hesabın var mı? giriş yap

  • 300 liralık siparişimin 150 lirasını yemek firmaları komisyon olarak kesiyorsa, ben senin restoranına kendim geldiğimde neden yine 300 liraya alıyorum aynı siparişi? bunu herkes sorumuş ama cevap yok.

    aynı siparişimi sana kendim gelip 200 liraya yakın mal edeceğimi bilsem söz gelip kendim alacağım.

  • bu taksicilik değil yalnız. anlatıldığı gibiyse yapılan gasp, hürriyeti tahdit, adam yaralama, yapan da haydut.

    edit: meth uyardı sağolsun, sadece bunlar değil. mala zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve hakaret de var. tck'da geçen tüm suçları işlemiş adam resmen.

  • yeni kurmayı düşündüğüm müzik grubunun adı. kadın vokal arıyoruz haldır haldır.

  • iyi kötü kahve damak tadı geliştirmiş biriyseniz normal şartlarda asla tercih etmeyeceğiniz bir kahvedir. kötü kahveden kaçınmak için çok çaba harcamamak gerektiğini düşünür james hoffman (the world atlas of coffee kitabının yazarı ve ödüllü barista). nitelikli kahveyi takdir etmek için kötü kahveye ihtiyaç duyarız hatta. tek içtiğimiz nitelikli kahve olunca artık “nitelikli” dediğimiz şey standart haline gelir. bu da bizi hiçbir şeyi beğenmeyen burnu havada bir insan yapma riski taşır. kim böyle bir insanın şikayetlerini uzun uzadıya dinlemek ister ki? özetle iyi kahve bulamayınca vasat olanla yetinmek gerekir. kabul edelim ki restoranlar, havaalanları gibi bir çok yerde iyi kahve bulunmaz. ben de başka alternatif olmadığında kötü kahveyi hatırlamak adına arada starbucks'tan alışveriş yapmaktan ve çekirdek satın almaktan gocunmam.

    starbucks çekirdeklerinin tamamına yakını fazla kavrulmuştur. bu çekirdeklere dikkat ettiyseniz yüzeylerinin parlak olduğunu görürsünüz. bu parlaklık, yeşil çekirdeklerde doğal olarak katı şekilde bulunan yağ bileşenlerinin sıvıya dönmesi ve kavurma sırasındaki fazla gelişme sonucu çekirdek yüzeyini ele geçirmesiyle oluşur. bu parlaklık 3 şeyi ifade eder:

    1) çekirdekteki kompleks aromaları (eğer var ise) oluşturan yağ ve asit bileşenlerinin tamamına yakını kavurma sırasında yanmış ve kaybolmuştur. nitelikli bir fincan imkansıza yakındır.

    2) bu fazla gelişme (kavurma) ister istemez kahvenize yanık bir tad verecektir. bu tad kömür hissiyle kendini gösterir.

    3) çekirdekler bir şekilde tazeliğini korumuştur. zira bir süre sonra bayatlamayla o yüzeydeki yağ da kurur ve kaybolur ama 1. sonuç sebebiyle 3. sonuç çok anlamlı değildir.

    peki starbucks ve diğer zincirler bu kötü sonucu neden ısrarla pazarlar? bunun da birkaç nedeni var. ilki starbucks düşük puanlı ve düşük rakımda yetişmiş vasat çekirdekler kullanır. tonlarca ve tonlarca yeşil çekirdek tedarik eden bir firma, iyi çekirdek alacağı bir maliyet senaryosuna asla girmez. bu çekirdekler aroma yoksunudur. kötü oldukları açık kavurmalarda daha da belirginleşir ve bunu tüketiciye satamaz. kahve çok iyi de olsa çok kötü de olsa bu kadar koyu kavrulunca tadlar eşitlenir. zira ikisi de yanmıştır. bu durumda starbucks kötü kahvesinin kötü olduğunu koyu kavurarak gizlemektedir. ikinci bir diğer sebep koyu kavrumlarda tutarlılığı sağlamak daha düşük maliyetli ve kolaydır. tutarlılık bu zincirler için her şeydir. kahve bir tarım ürünü olduğu için ürün niteliği iklime, toprağa ve bir çok değişkene bağlı olarak her sene değişir. tüketiciye aynı ürünü sunmak için bunun telafisi şarttır. bu yüzden arkadaşlar her kahveyi kömüre çevirerek tutarlılığı sağlarlar. son sebep: amerikalıların büyük kısmının tek bildiği kahve dark roast’tur. damak tadları buna kalibredir ve iyi kahve olarak bu kömürsü kahveyi bilirler. bu damak tadını dünyaya da başarıyla yaymaktadırlar. bu da zincir kahvecilerin işlerini çok kolaylaştırır. aslında bu işin içinde olan herkes bilir ki dark roast pişmanlıktır.

    yine de starbucks kahvesini (kendim öğüteceksem) granül kahveye tercih ederim. biraz kalın öğüterek ve demleme sıcaklığını düşürerek yoklukta içebileceğiniz bir kahveye dönüştürebilirsiniz. fakat bu çekirdekler nitelikli olmanın çok uzağında. en efektif sonucu ince öğüterek türk kahvesinde alabilirsiniz. beklentiyi yüksek tutmazsanız standart bir türk kahvesinin tazesini içmiş olursunuz.. sonuç olarak biraz özenli demlerseniz içilebilir seviyenin sınırlarında gezen bir fincan elde edebilirsiniz.

    bu nitelikli kahve dediğin şeye nasıl ulaşacağız derseniz bu video ve kanal bu konuda detaylı bilgiler paylaşmakta.

  • türk sineması bildiğim kadarıyla fransız ve hint sinemasıyla birlikte yabancı filmlere kıyasla yerli filmlerine daha çok seyirci çekebilen üç ülke sinemasından biri. tabi ki bu istatistik, bir başarı kıstası değil. bunu, aralarında birkaçı başarılı sayılabilecek pek çok komedi ve neredeyse hiçbiri başarılı sayılamayacak rezil korku filmlerimiz sayesinde sağlayabildik. 2000'lerin başında çoğu kaliteli her yıl 10'a yakın film çekilirken, bugün 100'ün üstünde ve büyük çoğunluğu kalitesiz filmler çekiyoruz. ancak aralarında göz kamaştıran bir sürü filmimiz de mevcut.
    2000'li yıllarda vizyona girmiş ve beğeni toplamış filmleri kendimce bu listede toparlamaya çalıştım. gözden kaçan filmleri siz de eklerseniz 2000 ve sonrası için sağlam bir türk sineması arşivi oluşturabiliriz.

    bu arada 2000 öncesi başlı başına bir derya deniz olması sebebiyle kendisine farklı bir liste yapılmasını hak ediyor.

    111) herkes kendi evinde (2001)
    110 ) mutluluk (2007)
    109) aile arasında (2017)
    108) arif v 216 (2018)
    107) karanlıktakiler (2009)
    106 ) genç pehlivanlar (2016)
    105) annemin şarkısı (2014)
    104) türev (2005)
    103) itiraf (2001)
    102) sofra sırları (2017)
    101) yahşi batı (2009)

    100) fakat müzeyyen bu derin bir tutku (2014)
    99) dedemin insanları (2011)
    98) kötü kedi şerafettin (2016)
    97) cenneti beklerken (2006)
    96) sıfır dediğimde (2007)
    95) eğreti gelin (2005)
    94) nokta (2008)
    93) hoşça kal güzin (2008)
    92) mustafa hakkında her şey (2003)
    91) filler ve çimen (2000)

    90) 11'e 10 kala (2009)
    89) mommo kız kardeşim (2009)
    88) labirent (2011)
    87) dabbe cin çarpması (2013)
    86) dağ 2 (2016)
    85) bizim için şampiyon (2018)
    84) yol ayrımı (2017)
    83) uzun hikaye (2012)
    82) gözetleme kulesi (2012)
    81) müslüm (2018)

    80) anlat istanbul (2005)
    79) ıssız adam (2008)
    78) ölümlü dünya (2018)
    77) albüm (2016)
    76) koca dünya (2016)
    75) rüzgarda salınan nilüfer (2016)
    74) gelecek uzun sürer (2011)
    73) yozgat blues (2013)
    72) sen aydınlatırsın geceyi (2013)
    71) pek yakında (2014)

    70) siccin 2 (2015)
    69) abluka (2015)
    68) kaybedenler kulübü (2011)
    67) ayla (2017)
    66) üç maymun (2008)
    65) barda (2007)
    64) hayat var (2008)
    63) tatil kitabı (2008)
    62) kara köpekler havlarken (2009)
    61) bornova bornova (2009)

    60) kız kardeşler (2016)
    59) iklimler (2006)
    58) küçük kıyamet (2006)
    57) sınav (2006)
    56) yazgı (2001)
    55) yazı tura (2004)
    54) babamın kanatları (2016)
    53) yeraltı (2012)
    52) köksüz (2013)
    51) ana yurdu (2015)

    50) neredesin firuze (2004)
    49) kelebekler (2018)
    48) büyük adam küçük aşk (2001)
    47) fasulye (2000)
    46) dar alanda kısa paslaşmalar (2000)
    45) beş vakit (2006)
    44) uzak ihtimal (2009)
    43) başka dilde aşk (2009)
    42) gölgeler ve suretler (2010)
    41) araf (2012)

    40) hokkabaz (2006)
    39) bizim büyük çaresizliğimiz (2011)
    38) musallat (2007)
    37) iki dil bir bavul (2008)
    36) kedi (2016)
    35) işe yarar bir şey (2017)
    34) yaşamın kıyısında (2007)
    33) ahlat ağacı (2018)
    32) g.o.r.a. (2004)
    31) kelebeğin rüyası (2013)

    30) babam ve oğlum (2005)
    29) kalandar soğuğu (2015)
    28) ekümenopolis ucu olmayan şehir (2011)
    27) inşaat (2003)
    26) bal (2010)
    25) vavien (2009)
    24) takva (2006)
    23) vizontele (2001)
    22) duvara karşı (2004)
    21) devrim arabaları (2008)

    20) organize işler (2005) komedi türünün göz bebeği. filmde geçen diyaloglar üzerine geyik yapmaktan bıkmayacağımız bir yılmaz erdoğan filmi.
    19) sarmaşık (2015) tolga karaçelik'in ikinci uzun metraj filmi. ilk filmi gişe memuru'nun ardından çıtayı çok fazla yükselttiği harika bir film. türk siyasi tarihi yaklaşık 100 dakikalık bir süre içerisinde anca bu kadar zekice anlatılabilirdi. bir gemide hapsolmuş birkaç erkeğin dünyasından müthiş bir türkiye özeti.
    18) 9 (2002) ümit ünal türk sinemasında kendince farklı işler çıkarmaya çalışan değerli bir yönetmendir. sıkıcı festival ve bayık komedi filmleri arasında sıkışıp kalan sinemamıza çektiği filmlerle rahat bir nefes aldırır. bu filmiyle de sinemamızda pek denk gelmediğimiz tek mekan çekimleriyle gerilimli ve rahatsız edici bir atmosfer yaratmayı başarmıştır. karşılıklı konuşmalar şeklinde ilerleyen film, seyirciyi hiç sıkmadığı gibi sonuna kadar da diken üstünde tutmayı çok iyi beceriyor.
    17) korkuyorum anne (2004) reha erdem'in kaç para kaç gibi bir şaheserden sonra çektiği başka bir şaheseri. kendini iyice sanata kaptırmadan önce hafften ana akım sinemasına da göz kırptığı harika bir film. bundan sonra çekeceği filmlerine de bir lafımız yok elbette ki.
    16) karpuz kabuğundan gemiler yapmak (2004) hiçbir sinema eğitimi almadığı halde bir sinema dehası olduğunu ispat eden rahmetli ahmet uluçay'ın tamamlayabildiği tek uzun metraj filmi. türk sinemasının nuovo cinema paradiso'su desek çok büyük laf etmiş olmayız eminim. bu arada üstadın şeytan kovma isimli dört dakikalık kısa filmini de izlemenizi tavsiye ederim. korku filmi çekme özürlü yeni yetme yönetmenler şu dört dakikalık filmden çok şey öğrenebilirler.
    15) çoğunluk (2010) seren yüce'nin ilk uzun metraj filmi. kürt açılımının fazlasıyla gündemde olduğu bir dönemde çekilmiş ve belki de dönemin de atmosferiyle ses getirmeyi başarmıştı. ancak yıllar geçse de filmin anlattıkları hiç eskimedi. bugün hala mertkan'lar bocalayıp durmakta, arada kalmışlıklar devam etmektedir.
    14) limonata (2015) sinemamızın eksik kaldığı türlerden biriydi yol sineması. bu türe ucundan girebilecek çok az filmimiz var. benim alıma ilk gelen sarı mersedes ve otobüs filmleri genelde. limonata ise her şeyiyle tam bir yol filmi. komik, merak uyandırıcı ve tadında dramatik. türün formülünü ali atay çok iyi yakalamış ve harika bir iş çıkarmış.
    13) sivas (2014) venedik film festivalinde jüri özel ödülünü kazanan kaan müjdeci'nin ilk uzun metraj filmi. erkek olmakla çocuk olmak arasında sıkışıp kalan aslan'ın ve kangal köpeğinin sert hikayesi. kadın cinayetleriyle yine gündeme oturan erkek şiddetinin nasıl temel atıldığı anca bu denli etkileyici anlatılabilirdi.
    12) beynelmilel (2006) yeşilçam'ın komik ve aynı zamanda hüzünlü filmlerine selam çakan müthiş bir dönem sineması örneği. her bir karakterine ayrı ayrı eğilen ve hiçbirini es geçmeyen sırrı süreyya önder'in izleyicisinin suratına tokat gibi çarpan filmi.
    11) kış uykusu (2014) göz bebeğimiz, medarı iftiharımız. nbc'nin uzun bekleyişinin nihayete erdiği hem yerel hem de evrensel bir başyapıt. yılmaz güney'in yol filminin ardından bizleri cannes film festivalinde ikinci kez gururlandıran kusursuza yakın bir film.

    10) nefes vatan sağolsun (2009) kürt açılımının gündemde olduğu bir dönemde 90'lı yıllara askerin gözünden bakmaya cesaret edebilen türk sinemasında başka bir örneğine uzun süre rast gelemeyeceğimiz harika bir film. askerlerin telefon görüşmeleriyle ağlatan, son çatışma sahnesiyle ağızları açık bırakan, çekimleri ve gerçekçiliğiyle göz dolduran bir levent semerci filmi. kendisi nerede, ne yapıyor bilmiyorum ama keşke nefes ve ayhan hanım dışında da başka filmler çekebilseydi.
    9) gönül yarası (2005) yavuz turgul'un zannımca son en iyi filmi. fazlasıyla dramatik olsa da bu etkileyicilikte bir aşk filmi uzun süredir türk sinemasında göremedik. üçüncü bir yolu arayıp duranların, bulsa da bu yola giremeyenlerin insanı kahreden hikayesi. filmde karakterlerin attığı her bir nutuk da ayrıca birbirinden değerlidir. özellikle nazım öğretmenin kızına "ben bütün bunları niye yaptım hala bilmiyorum" diyerek başladığı konuşma filmi tek başına omuzlamaya yeter de artar bile.
    8) bir zamanlar anadolu'da (2011) nbc'nin izleyen herkesi garip bir şekilde etkisi altına almayı başardığı muhteşem bir anadolu filmi. uçsuz bucaksız bozkır manzaralı yollarda ve mekanlarda sıkışıp kalan komiserin, askerin, doktorun, savcının, yani bizlerin hikayesi. üzerimize kan sıçradığı halde nasıl umursamaz hale geldiğimize anca bu kadar güzel şahit olabilirdik.
    7) pardon (2005) mert baykal ve ferhan şensoy'un çoktan efsaneleşmiş bir komedi klasiği. çoğu dosyaların arada kaybolup durduğu bir türkiye parodisi.
    6) itirazım var (2014) onur ünlü'nün başta küçük görülen fakat film bittiğinde ise vay be dedirten şaşırtıcı güzellikteki filmi. boks yapan, satranç oynayan, ebu zerr'den alıntılar yapan imam karakteriyle günümüz siyasi anlayışına da laf sokmaktan çekinmeyen, arka planda anlattığı hikayesinden de asla taviz vermeden ilerleyen muhteşem bir film.
    5) kader (2006) zeki demirkubuz'un yeraltı ile birlikte 2000'li yıllarda çektiği en iyi filmlerinden. artık bir türk sinaması klasiği olan masumiyet filminin yedi dakikalık tiradını anlatan rahatsız edici bir film. kapanmayan kapıların ve aşkından vazgeçemeyen takıntılı bir adamın hikayesi.
    4) tepenin ardı (2012) emin alper'in ilk ve şimdilik en iyi filmi. bir ilk için fazlasıyla olgun bir film. kendine düşman yaratmaktan bıkmayan insanların, kendi içlerine bakmaktansa tepenin ardını izlemeyi tercih edişlerinin hikayesi.
    3) hacivat ve karagöz neden öldürüldü (2006) dönem filmleri çekmek konusunda yeşilçam'dan beri sıkıntılar yaşayan türk sinemasına ezel akay'ın maharetli ellerinden bir armağan. islam'la yeni tanışmış türk halkının eski adetleri ve kabul ettikleri dinin getirdikleri arasında nasıl gidip geldikleri filmde çok güzel anlatılır. arka planına osmanlı'nın kuruluş dönemini ve hacivat ve karagöz gibi iki kült karakteri koyan, elini attığı her konudan alnının akıyla çıkmış modern bir şaheser.
    2) uzak (2002) nbc'nin benim için en özel filmi. bir zamanlar anadolu'da filminden itibaren çektiği filmler her anlamda daha oturaklı ve teknik anlamda başarılı olsa da uzak filminin yeri her daim ayrı olacaktır sinemaseverler için. hatta kendisine sorma imkanımız olsa muhtemelen o da en beğendiği filmi olarak uzak filmini seçerdi. çünkü sadelik anlamında masum kaldığı son filmi buydu. bundan sonra artık nbc, filmlerine her yerden finansal kaynak akan, tanınmış, ödüllü büyük ve popüler bir yönetmendi.
    1) sonbahar (2008) listemi özcan alper ile bitiriyorum. ilk ve şu an için en iyi filmiyle... içinde tek bir slogan geçmeden bu denli politik olabilen, izlediklerimizi dramatize etmeden bu kadar hüzünlü olabilen, her yerinden yaşam fışkıran artvin'in o muazzam manzarasında ölümü bu güzellikte şiirselleştirebilen kaç film var? “her daim düşleri peşinde koşan sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına…”

    edit:

    korku filmlerinin vazgeçilmez konusu tarikat ve cemaat kültü üzerine yazılmış, korku janrının klişelerini başarılı şekilde kullanabilmiş uzun bir korku hikayesi.