hesabın var mı? giriş yap

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • google’ın ceo’su sundar pichai, hamam böceği teorisi’ni şöyle anlatıyor; bir gün, sıradan bir restoranda oturuyor ve kahvemi yudumluyordum. orada oturduğum esnada uçan bir hamam böceği aniden ortaya çıktı ve bir kadının üzerine kondu.

    kadın, böceğini görür görmez büyük bir panikle çığlık atarak zıplamaya başladı. bir yandan panik içerisinde zıplarken bir yandan da elleriyle hamam böceğini üzerinden atmaya çabalıyordu. doğal olarak onun bu halini gören arkadaş grubu da onunla birlikte paniğe kapıldı ve onlarda sağa sola sallanmaya başladılar.

    bu esnada kadın, hamam böceğinden kurtuldu ve böceği üzerinden savurdu. fakat hamam böceği şimdi de gruptaki diğer kadınlardan birinin üzerine konmuştu! şimdi de gruptaki diğer kadın için büyük bir panik ve hengame başlamıştı. ta ki garson ufukta gözükene dek. hamam böceği diğer kadının da üstünden uçtu ve yardıma gelen garsonun üzerine zıpladı. ancak garson diğerlerinden farklıydı. sakince üzerindeki hamam böceğinin davranışlarını takip etmeye başladı.

    sonunda hiçbir heyecan emaresi göstermeden hamam böceğini parmaklarıyla tutarak restoranın kapısından dışarı atmayı başardı. kahvemi içerken izlediğim bu garip olay aklımda tilkilerin dolaşmasına yol açtı ve başladım düşünmeye. yaşanan tüm olayın ardından, acaba ufacık ve bilinçsiz bir canlı olan hamam böceği tüm bu çılgınlığın sorumlusu olarak gösterilebilir miydi?

    eğer bu doğruysa garson neden diğerleri gibi rahatsız olmamış, sakinliğini korumuştu?

    diğer herkes paniğe kapılıp olayı çözemezken, garson sakinliğini hiçbir şekilde bozmadan olaya sakince yaklaşmıştı. hayır, problem hamam böceğinde değildi. problem, insanların hamam böceğinden duydukları rahatsızlığı yönetmekteki başarısızlığındaydı. problem insanlardaydı. o zaman bunun sadece bu ilginç ve basit olayla sınırlı olmadığını, hayatın her alanında benzer durumların yaşandığını fark ettim.

    babamın, patronumun ya da karımın davranışları değil, bu davranışlardan duyduğum rahatsızlıkları kontrol altında tutamıyor olmamın beni rahatsız ettiğini anladım. trafik sıkışıklığından yaşanan rahatsızlık da aynıydı. trafik sıkışıklığı aslında beni rahatsız etmek için tek başına yeterli değildi. ben trafik sıkışıklığının yarattığı rahatsızlık hissiyle baş edemediğim için bu olay canımı sıkıyordu. aynı trafikte sıkışmış olmalarına rağmen “mutsuz” olmayan insanları başka ne açıklayabilirdi ki?

    problemin kendisinden ziyade benim probleme olan yaklaşımım, problemin hayatımda yarattığı kaosun gerçek sebebiydi. başımdan geçen bu hikayeden anladım ki hayatta önüme çıkan olaylarda tepki vermeden önce durumu anlamaya çalışmalı, ardından tepki değil, anlamlı bir yanıt verebilmeliyim.

    o gruptaki kadınlar sadece tepki gösterdi, garson ise anladı ve bir “yanıt” verdi.

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • muhtemelen biz türklerin biyolojik düzenini tanımaya çalışırken sıçacak telefon..

    gece 02.30'da üç çeyrek ekmek kokoreç gömen adamın biyolojik özelliklerini hesaplamaya çalışsan ne olur amk.

  • lagerfeld sirlari filminde -lagerfeld confidentiel- kendine hayran birakan, ancak antisosyal siyasi durusuyla sinirleri kaldiran moda yaratigi, mr. chanel.

    esitlige inanmadigini, kimsenin esit olmadigini ve esitligin olmamasi gerektigini soyler. "alim gucu" vurgusu vardir karl lagerfeld'in konusma uslubunda ve insanlara bakisinda. biraz fazla kapitalisttir, hayvan dusmanidir, hatta insanlarla da pek dost oldugu soylenemez. ancak tasarim acisindan da rakipsizdir.

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---