hesabın var mı? giriş yap

  • teknik destek elemanı olarak bir bilgisayar firmasında çalışan elemanımız gün boyu çöken windows'ları düzeltmekle uğraştığından kafası ambale olmuş bir biçimde kısa winston almak üzere büfeye gider:
    - kardeş bi kısa windows verebilir misin?
    - tabi abi, 95 mi olsun 98 mi?
    - ha, ney? puhahahaaa!

  • harry potter serisinin ikinci kitabı sırlar odasını ilk okuyuşumdan tam 18 yıl sonra okurken dikkatimi çeken, anlamsız olay.

    bilenler bilir, bu kitapta harry, ron ve hermione sırlar odasıyla ilgili araştırma yaparlarken kitap boyunca sürekli yeni ve çeşitli bilgilere ulaşırlar. bu bilgilerden bazıları yanlış olsa da, hagrid'in sırlar odasını açtığını zannetmeleri gibi, onları bir şekilde doğru ipuçlarına yönlendirir. örümcekleri takip etmelerini öğrendiklerinde aragog ile karşılaşırlar ve aragog onlara geçen sefer sırlar odası açıldığında bir kızın tuvalette ölü bulunduğunu söyler.

    harry ve ron da hemen bu bölümün ardından, kızın tuvalette öldüğü bilgisini kullanarak, ölen kızın tuvaleti aslında hiç terketmeyen ve hayalet olarak tuvalette takılmaya devam eden mızmız myrtle olduğunu anlarlar. hemen gidip kıza durumu sorarlar ve kız da olay günü tuvalet kabininden çıkınca sadece bir çift sarı göz gördüğünü ve çat diye öldüğünü söyler. nerede gördüğünü sorduklarında ise hemen şu musluğun yanında der ve harry ile ron gidip tarif edilen musluğa bakarlar ve küçük bir yılan oyması görürler. sırlar odasının girişini bulmuşlardır.

    şimdi sıkıntı şu, sırlar odası ilk açıldığında ve mızmız myrtle öldüğünde dumbledore okulda öğretmendi. dumbledore gibi bir büyücünün mızmız myrtle ile konuşmaması onu sorgulamaması çok saçma değil mi? hadi diyelim ilk zamanlarda müdür değildi ve yetkili kişiler olayla ilgilendi dumbledore olaya çok karışmadı, zaten oda da o olaydan sonra bir daha açılmadı.

    e ikinci kez açıldığında herkes olayı çözmeye çalışırken ve dumbledore oda ilk açıldığında ölen kızın kim olduğunu, nerede olduğunu bilirken niye gidip sorgulamadı? sorunca zaten kız çat diye şu musluk diye gösteriyor girişi hemencecik bulmuş olacaktı.

    bu konu aslında başkalarının da dikkatini çekmiş ve insanlar tartışmışlar fakat ben ciddi ve tatmin edici bir cevap alamadım.

    örnek cevap 1: dumbledore zaten kızı sorgulamıştır, musluğu ve girişi de bulmuştur fakat açabilmek için çatalağız olmak gerektiğinden hiçbir şekilde açamamıştır.

    e iyi de dumbledore harry'nin çatalağız olduğunu hemen daha kitabın başında öğreniyor tüm okulla birlikte. şuna bir açıl de de açılsın bir gidip bakalım diyebilirdi. ya da zaten dünyada başka çatalağız mı yok birini bulabilirdi.

    var mıdır buralarda ben buna mantıklı cevap verebilirim diyebilecek bir potterhead. dolar cami corona içimiz şişti artık kafamız dağılsın.

  • rusyada kaldığım evde piyano vardı. sanki çalıyormuş gibi yapar mal mal oynardım. bi gün apartman sakinlerinden bi rus, sanırım üst kat olması lazım, "uygun fiyatlı kurslar var istersen git"demişti. bi daha çalmadım :-/

  • istanbulun bir yakasından bir yakasına geçilmesi son derece önem teşkil eden bir durum vardır. karşıya iskele son vapuruyla gidilicek ve karşıdaki tren'e binilip memlekete gidilicektir. kazara kacırırsak vapur'u aynı zamanda treni, istanbul bankları beni beklemektedir uyumak için. koşu başlamıştır, son 400 e girilince hız artmıştır.. uzaktan vapur görülmüştür, hafif ayrıktır. yeni kalkmıştır denilip hız yükseltilir, iskeleden içeri girilir, bileti mileti sittir edip turnikenin üzerinden atlanılır herkesin şaşkın bakışlarının altında. kapı acılır koşulur koşulurrrr ve karsıda yarım metre ayrılmış yeni kalkmış vapura carl lewis misali uzun atlama yapılır ve haliyle yere yapışılır yüzünde mutlu ve son dakika golu atıp sakatlanan gururlu futbolcu gülümsemesi vardır. lakin herkes size gülmektedir, onlara derdinizi anlatırsınız ama gülme daha da artar ve beni yıkan, şebek yapan o cümle gelir

    yolcunun biri : biz daha henüz iskeleye yeni yaklaşıyorduk.!!

  • hayat ve kahkahayla dolu bir adam. "karım beni unutmasın diye evde ona şarkı söylüyorum. ne de olsa daha yeni evli sayılırız, şunun şurasında 59 yıllık evliyiz." dedi. nasıl sevilmez bu adam?

  • turkiye'de silah sahibi olmanin ne kadar da basit oldugunu bizlere tekrar gosteren bir olayda yaralanan sarkici.

    bir de gun gecmesin ki hakkinda chain mailler yollanmasin;

    bir inşaat işçisi, ancak yasa dışı yollarla sıfırdan bu noktalara gelebilir.
    gazetelerden;
    - 1981'de izmir fuarında polise hakaretten tutuklandı.
    - 1990'da kokain operasyonu sanığı; 1994'te beraat.
    - 1990'da şehmuz iigin'le kaset yüzünden anlaşmazlık yaşadı.
    etilerdeki villası kundaklandı.
    - 1990'da maksim gazinosunda ayağından vurdular.
    - 1991'de urfadan bağımsız aday oldu. seçim kampanyasına havaya 5 el
    ateş açarak başladı.
    - 1995'te hasan heybetlinin sünnet düğününde "meskun mahalde ateş
    açmaktan" gözaltına alındı.
    - 1996'da urfada ahmet toptanla tartıştı. yeğeni fevzi tatlı'ya öldürttü.
    - 1998'de arabasını kurşunlayan hasan boranın adamı a.uçmak
    kurşunlanarak yaralandı.
    - eski menajeri hasan boranın müzik şirketi oğlu ahmet tatlı ve
    adamları tarafından basıldı.
    - 2000'de iki ruhsatsız tabanca için gözaltına alındı.
    - 2000'de pilot nusret ertürkü tehditten savcılığa ifade verdi.
    - 2002'de derya tuna bacağından vuruldu.
    - 2003'te asena bacağından vuruldu.
    - 18 yıl hapis isteği ile sauna çetesi üyeliğinden yargılandı.
    - yd: anımsadığım kadarıyla 7-8 yıl önce milliyet gazetesini alenen
    "yok ederim" gibi sözlerle tehdit etti. (savcı ve basın adeta sus
    pus..)

    biz böyle birini cumhurbaşkanı, başbakan, devlet ve türk medyası
    tarafından adeta kahraman ilan ederek, kimseye gösterilmeyen ilgiyi
    gösterdik.

    ve suçlarının ne olduğu bilinmeden yüzlerce gazeteci, bilim adamı,
    subay tutuklu... haberal, perinçek, balbay, özkan ve niceleri hücrede.

    avrupa, amerika, japonya dahil tüm dünyanın her konserini 15 dakika
    ayakta alkışladığı fazıl say ve muhalif "gerçek"sanatçılar adeta vatan haini..

    halka, gençlere ne güzel örnekler sunuyoruz..
    geleceğimizi ne güzel hazırlıyoruz.

    --- fin ---