hesabın var mı? giriş yap

  • sokakta, okul bahçelerinde bulunan torbacılara ellemeyip youtuber kovalayan narkotiğin diğer bir icraati.

  • kurabiye gibi kurabiye. hiç öyle çamur haline gelmiyo, basın açıklamasını yapıp olaysız dağılıyo. mis.

  • çoğu zenci futbolcu kendisini hayır işlerine adamaktadır. futbolu bıraktıktan sonra kurdukları vakıfların işleriyle ilgilenir ya da kurulmuş vakıflara destek olurlar. geri kalmış ülkrlerinin bakanlıklarını federasyonlarını veya spor bakanlığı bünyesindeki kurumlarını kalkındırmaya çalışırlar. ülkelerine vakıf futbol okulları açıp bizzat kendileri işin başında durup çocukları suçtan uzak tutmaya ve aralarından yetenekli olanlarını futbolcu yapmaya uğraşırlar
    yokluk çok kötü bişey oğlum. kendileri bu yoklukla büyüdükleri için aynı durumdaki insanlara yardım etmeyi teknik direktörlük yaparak servetlerine servet katmaya tercih ederler.

  • poisson (puason diye okunur)* dağılımı neleri varsayar?

    1-) herhangi bir zaman noktasını seçersek, bu noktadan sonraki gelecek bu noktadan önceki geçmişten bağımsızdır. deneyin görün nasıl da sadeleşiyor o güzel exponentialcikler...

    2-) poisson vukuat sayısının 54 kere olmasının olasılığını verir. ya da 34 kere olmasının. kısaca x kere olmasının. bu x kere olmasının olasılığını adam gibi (unbiased)* hesaplayabilmek için bi de demeliyiz ki:
    herhangi bir anda* sadece bir tane olay olabilir ya da olmaz. (yani aynı anda mükerrer olmaz)

    3-) olaylar birbirinden bağımsız gelişir.

    şimdi toparlayalım bakalım: neymiiiş, zaman noktası değiiil zaman dilimi önemliymiş. yani belli bir zaman intervali içerisinde hesaplıyacağız bu olasılıkları (x kere vukuat olmasının olasılığı).

    hemen bir örnekle karışmış beyinleri ütüleyelim, düzlüğe kavuşturalım:

    ahmet abi mahallemizin güzel abilerindendir. velinimet ise mahallenin zillisidir. velinimete ortalama günde 40 herif girmektedir. velinimetin 24 saat çalıştığı ve velinimete girişlerin poisson olduğu düşünülürse, 1 saatte karıya 4herif girmesi olasılığı nedir?

    hemen formüle (bkz: #1924214) bir bok atalım ve düzeltilmişini sunalım sonra da oturtalım ve görelim.

    f(x) = exp(-1*lambda*t) * (lambda*t) ^x / x!

    siz şimdi sibopluk yapıp anlamazsınız da bu formülü sizi gidi ampirikukular sizi.

    lambda: zaman birimi başına ortalama giriş (burada 40 herifin 24 saatte girdiği düşünülürse hemen bölünür (zaman noktasından bağımsızlık özelliği) ve saatte 40/24 herifin girdiği anlaşılır)

    t: zaman intervali (burada bir saatte 4 kişi girmesi ihtimali soruldu o yüzden t=1)

    x: vukuat sayısı (istiklal marşı okunması adedi)

    f(4) = exp(-1*40/24*1) * (40/24*1) ^4 / 4! = 0.0607

    bu cevabı bulanlar bokunda boncuk bulmuş gibi sevinebilirler. bunla yetinmeyenlere ise bir tane daha finansal soru:

    ahmet abi kapının önünde kankası hikmet'le durmaktadır. ahmet abinin ziki dikilmeye başladığından beri 1 saattir ne gelen vardır ne giden. ahmet abi hikmet'e "ulan yarım saatte kadar bi herif gelmezse velinimete ben girecem".
    ahmet abinin mala vurma olasılığı nedir?

    şimdi önemli varsayımları kullanalım. ahmet abinin mala vurması için önümüzdeki yarım saat kimsenin gelmemesi lazımdır. ama bi saattir zaten kimse gelmemiştir. o zaman belirtilen zaman intervali için 0 adam gelmesi olasılığını hesaplayalım ve direk ahmet abiyi gönderelim.
    bu zaman intervali ne kadar peki? sizi kefaller. nah bir buçuk saat! ne demiştik? belli bir zaman noktası belirtildikten sonraki vukuatler öncekilerden tamamen bağımsızdır. yani biz önümüzdeki yarım saat 0 adam gelmesi ihtimalini hesaplayacağız. inanmayan conditional probability hadiseleriyle bunu görebilir.
    t=1/2
    f(0) = exp(-1*40/24*1/2) * (40/24*1/2) ^0 / 0! = 0.4346

    böyle 0 tane olay olması veya 1 tane olay olması gibi sorularda dikkati çeken bir nokta ise f(1) = exp(-1*lambda*t) * (lambda*t) şeklinde formülümüzün sadeleşmesidir. biz buna exponential distribution diyoruz. poisson'daki vukuatlerin arasındaki zaman aralıkları exponentially distributed olmak gibi bir özelliğe sahiptirler.
    işte böyle bu poisson.
    bir çok dağımın buna yakınsadığı rivayet edilir. mesela binomial dağılımda n ve p kullanılarak poisson approximation yaratılabilir. ama poisson'un felsefesi farklıdır. öyle yakınsamalar bozar onu.

  • senin nasıl biri olduğunu kendine göstermen için fırsat yaratır. hırsız mısın, dürüst müsün şıp diye anlarsın.

  • bir önceki entry'de çok güzel şekilde özetlenen, yeni çağın dinamiklerinin beraberinde getirdiği, ileride yaşadığımız döneme dair hatırlanacak / öne çıkanlar listesinde kendine yer bulacak olan taze kavram.

    aşağı yukarı iki yıllık bir geçmişe sahip olsa da, şimdiden `hipsturbia` (kendisinin bir bakıma tam zıttı olan bu kavrama da, ayrı başlık açmak gerek) ile 2020'lere damgasını vuracağı öngörülen yaşam tarzı.

    evet, hedef kitlesi y kuşağı namı değer millenials mensubu, young urbaners da denen expatler. kısaca, mümkünse farklı ekollerde lisans+ eğitime sahip, dünya ve farklı kültürlere karşı fazlasıyla açık ve meraklı, genel şartlara göre iyi para kazanıp, american dream'i en büyük kabusu olarak gören, parasını ev, araba vs. yerine gezip görmeye, deneyim yaşamaya harcayan/ harcamak isteyen duracell tavşanı enerjisine sahip insanlar.

    co-living'ler bu insanlara ev ve otel konforunun iyi dengelenmiş bir karışımını sunar. şehir merkezinde,özellikle -paradan bağımsız- ev bulmanın çok sıkıntılı olduğu popüler metropollerde- gösterişli, görece lüks ve bavulunu al gel ve hiçbir şeyin derdine düşme konseptli, ama hala -hedef kitlesi bazında- uygun fiyatlı evler.

    "e bu zaten yok muydu?uygun fiyatlı rezidans?" dediğinizi duyar gibiyim, işte tam bu noktada co-living'lerin alametifarikası ortaya çıkıyor.

    co- living'ler üyelerine, ilk dakikadan itibaren kapsamlı ve tatmin olma vaadli bir network ve event ağı sunuyor. böylece, yepisyeni ve az biraz paralı sudan çıkmış balığa eşit konumda olduğunuz, şehir/ ülkenizde anında sizi destekleyen ve kendinizi yalnız hissetmemenizi sağlayan kafa dengi bir sosyal çevreye girmiş oluyorsunuz.

  • alışık olmadığı bir iyilik ile karşılaştığı için buna cevap verme ihtiyacı duyan yayadır.

    aslında bir kültür olması gereken şey ülkemde iyilik haline gelmektedir ne yazık ki. sen arabanda oturduğun yerde konforlu konforlu oturuyorsun, arkanda yol vermekle tıkanacak bir trafik falan da yok... yaya ise yürüyüş eforu sarf ettiği gibi her türlü sıcak, soğuk yağmur, çamur, toz, ekzoz dumanı durumu ile karşı karşıya. tabi ki insan olarak yayanın üstünlüğü olacak, arabaya bindin de o insandan daha büyük bir şey mi oldun?

    ağa - maraba anlayışı genlerimize işlemiş, yani ata binmiş olan ağadır, atı olmayan ona hürmet etmelidir. ancak genel olarak şöyle bir şey de var;
    (bkz: trafikte yol verilince oluşan mahcubiyet duygusu)

    tam tersine haklı gururun bokunu çıkartan yayalar da vardır.

    (bkz: yol verilince ağır ağır hareket eden yaya)
    (bkz: yol verilince küstahlaşan yaya)