hesabın var mı? giriş yap

  • açıklamada şu cümle dikkatten kaçmamalı:

    "sorunların demokratik siyaset alanında, barış içinde, çağdaş şekilde konuşarak çözülmesi dışında herhangi bir yöntemi benimsemiyoruz."

    kim ne der bilemiyorum ancak ben bunu "pkk ile araya mesafe koymuyorlar" argümanına karşı çok net bir ifade olarak algıladım.

  • sgk müfettişlerinin bu açık ihbarı değerlendirmesi gerekir. burada çalışan garsonlar sigortalı mı, öyleyse kazançları 8400 tl net üzerinden mi beyan ediliyor yoksa asgari ücretten gösterip sahtekarlık mı yapıyorlar ortaya çıkarmalılar.

    kadıköy işkur'a uğrayan işsiz kardeşlerim de doğrudan buraya başvuru yapabilir. nasıl olsa kimse iş beğenmiyormuş.

  • mustafa karaalioğlu gibi akp'nin gedikli gazetecilerinin de içinde bulunduğu canlı yayın.

    düşünebiliyor musunuz can dündar rte'ye soru soracak bu programı da uğur dündar moderate edecek :)

  • zaten kıyasıya eleştirilmiş film, ben filmi kendine seçtiği hedef kitle üzerinden değerlendirmek istiyorum.

    belli ki ilk filmin ardından gal gadot ve filmin yönetmeni patty jenkins, küçük kızlarda bıraktıkları etkinin hayranı olmuşlar. kendilerine de 5-13 yaş arası kız çocuklarını hedef kitle olarak belirlemişler. bu yoldan gidebilirler bence seçtikleri yolla ilgili bir sorun yok peki ama bu yoldan nasıl gitmişler?

    bence filmin bu yönden bakarsak en büyük sıkıntısı, maalesef ana karakteri oluyor. 6 yaşında bile mükemmel olan, büyükleri yarışlarda geçebilen bir karakterle filme başlıyoruz. filmin devamında da ana karakterimizin hiçbir kusuru yok, en büyük sıkıntısı, çelişkisi, erkek arkadaşının ölmüş olması. o kadar utanmaz arlanmaz ki prenses, karşısında normal, sorunları olan bir insana bile 'herkesin derdi var şekerim bilemezsin' diyor. ki sevgilisi geri döndüğünde, gücünü kaybetmeye, normal olmaya katlanamıyor ve barbara'nın dediği gibi 'normal olmaya alış'mak yerine sevgilisinden vazgeçiyor. kadınlar bugüne kadar hep 'gerçekçi olmayan kadın formlarına karşıyız' dedi, prenses diana hem kadın formu olarak ideal kadın formunu temsil etmiyor, hem yetenek olarak temsil etmiyor (hiç bir şeyi çalışarak elde etmiyor, zaten her şeyi hali hazırda biliyor, zaten 6 yaşından beri yetişkinlerden bile her şeyi daha iyi yapıyor).

    bu filmin asıl ana karakteri ve kahramanı olmaya aday kişi aslında düşman olarak seçtiği barbara karakteri. toplumdan dışlanmış, hayat boyu sorunlar yaşamış, sokakta yaşayan insanlarla yemeğini paylaşan (tüm filmde wonder woman'ın böyle bir iyilik yaptığını görmedik, anca etrafındakileri pataklıyor), en önemlisi bulunduğu noktaya çalışarak hem de çok çalışarak ulaşmış birisi. bu karakterden aslında çocuklara idol olacak birisi çıkarılabilirdi ama onun yerine kötü karakter, derslerine çalışan, insan ilişkilerinde kendini yalnız hisseden ama işinde iyi olan biri seçildi. kahramanımız prenses diana ise, popüler, iyi giyinen, hayatında hiçbir zorluk görmediği için 70 sene önce 2 haftalığına tanıdığı erkek arkadaşının ölmüş olmasını en büyük zorluğu kabul eden, karakteri karton sütten farksız bir mean girl seçilmiş. o kadar ki, barbara, wonder woman'ı yemeğe çağırdığında, prensesimiz 'yok canım yea ben çok meşgulüm..' diyor ama fbi, bulunan mücevherler deyince hemen kulak kesiliyor, barbara'nın yanında bitiyor. hepimiz liseden bu tipleri biliyoruz, bu mu örnek olarak seçtiğiniz karakter?

    kısaca film kendine belirlediği bu alçak tavana bile ulaşamıyor.