hesabın var mı? giriş yap

  • dotcom balonu 1990’lı yılların sonlarında amerika’daki birçok yeni ortaya çıkan internet tabanlı firmalarının hisse senetlerine yapılan yatırımlarla ortaya çıkmıştır. 1995 yılından 2000 yılına kadar süren hisse satın almaları 2000 yılından itibaren düşüşe geçmiş ve 2001 ile 2002 yılları arasındaysa dotcom balonu patlamıştır.

    1990’lı yılların sonunda internetin yaygınlaşıp evlere girmesiyle birlikte amerikan evlerinde internet bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmişti. 1993 yılında mosaic web tarayıcısının ortaya çıkması ve world wide web’in gelişmesiyle birlikte daha çok insanın internete erişimi sağlanmıştı. amerika’da 1990 yılında evlerin %15’inde internet bulunuyorken 1997 yılına gelindiğinde bu oran %35’e kadar yükselmişti. bu yükselişin devam edeceğini görenler kendi firmalarını kurmuş ve altyapısını internete temellendirmişti. bu dönemde insanlar bu firmalara yatırım yaparak zamanı geldiğinde hisselerini katlamayı ve kar etmeyi planlıyordu.

    yatırımcılar 90’lı yıllarda paralarını start up firmalara bağlayarak bu firmaların hızlıca büyümesini ve kısa sürede kar etmesini planlıyordu. piyasaya çıkan birçok firmanın olması ve yatırımcıların tamamen internete güvenerek bu firmalara para aktarması bu balonun büyümesine sebep olmuştu.

    yatırımcılar start up firmalara yüksek miktarda paralar aktarıyordu. start up firmalar ise en kısa sürede büyüyerek yarışta öne geçmeyi istiyordu. birçok start up firmanın teknolojik alt yapısı yoktu ama buna rağmen yatırım alıyorlardı. firmalar kendilerini tanıtmak ve ön plana çıkarmak için büyük servetler harcıyordu. bazı start up firmalar ellerine geçen miktarın %90’lık kısmını sadece reklam amaçlı kullanıyordu.

    90’lı yıllarda teknolojik ilerleme hızlı bir şekilde büyüyordu ancak internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bu hızlanma daha büyük bir ivme kazandı ve artık ulusal çapa evrildi. cisco, oracle, intel gibi yüksek standartlı firmalar zaten teknoloji sektöründe organik bir büyüme yaşıyordu. ancak bu firmalara rakip olabilecek start up firmalara yatırımlar yapılarak yeni firmaların hızlıca büyümesi ve bu sayede yatırımların kazanca dönüşmesi hedefleniyordu.

    1999 yılında yapılan yatırımların %39’u internet temelli firmalaraydı. 2000’li yıllara gelinmesiyle yatırım alan start up firmalar vaatlerini gerçekleştirememiş ve kapanmaya başlamıştı. bu kapanmalar sebebiyle dotcom balonu patlayarak birçok yatırımcının para kaybetmesine ve insanların işsiz kalmasına sebep olmuştu.

    dotcom balonu 1998 ve 2000 yılları arasında sürmüştür. aslında yatırımlar 1995 yılında yapılmaya başlanmış olsa da 1995 ve 1997 yılları arası balon öncesi olarak değerlendirilir.

    dotcom balonunu patlatan olaylar ise 2000 yılından sonra gerçekleşmiştir. yatırım yapılan start up firmaların ortaya bir ürün koyamaması veya geleceğe yönelik iş planlarının olmaması nedeniyle aldıkları paralar erimiş ve ekonomik sorunlara sebep olmuştur.

  • ayni halkin anadolu comarlari diye tabir edilen kesimi ile ayni hissiyatta oldugunu ama yine ayni kesim tarafindan linc edilecegini gosterir.

    burada comar partisine oy veren ve "ulkemden utaniyorum" diyen kisileri linc eden kesime ab ulkelerinden birinin vatandasligini verseniz bir dakika burada durmaz. gecmise donup kendisine avrupali olarak dogmus olma sansi verilse kesinlikle turk degil avrupali olur, bir saniye dusunmez. ustune ustelik orada, burada mutemadiyen oy verdigi sag degil sol yani sosyal demokrat partilere oy verecektir. bu kadar da karaktersiz bir kitledir. sonra onlarin istedigini acikca dile getiren bu kadincagiz gibi insanlari bir dakika beklemeden gomerler.

    turk halki asagilik komplekslidir; turk halki omru boyunca avrupaliya ozenir, burada milliyetcilik kasar, elde tespih, ecdadimiz der, ama bariz turk olmayan avrupaliya benzeyen sapsari ve renkli gozlu cocuklari veya torunlari, akrabalari olunca ove ove bitiremez; ne o oyle kapkara cocuklar, sari olsun der. aslinda bu gibi olaylarda kendinden igrendigi ama kendini yuceltmekten de geri kalmadigi gercegini onumuze sunarak kendini ele verir.

    anadolu comarlari ulkesini o kadar sever ki avrupa birligi ulkelerinde yasar, asla donmeyi dusunmez, orada sosyal demokrat partilere oy verir; burada ise comar partisine oy verir. ecdad, turkluk, ummet muhabbeti yapar ama asla turkiye'ye donmeyi aklindan gecirmez. gavur diyarinin keyfini cikarip orayi methetmekten de geri kalmaz.

    burada yenilen bu gibi haltlardan, sovenist hareketlerden tiksinen kesimi (konu basliginda gecen kisi gibi) ise vatan haini ilan eder, dislamaya calisir. halbuki ikisi de ayni seyi istiyor, biri sadece durustce dile getiriyor, oburunun gotu basi oynuyor.

    tek kelimeyle igrenc bir milletiz, eskiden boyle miydik bilmiyorum da 10 yili askin suredir bu haldeyiz. tedavisi de yok gibi gozukuyor.

  • şu anda bizim evde var ve yaklaşık 8 saattir eve gitmeyi bekliyorum. öyle bir şey. yüz tane bile yerim. çerez niyetine. en sevdiğim koruk suyu ile yapılanı. karar verdim 35 tane yiyeceğim. 40 tane de olur. böyle ezilmiş gibi oluyor ya onları daha çok seviyorum. böyle ezik gibi. ince yani biraz. iyi ki doğmuşum bence, yoksa bunu nasıl yerdim ki. doğmasam midem bile olmazdı, midem olmasa yemek yiyemezdim. ağzım bile var. çok şanslıyım. iyi ki de antepli olmuşum işte. aferin babama. gidip tebrik edeceğim ama önce dolmaları yiyeyim. yolda başıma bir şey gelmese bari. kaza filan geçirsek iyileşene kadar dolmalar bozulur çok saçma olur. neyse anneme derim hastaneye getirir. gene de yerim yani. ok sorun yok.
    bizim evde dolma var yıhyıh. istesem hepsini yerim ve istiyorum. güzel şeyler sona bırakılmaz. hemen yenir. çünkü ölebiliriz.

  • gazeteci yazar fatih altaylı'nın ortaya koyduğu hakikattir..

    knorr, türkiye'de farklı ve avrupa'da farklı ürünler satıyormuş.

    içinde tavuk bile olmayan tavuksuyu çorbaları gibi.

    --- spoiler ---

    knorr’un aynı ürünü avrupa’da farklı, türkiye’de farklı içerikle sattığını, avrupalıların sağlığını korumakla kalmayıp, onlara daha kaliteli bir ürün sunarken türk tüketicisine içinde tavuk olmayan tavuk suyu bulyonu itelediğini yazdım.

    epey bir mesele oldu.

    her yerden ses geldi.

    iki yerden çıt çıkmadı.

    biri türk halkını kandıran knorr.

    diğeri türk halkının kazıklanmasına ve belki de zehirlenmesine seyirci kalan tarım ve orman bakanlığı’ndan.

    her ikisini de vurdumduymazlıklarından ötürü kutluyorum.

    belli ki aralarında iyi bir konsensüs var.

    belli ki söyleyecek, verilecek yanıt yok.

    belli ki sükut ikrardan geliyor.

    ve belli ki, aynı kaba pislemişler.

    bizim yediğimiz kaba.

    ama en azından biz görevimizi yaptık.

    knorr konusunda halkımızı uyardık.

    bundan sonra hala knorr kullanan var ise bile bile zehirleniyor, bile bile kazıklanıyor demektir.

    ona da benim karışacak halim yok.

    --- spoiler ---

    kaynak burada