hesabın var mı? giriş yap

  • [https://www.facebook.com/…/videos/1562666227369348/ test linki

    farkli ulkelere mensup pek cok kisinin tukuruklerini toplayarak irklarini tespit etmisler.
    benim en cok hosuma giden fransiz hanimefendinin en sonunda soyledigi, bu test herkes icin zorunlu olmali boylece dunyada kimse kavga etmezdi ve savasmazdi sozu oldu.

    dikkat ceken bir ayri nokta herkesin ırkına ne kadar onem verdigi ve komsu memleklerinden hic hoslanmadigi.

    kurt kizcagiza nefret ettiginiz bir irk var mi diye soruldugunda turk halkindan nefret ediyorum dedikten sonra elleriyle agzini kapatip (agzimdan kacirdim seklinde) halktan degil yonetiminden diye duzletmesi ve en sonunda turk irkindan cikmasi.

    sonuc : saf irk diye bir sey yoktur, at gozluklerini atin once kendinizi sonra cevrenizi sevin, sayin.

  • yukarıda da bahsedilen binbaşı rıfat kılıç’ın açıklamaları şu linkte.

    --- spoiler ---

    karargah destek bölüğü komutanı olarak yüzbaşı rütbesiyle içtima alanındaydım. pınarhisar’daki atış tatbikatına gitmek için yola çıkmaya hazırlanıyorduk. araçlarımızı yüklemiş, bölgeden ayrılacaktık. saat tam 13.30’du. tabura bağlı diğer bölükler de yakınımızda içtima alıyordu. tam arkamızdaki tepeden bir jeti görmemiz ile alev topunun yükselmesi bir oldu. pilotla birlikte 65 vatan evladı yanarak şehit düştü. askerlerin sırtı tepeye dönük olduğundan kimse jetin dalış anını görememişti. o anlar hiçbir zaman aklımdan gitmiyor. size ne kadar anlatsam yaşanan faciayı anlayamazsınız. yanan askerler bağırarak sağa, sola doğru koşuşturyordu. askerlerin bir kısmı hemen yanımızdaki dereye koşup atladı. 10-15 adım önümdeki takım komutanlarım yaralanmıştı. cehennemi bu dünyada görmüştüm.”

    'hep aklımda'

    faciadan sonra adeta yaşama küstüğünü belirten kılıç şöyle devam etti: “yanan askerlerin başı normalin 3-4 katı şişmiş haldeydi. askerlerimin naaşları tanınmaz haldeydi. birçok askerin künyesi sıcaktan eridiğinden kimlik tespiti çok güç yapılabildi. şehit 7 askerin kimliği tespit edilemediğinden radar tepe denilen yere defnedildi. diğer şehitlerimizin aziz naaşları ise pancarköy’de yaptırılan şehitliğe gömüldü. korkunç kazadan sonra hayata bakışım değişti. psikolojimi bir türlü toparlayamadım ve binbaşı rütbesindeyken emekliye ayrıldım. allah böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. şehit ailelerinin acısını 37 yıldır yüreğimde taşıyorum. pilotun bir anlık hatası veya yanlış manevra sonucu kaza yaşandı. 37 yıldır her gün o kıyamet günü aklıma geliyor. birçok kere ‘keşke ben de ölseydim’ diye hayıflandım. pancarköy faciası beni hayallerimden kopardı. dinmeyen bir acıya mahkûm edilmiş gibiyim.”

    alev topuna dönen uçak askerlerin üstüne düştü

    tatbikat senaryosuna göre 241. piyade alayı’na bağlı askerlerin yerdeki manevralarına bandırma’dan kalkan f-5 a savaş uçağı havadan destek verecek, kara ve hava unsurlarının koordinasyonu bu sayede test edilmiş olacaktı. yüzbaşı mustafa ercan idaresindeki f-5 a tipi savaş uçağı tatbikat alanına geldiğinde, senaryoya uygun bir şekilde dalış yaptı ancak uçak bilinmeyen bir nedenle içtima halindeki askerlerin üzerine düştü. alev topuna dönen uçağın altında kalan 64 asker ile pilot ercan saniyeler içerisinde yanarak şehit oldu.

    --- spoiler ---

    bu nasıl bir acıdır, bu nasıl bir olaydır.. şehitlerimiz ruhu şad olsun..

  • vatandaşın aklına enteresan sorular getiren sözdür.

    üzümü tane bazında mı yoksa salkım bazında mı sayacağız acaba?! (rizeli bir vatandaş)

    1 karpuz mu yoksa bir dilim karpuz mu? (rizeli bir vatandaşın hemşehrisi)

    çarşıdan aldım 1 tane eve geldim 1000 taneyse çarşıda mı yiyelim? (rizeli bir vatandaşın görümcesi)

  • az önce egm tarafından tarafıma yollanmış sms. yanlış. newton'ın fizik kurallarını egm'ye hatırlatacak olursak:

    d = v.t

    yani

    mesafe = hız x zaman

    buradan hesaplarsak

    zaman = mesafe / hız

    yani mesafe aynı olduğu zaman hız arttıkça zaman azalıyor bölen olarak değeri arttığından. eğer

    aşırı hız > hız

    denklemine bakarsak aşırı hızın her zaman zaman kazandırdığını söyleyebiliriz. dolayısıyla doğru cevap:

    "aşırı hızla kazanılan zaman, kaybedilen hayatlara değmez"

    olacaktı. bir emniyet genel müdürlüğü eğitiminde daha görüşmek üzere.

  • zerre kadar acıdıysam ne olayım kendin kaşınmışsın. resmen aranmışsın.

    edithor: sanırım yanlış anlayan çok oldu, öküz haklı demiyorum öküzü seçtiği için kadın hatalı diyorum anlayın artık yeter ya.

    2. edithor: arkadaşlar bu kadar kıt anlayışlı olamazsınız bilerek mi yapıyorsunuz, kalbinizi kırarım özelden yazıp durmayın.

    hala kadının yaptığını bla bla adamın yaptığını görmüyon mu diyen anlama özürlüler için, ben böylesine adam demem böyle bir hayvana da ancak semer vururum.

    3. edithor: ya arkadaş şu konuya gösterdiğiniz ilginin 10'da 1'ini (bkz: muhalefet istifa) konusuna gösterseydiniz ya. ülke elden gidiyor siz neyin derdindesiniz.

  • afganistan'da bir adam rüyasında hz. hüseyin’in "kendine 3 el ateş et, sana bir şey olmayacak" dediğini söyleyerek tüfekle kendini vurup ölmeyeceğini kalabalığa ispatlamaya çalışıyor.

    ama nedense ölüyor. çok ilginç

    kaynak

  • bu olay kadınlara default olarak geliyor sanırım. nasıl bir erkek olursanız olun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı çok iyi biliyor. siz çileden çıkıp böyle aşkın ızdırabını demeye başladığınız anda da yapıştırıyor cevabı işte gerçek yüzün. tamamen ince düşünen ve detaycı oluşunuzdan mütevellit bir şey söylersiniz ama onlar bunu evirir çevirir öyle çok başka yerlere getirirki allahta benim belamı versin dersiniz (bkz: ben bir turizm katiliyim allah benim belamı versin). kısacası ne söylerseniz söyleyin yada ne yaparsanız yapın karşınızda resmen çileden çıkarmaya programlanmış biri olduğunu unutmayın.

    kadın : canım çok beklettim mi?
    erkek : önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.
    kadın : merak etmedin mi?
    erkek : neyi?
    kadın : tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?
    erkek : aslında merak ettim, hem de çok.
    kadın : o yüzden mi oturup gazeteni okudun? ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?
    erkek : ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?
    kadın : tabii. bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? öldüm mü, kaldım mi, tinerciler mi saldırdı?
    erkek : tinerciler falan saldırmamış işte.
    kadın : pek bir kinayeli söyledin. keşke saldırsalarmış der gibi.
    erkek : şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?
    kadın : şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. aynen böyle oldu.
    erkek : benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.
    kadın : ıyi ki de aramamışım. beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.
    erkek : gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.
    kadın : o zaman kesin arardım.
    erkek : yuh! iyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.
    kadın : işinne gelmedi galiba.
    erkek : bak garson geliyor, ne içersin?
    kadın : canım bir şey istemiyor.
    erkek : çay?
    kadın : istemiyorum.
    erkek : ıhlamur?
    kadın : istemiyorum dedim ya.
    erkek : kök?
    kadın : ne kökü?
    erkek : zıkkımın kökü.

    edit: taze naftalin geldi uyardı. bu dialog yılmaz erdoğanın "haybeden gerçeküstü konuşmalar" kitabından bir alıntıdır.