ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çizgi film fizik kuralları
-
kafayı bir yere çarpınca ya da kafaya bir şey düşünce kafanın etrafında kuşlar dönmeye başlar ve kuş sesleri yankılanmaya başlar, yüzde mutlu bir ifade oluşur..
lord eddard stark
-
sözlükten bir avukat ön ayak olursa, sözlükteki atatürk'ü aşağılayıcı yazıları kapsamında pazartesi suç duyurusunda bulunacağım, keza üniversitesi ve öğretim kadrosuna da e-mail ile bilgilendirme geçeceğim.
ingilizcenizden ana dilinizi tespit eden test
emrah serbes
-
kendi halinde olmak isteyen adamın instagram'da işi ne? hahah "kendi halime bırakın beni bakın bunlar jilet yaralarım, (kına da var bak) müslüm, ferdi falan varoşları bilirim ben falan hadi şimdi kendi halime bırakın"
millet de bunları bi şey sanıyor işte.
tanım: ergenlerin sevgilisi, ergenlerin okuduğu, kalemi zayıf edebiyatçı.
karadeniz vapuru
-
bugünlerde iş bankası reklamlarında görülebilen vapur.
karadeniz vapuru hakkında "atatürk'ün sergi vapuru" isimli bir kitap var. vapurun ikinci kaptanı süreyya gürsu’nun 1935 yılında deniz mecmuası’nda yayınladığı seyrüsefer hatıralarından derlenmiş.
kitabın linki
kitap son derece ilginç. hem adeta 20'li yıllarda avrupa'yı bir gezmiş oluyorsunuz. hem de o dönemin türklerinin gözünden avrupa'yı gözlemliyorsunuz hem de türkiye'nin avrupa'daki imajı hakkında fikir sahibi oluyorsunuz.
bir sergi vapuru hazırlayıp avrupa'nın bütün önemli limanlarına göndermek gerçekten çok büyük bir vizyon. büyüksün atatürk...
akit'in meryem uzerli haberi
-
edep yahu!!!
meryem uzerli fani degilim ama sen kimsindir insanlari yargiliyorsun insan musveddesi. daha dun patlak veren tarikat seyhi olayini da boyle haber ettin mi? ensar vakfinda tecavuze ugrayan cocuklari da haber yaptin mi?
batili laikci yasammis, kicimin kenari...
edit: su basliga bi el atsak
(bkz: sma tip 1 hastası ada’ya umut ol kampanyası)
jim jones
-
1978'de guyana adli guney amerika ulkesinin ic kesimlerinde, kendi kurdugu jonestown adli koyunde, 900 kusur muridini siyanur icerek olmeye ikna etmis, modern zaman amerikan canavarlarindan*, halkin tapinagi adli bu mezhebin kurucusu. kendisi de kafasina silah sikarak olmus veya oldurulmus ayni olayda.
muritlerini jonestown'da toplamadan once uzun sure birlesik devletler'de papazlik yapmis, indiana'da siyahlari da kabul eden ilk kiliseyi kurmus, sonradan 'nukleer holokost'la kafayi bozmus, ve esquire dergisinde okudugu bir yazi uzerine guyana'yi mekan tutmus, muritleri de pesinden gelmis.
adamin cia ajani oldugu ve jonestown'daki olayin, cia'nin zihin kontrolu projelerinin bir provasi oldugu, olay gerceklestiginden beri ortalarda dolasan sehir efsaneleri'nden biri.
ha, bir de bob dylan'in jim jones diye bir turkusu vardir ki, turkunun, bu olayla bir ilgisi yoktur.
derin futbol
-
rok: cemil turan efsane değildir.
len nasıl değildir ya?
- ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil !!!
efsane lan işte.
ruhi çenet'in youtube amerika'ya geçmesi
-
işi sevdiği için mi yapıyor bilemem ancak değeri düşük bir para birimi için içerik üretmeye değmez. bi youtuber'ı savunduğumdan değil. insan sevdiği işi yapmalı ama emeğinin - varsa eğer - karşılığını da tam almalı.
bana samimiyetsiz gelmedi açıkcası.
ekşi itiraf
-
şu an sevinçten titriyorum sözlük. çünkü atanıyorum. çünkü, hayatım boyunca halı saha kadrosuna bile alınmayan ben, kadrolu öğretmen oluyorum.. şu an hüngür hüngür ağlıyorum sözlük..
edit: tebrik mesajları yağıyor, ailemden ve etrafımdan bile bu kadar tebrik almamıştım.. çok sağolun, varolun, hep varolun.. :)
akıllı saat kullanan 30 yaş üstü tip
-
adam gibi adamlardır.
z kuşağının her teknolojik gelişmeyi kendileri kullanır zannetmesi de kabak tadı veriyor. ulan o kullandığınız her teknolojiyi bulup, icad edip üretenler boomer dediğiniz 30 yaş üzeri adamlar zaten. siz anca sokakta tiktok dansı yapın.
tasdikten başka çare yok
-
`1976 yılı haziran ayında cumhuriyet savcılığından hakimliğe geçmiştim. çaycuma'ya tayin olmuştum. adli tatilden önce göreve başlamıştım. her yeni atananlar gibi adli tatilde nöbetçi kalacaktım. hukuk hakimi arkadaş tatile çıkacaktı. adli tatilde asliye hukuk davalarına çok az bakılır. kadastro davaları adli tatilde görülürdü. bana " iki dava var,ikisi de kararlık." dedi. kadastro davalarını hiç bilmiyorum.ne yapacağım dedim. "davanın kabulüne karar ver,ben tatilden dönünce gerekçesini yazarım" dedi.o kadar süre karar bekler mi,taraflar kararı temyiz edecekler diye itiraz edecek oldum. "bizim mahkemelerde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren başlar,merak etme " diyerek yatıştırdı beni.
derken günü geldi ,o iki davanın duruşmasını yapıp " davanın kabülüne" karar verdim.adli tatil bitti. hukuk hakimi arkadaşa " kararları verdim gerekçelerini yaz" dediğimde "kararı sen verdin arkadaş,sorumluluk senin kararları gerekçeleri ile senin yazman gerekir" deyip kestirip attı. kadastro davaları uzmanlık işi.ben savcılıktan yeni geçmişim hakimliğe .ceza davası olsa kolay. ama bu davalar öyle değil. meğer arkadaşım bana şaka yapıyormuş. kararları gerekçesi ile yazdı. kararlar temyiz edildi.
aradan epey bir zaman geçti. çevreye,arkadaşlara,davalara alıştım. asliye ceza mahkemesi duruşmalarını bitirmiş çay içiyordum odamda.hukuk hakimi arkadaşım uğradı. "gözün aydın" dedi. ne için dedim." kararların tasdik geldi" dedi. hangi kararlar dedim." kadastro kararların" deyince hatırladım.kararları yazan o idi ama ben imzaladığım için kararlar benim oluyordu.
"yalnız nasıl oluyor 9 kiloluk bir dosyayı 14 ayda inceleyip karar verebiliyor yargıtay anlamadım " dedi. bu defa şaşıran ben oldum ; karar sırasında normal dosyalar vardı.aşırı hacimli dosya görmemiştim. ben o kadar kalın bir dosya filan görmedim dedim. "dosyanın büyük kısmı bir çuvalda duruyor,sadece duruşma tutanaklarını ayrı bir dosyaya koymuştuk,taraflar ve vekilleri durumu biliyor" diye cevapladı. merak ettim.yargıtaydan dönen dosyayı gördüm.gerçekten bir çuval dolusu evrak vardı içinde. yargıtayın onama kararını gösterdi arkadaş. o arada eski yazı (arapça harfler) ile yazılmış bir takrir notu düştü.demek ki dosyayı yaşlı bir yargıtay üyesi incelemiş. medeni kanunun kabulünden (1926) önce ölenlerin mirası eski yasaya göre çözüldüğünden (o tarihte bu tür davalar vardı elimizde) eski yazıyı bilen bilirkişimize (müftü) müracaat gerekti. bilirkişi eski harfle yazılmış notu okudu : "dosya çok hacimli,tasdikten başka çare yoktur"