sozluk.

    peki bu bir sey mi? hayir. format denilen bir sey vardi bu sozlukte. formattan geriye ne kaldi peki. yer gok cop entry doldu sozlukte. kimse de demedi aga bu nedir diye. su anda sadece ve sadece kufurden olusan entry girebilirsin ve entryn silinmez. boyle de harika sozlukte yaziyoruz.

    bu mu sadece peki? hayir, bitmedi. zamaninda bu sozlukte moderasyon istifasi yasandi. dunyalar kadar emek veren gonullu yazar bu sozlugu birakti. durun diyen oldu mu? ben soyleyim. olmadi. yonetim sag yazarlar selametti. biraz ses cikti, tepki icin entrylerini silenler oldu, o kadar.

    ozet gecmem gerekirse her site dogar, buyur ve olur. ne olursa olsun bu olaydan bagimsiz olarak eksi sozluk zaten oluyordu, biz sadece hizlandirdik bu olumu. aci cekmesin istedik, o kadar.

    ==========================

    acikcasi bu listeyi tutmaya basladigimda bu kadar cok desteklenecegini dusunmuyordum. 1500'e yakin yazar sozlukten memnun degilmis ve bu memnuniyetsizligini yillarini verdiklerini anilarini, arkadasliklarini, hayallerini ve dus kirikliklarini silmekten cekinmeyerek dile getirecek kadar cesurmuslar da. bu yuzden hepinize tesekkur ediyorum.

    bu sure zarfinda 50'ye yakin yazar ucuruldu. ve hepsi de sudan bahanelerdi. sivrildikleri icin, sesleri cok ciktigi icin ucuruldular. yonetime bu konuda tesekkur ediyorum, bizleri uyandirdilar, bizim daha da motive olmamizi sagladilar.

    yakin zamanda beni de ucuracaklarini dusunuyorum ama daha once de belirtmistim ki ben zaten ucmayi goze aldim. korkacagim bir sey yok. artik bu platformda bulunmak istemiyorum. ha bu entryi senelerce burada barindirma cesaretleri olacaksa bu entry benim tarafimdan silinmeyecek. gorelim bakalim.

    1 milyon entry'nin silinmesine goz yuman yonetim acaba ne dusunuyor su anda cok merak ediyorum. merak etme kanzuk az kaldi bitiyor cilen.

    bu zamana kadar destek olan, entry silen-silmeyen, kufreden-oven herkese tesekkur ediyorum. bu sozlukte durmanin daha fazla anlami kalmadi benim adima.

    kanzuk hani demistim ya bundan bir kac gun once biz gidiyoruz diye. sana trollerin ve kadin yazarlarinla bir omur boyu mutluluklar dilerim. (alinanlar olmus. elbette kalan cok iyi yazarlar da var. onlarin alinmasina gerek yok)(kadin yazarlar surekli aliniyor efendim, durduramiyorum) (tabi ki 8 mart 2016 toplu alimda gelenlerden bahsediyorum. onlarin icinde de formata uyan, sozluk kulturunu bilenler var, onlari tenzih ediyorum. rica ediyorum alinmayin artik)

    kanzuk, biz gittik.

    not: nereye gittigimi soran olursa mesaj atabilir. ellerine koz vermek istemiyorum.

    artik tema yuzunden olay cikaruuleeer diyen olursa kalbini kirarim.